BİR AYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

13 Nisan 2012 19:48 tsi
BİR AYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

"Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler, dünya hayatı onları aldattı.Bugünleriyle karşılaşmayı unuttukları ve ayetlerimizi bilerek inkar ettikleri gibi, bugün de biz onları unuturuz" (Araf suresi, 51.ayet).

Bir ayetin düşündürdükleri...

Din hayatın ta kendisi...

İnsanın varlık gayesini, dününü, bugününü ve nihayet geleceğini beyan eden, ona nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiğini gösteren Rabbinin merhameti, lütfu...

Elbette vahiy esaslı, muharref olmayan hak dinden sözediyoruz.

İlahi habere kulak verelim:

"Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler, dünya hayatı onları aldattı.Bugünleriyle karşılaşmayı unuttukları ve ayetlerimizi bilerek inkar ettikleri gibi, bugün de biz onları unuturuz" (Araf suresi, 51.ayet).

Mekke'nin müşrikleri İbrahim (AS)'ın atalarına ulaştırdığı ilahi mesajı tahrif ederek yeni bir din icadına heveslendiler. İnsanlık tarihi bu sapmaların nice örnekleriyle dolu. Haccı, kurbanı, duayı ve daha nice ibadeti asli hüviyetinden çıkararak heva ve hevesleri üzere yorumlar türetip çarpık kabuller ve uygulamalar ürettiler.

Kur'an çok defa bu çarpık algı ve anlayışları bizlere beyan eder, uyarır. İnkarcıların Hz. Peygamber (AS)'ın davetini nasıl hafife aldıklarını, alay ve eğlence konusu ettiklerini bildirir. Ahlaki sorumluluklardan kaçışlarını, tabi olacakları değil kendilerine tabi olacak bir din aradıklarını, iman edenleri hakir görerek aşağıladıklarını, inkar ettikleri hakikatin boşluğunu yalan, yanlış ve iftiralarla doldurduklarını haber verir. Allah (CC) güzel ahlakı, dürüstlüğü, hayayı, adaleti emrettiği halde isyan, küstahlık, tekebbür içinde sözde duası, ibadeti olan bir şirk-küfür dini icad ettiklerini görürüz.

Allah'ın insanlığı uyardığı ve birleştirilmesini emrettiği bağları parçalayan ve koparanlar arasında Mekke müşrik toplumu ne ilkti ne de son. İnsanın vahiyle ve hakikatle bağını koparanlar, bizatihi kendilerini ve fıtratı parçalayanlar olagelmiştir.

İşaret etmeye çalıştığımız bağların vazgeçilmez ve muazzam değeri, ne yazık ki şu modern zamanlarda da yeterince kavranabilmiş değil. Merhum bir büyüğüm "dininizi ciddiye alın" derdi.

Dini ciddiye almak...

İnsanın kendini, geleceğini, akibetini ciddiye alması...

Hayatını, varlığını, ailesini, dostlarını, düşmanlarını ciddiye alması...

Habire ölüp duranlar ne anlatır çağın insanına?

Akan kanlar, tükenmeyen nefretler, tecavüze uğrayan canlar, mallar?...

Doymak bilmeyen iştahlar, elindeki çoklarla yetinmeyip başkalarındakilere göz dikenler...

Dini ciddiye almayanlardır.

Dinden habersiz hayat sürenler, dinin getirdiği ve insana sunduğu değerlere sırt çevirenler, dini bir eğlence ve oyun mesabesinde algılarlar. Dinle ve dindarlarla alay etmek, dünyada eriyip kaybolmak, tümüyle haz ve çıkarlara ayarlı bir gündem onlar için anlaşılabilir bir durum.

Ya inandıklarını iddia eden yığınlar...

Dini bir aksesuar, fantastik bir mesele, mistik bir ilgi alanı olarak gören az insan mı var sizce.

Bir tür hobi ya da insanda merak uyandıran gaybi/metafizik konulara amatör bir alaka düzeyinde seyreden bir din mensubiyetine ne demeli?

Bir antik değer olarak anlaşıldığında, dinin, hayatın esaslı alanlarıyla irtibat ve ilgisini kurabilmek mümkün olmuyor. Böyle bir din algısı insana ve hayata pek de ilişmiyor.

Televizyonlarda, şov programlarında, reklam arası tadında din gündemi...

Ülkede ve dünyada olan bitene kayıtsız, yalıtılmış bir din anlayışı...

Şifreler, tılsımlar, cinleri konuşan, ötelerde bir yerlerde konuşlandırılıp orada şirin bir figür ya da biblo görünümünde mahpus, statik bir din...

Oysa din bir hidayet ve rahmet kaynağı olarak tanıtılıyor Şerefli Kitap'ta...

Hidayet... Yani en doğru yol haritası... Kılavuz... Doğruyu, adaleti, hakikati gösteren işaretler bütünü...

Zihinde, davranış ve tutumlarda, yani insan ve toplum hayatında bir köklü değişim, devrim vaat eder din.

En doğru haberlerin, en doğru bilgilerin, en doğru ilkelerin, en doğru tavır ve davranışların habercisidir din...

Ne günlük haber-yorum programlarına, ne magazin gündemlerine, ne de menkul kıymetler borsasına benzer...

İnsan bunun farkında olsun ya da olmasın, insanlığın sahici ve en esaslı gündeminin adıdır "din"!..

Mekke müşrikleri sorumluluklarından kaytarmayı seçtiler...

Kuruntularıyla ve köksüz-temelsiz icad ve yorumlarıyla ürettikleri yaşam biçimlerini yeğlediler. Sahte liderler, sahte öncüler, sahte sığınaklar, sahte gündemler ürettiler...

Peşine düştükleri, güvendiklerinin onları yüzüstü terk edeceğini alemlerin Rabbi haber veriyor. Onlar geri dönüş imkanları (tevbe) varken süreyi tükettiler...Şimdi bu imkandan yoksunlar...

Onları aldatan da tekebbürleri, dünya hayatının zevk, hırs ve tutkularından başka bir şey değildi...

Allah (CC) ile karşılaşmayı unuttular...Vahyin emir ve yasaklarını terk ettiler.

Sonuç şu ki: Allah da onları terk edecek.

Dinden habersiz ve onu ciddiye almayıp oyun ve eğlence edinenlere ne denir ki...

Sözü bize, çevremize getirerek bitirelim.

Din ciddiye alınıyor mu?

Dinimizi ciddiye alıyor muyuz sahiden?"

Ömer Karaoğlu - Milli Gazete

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/bir-ayetin-dusundurdukleri-235701.htm

Bu haber 654 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.