En Sıcak Konular

AKP ''ÖYM'' DÜZENLEMESİ İLE YARGIYA KARŞI ZIRHA BÜRÜNDÜ

3 Temmuz 2012 10:01 tsi
AKP ''ÖYM'' DÜZENLEMESİ İLE YARGIYA KARŞI ZIRHA BÜRÜNDÜ Özel Yetkili Mahkemeler’de yapılan son düzenlemelere hem hukukçulardan hem de muhalefetten sert tepki geldi: AKP, kendini sağlama aldı!

Özel dokunulmazlık!

Özel Yetkili Mahkemeler'de yapılan son düzenlemelere hem hukukçulardan hem de muhalefetten sert tepki geldi: AKP, kendini sağlama aldı!
Özel yargılama değişmedi
AKP önergesiyle ÖYM'de yapılan değişikliklere hem hukukçular ve devam eden davaların avukatlarından hem de CHP'den sert eleştiriler geldi. Ümraniye ve Balyoz gibi devam eden davalar değişiklikten etkilenmeyecek, özel yargılama usullerine de büyük ölçüde aynen devam edilecek.
Soruşturma izni ne demek
Avukat Vural Ergül, "ÖYM değişikliği, izin şartı getiriyor. Yani Hükümet kendi mensuplarına dokunulmazlık sağladı" derken, avukat Celal Ülgen de "Soruşturma izni getirerek hükümet kendini zırh altına aldı" ifadesini kullandı. CHP'li İlhan Cihaner de AKP'nin yaklaşımını eleştirdi.
 
AKP iktidarı, yargıya karşı zırha büründü!
ÖYM'lerde yapılan düzenlemeye hukukçulardan tepki geldi. Avukat Ergül, "Hükümet kendi mensuplarına dokunulmazlık sağladı" derken, Avukat Celal Ülgen de "İktidar, soruşturma izni getirerek kendisini zırhın arkasına aldı" ifadesini kullandı

AKP'nin önergesiyle Özel Yetkili Mahkemelerde (ÖYM) yapılan son düzenlemelere CHP'nin yanısıra Balyoz ve Ümraniye davalarının avukatlarından da sert tepki geldi. Ümraniye Davası sanığı Sevgi Erenerol'un avukatı Vural Ergül, "ÖYM değişikliği, yalnızca görev sırasında çıkar amaçlı yolsuzluk ve çete suçlarına karışan görevliler hakkında genel usul hükümlerine göre izin şartı getiriyor. Yani Hükümet kendi mensuplarına dokunulmazlık sağlıyor" dedi. Ergül, şöyle devam etti:  "Çıkar amaçlı suça bulaşmaları halinde hükümet mensupları yargılanamayacak. Bunun dışında terör suçları yargılamasında esasa etkili bir değişiklik yok. Ancak, savunma hakkını kısıtlayan, sanığın ve avukatının soruşturma dosyasını incelemesesini yasaklamak gibi bir takım olağandışı yetkiler mahkeme tarafından kullanılamayacak. Bundan da KCK sanıkları yararlanacak. Hükümetin bu düzenlemesinin yegane nedeni PKK ile imzaladıkları Oslo mutabakatı nedeniyle kendilerinin de teröre yardım yataklık ve vatana ihanetten yargılanma korkusu. Ancak bu suçlar zamanaşımına girmiyor. Hükümet eninde sonunda yargılanacağını bildiği ve yakında bebek katili Öcalana verdiği sözü yerine getirmek için genel af ile süreci şekillendirecek!" 

 "Hiç bir fark yok" 
Ümraniye, Balyoz ve Poyrazköy davalarındaki çok sayıda sanığın avukatı Celal Ülgen de şunları söyledi: "250. Madde il Özel Yetkili Ağır Ceza mahkemesi yerine Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Madesi ile Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri getirildi. Hiç bir fark yok. Orada da normal kanunlardaki tutukluluk sürelerinin iki katı uygulanıyordu, burada da uygulanacak. Bir fark görünmüyor. Yani 'Dağ fare doğurdu'bana göre. Ama 3. Yargı Reformu Paketi'nde bir takım iyileşmeler olabilir. Şu uygulama açısından hiç bir değişiklik yok. Sadece kamu görevlileri hakkında yolsuzluk, usulsüzlük ve diğer suçlardan soruşturma açılmasını, izne tabi hale getirerek, Hükümet, kendini dokunulmazlık zırhı altına aldı." 

Düzenleme doğru değil
Gazeteci Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu, "Eğer, özel yetkili mahkemelerin uygulamaları ile ilgili birtakım çekinceler var ve bu çekinceler doğrultusunda yasa değiştirip yeni düzenlemeler getiriliyorsa bu sadece belli davalardaki özel yetkili mahkemeler bu işin dışında tutularak yapılmaz. Ümraniye ve Balyoz davalarında uygulanmayacak, her şey eskisi gibi devam edecek, şeklinde bir yasal düzenleme doğru değil. Bu şu demektir; oradaki hukuksuzluklar, usulsüzlükler devam etsin. Yeni yargılamalarda devam etmesin" dedi.  CHP Milletvekili İlhan Cihaner ise CMK 250'nci maddesi ile görevlendirilen mahkemelerde açılmış olan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakılmaya devam edilmesi hakkında şunları söyledi: 

Her suç terör kapsamında
"Bu, yaklaşık on yıl sürecek bir süreç. Yani -şu anda var olan davalar- öyle anlaşılıyor ki tek bir dava kalsa bile bu mahkeme o tek bir dava kalıncaya kadar varlığına devam edecek. Yani, sıkıyönetim mahkemelerinden sonra devlet güvenlik mahkemeleri, ondan sonra özel yetkili mahkemeler. Bu gidişle alfabede 'M'harfi sabit kalmak kaydıyla sanırım tüm harf kombinasyonları kullanılmış olacak. Yani, daha önceden CMK içerisinde bulunan hükümleri Terörle Mücadele Yasası'na alarak 'ceza hukuku'pratiğini diğer suçlara da yaymış olacaksınız. Daha önceden Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olmayan suçlara da Terörle Mücadele Kanun'u uygulanacak." 

Kılıçdaroğlu: Özel yetkili mahkemelerin kimliği değişmedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Özel yetkili mahkemelerinin kimliği değişmedi. Bunlar demokrasilerde olan mahkeme değildir ve bunların mutlaka kaldırılması gerekiyor" dedi. Kılıçdaroğlu, İstanbul'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Özel yetkili mahkemelerin ilk adının, "sıkı yönetim mahkemeleri" olduğunu, Batı'dan gelen baskılarla adlarının sırasıyla "devlet güvenlik mahkemesi" ve "özel yetkili mahkeme" şeklinde değiştirildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla bu mahkemelerin kimliği değişmedi. Bunlar demokrasilerde olan mahkeme değildir ve bunların mutlaka kaldırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Hukukun çifte standartı kaldırmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çifte standartı, eğer hukuk diline, topluma yutturacak olursanız toplum ağır yaralar alır. Bugün demokrasi ve özgürlükler açısından yaşadığımız ağır yaraların nedeni de bu özel düzenlemelerdir" diye konuştu. Bir soru üzerine TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan gerginliğe de değinen Kılıçdaroğlu, "Meclis'in çalışmasının, AKP hükümeti tarafından kamuoyuna yasaklanması doğru bir olay değil. Parlamento Türkiye'nin en çok tartışılan yasalarından birisini görüşüyor ve AKP hükümeti bir karar aldı ve parlamento görüşmelerini naklen yayınlatmadılar. Bu da Türkiye'de parlamentonun, AKP'nin tahakkümü altında olduğunu gösteriyor" dedi. 

Tasarı TBMM'de kavga çıkarttı
Meclis Genel Kurulu'nda 3. Yargı Paketi görüşülürken yaşanan tartışmalar zaman zaman yumruklu kavgaya dönüştü. Paket üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Genel Kurul'da "boş sıralar" olduğunu ifade etti. Tarhan, kendisine laf atan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner'e, "parazit yapmayın" derken, Başkanvekili Mehmet Sağlam'a "Susturacak mısınız paraziti?" diye sordu. Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin yerlerinden kalkarak kendisine tepki göstermesi üzerine Metiner, "Gel, gel" karşılığını verdi. İktidarın kendi yarattığı canavarın denetlenemez hale geldiğini savunan Tarhan, "Bozdağ, bizi polis devletiyle yönettiğini itiraf etti. Çünkü korku dağları bekliyor. Yoksa neden şimdi? Belliki bir şeyler çeviriyorsunuz. 'Sıra Başbakan'a gelir'diye çok korktunuz. Bunca milletvekili, gazeteci, öğrenci bir müsteşar etmezmiş. Hangi pazarlıkların aslında devrede olduğunu biliyoruz" dedi. AKP'li bazı milletvekilleri de Tarhan'a tepki gösterdi. 

Yumruklar konuştu
CHP'li milletvekilleri, birleşimin kapanmasının ardından bir süre Genel Kurul Salonu'nda oturma eylemi yaptı. Öte yandan, CHP milletvekilleri, AKP'nin önergesinin okunması sırasında sıra kapaklarına vurarak protesto etti. Tepkiler devam ederken BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önergenin okunduğu Başkanlık Divanı kürsüsüne doğru yürüdü. Kaplan, Katip Üye Mine Lök Beyaz'ın okuduğu önergeyi, elinden aldı. Bunun üzerine bazı AKP'li ve BDP'li milletvekilleri Başkanlık Divanı'na doğru yürüdü. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, kürsüden ayrıldı. Tartışma verilen arada da sürdü. Başkanlık Divanı önünde bazı milletvekilleri birbirine yumruk atmaya çalıştı. Bu sırada bir milletvekilinin yere düştüğü görüldü. Genel Kurul'da "3. Yargı Paketi" ne ilişkin tasarıyla ilgili verilen bir önerge üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, "Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım" diyerek 5 dakikalık konuşma süresini susarak geçirdi. 

Sükut ikrardan gelir
Çelebi, kürsüde bulunduğu sırada, CHP milletvekillerinin, "Hiç mi anlatacak bir şey yok?" sözlerine, mimik ve el hareketleriyle karşılık verdi. AKP'li milletvekillerinin eyleme tepki göstermesi üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, "Sayın milletvekilleri niye rahatsız oluyorsunuz. Sayın Çelebi bir şey söylemedi zaten" dedi. Yakut'un, Çelebi'ye yönelik "Sükut ikrardan gelir Sayın Çelebi" sözleri Genel Kurul'da gülüşmelere neden oldu. 

Konuşmanızı toparlayın
Yakut, bir süre sonra da "Sayın milletvekilleri lütfen... Sayın Çelebi kürsüde konuşuyor. Sayın Çelebi'yi dinleyelim" diye espri yaptı. Çelebi'nin konuşma süresinin bitimine bir dakika kala TBMM Başkanvekili Yakut, "Sayın Çelebi lütfen konuşmanızı toparlayın" dedi. Yakut, Çelebi için ayrılan sürenin dolmasının ardından bir dakika daha ek süre verdi. Çelebi, ek süreyi kullanmadan, "AKP demokrasisini anlattım, ileri demokrasinin Türkiye'yi nereye getirdiğini anlattım" diyerek, kürsüden ayrıldı.

3. Yargı Paketi Meclis'ten geçti
TBMM Genel Kurulu'nda kesintisiz 2 gündür görüşülen Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı kabul edildi. Kanun ile Özel Yetkili Mahkemeler de (ÖYM) kaldırılmış oldu.  Toplam 110 madde 4 bölümden oluşan kanun ile beraber Özel Yetkili Mahkemelerin görevine de son verilmiş oldu. Tasarı görüşülürken, AKP Grup Başkanvekillerinin imzasını taşıyan bir önerge ile ÖYM'leri düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250, 251 ve 252. maddelerinin de yürürlükten kaldırılması oylandı ve kabul edildi. Kavgaların da çıktığı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen önerge ile kanunun yayınlanarak yürürlüğe girdiği günden itibaren ÖYM'lerin görev alanına giren suçlara ilişkin soruşturma ve yargılamalara Ağır Ceza Mahkemeleri'nde bakılacak. 

Neleri kapsıyor?
Uzun tartışmaların ardından kabul edilen 3. Yargı Paketi'nde özetle şu yeni düzenlemeler yer alıyor:
- Kişiler arasında haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişiye uygulanacak hapis cezasının alt sınırı 6 aydan bir yıla, üst sınırı da 2 yıldan 3 yıla çıkarıldı. Bu gizlilik ihlali, haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse verilecek ceza, 1-3 yıl yerine, bir kat artırılarak uygulanacak. Haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimseye, 1-3 yerine 2-5 yıl hapis cezası verilecek. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi ise 6 ay-2 yıl hapis cezası yerine 1-3 yıl hapis cezasına çarptırılacak. 
- Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişiye 2 ay-6 ay yerine 2-5 yıl hapis cezası verilecek. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi ise 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. 
- Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiye ayrıca örgüte üye olmak suçundan verilecek cezada maktu indirim yapılması yerine, hakime indirim yapıp yapmama, yapacaksa bu indirimin oranı hakkında takdir yetkisi tanındı. Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılacak, ancak örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza 3'te 1'ine kadar indirilebilecek.

Adli kontrolde süre sınırı yok
- Terör soruşturmasında görev alan kamu görevlilerinin soruşturma veya çağrı kağıtları, yakınlarının zarar görmemesi amacıyla ev adresi yerine iş adresine tebliğ edilecek. 
- Tutuklamaya ilişkin kararlarda kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığıyla tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerekecek. Hakim veya mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek. 
- CMK'da yer alan, hakimlerin tutuklama yerine adli kontrol uygulayabileceğine yönelik düzenlemedeki süre sınırı kaldırıyor. Yürütülen soruşturmada, CMK'nın 100. Maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek. 

CHP'li Akif Hamzaçebi'den "Pirus" benzetmesi
3. Yargı Paketi'nin kabul edilmesinin ardından CHP'li vekiller toplu olarak TBMM'de basın toplantısı düzenledi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 3. Yargı Paketi'nin kabul edildiğini hatırlatarak, "AKP'liler bunu zafer olarak ilan ettiler. Ortada AKP açısından bir zafer vardır, ancak bu Pirus zaferi olacaktır. Yıktıklarının altında AKP kendisi de kalacaktır. Bugün yarattıkları canavar bir gün gelip onları da yiyecektir" dedi. Hamzaçebi, şöyle devam etti:  "Bu andan itibaren Türkiye'de bir özel yetkili mahkemeler vardır bir de AKP'nin kurmuş olduğu kendine bağlı olan bir yargı sistemi vardır. Özel yetkili mahkemeler kalkmamıştır. Özel yetkili mahkemeler bütün acımasızlığıyla, bütün şiddetiyle, bütün hukuk tanımazlığıyla sistemimizde vardır, devam edecektir. Özel yetkili mahkemeler varlıklarıyla yaptıkları soruşturmalarla yürüttükleri yargılamalarla kamuoyunda çok büyük bir tartışmanın konusu olmuştur. Böyle bir tartışmanın konusu olduğu halde bu mahkemelerden herkes şikayet ettiği halde ve hükümette görünüşte bu şikayetleri dikkate alan bir noktadan hareket ettiği halde vardığı nokta çok farklı olmuştur. AKP bambaşka bir şey yapmıştır. Türk hukuk sistemini yargı sistemini AKP bugün yıkmıştır. Ancak bu yıkıntıların altında kendileri de bir gün kalacaktır." 

Tarhan, zamanlamaya dikkat çekti
Zamanlamaya işaret eden CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da, "Birden bire her ne olduysa özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiği söylemi sık sık bunu duyar olduk. Bu iktidar odaklarından gelir oldu bu sözler. Ben esrarengiz nedenleri olduğunu ısrarla söylüyorum, zamanlamanın çok önemli olduğunu sık sık dile getiriyorum. Bunun çok özel nedenleri var bu zamanlamanın" diye konuştu.  Toplumda "özel yetkili mahkemelerden acaba kurtuluyor muyuz, kaldırılacak mı" diye haklı bir beklenti oluştuğunu ifade eden Tarhan, "Fakat bugün sonuca bakıyoruz, içler acısı bir sonuçla karşı karşıyayız" dedi. 

Klonladılar
İkili bir özel yetki yaratıldığını savunan Tarhan, şöyle devam etti:  "Bakıyoruz özel yetkili mahkemeler muhafaza edildi. Sadece Ceza Muhakemesi Yasası'ndan taşınıp Terörle Mücadele Yasası'nın içerisine 250, 251, 252 olduğu gibi yani o maddelerdeki yetkiler oraya olduğu gibi getirildi ve monte edildi. Sadece bu yapının yetkilerin adresi değiştirildi CMK'dan alınıp TMK'nın içine alındı üstelik özel yetkili mahkemelerde açılmış davalar bakımından kesin hüküm verilinceye kadar o yetkilerin muhafaza edilmesine karar verildi ki bu olağanüstü bir şeydir. Bu kesin hükme kadar gidecek sürenin 30 yıl olduğunu söylemeliyim. Bu tür bir davada zaman aşımı süresi 30 yıldır. Eğer 30 yıl süresince bu dava bitmezse bir özel yetkili mahkeme heyeti 4 kişilik hakim savcı heyeti bir dava için örneğin 30 yıl kadar bekleyecekler ve o yetkilerini muhafaza edecekler ömürleri vefa ederse tabii. Böyle bir absürt durumla karşı karşıyayız.  Yeni davaları ise TMK'nın 10. maddesine monte ettiklerini söyledim. Ve ikili bir özel yetki yarattılar. Yani yeni ÖYM'ler eski ÖYM'ler klonlanarak yeni terörle mücadele mahkemeleri haline getirilmiş." 

BDP'li Kaplan'dan tehdit gibi açıklama
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Kaplan, önceki gün Meclis'te yaşanan olaya ilişkin tehdit gibi açıklamada bulundu. Kaplan, "326 çoğunluğuna güvenenler bir gün sokakta feleklerini şaşırırlar halkın karşısında ve uyarıyorum" dedi.  Kaplan, Genel Kurul'da dün yaşananları da şu sözlerle anlattı:  "Önerge Meclis'e geldiğinde usul tartışması yaşandı. Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam'ın oturumu yönetememesi CHP'nin sesli protestosuyla kapaklara vurması aşamasında önergenin okutulması ve uyarmamıza rağmen ısrarla okutulması, o gürültü içinde Başkanlık Divanının ara vermemesi üzerine önce uyardık. Bu sırada  AKP milletvekilleri üzerimize yürüdü. O an bizde 8 kişi var. Kaba gücüne dayanarak Meclis'te eşkıya gibi linç hareketi başlatmışlar. Ve özellikle belli ki önceden seçilmiş örgütlemiş tetikçi olarak saldırgan olarak talimatla hareket eden kesimler." Kaplan, "Biz orada 3 milyon seçmenimizin iradesiyle o koltuklarda oturuyoruz. Ve o salonun içinde 326 çoğunluğuna güvenenler bir gün sokakta feleklerini şaşırırlar halkın karşısında ve uyarıyorum. Bunun sonu nereye gider düşünsünler, çok tehlikeli bir yaklaşım içindeler ve tek tek de tespit ettik bu saldırıyı yapanları" dedi.(Haber :  Salim Yavaşoğlu/ YENİÇAĞ)

Kaynak: YENİÇAĞ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=69687


Bu haber 873 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,541 µs