En Sıcak Konular

İBNİ SİNA YAŞASAYDI BU ZİHNİYET ONU İDAM EDERDİ

12 Ağustos 2013 23:01 tsi
İBNİ SİNA YAŞASAYDI BU ZİHNİYET ONU İDAM EDERDİ İbni Sina hastalıklar için “toprağa ve toprağın verdiği bitkilerde gizli olan” şifaya sığındı. Onun önerileri ve reçeteleri asırlarca insanlara şifa dağıttı.

İbni Sina yaşasaydı, bu zihniyet onu idam ederdi

Dünya tıbbına yön veren hekimlerden biridir İbni Sina. Avrupa'nın pek çok üniversitesinde 700 yıl boyunca onun yazdığı kitaplar temel tıp bilgileri olarak okutuldu. Tıbbın bugünlere gelmesinde en büyük şahsiyetlerden biri oldu. 
Altı yüzyıl boyunca onun yazdığı El-Kanun fi't-Tıb (Tıpta Kanun) adlı kitabı Paris Tıp Fakültesi'nde okutuldu. Bugün halen tıp fakültesinin girişinde St. Germain Bulvarı üzerinde onun heykeli yer alır. 
İbni Sina'nın tedavide kullandığı temel materyal "bitkidir." El-Kanun fi't-Tıb'ta da çeşitli hastalıklara faydalı gelen bitkiler hakkında geni bilgiler yer alır. Mesela hindibanın faydalarını anlatan Hindiba Risalesi adlı enfes bir kitapçığı vardır. Hindibanın nasıl hazırlanacağı, saplarının çiçeklerinin nasıl kullanılacağı, tarife uygun tüketilen hindibanın safra kesesine, karaciğere, romatizmal hastalıklara, sarılık ve dalak hastalıklarına, terlemeye nasıl fayda sağladığını anlatır uzunca Üstad İbni Sina. 
Yüzlerce yıl evvel modern tıbbın insanlara laboratuvar ortamında hazırlayarak sunduğu ve içinde bin türlü kimyasal madde olan ilaçlar olmadığından tedaviler de doğaldı. 
İbni Sina "bitkilerle hayat kurtarıyordu.", 
Batılı kaynakların "Hekimlerin Piri" dediği İbni Sina'nın Kitap El Kanun El Sagir Fi't-Tıb adlı kitabını da Prof. Dr. Kadircan Keskinbora tercüme etti. Kitapta hangi otların hangi hastalıklara faydalı olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor. 
Neler yok ki tedavi önerileri arasında: 
"İbni Sina, böbrek taşı düşürmek için karpuz çekirdeği, hatmi tohumu, kereviz öneriyor, mantar için meyan kökü, mide hastalığı için elma ve ayva suyu, bulantıya nar, ağız yarasına dut suyu, cinsel güç için keten tohumu, kanı sulandırmak için hünnap öneriyor. Tabi bunların her birinin tarifi var kitapta. 
İbni Sina hastalıklar için "toprağa ve toprağın verdiği bitkilerde gizli olan" şifaya sığındı. Onun önerileri ve reçeteleri asırlarca insanlara şifa dağıttı.
Bugün Türkiye'de de İbni Sina'nın adı birçok hastaneye, tıp fakültesine, kamu kurumuna verildi. Türkiye devletini yönetenler de onun dünya çapındaki şöhretinin gereği olarak ona sahip çıktılar. Ya da sahip çıkar göründüler. 
Bu sahip çıkma bana göre sahte bir sahip çıkmadır. 
İbni Sina'ya sahip çıkar görünenler İbni Sina'nın ortaya koyduğu tedavi yöntemlerine savaş açtılar. İlaç firmalarının baskı ve şantajına boyun eğerek tamamen bilimsel yöntemler içinde ve bilimsel yöntemlerle üretilen ve çoğu İbni Sina'nın formülize ettiği bitkisel tedavi yöntemlerine karşı keskin kılıçla saldırdılar. 
Oysa bugün dünyada bilhassa Avrupa'da fitoterapi (bitkilerle tedavi) başlı başına büyük bir sektör halini aldı. Doktorlar, ilaçların yanı sıra bazı bitkileri reçete etmeye başladılar. Bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 60'ı aşan fitoterapik reçeteler var. 
Türkiye'de de bu konuda gerçekten olağanüstü bir gayretle çalışan, üreten, araştıran bir kişi var: Doktor Mustafa Eraslan. 
Dr. Eraslan aldığı modern tıp eğitimini İbni Sina metoduyla birleştirerek bitkilerden adeta bir "mucize üretti".  
Dr. Mustafa Eraslan ve Farmakolog Mustafa Tekin'in ortak çalışmaları sonucu binlerce hasta şifa buldu. Ölümü bekleyen kanser hastalarının sapasağlam hayatına devam ettiğini, damarları tıkanmış bir kalp hastasının damarlarının nasıl açıldığını, felç hastalarının nasıl yataktan kalktığının hikâyelerini bizzat hastaların ağzından dinlerken insanın göğsünün kabarmaması mümkün değil. 
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav'ın "Mustafa bey beni turp gibi yaptı" diye haykırmasını, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr Ali Kalaycıoğlu'nun sağlık problemlerinin düzelmesi üzerine "Ben olsam Mustafa Eraslan'a Nobel ödülü verirdim" diye coşkulu önerisini dinleyince mutlu olmamak mümkün mü? 
Prof. Kalaycığlu şöyle diyordu: "Sabahları kalktığımda ellerim yamulmuş olarak uyanıyordum ve ağrı da oluyordu. Düzelmesi zaman alıyordu. Televizyonda Mustafa Eraslan'ın konuşmalarını dinledim. Bana çok sempatik ve ciddi geldi. Onun tavsiyesiyle artık şikâyetlerim geçti. Gayet normal bir halde uyanıyorum." 
Ne oluyordu? Bu insanlar, bu hastalar, bu uzmanlar, bu kanserliler, bu kalp hastaları ne diyordu? Binlerce kişinin aynı anda yalan konuşması mümkün müydü? 
Elbette değildi. 
Ortadaki bu büyük vakıayı alkışlaması ve desteklemesi gereken Sağlık ve Tarım bakanlıları tam tersini yaptı ve "imha harekâtına girişti." 
Bakanlık koridorlarında gezen ilaç kartelleri temsilcilerinin yönlendirmesiyle, fitoterapinin bu mucize isminin doktorluğuna karşı, tamamen yasal olarak ürettiği ürünlere karşı, bu ürünleri yasal çerçevede tanıtan TV kanallarına karşı savaş açtılar. 
Cezalar, davalar, uyarılar, mahkemeler bir biri ardına geldi. 
Ben eminim İbni Sina yaşasaydı bu zihniyet onu idam sehpasında sallandırırdı. 
Asırlar öncesinden çoban çökerten bitkisinin kalp damar hastalıklarına faydalı geldiğini söyleyen İbni Sina'nın adını tıp fakültelerine veriyorsunuz da aynı yöntemle kalp damar hastalarına büyük şifa sağlayan formülleri ortaya koyan Mustafa Eraslan'ı neden yok etmeye çalışıyorsunuz? 
Bunun bir mantığı var mı? 
Kaldırın o zaman İbni Sina'nın ismini kamu binalarından. 
Ona zulmetmeyin. 
Dr. Mustafa, bu ülkenin, bu toprakların değeri. 
O'nun kullandığı bitkiler bu toprakların bitkisi. 
Bu ülkenin siyasetçileri ve bürokratları ne zaman bu topraklara ait olacaklar?

Muharrem Bayraktar -  Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006761/ibni-sina-yasasaydi-bu-zihniyet-onu-idam-ederdi/muharrem-bayraktar








Bu haber 713 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,493 µs