DAVUTOĞLU İLE ESAD'TAN 6 SAATLİK ''KRİTİK'' GÖRÜŞME

9 Ağustos 2011 17:04 tsi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kritik görüşmesi 6 saat sürdü.Davutoğlu'nun Şam ziyareti, Suriye üzerindeki uluslararası baskının arttığı bir döneme denk geldi.

Davutoğlu-Esad görüşmesi sona erdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kritik görüşmesi 6 saat sürdü.

Görüşmenin ilk üç saatlik bölümüne heyetler de katılırken, kalan kısmı başbaşa gerçekleştirildi.Bu kritik görüşmenin saatlerce sürmesi, Suriye'de tansiyonun düşürülmesi ve istikrarın yeniden tahsisi için bir yol haritası ya da takvimle ilgili detayların ele alındığı yorumlarının yapılmasına neden oldu.

Davutoğlu, bugünkü görüşmede, Esad'ın askeri operasyonları durdurması ve reformlara hız vermesi yönünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını iletiyor.   

Esad ve Davutoğlu başkanlığındaki heyetler arası görüşme sabah saat 11 sularında başladı ve üç saat sürdü.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in de katıldığı heyetler arası görüşmenin ardından Davutoğlu ve Esad arasında baş başa görüşmeye geçildi. Görüşmenin tamamlanmasının ardından bir açıklama yapılmadı.

Türkiye, bu görüşmeden bir sonuç alınamazsa, farklı bir yol haritası izleneceğini vurguluyor. Davutoğlu'nun Şam ziyareti, Suriye üzerindeki uluslararası baskının arttığı bir döneme denk geldi.

SOĞUK KARŞILAMA

Türkiye'nin özellikle Suriye ordusunun Hama'da geçen hafta başlattığı operasyonun ardından tutumunu sertleştirmesi Şam ile Ankara arasındaki iplerin de gerilmesine yol açtı.

Bu soğukluğun, Davutoğlu'nun ziyaretine de yansıdığı öne sürüldü. Davutoğlu'nun Şam'a gelişinde Muallim değil yardımcısı tarafından karşılanması bu soğukluğun bir işareti olarak yorumlandı.

ULUSLARARASI KAMUOYU AYAKTA

Davutoğlu’nun bugünkü kritik ziyaretinin öncesinde, Ankara ile Washington iki kez temasa geçti.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın önceki gece Davutoğlu’nu telefonla aramasından sonra, dün de Bakanlık Suriye Masası Şefi Fred Hof ve ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Dışişleri’nde Türk yetkililerle görüştü.

Diğer başka ülkeler de diplomatik çözüm çabalarını hızlandırdı. Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika temsilcilerinin de şiddete son verilmesi ve demokratik reformların uygulanması talebiyle Suriye'ye gidecekleri bildirildi.

Hindistan'ın BM Büyükelçisi Hardip Singh Puri, ülke temsilcilerinin yarın Şam'da olmasının beklendiğini, burada Brezilya ve Güney Afrika temsilcileriyle buluşarak Muallim'le görüşeceklerini söyledi.

"TANKLAR TÜRKİYE SINIRINDA" İDDİASI

Diplomasi trafiği tam gaz devam ederken, Reuters haber ajansı Amman mahreciyle yayımladığı haberinde Suriye ordusunun Türkiye sınırı yakınlarındaki bir kasabaya operasyon düzenlediğini öne sürdü.

Ajansın görgü tanıklarının ifadelerine dayandırdığı haberinde, zırhlı araçların şafak vakti kuzeydeki ana karayolunun 15 kilometre batısındaki Binniş kasabasına girdiği iddia edildi.

Güvenlik güçlerinin bugünkü operasyonlarında ölenlerin sayısının 21'e yükseldiği öne sürüldü.

Yabancı basın mensuplarının Suriye'ye girişine izin verilmemesinden dolayı uluslararası ajansların bu ülkeden geçtiği haberler de genellikle muhaliflerin kendilerine telefonla ilettiği bilgilere dayanıyor.

Suriye basını da ordunun Hama'dan çekilmeye başladığını duyurdu. Resmi haber ajansı SANA'ya konuşan askeri yetkili bir kaynak, Hama kentinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamakla görevlendirilen ordu birliklerinin görevlerini başarıyla tamamlamalarının ardından çekilmenin başladığını söyledi. (Hürriyet Planet) [1]

Vidalar sıkılıyor

Suriye’nin operasyonlarına sert tutum takınan Türkiye’nin tavrı Batı’da olumlu karşılandı. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dirk Augustin, “Şu anda Suriye rejimi kendi meşruiyetinin altını oymak için her şeyi yapıyor. Türkiye’nin vidaları sıkması (baskıyı artırması) çok olumlu” dedi. İngiliz basınını ise Türkiye’nin yaptığını ülkelerinin yapamadığını yazdı.Türkiye’nin sert tavrı, ardından sürpriz bir çıkış yaparak Suriye’de kan akıtılmasına son verilmesini talep eden ve bu ülkedeki büyükelçisini çeken Suudi Arabistan’ın tepkisiyle, Beşar Esad rejimi üzerindeki uluslararası baskı daha da arttı. Uzun süredir sessiz kalan Arap Birliği de Suriye’yi şiddeti “derhal” durdurmaya davet etti. Ancak Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi, Suriye’ye karşı “zorlayıcı tedbir” alınmasının beklenmemesi gerektiğini belirterek, “ikna yoluyla” şiddeti bitirmeye çalıştıklarını duyurdu.

Vazgeçilmez değil     

Amerikan ABC televizyonuna konuşan ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford ise “Beşar Esad’ı vazgeçilmez olarak görmüyoruz. İktidarını sürdürmesinin Amerikan çıkarları için önemli olduğunu düşünmüyoruz. O ve hükümeti Suriye’deki istikrarsızlığın ve şiddetin kaynağıdır” dedi. Suriye’nin Hama kentindeki askeri operasyonunu “iğrenç” ve “grotesk” diye niteleyen Ford, Esad’ın “meşruiyetini kaybettiğini,” ancak onu iktidardan indirecek olanın Suriye halkı olduğunu söyledi.

Almanya da sert

Alman hükümetinin sözcüsü Christoph Steegmans da sivillere karşı askeri operasyonları durdurmazsa Esad yönetiminin meşruiyetini kaybedeceğini dün açıkladı. Berlin’de basın toplantısı düzenleyen Steegmans, “Suriye ordusunun haftasonu da operasyonları sürdürdüğünü gördük. Esad Suriye halkıyla diyaloğu reddederek şiddete başvurmayı sürdürürse, ülkesini gelecekte de yönetme meşruiyetini kaybedecektir. Bu, Alman hükümetinin görüşüdür” dedi. Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Dirk Augustin ise şu açıklamayı yaptı: “Şu anda Suriye rejimi kendi meşruiyetinin altını oymak için herşeyi yapıyor. Türkiye’nin vidaları sıkması (baskıyı artırması) çok olumlu. Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi’nin Suriye konusunda giderek eleştirel bir tavır takınması da öyle...” Fransa Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da, “Suriyeli yetkililerin dokunulmaz oldukları devir bitti. Geniş kapsamlı kanlı baskı dönemi sona ermeli” dendi.

Biz yapamadık

İngiliz The Guardian Gazetesi’nin tanınmış köşe yazarı Simon Tisdall ise İngiltere ve ABD’nin Suriye konusunda harekete geçemediklerini veya geçmek istemediklerini belirterek, “Ancak Suriye’nin daha güçlü komşusu Türkiye, daha az pasif. Ankara, Beşar Esad’a ayağını denk almasını söylemek üzere Dışişleri Bakanını Şam’a gönderiyor. İngiltere bunu yapamadı” dedi.

Clinton ölü

Bu dönemde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ancak “ölü saydığını” belirten Tisdall, yazısını şöyle bitirdi: “Türkiye yeniden ters bir cevap alırsa; rejimi hedef alan diplomatik ve ekonomik önlemlerden, kuzey Suriye’de Türk ordusunun kontrolündeki bir çeşit güvenli bölgenin oluşturulmasına kadar giden cezalandırıcı adımlar üzerinde düşünebileceği yönünde yoğun spekülasyon var. Böyle riskli bir müdahale yapılırsa, Türkiye’nin, Libya modeli doğrultusunda, İngiltere dahil, NATO üyelerine destek çağrısında bulunma hakkı olur.”[2]

Kaynak: hurriyet.com.tr

[1] {http://www.hurriyet.com.tr/planet/18446872.asp?gid=381}

[1] {http://www.hurriyet.com.tr/planet/18444771.asp?gid=382}

 

Bu haber 798 defa okundu.