En Sıcak Konular

ERDOĞAN ''HINÇ VE LİNÇ'' TEZGAHININ FARKINDA MI?

14 Ocak 2012 17:45 tsi
ERDOĞAN ''HINÇ VE LİNÇ'' TEZGAHININ FARKINDA MI? Başbakan R. T. Erdoğan'ın hastalığı, etrafına çöreklenmiş birçok "siyasi illet"i de ortaya çıkardı.

Erdoğan “hınç ve linç” tezgahının farkında mı?

Başbakan R. T. Erdoğan'ın hastalığı, etrafına çöreklenmiş birçok "siyasi illet"i de ortaya çıkardı.
  
Damatlıklarını giyen fırsatçı-biatçılar
Türkiye'yi bu günlere beraber sürükledikleri "devlet çarkına sinmiş Amerika/Pensilvanya, Vatikan ve İsrail bağlantılı F tipi" ekip, Erdoğan hasta düştüğü süreçte ona karşı seslerini yükseltmeye, ayağına çelme takma türünden aykırı adımlar atmaya, hatta Erdoğan'ı "siyasi mevta" haline dönüştürüp "yeni sürecin lider adaylarına damatlık giydirmeye" başlıyorlar… Siyaset boşluk tanımıyor. Erdoğan'ın sağlığı ve karizması yerindeyken "tam biat etmiş edasıyla güya el pençe divan duran F tipi fırsatçılar", ağır rahatsızlığı sebebiyle birkaç hafta boş bıraktığı alanda "kimseye biatımız yok; bu meydanda biz de varız" çıkışlarıyla arz-ı endam ediyorlar. Bu vaziyeti herkes böyle görüyor, böyle okuyor.
 Erdoğan'ın hastalığı, bu bağlamda önemli bir "siyasi turnusol" oluyor. F tipi ekip, nekahat döneminde fırsatçılık yapıyor, Erdoğan'ın ayaklarının altındaki "siyasi halı"yı çekiyor, rol kapmaya çalışıyorlar.
 
Erdoğan'a dönük oyunun startı
Aslında, Erdoğan'ın devletin bir-iki üst düzey görevlerine, bu F tipi kadrodan farklı "Amerika/Pensilvanya, Vatikan ve İsrail bağlantısı bulunmayan, dinlerarası diyalogcu olmayan daha yerli birkaç bürokrat"ı getirmesiyle düğmeye basılıyor. Nitekim o süreçte zamane medyasındaki F tipi kalemşörler, Erdoğan'a, Amerika/Pensilvanya kaynaklı ağır demokratikleşme sinyalleri gönderiyorlar.
 Görsel ve yazılı medyalarında hedefe Erdoğan'ı oturtan aynı F tipi kalemşörler, şimdilerde, "siyaset, yargı ve medya cephelerindeki mücadele kıyasıya devam ediyor" diyorlar. Bir yandan da "mücadele demokratikleşme ile vesayet arasındadır" şeklinde ara gazı veriyorlar.
 Bunların kendilerinde konuşmadıkları, Amerika'nın, yani sahiplerinin sesi oldukları herkesin ma'lumu…
 
Erdoğan'dan ilk basiretli karşı atak
Hastalık sürecinde otokritik yapma ve gelişmeleri daha geniş perspektiften tahlil etme imkanı bulan Erdoğan, Rusya ile yaptığı Güney Akım anlaşmasıyla Avrupa'yı Rusya'ya adeta göbekten bağlayarak, hem haricî hem de dahilî Amerikan-Pensilvanya lobisine büyük bir ders veriyor, somut kartını gösteriyor.
 Erdoğan'ın bu somut duruşuna karşı ataklar peşi sıra geliyor… Hemen ardından vahim Uludere faciası yaşanıyor. Eski Genelkurmay Başkanı tutuklanıyor. CHP Genel Başkanı hakkında "fezleke" işi patlıyor.
 Gelişmelerin "hukuki" tarafını değil, siyasi tarafını tahlil ediyoruz…  Erdoğan'ın bu sürpriz gelişmelerden razı olmadığı gözleniyor, kendisi ihsas ediyor. Bu sürpriz gelişmelerin "siyasi arka plan"ını, Erdoğan'ın çok iyi okuması gerekiyor.
 
Erdoğan'a "hınç" yeni damatlara "sempati" alanı
Çünkü bu gelişmeler, maşerî vicdanda "Erdoğan'a dönük bir hınç" oluşturuyor. Damatlıklarını giyen yeni F tipi Amerikancı lider adaylarına "sempati alanı" açıyor.
 Uludere faciasının arkasındaki elin Amerika ve İsrail cephesi olduğunu hem vatandaş okuyor, hem de ilgili bürokrasinin karşı beyanatlarından anlaşılıyor. Hatta BDP'li Selahattin Demirtaş bile bu "ellere dikkat" çekiyor. Erdoğan'a adeta "siyasi tuzaklar" kuran ve hatta kendisine bağlı kurumlardan yalanlamalarla ona "siyasi zor"u gösteren arka plandaki bu F tipi yerli-yabancı eller ve bürokrasideki uzantıları fenersiz yakalanıyorlar. Erdoğan, bunları görmezlikten gelemez, Güney Akım manevrasına benzer bir manevra da bu noktada yapmak durumundadır; aksi halde görmezlikten gelirse asıl "siyasi mevta"o zaman olur.
 
"Hınç puzzle"nın parçaları
Bu bağlamda Uludere faciası, orada can veren 35 vatandaşımıza dönük değil; bilakis Erdoğan'ı "siyasi mevta" yapmaya dönük bir operasyondur.
 Güney Akım onayına karşı çıkartılan bir Amerikancı karttır.
İlker Başbağ'un tutuklanması da aynı "siyasi hınç planı"nın bir parçası olarak beliriyor. Silivri'ye atılmış Başbuğ'un şahsında gerçekte Erdoğan'a dönük "siyasi bir hınç" oluşuyor. Erdoğan'ın da bunun farkında olduğu konuşmalarından anlaşılıyor. Zaten Erdoğan'ın istikameti ile, "mesai arkadaşım" dediği Başbuğ'un istikameti çok da farklı değildi…
 Başbuğ, "demokrat asker" diye kendini takdim etmiş bir komutandı. Aynen Erdoğan gibi, bir asker olarak ilke defa, Kürt meselesi salt askeri tedbirlerle çözülemez, demişti. O'nun komutanlığı sürecinde Kuzey Irak'taki kırmızı çizgiler hepten silinmişti. EMASYA protokolü onun zamanında lağvedilmişti. Başörtülü kadınlar TSK afişlerinde yer almıştı. İrtica kırmızı kitaptan ve askerin defterinden silinmişti… Daha da önemlisi, Başbuğ, siyasi kulislerde, AKP'nin kapatılamaması için "özel çaba sarf ettiği ve onun çabalarıyla kapatılmadığı" hala konuşulan bir komutan!
 Kemal Kılıçdaroğlu fezlekesinin bir patlatılması da, CHP ve Kılıçdaroğlu'ndan ziyade, Erdoğan'a ve ondan sonraki yeni siyasi sürece dönük "hınç puzzle"nın bir parçasıdır.
 Bu gelişmeleri Erdoğan'ın "demokrat sırtı"na yıkıp onu kışkışlayanlar, öte yandan da gidişatın " diktatörlüğe kaydığı"nı seslendiriyorlar. Bu F tipi ekip eskiden beri böyledir; bir yandan millete Şia kaynaklarından aşırma Cevşen'i kutsal kitap diye talim ederler, ama aynı süreçte Amerikan aklıyla Şia'nın küfürde olduğu şeklindeki batıl fetvalarla Haçlıya asker olur, Müslümanlara savaş açılması için seferber olurlar… Bugün benzer "siyasi kaderi" Erdoğan'a yaşatmaya çalışıyorlar.
 
Önce zincirleme hınç, zamanı gelince "siyasi linç"
Hızara alınmış Erdoğan, hem ileri, hem de geri manevralarla biçiliyor. Bu arada pek tabii olarak devlet ve milletiyle topyekun Türkiye biçiliyor.
 Şayet Erdoğan, "mesai arkadaşım" dediği Bağbuğ'un tutuklanmasının arka planını okuyabilir, Kılıçdaroğlu fezlekesnin de aslında onların şahsında kendisine ve Türkiye'nin yeni siyaset geleceğine dönük bir "zincirleme hınç manevraları" olduğunu fark edebilirse, Güney Akım projesine verdiği onayla oyunu bozduğu gibi, yine oyunu bozar. Kendisine yönelik "siyasi hınç" tezgahını, "siyasi linç"e dönüşmeden bozar.
 Aksi halde Erdoğan'ın inisiyatifi dışında kalan siyasal, sosyal, adlî, medyatik ve bürokratik alanlardan fırsatlar devşirerek oluşturdukları "siyasi hınç puzzle"nın parçalarını birleştirirler, "siyasi linç"e dönüştürürler… Mısır'da ve diğer BOP ülkelerinde yaşandığı gibi.
 

Mehmet Emin Koç - Yeni Mesaj

 

Kaynak YENİM MESAJ GAZETESİ...http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12000183/erdogan-8220hinc-ve-linc8221-tezgahinin-farkinda-mi/mehmet-emin-koc



Bu haber 701 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,759 µs