YENİ SOĞUK SAVAŞ'IN CEPHE ÜLKESİ TÜRKİYE

22 Kasım 2010 11:20 tsi
Türkiye hem İran’la Batı ittifakı arasındaki soğuk savaşta, hem de NATO’nun yeni stratejik konseptinde cephe ülkesi haline gelmiştir.

‘Yeni soğuk savaş’ın cephe ülkesi Türkiye

AKP Türkiye’si NATO’nun balistik füze savunma sisteminde yer almamayı seçseydi, Batı İttifakı’nın bu temel güvenlik projesinin radarları ya Balkanlar’daki bir NATO ülkesine yerleştirilecekti ya da doğu Akdeniz’deki yüzen platformlar üzerinde duracaktı.
Bu radarlar İran’dan füzeler ateşlendiğinde bunların yönünü ve takribi menzilini belirlemek için kullanılacak. Balkanlar’a veya doğu Akdeniz’e yerleştirilmesi halinde radarlardan elde edilebilecek verim, coğrafi uzaklık nedeniyle, sistemin Türkiye’ye yerleştirilmesi durumunda sağlanabilecek olandan daha düşük seviyede kalacaktı. Malum, Anadolu İran’ın burnunun dibinde...
Türkiye füze savunma sisteminin dışında kalsaydı, NATO’nun bu stratejik hamlesi daha başlangıçta sakatlanacak, ama Türkiye de Batı İttifakı’ndan kopmayı seçmiş olacaktı. Neticede AKP iktidarı NATO’dan kopmanın başta kendisi için yaratacağı son derece olumsuz sonuçları göze alamamıştır.
Buna karşılık, AKP Türkiye’si füze savunma sistemi radarlarının kendi topraklarına konuşlandırılmasını kabul ederek, “yeni soğuk savaşın cephe ülkesi” olmaya da gönül indirmiş bulunuyor.
Bugün, nükleerleşerek bir süper güce dönüşme azmindeki çatışmacı karakterli İran rejimi ile Batı İttifakı arasında yoğunlaşma istidadı gösteren bir soğuk savaş yaşanıyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sonuçlanan eski, klasik Soğuk Savaş’ın nükleer dehşet dengesiyle sağlanmış istikrarının tersine bu “yeni soğuk savaş”, istikrarsızlık ve belirsizlik içeren netameli bir ortamın habercisidir.
Ve işte bu ortamda NATO’nun Lizbon’da kabul ettiği “yeni stratejik konsept”, bu sütunda peşinden gittiğim “Türkiye yeni soğuk savaşın neresinde?” (28 ve 31 Ekim tarihli yazılar) sorusuna da cevap veriyor.
“Kuzey Atlantik Antlaşması Organizasyonu üyelerinin savunması ve güvenliği için stratejik konsept” başlıklı belgenin “Güvenlik ortamı” ara başlığıyla ayrılmış bölümünde ittifak bölgesine yönelik tehditler sıralanıyor.
Önce balistik füzelere vurgu yapılıyor.
Belgede adı zikredilmese de en yakın ve en büyük balistik füze tehdidinin İran’dan geldiği biliniyor. İran’la komşu tek NATO ülkesi ise Türkiye...
Strateji belgesinin “savunma ve caydırıcılık” başlıklı bölümünde, “Kolektif savunmamızın temel unsuru olarak, ittifakın güvenliğinin bölünmezliğine katkıda bulunacak olan bir savunma yeteneğini balistik füze saldırılarına karşı halklarımızı ve topraklarımızı korumak üzere geliştireceğiz” deniliyor.
Buradaki “temel unsur” vurgusuna dikkat... Verdiği stratejik karar neticesinde Türkiye’yi “cephe ülkesi” yapan, topraklarına konuşlandırmayı kabul ettiği sistemin “ittifak savunmasının temel unsuru” olmasıdır.
İkinci sıradaki tehdit kitle imha silahlarının ve özellikle de nükleer silahların yaygınlaşması. Özellikle nükleer bahiste tehdit tabii ki İran... Komşusu da Türkiye...
Belgede üçüncü sırada “terörizmin NATO üyesi ülkelerin vatandaşlarının güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturduğundan” söz ediliyor. “Teröristlerin nükleer, kimyasal, biyolojik ya da radyolojik yeteneklere sahip olmaları halinde tehdidin ve olası saldırıların etkilerinin de bu oranda büyüyeceği” vurgulanıyor. Gerek duyduğunda, bir “dış politika enstrümanı” olarak “terörizme” başvurmaktan çekinmediği bilinen İran başta gelmek üzere, NATO üyesi Türkiye’nin güneyi ve doğusu “terörizm” üreten bir coğrafya ile çevrili...
Dördüncü olarak “NATO sınırlarının ötesindeki istikrarsızlık ve çatışmaların, silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi ulusaşırı yasadışı aktivitelerin yanı sıra aşırılık ve terörizm üretmeleri nedeniyle de doğrudan ittifakın güvenliğine tehdit oluşturabileceği” kaydediliyor. Bu ortamla doğrudan kara bağlantısı olan tek NATO üyesi de Türkiye...
Sonra, enerji arz yollarının güvenliğinin ittifak için taşıdığı hayati öneme ve bu yolların saldırılardan korunması için uluslararası işbirliğinin lüzumuna işaret ediliyor.
Batı İttifakı’nın enerji tedarik kaynağı olan Hazar havzasına, Basra Körfezi’ne, Irak’a ve genel manada Ortadoğu’ya en yakın NATO üyesi, kendisi de bir enerji köprüsü olan Türkiye...
Klasik Soğuk Savaş’ta Almanya cephe, Türkiye kanat ülkesiydi.
Şimdi ise Türkiye hem İran’la Batı ittifakı arasındaki soğuk savaşta, hem de NATO’nun yeni stratejik konseptinde cephe ülkesi haline gelmiştir.

 

Kadri Gürsel -Milliyet

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://www.milliyet.com.tr/-yeni-soguk-savas-in-cephe-ulkesi-turkiye/kadri-gursel/dunya/yazardetay/22.11.2010/1316678/default.htm}

Bu haber 697 defa okundu.