TÜRKÇÜLÜĞÜN YERİ BAŞ ÜZERİDİR

19 Şubat 2013 12:13 tsi

Ülkeyi yönetenler ve Kürtçüler "Türkçülük bizim ayağımızın altıdır." derken hangi İslamî ve tarihî hikâyeye telmihte (çağrışımda) bulunuyorlar, biliyor musunuz?

Ülkeyi yönetenler ve Kürtçüler "Türkçülük bizim ayağımızın altıdır." derken hangi İslamî ve tarihî hikâyeye telmihte (çağrışımda) bulunuyorlar, biliyor musunuz? Böyle boylarından büyük sözler söylerken İslamî bir söylemden neden yararlanıyorlar, hiç düşündünüz mü?

Önce bu tarihi hikâyeyi hatırlayalım. Sonra da haksız olduklarını; dini, amaçları uğrunda nasıl kullandıklarını kanıtlayalım:

Büyük bir veli olan ve 13. Yüzyılda yaşayan Muhiddin-i Arabi, o zamanın insanlarına:

- Sizin taptıklarınız benim ayaklarımın altındadır, dediği için zamanın din bilginleri idamına hükmetmişlerdi. Çünkü onlara göre, "Sizin taptıklarınız benim ayaklarımın altındadır demek -haşa!- Allah benim ayaklarımın altındadır" demekti. İdamına sebep buydu.

Muhiddin-i Arabi'nin ölmeden söylediği başka bir söz daha vardı. Arapça olaraksöylenen sözün anlamı şuydu:

"Sin Şın'a girdiği zaman Muhiddin'in kabri meydana çıkar."

Bu söz bilginlerce şöyle çözülmüştü:"Sin" ile kastedilen, Sultan Selim yani Yavuz'dur. "Şın" ile kastedilen ise Şam şehridir. Sultan Selim Şam'a girince Muhiddin-i Arabi'nin kabri bulunacaktır."

Aynen denildiği gibi olmuş ve büyük İslam ulusunun kabrini Yavuz Sultan Selim bulup yaptırmıştır. Hadisenin seyri şöyledir:

Yavuz Sultan Selim, Şam'ı fethettiği zaman Muhiddin Arabi'nin kabrini araştırdı. Araştırma neticesinde kabir bulundu. Mezar kazıldığında görüldü ki mübarek cesetleri aynen duruyor, çürümemiş. Yavuz, oraya Muhiddin Arabi'nin şanına layık bir türbe yaptırdı.

Öldürülmesine neden olan söz üzerinde de durdu. Muhiddin Arabi, "Sizin taptıklarınız benim ayağımın altındadır." demişti.

Bu sözü nerede söylediği araştırıldı. Hangi mekânda o sözü söylediği de tespit ettirilip o mekân kazıldığında, oradan bir küp altın çıktı. Muhiddin-i Arabi o sözle hem, "Siz maddeye tapıyorsunuz" demek istemiş ve hem de orada bir küp altın bulunduğunu ve yerini haber vermek istemişti.

Muhiddin-i Arabi, 1240'da Şam'da öldürülmüş ve Kasyon dağına defnedilmiştir.

Ayaklar altına alınan gerçekte Allah değil, bir küp dolusu altındır. Gerçeği böyle ortaya koyunca M. Arabi'nin sözüyle hareket edenler, iki bakımdan kendilerinde üstünlük görüyorlar: Birincisi bizim doğruyu söylediğimizi görün ve İslamî söylemlerle hareket ettiğimizianlayın. Kısaca biz İslamcıyız demek istiyorlar. İkincisi de biz mağduruz, tıpkı bu sözünü tekrar ettiğimiz İslam ulusu M. Arabi gibi. O yüzden sürekli bize oy verin, mağduriyetimizi giderin.

Kazın ayağı öyle değil diye bir söz vardır Türkçede. Bir yapının temeli sağlam değilse o yapının ayakta durması imkânsızdır. Kamuoyu oluşturmada görev alan bu yönetim sözcülerinin tavuk ayağı ile kaz ayağını aynı sandıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani dayandıkları temel baştan başa yalandır. Çünkü Türkçülük, ırkçılık demek değildir. Türkçülük Türk milliyetçiliğinin tam Türkçesidir. Burada sorun Türk milliyetçiliğini ırkçılık sanmaktan ya da ısrarla Türkçülere iftira atarak Türk Milliyetçiliğini karalamak arzusundan kaynaklanıyor.

Gerçek şu ki Türk milliyetçiliği Türk kültürüne dayanır. Kısaca Türkçüler, kültür milliyetçisidir. Milliyetçiliği bir fikir sistemi olarak ortaya koyan düşünürlerden milliyetçiliğin örgütlü en büyük kurumu olan siyasal Parti'sine kadar herkes bu düşüncededir.

Türk kültürünün en önemli öğelerinden biri dindir. Bu din de bugün için İslam'dır. İslam'a yönelik hiçbir saldırıyı kınamayanlar, İslam'ı yıpratan uygulamalara yeşil ışık yakanlar, kilise yapanlar ve onaranlar İslam adına konuşamazlar. Kaldı ki kendi kafalarındaki milliyetçilik anlayışı gerçeğin tersidir. Farkına varmasalar da söyledikleri sözün anlamı, biraz da İslam ayağımızın altıdır, demektir. Çünkü Türk Milletçiliğinin en büyük dayanağı İslam'dır. "Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman" olan bir düşüncedir Türk Milliyetçiliği. Rehberi Risale-i Nur değil Kuran-ı Kerim'dir Türk Milliyetçiğinin veya Türkçülüğün.

Demek ki M. Metiner, Hüseyin Çelik, B. Arınç gibi yönetimin sözcüleri neye hakaret ettiklerini bile anlayacak yetkinlikte değiller. Açık açık biz Türk düşmanıyız demeliler. Biz bunu demek istediklerini biliyoruz.

Dr. Hüseyin Yeniçeri - Ortadoğu

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=12749

Bu haber 636 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.