En Sıcak Konular

DELİ VELİNİN İRŞADIYLA HALİMİZİ İDRAK CEHDİ

28 Haziran 2013 14:57 tsi
DELİ VELİNİN İRŞADIYLA HALİMİZİ İDRAK CEHDİ Necati Kanter, Bizim Şehrin Divaneleri (Manas yayıncılık, Elazığ 2013) adlı yeni çıkan kitabında Recep Gakgo adlı bir veli delinin hikâyesini anlatırken şöyle bir bölüme yer verir:

Deli velinin irşadıyla halimizi idrak cehdi

Necati Kanter, Bizim Şehrin Divaneleri (Manas yayıncılık, Elazığ 2013) adlı yeni çıkan kitabında Recep Gakgo adlı bir veli delinin hikâyesini anlatırken şöyle bir bölüme yer verir:
"Deli Recep, sokaklara düştüğünde daha on beş yaşında tıfıl bir çocuktu. Dilenmezdi. Hele hele kâğıt para hiç mi hiç almazdı. Demir para alır, birkaç dakika sonra da fırlatıp atardı. Çocuklar Recep'in savurduğu bu paraları itişip kakışarak kapmaya çalışırken kahkahalar atarak güler, onların etrafında dans eder, inanılmaz bir zevk alırdı bundan." (s.83)
Şimdi bu hikâyecik, simgesel bir metin olarak alınıp birkaç türlü yoruma tabi tutularak bilgelik bağlamında işlevsel hale getirilebilir. Metnin bende uyandırdığı çağrışımları 2 farklı türde yorumlayabilirim ya da yorumlamak isterim:
Paraya, maddeye, dünyalık değerlere önem vermeyen gerçek veli ruhlu büyük adamlar ve soyut, ruhanî, ilahî, kutsal değerlere önem veren asil kişiler, dünyalıkları, paraları, bütün maddi varlıkları maddeden başka bir şeye önem vermeyen küçük adamlara bırakır, onlar da kapışmak için tepişirler. 
O asil, velî kişiler de onların haline bakıp bakıp güler. Dünyada maddeci, kısır, cüce kişilerin makam, mevki, para, şan, şöhret kapışma didişmesi böyle bir şeydir.
Mesela bu bağlamda Tevfik Fikret, dünyevî, maddî değerlere değil de; sanata ve aşka önem verilmesi gerektiğiyle ilgili olarak "Ömr-i Muhayyel" şiirinde şöyle demişti:
"Hâkîlere bırakarak hâk-i siyâhı
Dûşunda beyaz bir bulutun göklere âzim"
(Siyah toprağı yani sırf kaba bir madde olan dünyevî varlıkları, sadece toprağa yani maddeye bağlı olanlara bırakıp beyaz bir bulutun omzunda göklere gidelim).
Deli Receb'in hikâyesinin asıl simgesel yorumu, bu verdiğim birinci yorum olmakla birlikte, alakasız gibi görünen farklı bir yoruma da tabi tutulabilir. Bu ikinci yorumda Deli Recep hikâyesi, sadece bir çağrışım vesilesi olmuştur. O da şudur.
Bu hikâye, bir yönüyle Haçlı-Siyon emperyalizminin biz dahil bütün Müslüman ve mazlum milletlerle olan ilişkilerini simgesel dille çok çarpıcı şekilde açıklayan bir metindir. Buna göre Deli Receb'in karşılığı, Amerika, Avrupa ve İsrail'den oluşan Haçlı-Siyon emperyalizmidir. 
Yani böyle bir simgesel ilişki kurulabilir. Çocukların karşılığı da bu yapının sömürgeliğini, mandalığını, köleliğini, işbirlikçiliğini kabul eden teslimiyetçi, bağımlı ülkeler ve bu ülkelerdeki değişik imkânlarla, menfaatlerle beslenen kişi ve gruplar olarak değerlendirilebilir. 
Haçlı-Siyon emperyalizmi bu gönüllü kölelerine paraları, ünvanları, ödülleri, aferinleri, imkânları, koltukları, iktidarları ve değişik fırsatlardan oluşan değersiz madenî paracıkları Deli Receb'in çocuklara saçtığı gibi onların üzerine saçıyor. Bunlar da onları kapışmak için tepişiyorlar. Aceze takımı gönüllü kölelerin, millî istiklâl ruhunu kaybetmiş sürüngen sömürgelerin siyasi iktidar ve paraları kapışmak için itişip kakışmalarını gören Haçlı-Siyon koalisyanu, Deli Recep gibi "kahkahalar atarak gülüyor, onların etrafında dans ediyor, inanılmaz bir zevk alıyor." 
Bugün Amerika, Avrupa ve İsrail, bizi bu duruma düşürmüştür. Haçlı-Siyon cephesi, içimizden ayarladığı ve devşirdiği dahilî bedhâh olan İslamcı kılıklı muhafazakâr demokrat çocukları ile laikçi, seküler, çevrecilikten, salt tensel hazlarına bağlı bir özgür hayattan ve rakı içme serbestliğinden başka bir derdi olmayan tatlısu frengi modern, çağdaş çocuklarını birbirine tutuşturuyor. 
Atatürk'ün vefatından sonra Batı, sömürge valiliğine talip bu iki tip siyaset esnafının üzerine dönüşümlü olarak siyasi iktidar ve maddi imkân paracıklarını saçıyor, sonra da karşıya geçip kahkahalarla gülüyor. Evet Amerika, Avrupa ve Siyonizm, Atatürk'ten sonraki süreçte ve bugün, bize kahkahalarla gülüyor. 
İstiklalci Türk beyleri ise Deli Receb'in saçtığı küçük madenî paracıklara talip değillerdir. Onlar, kendi paralarını helalinden kendileri kazanmaya ve asaletle kendi vatanlarında kendi kendilerinin efendisi olmaya taliptirler. 
Veyl olsun!... gâvurun himmetine muhtaç ve talimatına memur olan şahsiyetsiz gürûha. Selam olsun!... özgürce yaşanan soylu bir hayata talip istiklâlci Türk beylerine.

Prof. Dr. Nurullah Çetin - Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006301/deli-velinin-irsadiyla-halimizi-idrak-cehdi/prof-dr-nurullah-cetin


Bu haber 779 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,851 µs