''CÜBBELİ OLAYI''NIN PERDE ARKASI

12 Aralık 2011 07:51 tsi
Açıkçası tutuklanmaya gerekçe olan konu ile alakalı bilgilere sahip değiliz! Ancak çok iyi bildiğimiz bir şey var! Ne midir o? Bu ülkede birilerinin haysiyet cellatlığı yaparak insanları itibarsızlaştırmaya çalıştığını!

Cübbeli olayının perde arkası  
 
Ne yalan söyleyeyim Cübbeli Ahmet Hoca’ya son haftalarda kızıyordum!
Niye mi?
Paxamericana’nın Suriye’ye ilan ettiği Haçlı seferine destek verip dolgu malzemesi olduğu için!
Ancak bu kızgınlığımız Cübbeli’nin tutuklanmasıyla sonuçlanan son hadiseleri objektif olarak yorumlamamıza engel değildir!
Açıkçası tutuklanmaya gerekçe olan konu ile alakalı bilgilere sahip değiliz!
Ancak çok iyi bildiğimiz bir şey var!
Ne midir o?
Bu ülkede birilerinin haysiyet cellatlığı yaparak insanları itibarsızlaştırmaya çalıştığını!
Evet kamuoyunda adına Cemaat denen kesime zerre bir laf ederseniz her an bir tezgahla yüz yüze gelebilirsiniz!
Cübbeli’nin dosyasını bilmiyor ve peşinen bir hüküm vermiyorum lakin onun Cemaatı, diyalogcular diye hedef aldığına televizyon sohbetlerini dinleyen biri olarak şahidim.
Diyeceksiniz ki böyle bir eleştiri tek başına bu tür  bir operasyona gerekçe olabilir mi?
Elbette hadise sadece bu eleştiri değil, olayın perde gerisi var ve o da tahminimce şudur:
Malum İsmailağa Camiasının başında yaşı 90’ı geçmiş Mahmut Hoca var ve onun vefatı sonrasında gurubun önderi olmak için yoğun bir çekişme yaşanıyor.
Çekişmenin merkezinde Cübbeli Ahmet Hoca ile Mahmut Hoca’nın yakın akrabası Saadettin Ustaosmanoğlu  var... Cübbeli gurubu Arifhan dergisi çıkarırken, Saadettin Ustaosmanoğlu Gurubu da Furkan’ı çıkarıyor... İkisinin arasındaki önemli ayrışmalardan biri Cübbeli’nin Fetullah Gülen Cemaatı karşıtı olması, buna mukabil Saadettin Hoca’nın AKP yanlısı ve Cemaat taraftarı olmasıdır. Öyle ki Saadettin Ustaosmanoğlu Zaman gazetesine Ergenekon bağlamında Gülen Cemeaatı çizgisinde açıklamalar bile yaptı.
Dedim ya dosyayı bilmiyorum ve yargıyı hedef almıyorum ancak düşünüyorum da acaba bu operasyon, iç çekişmelerini yukarıda sunduğum İsmail Ağa Cemaatının geleceğinin dizaynı ile alakalı olabilir mi? Öyle ya Cübbeli’nin itibarsızlaştırılması en çok Zaman Gazetesinin pek sevdiği Saadettin Ustaosmanoğlu’na yarayacak ve muhtemelen Mahmut Hoca’nın manevi olarak yegane varisi olacak! Bu şekilde de Cemaat İslami kesimdeki önemli hasımlarından birinden kurtulmuş olacak! Beni böyle bir değerlendirmeye iten sebeplerden biri de henüz iddia aşamasında olan suçlamaların olmuş gibi medya’ya servis edilmesidir!
Ne dersiniz, haksız mıyım?

Eyvah Leon Panetta yine geliyor!

Eyvah ki eyvah!
Niçin mi?
O yine geliyor!
Kimden mi bahsediyorum!
Leon Panetta’dan!
O kim mi?
CIA’nın önceki, Pentagon’in şimdiki patronu!
Neden mi endişelendim?
Yahu bu adam geçen Mart ayında Ankara’ya 5 günlük sır bir ziyaret yaptı ve Tayyip Erdoğan’la hükümetinin kimyası değişti. Bir anda dost olduğumuz Libya ile Suriye’yi düşman ilan edip İran’la bile karşı karşıya geldik!
Korkarım bu gelişle çok daha kötü şeyler olacak!

AKP yargısının suç kriterleri?

1) Zekat hırsızlığı yapmak serbest, AKP ve Erdoğan’ı eleştirmek milletvekili olsanız bile suç!
2) Devletin partilere yaptığı hazine yardımını üstüne geçirmek serbest, muhalif bir partide Belediye Başkanı olmak ise tek başına suç nedeni!
3) Devlete kalkışmak ve bölücülük serbest, işçinin hakkını araması ve öğrencinin gösteri yapması örgütlü suç!
4) Naylon fatura, iş takibi, hayali ihracat serbest, siyasilere yumurta atmak örgütlü suç!
5) Türkiye’nin bölünmesini haykırmak serbest, birliğini dillendirmek suç!
6) PKK’yı övmek serbest, TSK’yı sahiplenmek suç!
7) Atatürk’ü, Cumhuriyeti ve Türk tarihini yermek serbest, övmek suç!
8) Barzani ile Talabani’ye alkış tutmak serbest, Beşar Esat devletinin birliğini savunuyor demek suç!
9) Amerikan İslamını savunmak serbest, Şanlı Muhammed Aleyhisselam ve Ehli Beyti’nin İslam’ını savunmak suç!
10) ABD’yi vatan görmek serbest, Türkiye için vatan demek suç!

El Maktum’a özel hukuk!

El-Maktum’u biliyorsunuz, İngiliz hayranı olan zengin Körfez Şeyhi!
Hatırlayın bu Şeyh Efendi, 2008 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden İETT arazisini almak için ihaleye girmiş ve kazanmıştı. Lakin Şeyh Maktum ABD’de başlayan Mortgage krizi akabinde zora düşmüş ve araziye ödemeyi yapamamıştı!
Peki sonrası mı?
Yazılı hukuka göre olması gereken 15 gün sonra El-Maktum’un verdiği teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve de ihalenin iptalidir!
Evet olması gerekenler bunlar, ama olanlar ise maalesef şöyledir:
Aradan 4 yıla yakın bir zaman geçti!
Ne teminat mektubu nakde çevrildi, ne de ihale iptal edildi!
Söyler misiniz nedir bunun adı?
Dünyanın en pespaye kabile devletlerinde bile böyle bir rezillik olabilir mi?
Şahsa göre özel hukuk öyle mi?
Parasız Eğitim İstiyoruz diye pankart açan çocukları 19 yılla yargılayan şanlı(!) yargımız ve savcılarımız neredesiniz? 

Sabahattin Önkibar - Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=11006306&tarih=2011-12-12}

Bu haber 1,415 defa okundu.