''KİN KAPISI DA AÇILSIN!''
19 Kasım 2011 13:43 tsi
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Hükümetin azınlık vakıflarıyla ilgili tutumunu eleştirdi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Hükümetin azınlık vakıflarıyla ilgili tutumunu eleştirdi. Yaşanan gelişmeleri tek tek sıralayan Kalaycı, "Patrikhane'nin kin kapısı var orayı bir açsınlar, illa orada bir Türk üst düzey yetkilinin asılması mı söz konusu, onu mu bekleyeceksiniz? Patrikhane de bazı konularda geçmişten beri gelen kinlerine bir son versin. O kapıyı da bir açtırın" çağrısı yaptı.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 2012 Bütçesine Dair Görüşmelerde çok önemli konuları gündeme taşıdı. "Ayasofya'yı da ibadete açalım, birlikte cuma namazı kılalım'diyen Kalaycı, bugüne kadar yaşanan olayları, tek tek sergiledi
"Avrupa Birliği 2011 yılı İlerleme Raporu'nda; "Ağustos ayında yaklaşık doksan yıl sonra ikinci defa Karadeniz Trabzon ilindeki Sümela Manastırı'nda ayin izni verildi, gerçekleştirildi. Eylül ayında Van Gölü'nde Akdamar Adası'nda Ermeni Surp Harç Kilisesi'nde 1915 yılından bu yana yine ayin düzenlendi" diyor.
"Van şehrinde Protestan Kilisesi, haziran ayında resmen açıldı" diyor. "Başbakan Yardımcısının da aralarında bulunduğu Türk yetkililer, gayrimüslim cemaat liderleriyle toplantılar yapmıştır. Bu toplantılar arasında Patrikhaneye gerçekleştirilen bir ziyaret de bulunmakta olup 50'lerden bu yana üst düzey bir yetkili tarafından Patrikhaneye gerçekleştirilen ilk ziyarettir" diyor" açıklaması yapan Kalaycı, "Bunları şunun için söylüyorum: ben tarihçi değilim ama bize öğretilen bir konu var, Patrikhane'nin kin kapısı var orayı bir açsınlar, illa orada bir Türk üst düzey yetkilinin asılması mı söz konusu, onu mu bekleyeceksiniz? Patrikhane de bazı konularda geçmişten beri gelen kinlerine bir son versin. O kapıyı da bir açtırın.
Sümela'da, Akdamar'da ayin izni veriyorsunuz. E, biz ülkücüler olarak, sizler daha önce "Mill" görüş" çatısı altında iken hep beraber yürümedik mi Sayın Başbakan Yardımcım "Ayasofya ibadete açılmalı" diye yürümedik mi? Bir açalım o zaman, bir de orayı açalım, beraber Cuma Namazı kılalım orada " dedi.
MÜSLÜMAN VATANDAŞLARIMIZIN DİNë AMAÇLI VAKFI VAR MI?
" Vakıflar konusu, Sayın Başbakan Yardımcım. Tabii, sunumunuzda son gelişmelerle ilgili bir bilgi göremedim. Bir kanun hükmünde kararnameyle yapılan bir düzenleme var, azınlık vakıflarına 1936'da beyan ettikleri mülklerin iadesiyle ilgili bir düzenleme. " diyen Kalaycı şunları söyledi:
" Biliyorsunuz, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti'yle ilgili ileri sürülen iddialar, gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına, gerek Avrupa Birliği ilerleme raporlarına yansıyan, gerekse bu konuda görüşünü açıklayan kişilerin ortaya koyduğu iddia iki tane.
"Azınlık vakıflarının mülkiyet hakkını engelliyorsunuz."
"Azınlık vakıflarınaeşitlik ilkesine aykırı davranıyorsunuz."
Halbuki yüzde 99'u Müslüman olan vatandaşlarımızın din" amaçlı bir vakfı yok, Medeni Kanunumuza göre, Vakıflar Kanunumuza göre din" amaçlı bir vakıf yasak.
Şimdi, Müslümanların dini amaçlı vakfı yok ki azınlık vakıflarına bir eşit davranmama söz konusu olsun, yani Müslüman kesimin bir vakfı olur da eşit davranmazsın, o zaman haklılar dersin.
Yine aynı şekilde vakfı yok ki Müslüman kesimin din" vakıflarına mülkiyet hakkı verilsin, azınlık vakıflarına verilmesin.
Gayrimüslim vatandaşlarımız da aynen Müslüman vatandaşlarımız gibi dini amaçlı olmayan vakıf kurabilmekte, mülk edinebilmektedir. Yani uygulama herkese aynıdır.
Diyeceğim şu: Sonuna kadar hakka hukuka uygun olan uygulama yapılan düzenlemelerle maalesef şimdi daha kolay bir şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinde dava kazanabilecekleri bir noktaya getirildi.
Şimdi, ben, şunu sorarım: Niye 36'da beyan edilenler de daha öncekiler yok? Yani bir kısmını veriyorsanız o zaman hepsini vermeniz lazım yani sadece beyan ettikleriyle sınırlı tutulursa o zaman haksızlık yapmış olursunuz.Sayın Başbakan Yardımcım, benim endişem, bu işin Ayasofya'ya kadar götürülebilecek olması.
"Şu anki düzenleme kapsamıyor." dersiniz, doğrusunuz ama yarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açılacak davalarla bu işin nereye kadar gideceği gerçekten meçhul.
BU İŞ NEREYE KADAR GİDECEK?
Sadece bu konuda iki tane örnek size açıklayacağım. Şimdi, bir gayrimüslim gazetecimizin Altüst dergisinde yazdığı bir yazı var. Hatta orada 28 Ağustos 2011 akşamında Patrikhanedeki, Sayın Başbakanın, bakanların, sizlerin katıldığı iftar yemeğinde neler konuşulduğunu da anlatıyor ve şunu diyor: "Bu kararnameyle hangi sorunlar çözülüyor? 1936 beyannamesinde olan binalar ve mezarlıklar iade edilecek, 1936 beyannamesine girmeyen mallar iade edilemeyecek. Yüzlerce mazbut vakfın malları iade edilmeyecek."
Yine, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda ne denmiş, bir de ona bakalım, 2012 Avrupa Birliği İlerleme Raporu da mazbut vakıfların bir kısmının mülklerini alamadığından bahsetmiş.
Yani bu iş nereye kadar gidecek hakikaten? Maalesef bu dönemde öyle bir noktaya gelindi ki haksız duruma düştük. Yani 36'dan öncekileri, beyan edilmeyenleri niye vermiyorsunuz diyorlar, ona ne diyeceksininiz? Yarın mahkemeye gidildiğinde Türkiye Cumhuriyeti kendisini nasıl savunacak?
Hep şu gerekçe ileri sürüldü: 2008 yılında Vakıflar Kanunu'nda yaptığınız o diğer vakıflarla aynı statüye getiren düzenleme Genel Kurulda tartışılırken, görüşülürken bunları hep biz söyledik, uyardık yani burada Lozan Anlaşması'yla verilen ayrıcalığın genelleştirildiğini, Yunanistanın bu hakları vermediğini söyledik. "Lozan Anlaşması'nda mütekabiliyet şartı var." dedik, dendi ki "Ya, kendi vatandaşlarımızı başka bir ülkeyle nasıl kıyas edersiniz?"
Şunu da söyleyeyim: Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, etnik kökeni, inancı, mezhebi ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin birinci sınıf vatandaş olduğuna inanıyoruz. Bir haksızlık varsa sonuna kadar bu haksızlığın giderilmesi için çabalayacağımızı, gerekeni yapacağımızı da hep söyledik, ama burada bir haksızlık yok.
PROTESTAN KİLİSESİ VAKFININ KURULMASINA NASIL MÜSAADE ETTİNİZ
Sizin sunumunuzda 90 ton kavurma yapıldı, şu yapıldı bu yapıldı anlatılıyor da bazı şeyleri göremiyoruz.
Bir soru soracağım: Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda diyor ki "AİHM 2010 tarihli, Ankara'da Kurtuluş Protestan Kilisesi Vakfının kurulması konusunda, Türkiye davasında verdiği karar uygulanmıştır." diyor.
Yani bizim kanunlarımıza göre, din" amaçlı vakıf kurulamaz. Nasıl kuruldu, bilemiyorum.
Aynen geçen yılki görüşmede tartıştığımız konu gibi. Patrikhaneye maalesef Hükmetiniz gayrimenkul tescil etti, tüzel kişiliği olmayan bir birime gayrimenkul tescili yapıldı. Niye? "Mahkeme kararı" diyeceksiniz. Doğru, mahkeme de maalesef Adalet Bakanlığının müdahalesiyle böyle bir kararı verdi ve bir anlamda Patrikhanenin tüzel kişilik kazanmasının, nihayetinde ekümenikliğin önünü açtınız, yolunu açtınız.
Bu haber 655 defa okundu.
Hakverdi Murat Merdamert
Arif Tarakcı
Sabiha Sena
Bütün Yazarlar
Prof.Dr.Mehmet Öz Türk Ocakları Genel Başkanı
Nuri Gürgür
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
Yorumlar
+ Yorum Ekle