En Sıcak Konular

''NAKIŞ NAKIŞ'' İŞLİYORLAR

27 Mart 2013 22:23 tsi
''NAKIŞ NAKIŞ'' İŞLİYORLAR İnsanlar kolaycılığa ve ezberciliğe alıştırıldıklarından olsa gerek, meseleleri gördükleri gibi algılamakla yetiniyorlar. Bir meselenin önünü, ardını, nedenini, nasılını sormuyorlar, sormayı bile düşünmüyorlar.

"Nakış nakış" işliyorlar!

İnsanlar kolaycılığa ve ezberciliğe alıştırıldıklarından olsa gerek, meseleleri gördükleri gibi algılamakla yetiniyorlar. Bir meselenin önünü, ardını, nedenini, nasılını sormuyorlar, sormayı bile düşünmüyorlar. Ancak, Ortadoğu gibi bir "ateş topu" coğrafyada yaşıyorsanız, meselelerin görünür görünmeyen hemen her yönünü görmeye çalışmalı ve sorgulamalısınız. Yoksa, "eniştem beni neden öptü?" bile demeden körü körüne yüzeysel bir gerçeklikle muhatap olursunuz. Bugün, bizdeki iktidar yanlısı medyanın işlevi, bu yüzeyselliği pompalayıp, soru bile sordurmamaktır insanlara.

Önce, Apo'nun barış (!) çağrısı ve "yeniden şekillenen Ortadoğu'da birlikte çalışalım" mesajı, hemen ardından da İsrail'in "operasyonel yanlışlık oldu" pişmanlığı(!). Apo'nun açıklamalarını "hayırlı Perşembe" olarak takdim edebilen bir medya, İsrail'in kim bilir hangi hesaplarla ve manidar bir zamanlamayla ve dahi ABD'nin inisiyatifiyle attığı adımı da Türkiye'nin büyüklüğüne bağlaması anormal gözükmüyor artık. Çünkü omurgasızlık Türk basınının öteden beri süregelen karakteristiğidir ve "gerçek"le işi olmayan kitleler için de müthiş bir övünme vesilesidir tabii. Yaklaşmakta olan treni, tünelin ucundaki ışık zannetmeye devam ediyoruz yani.

Omurgası olmayan Türk basını, İsrail'İn "özrü" üzerine neredeyse zil takıp oynarken, Netanyahu, "Özrün sebebi Suriye'deki durumun kritik hale gelmesidir" deyiverdi. Yani, İsrail ve ABD, bambaşka hesapların bir parçası olarak bir mizansen kurguluyor, Obama konteynerden telefon açıyor ve telefonu Netanyahu'ya verip "özür" diletiyor! "Özür dilettik" başlıklarını, "nakış nakış işlenen diplomasi" çığırtkanlıklarını boşa çıkaran bir açıklama bu.

Aynen "one minute"deki gibi olay daha sıcaklığını korurken bambaşka bir mecraya giriyor yime. "One minute"de Peres'e ve tabii ki de İsrail'e yönelik sarf edilen "Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz" eleştirisi, toplantının hemen ardından yapılan açıklamada "Tepkim toplantının moderatörüneydi"ye dönüşmüştü ya, şimdi de özrün sebebinin Suriye ve İran üzerine kurulan hesaplar olduğu ve aslında İsrail'in Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırma sözü vermediği ortaya çıkıyor. Özrü, "Türk halkı adına kabul edenler", elbette ki bu açıklamaları kulak ardı ediyor ve sahte bir büyüklük algısıyla gerçek acziyeti göstermemeyi yeğliyorlar yine. Küresel şebeke, yeni bir plan kuruyor ve bizi de bölgedeki "bekçibaşı" olarak göreve çağırmanın yolunu yapıyor.

İsrail (ve dahi ABD), ağzındaki baklayı çıkarıp gerçek niyetini açık ediyor ve "Suriye ve İran'daki gelişmeler sebebiyle özür diledik" diyor. ABD Başkanı Obama, Türkiye ile İsrail'in yeniden uyum içinde çalışacağını ve sürecin ileride daha da iyiye gideceğini söylerken, Türkiye ve İsrail'in bölgedeki "ortak düşmanları" sebebiyle barıştıklarını belirtiyor. Kimdir o ortak düşman? Tabii ki İran! İran'ın nükleer güce sahip olmasının İsrail için olduğu kadar Türkiye için de tehdit olduğunu (resmen bizim yerimize) ilan ediveriyor Obama. Zafer çığlıklarıyla atlayıp zıplayan ve hiçbir konuda kendine ait bir fikri olmayan Türk basını, bu konuda da "Müslüman bir ülke olan İran'ın nükleer güç sahibi olması neden Türkiye için tehdit olsun?" sorusunu sormuyor. İşin daha da ilginci, nükleer güç sahibi olan İsrail'le bir olup, potansiyel tehdit İran'a karşı muhtemel işbirliklerinin temellerini atıyoruz. "Nakış nakış" işlenen dış politikamız işte bu kadar derinlikli.

Ortadoğu bir kez daha yeniden şekillendiriliyor. Türkiye, ABD tarafından birtakım rollere zorlanıyor, muhtemel bir Sünni-Şii çatışmasında ön saflarda olmaya doğru itiliyor. Geçen sene yaptığı bir konuşmasında bu tehlikeye değinen Sezai Karakoç, "Türkiye, İran ve Suriye ile savaşa çekiliyor" derken, Batı'nın bu kez nihai yapmak peşinde olduğunu söylüyordu ve ekliyordu: "İslam Âlemi'nin yeniden işgalinden tümüyle bütün Müslümanlar sorumludur."

Geldiğimiz nokta, tam da bu duruma doğru bir gidiştir. Şaşkın ördek gibi ne yapacağını bilmeden ama güya bir iddia sahibiymiş gibi dış politika nutukları atmak yerine artık titreyip kendine gelme zamanı gelmiştir ve geçmek üzeredir. Bu kafayla devamın sonu "nakış nakış" işlenen bir işgal ve paramparça bir İslam dünyasıdır. ABD ve İsrail'in ortaklığına ve işbirliğine güvenmek, ayıdan dost bellemekten farksızdır.

Burak Kıllıoğlu - Milli Gazete

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Nakis_nakis_isliyorlar/14277#.UVNUxxfxqCk


Bu haber 699 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,365 µs