En Sıcak Konular

JOHN'UN ÇİFLİKLERİNDE KUZULARIN SESSİZLİĞİ

22 Ağustos 2013 09:16 tsi
JOHN'UN ÇİFLİKLERİNDE KUZULARIN SESSİZLİĞİ John İngiltere’de doğdu, gençlik yaşlarında Amerika’ya yerleşti. En büyük hayali, dünyayı bir çiftlik haline getirmekti. Bunun için en uygun alan, Orta Doğu adını verdiği İslam dünyası idi.

John'un çiftliklerinde kuzuların sessizliği-1

John İngiltere'de doğdu, gençlik yaşlarında Amerika'ya yerleşti. En büyük hayali, dünyayı bir çiftlik haline getirmekti. Bunun için en uygun alan, Orta Doğu adını verdiği İslam dünyası idi. Projelerini hazırladı, ekibini kurdu. Siyasetçi, akademisyen, gazeteci, uzman, papaz, spekülatör, tüccar, sanatçı gibi çok değişik alanlardan ehliyetli adamları bir araya getirdi. 
 "John Keşif Ekibi" adını verdiği bu kişilerden bir sürü kopya yaptı, hem Amerika'da, hem Avrupa'nın pek çok yerinde, hem de İslam ülkelerinde düşünce kuruluşu, üniversite, parti, dernek, vakıf, cemaat, tarikat gibi adlar altında "John Keşif Ekibi" büroları açtı. Bu ekipler, İslam dünyasına bazen danaların bostana daldığı gibi kendileri daldı. Bazen de İslam ülkelerinden kendilerine kahyalık yapabilecek kabiliyette sütü bozuk, şahsiyeti bozuk, kanı bozuk, aklı, fikri, beyni, ruhu, şuuru bozuk, ne kadar hain ruhlu adam varsa onları kendi bürolarına çağırıp, beyinlerini yıkayarak bir güzel eğitti. Sonra bunları anasını babasını, tarihini, dinini, dilini, kültürünü, milliyetini, vatanını, devletini, ordusunu yok edecek ağzı salyalı, eli bıçaklı, gözü dönmüş katil mankurtlar halinde milletlerinin içine salıverdi.
Gerek Batılı gerek yerli "John Keşif Ekibi"nin adamları geldiler. Bilim adamı kılıklı eleman, Müslümanlara cenneti ahirette değil, dünyada gerçekleştirmenin yolunun modern müspet bilimler, fen bilimleri olduğu bilgisini pazarladı. Alıcısı çok çıktı.
Papaz ya da yerli; koltuğu haçlı hacı diyalogcu, İslam'la Hristiyanlığın hatta Yahudiliğin kardeş dinler olduğunu, bunların semavî dinler olduğunu, bu üç din sahiplerinin bir araya gelip ortak projelerle muhakkak diyalog kurması, birbirlerine hoşgörüyle yaklaşmaları gerektiğini, Hıristiyanın da Yahudinin de Müslümanın da cennete gideceğini pazarladı. Alıcısı çok çıktı. 
John ekibinden hokkabaz politikacı, çağdaş dünyada millî devletlerin, millî vatanın, millî dilin, millî bayrağın, bağımsızlığın devrinin geçtiğini; şimdi globalizm çağı olduğunu, dünyanın küresel bir köye döndüğünü, dünya insanlığının sömüren sömürülen, zalim mazlum, katil maktul, emperyalist mazlum gibi fesat çıkarıcı ayırımlara gitmeden herkesin kardeş olduğunu, enternasyonalizmin dünya barışı demek olduğunu anlattı. Alıcısı çok çıktı. 
John ekibinin asıl elemanı Karun'un torunu üçkağıtçı tüccar geldi, çağın ekonomi, ticaret, verimlilik, kalkınma, ilerleme, yabancı sermaye, ekonomik bağımlılık, entegre ekonomi, küresel ortak pazar devri olduğunu anlattı. Sonra dolar adını verip matbaasında bastığı, hiçbir karşılığı olmayan elindeki bir çuval kâğıt parçasını verdi, karşılığında topraklarımızı, madenlerimizi, fabrikalarımızı, bankalarımızı, limanlarımızı, para toplayan ve dağıtan bütün kurumlarımızı aldı.
John ekibinin psikolojik ve kültürel işgal görevlisi olan sanatçıları geldi. Amerikalıların ne kadar güçlü bir orduya sahip olduğunu, girdiği savaşlarda tek bir Amerikalı askerin koca orduyu nasıl darmadağın ettiğini anlatan filmler sattı, izleyicisi çok oldu. Batılı yaşama biçiminin, değerlerinin, felsefesinin, ideolojisinin, düşüncelerinin, inançlarının ne kadar ileri, çağdaş, değerli, sahici olduğunu anlatan romanları için tezgâh açtı, kapışan kapışana. 
Silah tüccarı geldi, "siz soğan patates yetiştirin, silahınızı ben veririm. Komşularınız sizin en büyük düşmanınız, bunu iyi belleyin. Sizi bu düşmanlarınıza karşı ben korurum" dedi. Biz de "adamlar doğru söylüyor, dört tarafımız düşmanla çevriliymiş de şimdiye kadar haberimiz olmamış" deyip bizi uyandırdığı, bilinçlendirdiği için John efendi ve adamlarına teşekkür edip tamam dedik. Silah milah yapmaktan vazgeçtik. Şimdi John'un bize parayla sattığı silahlarıyla silahlanıp NATO ordularının bir birliği olarak ve komutanları emrinde komşularımız olan Müslüman ülkelerine onları tepeleyerek, yakıp yıkarak, kan ateş deryasında boğarak demokrasi götürüyoruz. [1]

John'un çiftliklerinde kuzuların sessizliği-2


John efendi, çiftlik ağalığını sürdürebilmek için medeniyetler arası çatışma kuramının kendisine pahalıya patladığını anlayınca medeniyet içi çatışma kuramını geliştirdi. Buna göre çiftliği haline getirdiği ülkelerdeki Müslüman ahaliyi ikna etme, uyutma, uyuşturma, kandırma, aldatma, efendisine itiraz etmeyen bağımlı köleler halinde tutma, yağma ve talanı tahsilat yapma, hırsızlık mallarına bekçilik, jandarmalık, polislik yapma görevlerini içerden ayarlanmış gönüllü kahyalara devretti. 
John şimdi, gönüllü kahyalarıyla her İslam ülkesini menfaatleri açısından güvenli birer çiftlik haline getirmiştir. Müslümanlar kendi devletlerini, topraklarını, ekonomilerini, işletmelerini, madenlerini, ruhlarını, beyinlerini, vicdanlarını, dinlerini, kültürlerini, kimlik ve kişiliklerini çiftlik ağası John'un emrine vermişlerdir. John Vaşington'da oturmuş, purosunu tüttürmekte, yerli kahyaları marifetiyle ağalık düzeninin keyfini çatmaktadır. 
Müslüman ahaliyi oyalamak için ellerine kabilecilik ve demokrasicilik adında iki çeşit oyun tutuşturmuştur. Bazı çiftliklerindeki baş kahyalarına şeyh, sultan, kral, general ünvanı vermiştir. Bazı çiftliklerinde de demokrasicilik oyunuyla ahaliye kahya seçtirmektedir. Demokrasicilik oyununda, kendine yüzde yüz bağlı olduğuna emin olduğu kahya adaylarını iri partilerin başına geçirmekte, müslüman ahaliye, "aha sizin kurtarıcılarınız bunlar" diye gazete ve televizyonlarında propaganda ettirmektedir. Bu parti başkanı ünvanlı kahya adayları, önce Amerika'ya gidip John efendinin ayaklarını öperek bağlılık yemini ettikten sonra gelip ahalinin karşısına başbakan, cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmaktadırlar. 
Hiçbir zaman vefası olmayan John efendi, Müslüman ahalinin başına kendi menfaatlerinin bekçisi olarak seçip seçtirttiği kahyaları canı sıkıldıkça kaşın var, güzün var, deyip değiştirmektedir. John, kahya seçmekte son derece ustalaşmış bir efendidir. Özellikle ihtiras dolu, şöhret delisi, maddi menfaat müptelası, efendiye tapınmayı yegâne ibadet bilen, cahil, şahsiyetsiz, kölelik ruhuna hapsolmuş, içinden çıktığı milletin efendisi olmayı değil, efendi edindiği yabancının kölesi olmayı en büyük pâye bilen ibişleri arar bulur. Onları gerek askerî darbelerle gerekse demokrasicilik oyunlarıyla kahya yapar. Kahyaları bir süre kullanır, son kullanma tarihleri dolunca, onları alır; heyecan ve enerji dolu, daha ihtiraslı, emperyalizme gönüllü hizmete daha hevesli yeni köleler bulup onları kahya yapar. 
Bu arada Müslüman ahali, John Keşif Ekibi'nin mankurtlaştırma projeleri sonucu bağımsız bir millet olma bilincini kaybetmiştir. Kendi vatanının hür efendisi olma şuuru dumura uğramış ve özgüveni tamamen törpülenmiştir. Ruhu, kalbi ve vicdanı esir alınmış bu yığın, emperyalist haçlı efendiyi artık yeni tanrısı bilmeye başlamıştır. 
Yeni tanrı Haçlı John efendi, Müslüman ahaliye "sadece Allah'tan yardım dileriz, sadece ona ibadet ederiz" imanını unutturmuştur. Bunun yerine "efendimiz John'a bağlı kalmaya, ona itaat etmeye, onun emirleri dışına çıkmamaya mecburuz, yoksa mahvoluruz, aç kalırız, yaşayamayız, John'suz olmaz, hangi kahya gelirse gelsin John'la iyi geçinmek zorundadır" inancını iyice aşılamıştır. 
Aptallaştırılmış, ahmaklaştırılmış Müslüman ahali, tek hak din olan saf İslam'ını özgürce yaşama azmini kaybetmiştir. Ecdadının kanlarıyla kendisine emanet ettiği kutsal İslam vatanlarını kendi eliyle Haçlı emperyalist John'a teslim etmeyi sağcılık, solculuk, İslamcılık, liberalizm, muhafazakâr demokratlık, Kürtçülük olarak bellemiştir. 
İyice mankurtlaştırılan, duyma, düşünme, hayal etme melekeleri dumura uğratılmış John çiftliğinin köleleri haline getirilmiş, sözü Müslüman, özü boş bu kuru kalabalık, içinde bulunduğu zillet halini alışkanlık haline getirmiş vaziyette. 
Haçlı-Siyon emperyalisti John'un çiftlikleri haline getirilmiş İslam ülkelerinin acınası değil, yüzüne tükürülesi aşağılık halinden kurtuluşu, özgürleşmesi, tam istiklâline kavuşması, önce bu mankurt sürülerin içinden çıkacak Allah katında tek gerçek din olan İslam'ın en saf bağlılarının irade beyan etmesine bağlı. İslam haysiyet ve şerefini şahsiyet davası haline getirecek bu irade belirir ise Allah da tevfikini gönderecektir. İslam ülkelerinin Haçlı Siyon efendi John'un çiftliğinden kurtarılıp tekrar eskisi gibi Müslümanların özgür yurtları haline getirilmesi kıyamı başlatılmalıdır. Hemen şimdi.[2]

 

Prof. Dr. Nurullah Çetin -Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ 


[1] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006857/johnun-ciftliklerinde-kuzularin-sessizligi-1/prof-dr-nurullah-cetin

[2] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006871/johnun-ciftliklerinde-kuzularin-sessizligi-2/prof-dr-nurullah-cetin


Bu haber 626 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,142 µs