İŞTE ŞİFRE, İŞTE BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ

9 Nisan 2011 12:47 tsi
Burada ilginç olan şey ise Bahçelinin bu sözlerinden Seval Türkeş, Yalçın Topçu , Musa Serdar Çelebi, Mümtazer Türköne ve Namık Kemal Zeybek'in " Cemaat eğitim faaliyetlerini askıya almalıdır " anlamını nasıl çıkarabildikleridir.

İŞTE ŞİFRE, İŞTE BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ

İnsanın yeni düşünceler üretmesinde geçmişte yaşanılan deneyimler kadar önemli olan bir başka faktör daha vardır ki, bu durum günümüzde daha çok önem arz etmeye başlamıştır. Sözünü ettiğim faktör elbette ki BİLGİ'den başka bir şey değildir. Modern yaşamın en önemli enerji kaynağı olan bilgi, yeni düşünce süreçlerinin başlatılmasının da en önemli dayanağıdır. Bu gün Dünya genelinde dillerden düşmeyen BİLGİ TOPLUMU olma yönelimi de , bunun ne kadar da önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Her gün yenilerini edindiğimiz bilgilerin, geçmişte yaşanılan deneyimlerle birlikte aynı potada eritilmesi sonucunda da yeni bakış açıları ortaya çıkar. İşte dışımızda gelişen her türlü olayı da kendimize özgü olan bu algılama yetimiz ile değerlendiririz. Burada kendimize özgüden kasıt, her insanın algılayış ve değerlendirme biçiminin diğerinden farklı olduğu gerçeğidir.

27 Mart 2011 günü yapılan Yüksek öğretime geçiş sınavı ( YGS ) soru kitapçıklarında şifreleme yapıldığı iddiasının ortaya çıkması, gündeme adeta bir bomba gibi düştü. İddiaya göre sınavda sorulan 40 matematik sorusundan 38'inin doğru cavap şıkkına bu şifreyle erişilebiliniyor. Daha geçen yıl 30 bin öğretmenin ataması için yapılan KPSS sınavındaki usulsüzlükler ortaya çıkarılmadan , 1 miyon 700 bin öğrencinin geleceğini ilgilendiren YGS sınavında ki bu yolsuzluğun ortaya çıkması, milletin Devlete olan güvenini iyice sarsmış durumda . Konuyla ilgili dikkat çeken en önemli iki şey ise, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Meclis Başkanı M.Ali Şahin'inin daha mesele araştırılmadan bir usulsüzlüğün olmadığı konusunda tatmin olduklarını açıklamaları ile, KPSS skandalından sonra görevinden ayrılan eski ÖSYM başkanı Yarımağanın korkudan dolayı konuşamadığını açıklaması oldu. Yarımağanın bu korkusunun, Devlet denetleme kurumu , MİT ve Emniyetin harekete geçirilmiş olmasına rağmen, KPSS skandalının halen aydınlatılamamış olması birlikte düşünüldüğünde, akla meselenin devleti ele geçirmek isteyen bir takım güçlerin işi olabileceği geliyor.

SEVAL TÜRKEŞ, YALÇIN TOPÇU , NAMIK KEMAL ZEYBEK, MÜMTAZER TÜRKÖNE VE MUSA SERDAR ÇELEBİ

Gelişmeler karşısında kamuoyunun dikkati Fetullah Gülen Cemaati üzerinde yoğunlaştı. Aynı şüphe 13 Eylül 2009 tarihinde yapılan Polis Akademisi sınavlarında da gündeme gelmişti. Ancak halen o skandalda nedense bir türlü aydınlatılabilmiş değil.

Ortaya çıkan tüm bu skandallar ve kamuoyunun şüphesi, Cemaatin lideri olan Fetullah Gülenin geçmişte söylemiş olduğu : "Adliyede Mülkiyede mevcut olanlar mevcudiyetlerini korumazlarsa arkadan gelenlerin mevcudiyetini koruyamayız. Bir taraftan o kanun ve kuralları diğer taraftan da kanun ve kural adamı olma imajını kullanmalıyız."

" Taa ilerilere gitmeli can damarları içinde dolaşmalıyız. Cepheleri öğrenmeleri lazım arkadaşlarımızın . Hukuk sistemini didik, didik etmeliler. Sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım. Bizde çalışıp onları istifade edecekleri mevkilere getirmeliyiz."

" Dikkatli olmalıyız. Erken harekete geçersek , tepemize binerler. Durmadan hazırlanmalıyız. Zamanı gelipte uygun boşluk bulunca maratona geçeriz. Devlet memuru arkadaşlarımız kahramanlık yapamazlar. Erken vuruş yaparlarsa dünya başlarını ezer. Bütün anayasal müesseselerde ki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır."

Şeklinde ki sözleriyle birlikte yorumlandığında, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin " Cemaat faaliyetlerini askıya almalıdır" sözü son derece anlam ifade ediyor. Zira Cemaatle ilgili bu türden tartışmalar artık sadece Türkiye de değil AB ve ABD medyasında dahi yapılmaktadır. Burada ilginç olan şey ise Bahçelinin bu sözlerinden Seval Türkeş, Yalçın Topçu , Musa Serdar Çelebi, Mümtazer Türköne ve Namık Kemal Zeybek'in " Cemaat eğitim faaliyetlerini askıya almalıdır " anlamını nasıl çıkarabildikleridir. Ben az çok Türkiye gündemini takip edenlerin böyle bir sonuç çıkarabilmelerinin, ancak ve ancak o cemaatin şemsiyesi altında olmaları ya da bir şekilde menfaat ilişkisi içerisinde bulunmalarıyla, mümkün olabileceğini düşünüyorum.

Şimdi hem Devlet Bahçeliye karşı böylesine yüksek perdeden saldırıya geçenleri hem de bu şifre meselesinin özünü bir türlü anlamak istemeyenleri kendilerine getirecek çarpıcı bir gerçeği hatırlatarak makalemi sonlandırmak istiyorum.

Cemil Çiçek'in Adalet Bakanı olduğu 1-12-2007 tarihinde 5720 sayılı Hakim ve savcılar kanunda yapılan değişiklikle Hakim ve savcıların mesleğe atanmalarında iki kademeli sınav yapılacağı, yazılı sınavda 70 ve üzerinde puan alanların mülakata girebileceği, mülakatın ise Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısı, Personel genel müdürü, teftiş kurul başkanı, Ceza işleri genel müdürü, hukuk işleri genel müdürü ve Adalet akademisinden iki üye tarafından yapılacağı karar altına alınıyor. Yani mesleğe ilk olarak kabul edilecek olan hakim ve savcıların seçimi AB kriterlerinin tersine AKP iktidarının iradesine bırakılıyor.

Bir başka deyişle AKP olur vermeden Bağımsız denilen yargıya hiçbir Hakim ya da savcı atanamıyor. Üstelikte bu sınavın kamera kayıtı altında yapılmasını dahi kabul etmiyor . Yani Anlayacağınız şifreli bir sınava dahi gerek görülmeden yargıda ki kadrolaşma açıktan yapılıyor. Sonra da şifreli olduğu iddia edilen YGS'de ki usulsüzlüğün çözümü bu yöntemle atanmış olan savcı ve yargıçlara havale ediliyor.

GÜNÜN SÖZÜ : BİZ İSTEMEDİKÇE KİMSE HAYATIMIZI DEĞİŞTİREMEZ (DALE CARNEGIE)

Yalçın Güzelhan-Ortadoğu

 

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?yid=15&makale=İŞTE ŞİFRE, İŞTE BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ &id=8884}

 

Bu haber 851 defa okundu.