En Sıcak Konular

TERÖRÜN ÇEŞİTLERİ

27 Ekim 2011 22:45 tsi
TERÖRÜN ÇEŞİTLERİ Terör belki çok uzun bir zamandır devam eden bir süreç gibi görünse de son zamanlarda adeta şekil ve renk değiştirmeye başlamış gibi bir izlenim vermektedir.

Terörün çeşitleri

Son haftalarda peş peşe gelişen olaylar insanları şaşkına çevirdi. Daha birinin etkisinden kurtulmadan bir diğeri ile tanışmak zorunda kalınıldı. İletişimin hızı ile gelişmeler dünyanın neresinde olursa olsun kısa sürede herkesi etkilemeye devam etti. 5 polisin saldırı sonucunda şehit edilmesi, 24 askerin Çukurca'da şehit düşmesi, bunların yarı sıra gerek sivil gerekse asker ve polisten yaralananların bulunması, Türkiye'nin gündemine oturdu. 22 ilden şehit cenazeleri kalktı ve milletin yüreği bir kere daha dağlandı. Allah'tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifa, ailelerine büyük sabır dilerken, bir an önce yurtta ve cihanda sulhun ve huzurun gerçekleşmesini temenni ederim.

Terör belki çok uzun bir zamandır devam eden bir süreç gibi görünse de son zamanlarda adeta şekil ve renk değiştirmeye başlamış gibi bir izlenim vermektedir. Son aylarda yapılan tüm girişimlere rağmen, terör azalmamış ve hatta son haftalarda dozunu arttırmış, şehirlere yayılma istidadı göstermeye başlamıştır. Terörün sivil uzantıları daha bir küstahlaşmış ve adeta her şeyi hor gören, uzlaşmasız bir tavır takınmış, daha da asık suratlarla gerginliği tırmandıran bir tutum içine girmişlerdir. Şehit olayları sırasında tek bir üzüntü belirtisi bile göstermemişlerdir. Kitlelerin sabrı artık taşma noktasındadır.

Acaba istenilen beklenmedik sosyal tepkilerin oluşması mıdır, bundan çıkar umanlar mı mevcuttur, getirilmek istendiği nokta, bu patlama noktası mıdır, kasten mi böyle yapılmaktadır?

Terörle geçinenler, inadına, inadına, adeta "insanların nasırına basarcasına" olayları tırmandırmaya başlamışlardır. Tabii, burada ilk akla gelen husus, bazı grupların bir nevi "Arap Baharı" tarzı olayları Türkiye'de de başlatmak istemesi olabilir. Hatta bu gayretleri ülke dışından teşvik edenler de bulunabilir. Onlara silah, mühimmat ve eğitim konularında yardım bile edilebilir. Bu bir faraziye veya zan değildir. Kısa bir süre önce, İsrail, bundan böyle PKK'ya her türlü desteği vereceğini açıkça belirtmiştir. Nedeni de haksızlığa karşı çıkan Türkiye'ye kendi usulünce ders vermek isteği. Yani, yıllardır ambargo altında inleyen çaresiz Gazze halkına gıda, ilaç, inşaat malzemesi gibi insani yardım yapan Türkiye'nin gayretlerine karşılık, İsrail de uluslararası bir terör örgütüne destek ve arka çıkacağını net bir şekilde ortaya koymuştur. Devlet terörünü adet edinmiş bir gruptan da, başka bir şey beklenmez, zaten!

Terör, korkutarak, bıktırıp, yıldırarak bir şeyler elde etme metodudur. Terörizm tek tip değildir. Çeşitleri ve seviyeleri farklıdır. Terör, aslında mertler meydanında olmaz. Onlar hep kalleşçe dövüşürler. İnsanların ıstırabı ile elde ettiklerini de kar ve ganimet sayarlar. Vicdan yoksunlarının metodu terördür.

Terörün bir türlüsü de devlet eliyle yapılanıdır. Bunu komşumuz Suriye'de rahatça gözlemleyebiliriz. Hatırlanması gereken çok önemli bir husus daha vardır. Bu da, "Rüzgar ekenin sonunda mutlaka fırtına biçtiğidir."

Suriye'de kaç aydır kan gövdeyi götürmektedir. Bütün devletler, şöyle veya böyle Suriye idaresini bu konuda uyarmış bulunmaktadırlar. Diğer taraftan Beşşar Esad ve etrafının ve ailesinin bu uyarılara kulak asmadığı da ortadadır. Ülkede terör ve zulüm devam etmekte ve Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi bu olaylar karşısında tamamen aciz ve sessiz kalmaktadır.

Amerika ve Avrupalılar bu uluslararası kurumlarda Suriye aleyhine hiçbir şey yapmamaktadır çünkü Güvenlik Konseyi'nin iki daimi üyesi Rusya ve Çin, Suriye'nin arkasında durmakta, Suriye aleyhine alınacak aleyhte bir kararı "veto" edeceklerini açıkça ifade etmektedirler.

İran da, Suriye'nin arkasında olduğunu belirtmiştir. Kısacası, ABD ve Avrupa devletleri, "Suriye'ye diş geçirememişlerdir". Onun yerine, Türkiye'yi teşvik etmeye ve bir şekilde Suriye içinde onların yerine faaliyet göstermesi için zemin hazırlamaya çalışmaktadırlar. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Fevkalade kaygan bir zemindir. Çünkü, her ne sebeple olursa olsun Türkiye, Suriye'ye girerse suçlu duruma düşecektir., Ortadoğu'daki saygınlığını ve prestijini kaybedecektir. Daha da kötüsü, ileride herhangi bir sebeple Türkiye'ye de müdahale kapısı açılmış olacaktır. Bu tam bir kurt kapanıdır.

Yine bu günlerde gerçekleşen terör olaylarından bir başka türlüsü de Libya'da yaşanmıştır. Libya'da Avrupalılarla işbirliği yapan ve Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda ve ABD'den destek ve teşvik gören "isyancılar", Kaddafi'yi devirmişler ve geçtiğimiz günler içinde de (21 Ekim) kendisini yakalayarak linç etmişlerdir.

Sergilenen vahşet dehşet verici boyuttadır. Bir de bu insanlık dışı davranış gerçekleşirken utanmadan, olayın videosunu çekmiştir. Dünya medyası da adeta Roma arenalarında gladyatörlerin çarpışıp ölmesini veya aslanların masum mahkumları yemesini seyreden eski Romalılar gibi bu kan ve dehşeti adeta zevkle göstermiş ve defalarca izletmişlerdir. Esasen, ölü veya dirisi için "kelle ödülü" koyan Batı, şimdi de, linç edilerek öldürülen Kaddafi'nin "otopsisinin" yapılarak, ölüm sebebinin anlaşılmasını istemektedir. Anlaşılan daha fazla kesme, biçme talep etmektedirler.

Evet diktatörler dönemi bitmiştir. Bu yöntemler tarihe karışmıştır. Lakin kimse böyle bir ölümü hak etmemiştir. Mesela Kaddafi diğer Arap diktatörlerden; Mısır'ın Hüsnü Mübarek'inden, Tunus'un Zeynelabidin Bin Ali'sinden daha kötü olmayıp, Libya'nın servetini Libya halkı ile bölüşmüş bir diktatördü. Libyalıların her birine sağlıktan, eğitime, evden, tatile kadar her konuda yardım yapmış olan diktatördü.

Ne var ki petrol denizi üstünde oturan bu ülkede (Libya'da) Avrupalıları, onların istediği derecede "doyurmuyordu". (Yani onların Libya'yı sömürmesine izin vermemişti). İlaveten, fakir siyah Afrika'ya yardım etmişti. Bağımsızlık için çarpışan grupları desteklemişti, hatta mesela Kıbrıs çıkartmasında ihtiyacımız olan tüm benzini Türkiye'ye bedava vermişti. Bunları yaparken de emperyalist güçleri fena kızdırmıştı. Sonunda emperyalist güçler Libya'ya saldırdılar ve hiç bir sebep göstermeden savaş açtılar, Libya'yı bombaladılar. Kaddafi'yi devirdiler.

Bir grup Bingazili isyancı-iş birlikçiyi Avrupalılar silahlandırıp, iyice dolduruşa getirerek öne sürdüler. Bütün bunlara direnen Kaddafi'nin başına yabancılar ödül koydular. Böylece Libya'da yaşanan terörün tüm evreleri tamam olmuştur. Yapılan bu olayların resmi tarifi de siyasi terördür.

Libyalı isyancıların yaptığı da "vahşetin terörüdür". Her ikisinin de hiçbir affedilecek yönü yoktur.

Alınacak ders: Güçlü olmak ve güçlü kalmak birinci görevdir.

Her türlü terörle sonuna kadar mücadele etmek ise ana hedeftir.

 

Prof. Dr. Oya Akgönenç


Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/terorun-cesitleri-219602.htm



Bu haber 1,045 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,717 µs