En Sıcak Konular

MHP'DEN ''ANADİLDE SAVUNMA HAKKI'' DÜZENLEMESİNE TEPKİ

27 Kasım 2012 21:41 tsi
MHP'DEN ''ANADİLDE SAVUNMA HAKKI'' DÜZENLEMESİNE TEPKİ MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, " Türkiye'yi dönüştürmeye ve bin yıllık birliğimizi yok etmeye çalışan PKK taleplerine insan hakları ve adalet kisvesine büründürerek yasal dayanaklar üretmeye çalışan bu iktidar ateşle oynamaktadır " dedi.

AKP ateşle oynuyor

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Anadilde savunma hakkını düzenleyen yasa teklifi ile ilgili yaptığı açıklamada, " Türkiye'yi dönüştürmeye ve bin yıllık birliğimizi yok etmeye çalışan PKK taleplerine insan hakları ve adalet kisvesine büründürerek yasal dayanaklar üretmeye çalışan bu iktidar ateşle oynamaktadır " dedi. 

Yalçın, "Milliyetçi hareket Partisi, AKP'nin bu bize göre bilinçli ve işbirlikçi tercihinin arkasındaki sinsi hesapları görmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizin verdiği vek‰leti kötüye kullanan, bölücü emellere dayanak üretme merkezi gibi çalışan bu iktidarın bütün icraatını dikkatle takip etmektedir. Türk milletinin bekasını tehdit eden bu uygulamaların sahiplerinden günü geldiğinde hesap sorulacak, kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır" açıklaması yaptı,
  
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı - Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın " Anadilde savunma hakkını düzenleyen yasa teklifi " ile ilgili yaptığı açıklamada " Ana dilde eğitimden sonra ana dilde savunma hakkı meselesi neden bilimsel platformlarda ve kamuoyunda tartışılmadan, halkın tepkisi alınmadan oldu bittiye getirilmektedir. Bu yangından mal kaçırırcasına tavizlerin ardından hangi yeni açılım projeleri gelecektir " diye s ordu.
 
Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tablo, ülkemizin inançlı kadrolara ve geleceği şekillendirecek projelere ihtiyacını daha da artmıştır. Zira 89 yıllık Cumhuriyetimiz, son on yılda AKP iktidarı marifetiyle büyük bir dönüşüm ve değişim projesinin çemberine alınmıştır. Devletimizin kuruluş felsefesini oluşturan bütün değerler manzumesi çiğnenmiş, Türkiye'yi bir ve bütün olarak ayakta tutan bütün kurum ve kuruluşlar, gayri mill" bir anlayışın mensuplarınca işgale uğramıştır. Aziz vatanımızın bütün kalelerine girilmiş, mill" egemenliğimizin tecellig‰hı ve mabedi olan parlamentoya ihanet şebekesinin mensupları ve işbirlikçiler üşüşmüştür. Tarihimizde ilk defa bir Başbakan emperyalist bir projenin, Büyük Orta Doğu Projesinin eş başkanı olmuş ve mill" çıkarlarımızın yerine Amerikan menfaatlerinin hizmetçisi rolünü üstlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte inşa edilen "Türk Milleti" düsturunun ifade ettiği yalın ve evrensel hakikati yok sayan kadrolar, devletin iliklerine kadar nüfuz etmiştir. Bu işbirlikçi kadrolar eliyle mill" varlığımızın, bağımsızlığımızın ortak paydası ve timsali olan ses bayrağımız Türkçe, ilk defa tartışma konusu yapılmıştır. Anayasamızda resm" dil olarak belirlenen Türkçenin yanına etnik dillerin eklenmesi girişimlerine hız verilmiştir.
AKP iktidarının, toplumun çimentosu ve Türk kültürünün anahtarı olan dilimizi hedef alan icraatının hedefi, milletimizin egemenlik haklarını ortadan kaldırmaktır. AKP iktidarı ana dilde eğitimden sonra son olarak ana dilde savunma hakkı diye bölücülüğe tehlikeli bir taviz daha verme hazırlığındadır. Konuyla ilgili yasal düzenlemeyi içeren teklif TBMM'de alt komisyona sunulmuştur. Bütün bunları gaflet ve dalaletle açıklamanın hafif olacağı aşikardır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak; elbette anadilin konuşulması, anadille anlaşılması ve bu yolla iletişimin sağlanmasını insani bir durum olarak kabul ediyor ve saygı duyuyoruz. Zaten bu konuda fiilen bir yasak da yoktur. Ancak ülkenin içinde bulunduğu böyle namüsait bir ortam içinde anadilde eğitim ve anadilde savunma isteklerinin yasal düzenlemeler yapılarak karşılanmasının, farklılaşmayı ve başkalaşmayı tetikleyeceği endişesini de göz ardı etmiyoruz.
Partimiz, yerleşik mill" şuurun ve bu şuurla temellenen mensubiyetin olgunlaşmasının ortak dil sayesinde gerçekleştiği gerçeğini öteden beri dile getirmektedir. Çünkü dil, mill" kültürü oluşturan en büyük etkendir. O bakımdan günümüzde anadilde eğitim ve savunma hakkı taleplerini, Türk milletinin içinden başka milletlerin ortaya çıkarılması için ortaya konan maksatlı sosyolojik projeler olarak görmekteyiz. Bu nedenle, Türk milletinin resmi dilinin Türkçe olduğu kesin hükmü asla değişmemelidir. Eğitim ve yargı dilinde teklik anlayışının bozulmasına izin vermek, kamu kurumlarının işleyişinde de önü alınamaz karışıklık ve keşmekeşe zemin hazırlayacaktır. Söz konusu tavizler; niha" olarak milletin dağılması, ayrışması ve parçalanması anlamına gelecektir.
Osmanlı Devleti'nin anayasasında bile Türkçe resmi dil olarak belirlenmiş, bütün Müslüman ve Hristiyan bütün kesimlere kabul ettirilmiştir. Türkçe meselesi Osmanlı parlamentosunda gündeme geldiğinde yıl 1877'dir. Meclis Başkanı Ahmet Vefik Paşa, çeşitli milliyet ve dinleri temsil eden mebuslara Türkçe'nin Osmanlı birliği için önem taşıdığını hatırlatmıştır. Osmanlı Devleti gibi çok milletli, çok toplumlu bir coğrafyada bütünlüğün sağlanması şartının dil birliğine bağlı olduğunun daha o yıllarda bilincine varılması, bugüne ışık tutan önemli bir sosyolojik ve siyasi merhaledir.
AKP iktidarının temsilcileri ağzından nostaljik Osmanlılığı düşürmezken, Türkiye'nin Osmanlı mirasının üzerinde kurulduğu gerçeğini göz ardı etmektedir. Savaş yıllarındaki kayıp ve göçlerle Cumhuriyetten sonra mübadele gibi bazı nüfus hareketlerine paralel olarak Türkiye topraklarında birliğin sağlanması için ilave bazı düzenlemeler yapılmıştır. Çünkü modern Türkiye'nin hayatiyetinin sürmesinin, Batılı ülkelerde olduğu gibi gelişmiş ve olgunlaşmış bir " mill" devlet " yapısına bağlı olduğu, siyasi olduğu kadar bilimsel bir gerçektir.
Ayrıca Cumhuriyet'in mill" devlet anlayışında hiçbir zaman ırk unsuru öne çıkarılmamış, toplumu meydana getiren unsurların Türk kültürünün şemsiyesi altında birleşmesini öngören adımlar atılmıştır. Bir ve bütünlük içindeki Türkiye Cumhuriyeti olgusunun bilimsel temelleri sağlamdır; çatısı da siyasi ve sosyolojik gerçeklere uygundur.
Batılı ülkelerde ırk unsuruna dayanmayan, akılcı ve birliği öngören bir ulus devlet modeli oturtulmuş ve yerleşmiştir. Fransız denince Fransız ırkı değil; çok ırklı, ama ortak ve güçlü bir kültür etrafında yekvücut olmuş toplum kastedilmektedir. Bunun içinde Cezayirlisi, Senegallisi bile vardır. Afrikalılar Fransa'ya gelmezden önce de Fransa toplumu Galyalıların, Frankların, Normanların ve öteki yerel unsurların kaynaşmasıyla teşekkül etmiş, sonradan bünyesine katılan toplulukları da üst kimliğin potasında kaynaştırmıştır.
Birinci TBMM'nin attığı temeller doğrultusunda Cumhuriyetin ilk yıllarında atılan adımların terk edilmesi, resmen geriye dönüştür. Bir tür gericiliktir. Üstelik parlamento hayatının başladığı Osmanlı döneminden de daha geriye gitmektir.
Burada samimiyet ve hakkaniyet aramak boşunadır. Türkiye'nin ulaştığı demokratik ve sosyolojik aşamayı yok sayıp Cumhuriyet'in kazanımlarını ortadan kaldırmak, bölünmenin kapılarını ardına kadar aralamaktır.
İhanetle eş değerde gördüğümüz ana dilde savunma hakkının verilmesi kararı, Türkiye'de yaşayan ve Türk toplumuyla kaynaşmış bazı küçük alt kültür gruplarını da tahrik edecek ve tamiri imk‰nsız sosyal yaraların açılmasına yol açacaktır.
Bu tür düzenlemeler, Türkiye'nin önündeki sorunları çözmek şöyle dursun bilakis ayrılıkçı talepleri ve PKK terörünü azdıracak, kanlı örgütün eylemcilerini şımartacaktır. Çünkü bölücüler güruhu demokrasi adına sunulan her türlü tavizin ardından yenilerini gündeme getirmektedir. İhanetin sınırı yoktur. Bunların istekleri asla tükenmeyecek, tavizle ihanet susturulamayacaktır.
Demokrasiye hizmet ettiğini sanarak bu iktidara destek verenler, Türkiye'nin tanıdığı hak ve imk‰nlarla kuş tüyü yataklarında ve lüks hanelerinde safa sürenler, ihanetin kanlı silahı üzerlerine çevrildiğinde bölücülüğe verdikleri desteğin ne kadar hata olduğunu anladıklarında geç kalmış olacaklardır. Türk milleti geçmişte bunları yaşayıp görmüş, emperyalizmin planlarına hizmet eden yerli işbirlikçilerin acı sonu tarihe kayıt düşülmüştür. Ancak Türkiye ihanet şebekeleri yüzünden Misak-ı Mill" 'ye d‰hil yüzlerce kilometre kare toprak kaybetmiş, binlerce evladını da bağımsızlık ve bekası uğrunda şehit vermiştir.
Unutulmamalıdır ki bir devletin birliği onu oluşturan unsurları birbirinden ayırarak değil aksine onları birleştiren değerleri öne çıkararak sağlanır. O halde iktidarın ve demokrasinin bütün aktörlerine soruyoruz:
Batılı ülkeler neden geçmişte olduğu gibi Türkiye'nin birliğini baltalayan projeleri dayatmaktadır?
AKP bu projelere niçin hayır dememektedir?
İktidar, Türk toplumu meydana getiren unsurları birbirinden uzaklaştırmaya yönelik projeleri hangi gerekçelerle tercih etmektedir?
AKP iktidarı Türkiye'nin birliğini ve dirliğini neden istememektedir?
Aydınlarımız ve özellikle medya, bu çok tehlikeli süreçte neden Cumhuriyet'e ve mill" birliğimize sahip çıkan bir tavır sergilememektedir?
Bu siyasi ve toplumsal cinnet neden görmezden gelinmektedir?
Ana dilde eğitimden sonra ana dilde savunma hakkı meselesi neden bilimsel platformlarda ve kamuoyunda tartışılmadan, halkın tepkisi alınmadan oldubittiye getirilmektedir?
Bu yangından mal kaçırırcasına tavizlerin ardından hangi yeni açılım projeleri gelecektir?
Türkiye'yi dönüştürmeye ve bin yıllık birliğimizi yok etmeye çalışan PKK taleplerine insan hakları ve adalet kisvesine büründürerek yasal dayanaklar üretmeye çalışan bu iktidar ateşle oynamaktadır. Milliyetçi hareket Partisi, AKP'nin bu bize göre bilinçli ve işbirlikçi tercihinin arkasındaki sinsi hesapları görmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizin verdiği vekaleti kötüye kullanan, bölücü emellere dayanak üretme merkezi gibi çalışan bu iktidarın bütün icraatını dikkatle takip etmektedir. Türk milletinin bekasını tehdit eden bu uygulamaların sahiplerinden günü geldiğinde hesap sorulacak, kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. 


Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?haber=akp-atesle-oynuyor&id=26279


Bu haber 544 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,311 µs