En Sıcak Konular

PKK CEMAATTEN NE İSTİYOR?

13 Aralık 2010 22:43 tsi
PKK CEMAATTEN NE İSTİYOR? Öcalan’ın Gülen cemaatine gül atması, düne kadar sert rekabet içinde olan PKK tabanı ve cemaatte hararetli bir iç tartışma başlattı.

PKK cemaatten ne istiyor?

Öcalan’ın Gülen cemaatine gül atması, düne kadar sert rekabet içinde olan PKK tabanı ve cemaatte hararetli bir iç tartışma başlattı. İmralı’da Öcalan’la görüşmeler yeniden başlıyor

Haftanın en merak edilen siyasi kulisi CHP kurultayı ise, en anlaşılmaz siyasi gelişmesi de İmralı’da Abdullah Öcalan’ın bir anda Fethullah Gülen cemaatine çiçek atan sözleriydi.
Olay şöyle gelişti. Geçen pazar Abdullah Öcalan’ın avukatları, Yalova’ya gidip Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’yle uzun bir görüşme yaptı. Gerçi Öcalan’ın avukatları son yıllarda belirli aralıklarla kamuoyunda öne çıkan yazarlarla bir araya geliyor; hem kendi pozisyonlarını anlatıyor hem de Kürt sorunu çözümü için nabız tutuyor.
Ancak bu sefer durum farklıydı. Hüseyin Gülerce, sıradan bir yazar değil, Türkiye’de ciddi bir siyasi güç haline gelen Gülen hareketinin en tepesindeki isimlerdendi. Her ne kadar Gülerce “gazeteci kimliğimle görüştüm” dese de, Zaman yazarının cemaat hiyerarşisinde sık sık Pensilvanya’ya gidip bizzat Fethullah Gülen’le görüşebilecek konumda olduğu gerçeği gözden kaçmadı.

“Cemaat siyasi parti gibi”
Buluşmanın hemen ardından, aylardır cemaatle ilgili sert ifadeler kullanan Abdullah Öcalan’dan sürpriz bir çıkış geldi. Cemaati “Gerek Türkiye’de gerek Ortadoğu’da önemli aktör” olarak tanımlayan, hatta  “bir siyasi parti işlevine sahip” diyen Öcalan, Gülen hareketi için “Türkiye’nin hatta Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde rol alabilirler” dedi. Ardından beklenmedik ve bir o kadar da muallak bir ittifak önerisi ortaya attı: “Oldukça dinamik güçleri var, biz de dinamik bir gücüz. Bu iki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması durumunda Türkiye’de birçok temel sorun çözülecektir. Bu dayanışma sadece Türkiye’yi değil Ortadoğu’yu da etkileyecektir.”
Tuhaf. Tüm Türkiye haftalardır CHP ve BDP’nin de içinde yer aldığı bir “sol blok” tezini tartışmışken, bu ittifak da nereden çıkmıştı?
Öcalan’ın çıkışını daha da ilginç kılan, uzunca bir süredir Güneydoğu’da PKK tabanı ve Gülen cemaati arasında devam eden adı konmamış örtülü savaştı. Doksanların sonlarından itibaren Güneydoğu okulları, yurtları ve alternatif sivil toplum yapılanmasıyla varlık göstermekte olan Gülen cemaati, son açılım süreci ve referandumda “evet” için yürüttüğü kampanyayla bölgedeki siyasi profilini iyice yükseltti.

Cemaat PKK hedefindeydi
Bundan rahatsız olan PKK, Gülen hareketini Güneydoğu’da kendisine rakip görüyor, bu siyasi rekabet üst düzey PKK ve BDP’lilerin demeçlerinden sokak eylemlerine kadar hissediliyordu. Fırat News gibi PKK’ya yakın medya kuruluşları, son dönemde düzenli olarak bölgedeki “cemaat” üyelerinin isimlerini afişe ediyordu. Kürt hareketi içinde, KCK davası “cemaatçi polislerin işi” olarak anılıyordu. Bölgede Samanyolu, Zaman, Aksiyon gibi yayınlara tepki vardı. Hakkari’de cemaate yakın bir imamın infaz edilmesi, başka illerde tehdit ve araba kundaklamalar, işin rekabet ötesine şiddete dökülebileceğinin resmiydi. Bismil’de PKK tarafından 5 Kasım’da bir cemaat evi basıldı.
Bu siyasi kutuplaşmanın ne kadar keskin olduğunu, geçen ay Brüksel de PKK’nın  Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar’la yaptığım röportajda da gördüm. Aydar, PKK’nın imamın öldürülmesiyle ilgili olmadığını vurgulasa da, cemaat konusunda netti: “Şiddet demiyorum ama onlarla siyasi mücadelemiz devam edecek.” Örgütün iki numaralı ismi Murat Karayılan da bir süre önce benzer açıklamalarda bulunmuştu.

İmralı’dan devlet talep etti
Peki bu ortamda Abdullah Öcalan neden bir anda cemaate gül atmış, hatta bir adım ileri giderek ittifak önermişti?
İki nedeni var. Öncelikle İmralı’da Öcalan’la görüşen devlet yetkilileri, Güneydoğu’da mütedeyyin kitleyle PKK yandaşları arasında bu tarz bir tırmanıştan rahatsız. Seçim sürecinde bu gerilimin sokak çatışmalarına ya da masum insanlara yönelik şiddet eylemlerine dönüşebileceği korkusu var. Öcalan’a bu yolda bir çağrı yapmasının toplumsal gerilimi düşüreceği, yaklaşık 40 gün önce kesilen görüşmelerin yeniden başlamasında da etkili olacağı hissettirildi.
PKK liderinin başka sebepleri de vardı. Öcalan, önümüzdeki süreçte anayasanın değişmesi, Kürtçe eğitim, yeni vatandaşlık tanımı gibi siyasi taleplerinde sadece devletle diyalog yoluyla bir yere gelemeyeceğini, bu talepler konusunda Türkiye kamuoyunun ikna edilmesi gerektiği düşüncesindeydi. Kendisine yakın isimlerden anladığım kadarıyla güçlü bir medya ayağı ve siyasi nüfuzuyla Gülen cemaatini kamuoyuna ulaşmak için makul bir aracı olarak gördü.
Ancak Öcalan’ın teklif ettiği birliktelik, hiç de kolay gözükmüyor. Tam tersine Öcalan’ın hafta ortasındaki açıklamasından bu yana hem cemaatin için hem de PKK tabanı fokur fokur kaynıyor.
Cemaat açısından PKK, en son ittifak yapılabilecek yer. Cemaatin Kürt sorununa bakışını, en iyi özetleyen, Kürt tiplemeleriyle tepki çeken Samanyolu televizyonundaki “Tek Türkiye” dizisi.
Cemaate yakın duran tek tük liberal entelektüelleri bir kenara bırakırsanız, Gülen hareketinin bugünkü yönetim eliti, sadece muhafazakar değil aynı zamanda milliyetçi ve devletçi reflekslerle yoğrulmuş bir siyasi kültürden geliyor. 
Zaten 2009 yerel seçimleri öncesinde Öcalan’ın avukatları ve Gülen cemaati önde gelenleri arasındaki (avukatların talebiyle gerçekleşen) benzer bir buluşma da bu yüzden son derece soğuk geçmiş, cemaati pek ikna etmemişti.

Taban tabana zıtlık
PKK tabanında durum farklı değil. Evet Güneydoğu’da PKK’ya sempati duyanlar arsında mütedeyyin bir kitle var; ancak hem PKK hem de BDP’nin üst yönetiminde etkin olan, laik sol gelenekten gelen, muhafazakar yapılanmalara kuşkuyla bakan genç nesil. Kürt hareketindeki yönetim eliti de Gülen hareketini devletin bir uzantısı olarak görüyor, Öcalan’ın çağrısının Güneydoğu’da AK Parti’yle mücadelelerinin zayıflatacağını düşünüyor.
Tablo böyleyken henüz bırakın ittifakı, bir diyalogdan söz etmek için bile erken. Öyle görünüyor ki, Öcalan’ın açıklaması, hem Kandil hem de cemaat cephesinde çok tartışılacak. 
İmralı’da devletle temasın önümüzdeki günlerde yeniden başlaması bekleniyor.
Kısa vadede tansiyonun düşmesi, hem devlet hem de diğer kesimlerin işine geliyor. Öcalan’ın çağrısı, PKK tabanı ve cemaat mensupları arasında tırmanan gerilimi bir nebze düşürmüş olacak. Seçimlere kadar kan dökülmemesi, herkesin işine geliyor.
Ancak iki taban arasında uzun soluklu bir kimyasal uyum, bugünkü kutuplaşma ortamında zor gözüküyor.

Aslı Aydıntaşbaş-Milliyet

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://www.milliyet.com.tr/pkk-cemaatten-ne-istiyor-/asli-aydintasbas/siyaset/yazardetay/13.12.2010/1325506/default.htm}

 



Bu haber 803 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,442 µs