TÜRK ORDUSUNA NE OLDU?

22 Kasım 2013 20:55 tsi

Saldırıya uğrayan bir askeri birlik kendisini savunduğu zaman bile suçlu çıkmamak için meşru müdafaa gerekçesine sığınmaktadır. Gelinen nokta budur.

Türk ordusuna ne oldu?

TSK cephesinde bizi şaşırtan gelişmeler oluyor. Duyduğumuz zaman inanmak istemediğimiz olaylara şahit oluyoruz. Bunlardan biri de Mardin/Nusaybin'de yol devriye yapan askeri birliğin başına gelenlerle ilgili.

Nusaybin'de arazide görevli askerlerimize PKK tarafından ateş açılıyor. Kısa süreli çatışma çıkıyor. PKK'nın haber ajansı olayı şöyle duyuruyor:

"HPG (PKK'nın silahlı kolu, Halkın Savunma Güçleri) Mardin'in Nusaybin ilçesi kırsalında operasyona çıkan Türk ordusuna bağlı askeri birliklerin gerilla alanlarına yönelmesi üzerine "uyarı ve savunma amaçlı" ateş açıldığını duyurdu.

TSK'nın resmi açıklamasında ise Nusaybin Eskihisar Köyü bölgesinde yol devriyesi yapan özel timlere bölücü terör örgütü mensuplarınca ateş açıldığı" ifade edildi ve açıklamanın bir bölümünde kullanılan şu cümle dikkat çekiciydi:

"Açılan bu ateşe, "meşru müdafaa" kapsamında Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar üzerindeki makineli tüfekler ile derhal karşılık verilmiş, unsurlarımızın karşı ateşi üzerine terörist ateşi kesilmiştir."

Bu iki açıklamadan anladığımıza göre:

PKK'nın Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kendi kontrolleri altında bulunan "gerilla alanları" var.

Bu alanlara asker unsurlar girememekte.

Girdikleri takdirde saldırıya uğramakta!

TSK ise böyle bir saldırı karşısında "meşru müdafaa hakkını" kullandığını açıklıyor.

Ümit Özdağ bu garip durumu sorgularken şöyle diyor:

"Bu açıklama Türk Ordusunun tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Türk topraklarında bir terörist örgütün pususuna karşı "meşru müdafaa hakkı" ne anlama gelebilir?

PKK meşru mudur?

Peki, Genelkurmay Başkanlığı bu kara leke şeklindeki açıklamayı neden yapmıştır. Çünkü AKP Hükümeti Türk Ordusuna PKK ile çatışmayı yasaklamıştır.

Saldırıya uğrayan bir askeri birlik kendisini savunduğu zaman bile suçlu çıkmamak için "meşru müdafaa" gerekçesine sığınmaktadır. Gelinen nokta budur.

Tek vatan üzerinde tek meşru silahlı güç olur. İki meşru silahlı güç var ise iki vatan oluşmaya başlamış demektir.

Zaten BDP'li milletvekilleri de Erzurum'un Ağrı'nın, Van'ın ve diğer Türk şehirlerinin adlarını Türkiye'den ikinci bir vatan çıkarmak için değiştirmek amacı ile TBMM'de önergeler vermektedirler."

Bir ülkede terörist unsur varsa ve bu unsurlar devletin güvenlik güçlerine karşı saldırıda bulunuyorsa bunları yakalayıp etkisiz hale getirmek devletin görevidir.

Anlaşılan bugün, AKP'nin oluşturduğu yeni devlet konseptinde devletin askerinin ve polisinin böyle bir görevi yok.

Daha doğrusu PKK'ya karşı böyle bir görev yok.

Dünyanın en büyük ordularından biri olduğu iddia edilen Türk ordusuna ateş açan terör gruplarına karşı o ordunun tepe yönetimi "biz sadece meşru müdafaa yaptık" diyebiliyorsa vah ki ne vah.

Oysa aynı gün, yani PKK'nın askere ateş açtığı gün, devletin polisi Ankara'da ve Giresun'da hükümeti protesto eden üniversite öğrencilerini kameralar önünde bir güzel dövüp, gözaltına almakla meşguldü.

Başbakan, bir zamanların askeri yapısını eleştirirken laikliği putlaştıran bu militer yapının ülkenin vatandaşlarını "iç düşman" (bu konuyu başka bir yazımda ele alacağım) olarak sınıflandırıp kendi halkına savaş açtığını söylüyordu.

Şimdi kendi iktidarı yeni "iç düşmanlar" tesis etti.

Bu düşmanlar Gezi'de, ODTÜ'de, 3. Köprü'de hükümeti eleştiren ve muhalif kesimdi. Bunların arasında üniversite öğrencisi, işçi, memur, sanatçı, liseli gençler gibi toplumun her kesiminden insanlar vardı.

Hükümeti sevmeme ve eleştirme hakkını kullanan bu gruplar yeni "iç düşmandı."

İç düşman ilan etmede AKP, militer yapıyı geride bırakmıştı.

Dağdaki PKK'nın ilan ettiği "özgür bölgelere" giremeyen devlet Taksim'de, ODTÜ'de bu yeni "iç düşmanlarla" bir güzel savaşıyordu.

Son söz:

TSK'nın bu açıklaması üzerine yeni bir açıklama daha bekliyoruz:

PKK'nın Güneydoğu'da egemenlik alanları mı vardır ve bu alanlara ordu girememekte midir?

TSK'nın bundan sonraki görevi PKK'ya karşı" meşru müdafaada" bulunmak mıdır?

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12007849/turk-ordusuna-ne-oldu/muharrem-bayraktar

Bu haber 792 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.