En Sıcak Konular

''TÜRKİYE YENİ BİR TEK PARTİ DİKTASINA DÜŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA''

22 Ağustos 2010 23:51 tsi
''TÜRKİYE YENİ BİR TEK PARTİ DİKTASINA DÜŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA'' Türkiye'nin kanaat önderlerinden Aykut Edibali'den önemli uyarı: "AKP’nin değişiklik paketi ile Türkiye yeni bir tekparti diktasına düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalır! Kimse bu vebalin altından kalkamaz''

AKP’NİN DEĞİŞİKLİK PAKETİ İLE TÜRKİYE YENİ BİR TEK PARTİ DİKTASINA DÜŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA KALIR!..

Referandumda ‘evet’ mi, 'hayır’ mı?

AKP’NİN DEĞİŞİKLİK PAKETİ İLE TÜRKİYE YENİ BİR TEKPARTİ DİKTASINA DÜŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA KALIR!.. KİMSE BU VEBALİN ALTINDAN KALKAMAZ!..

Sayın Başbakan Erdoğan ve Ana Muhalefet Partisi Lideri Kılıçdaroğlu referandum çekişmesindeler… Birbirlerine saldırıyorlar, sanki bir kayıkçı kavgasını daha seyretmekteyiz. Vaad edegeldikleri ‘yeni, sivil, demokratik’ bir anayasa yerine 12 Eylül Anayasası diye kötüledikleri 12 Eylül Anayasası’na sığınmış ve tutunmuş olarak, halktan ‘evet’ veya ‘hayır’ cevabını vermesini istiyorlar.

‘YENİ, SİVİL, DEMOKRATİK BİR ANAYASA’ HALKIN VE ANAYASANIN EMRİ İKEN BU HİLELİ PAKET NEDİR?

İş bu kadar ucuz mu? Sen iktidar! Ve sen muhalefet! Yeni bir anayasa için ne yaptın? Hani, sözlerin nerede kaldı? Nerede ‘yeni, sivil ve demokratik’ bir anayasa? Halkı eksik, yetersiz ve tehlikeli bir anayasa değişikliği tek seçenekmiş gibi, ‘evet’ veya ‘hayır’ demeye çağırıyorlar! Peki halkın önüne getirdikleri ne? Vaat edegeldikleri ve hazırlamak ve yapmak görevinde oldukları ‘yeni, sivil ve demokratik’ bir anayasa nerede? Halkın huzuruna böyle mi çıkılır? Vaat edegeldiğin ‘yeni, demokratik ve sivil anayasa’ hazırlama görevini yapma! Sana karşı olanlar bir tarafa, senin doğruna ‘doğru’ yanlışına ‘yanlış’ diyecek bütün tarafsız, hür, bağımsız insanları ve düşünceleri sustalı maymuna çevirecek bir anayasa değişikliği ile 12 Eylül Anayasası’na sığın! Bu mudur demokratlık?

İKTİDAR DA ANA MUHALEFET DE FUZULİ ŞAGİL DUDRUMUNA DÜŞMÜŞTÜR!

Ya muhalefet ne yapmış? O da iktidar gibi vaat edegeldiği ‘sivil, demokratik, bir anayasayı’ hazırlamak kabiliyetinden mahrum olduğunu tescil ve ilan etmiş!.. Kısaca AKP iktidarı ve CHP muhalefeti halka vaat edegeldikleri ve görevli oldukları ‘yeni, sivil ve demokratik’ bir anayasa yapma konusunda başarısız olmuşlar ve mahcup olmuşlardır. İşte bu yüzden de kendi varlıklarını inkar ederek, halkı ‘evet’, ‘hayır’ kandırmacası ve patırtısı ile oyalamaya çalışmaktadırlar. TBMM’nin temel görevlerinin başında ülkenin ihtiyaç duyduğu kanunları yapmak ödevi gelmekte…

SAYIN BAŞBAKAN DEMOKRASİ YERİNE DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ Mİ İSTİYOR?

Hal böyle olmasına rağmen, bu görevi başarmak vazifesinden kaytaran iktidar, şimdi 12 Eylül Anayasası’nı allayıp pullayarak, 12 Eylül Anayasası’nın bütün fren mekanizmalarını bertaraf, hatta berhava ediyor. Rahmetli Osman Bölükbaşı, rahmetli Menderes’in ölçüsüz ve dizgin tutmaz istek ve hatta ihtirasının sebep olduğu, muhalefet hürriyetini, kürsü dokunulmazlığını hiçe sayan, Türkiye için felaketlere sebep olan ve millet muhalefetini susturmak için bir muhalefet liderini yani rahmetli Bölükbaşı’yı yaptığı konuşmalar sebebiyle ceza evine göndererek; bir ili, muhalif bir milletvekilini yani rahmetli Bölükbaşı’yı Meclis’e arka arkaya gönderdiği için cezalandırarak, ilçe yapma ayıbını işleyen bu tür gayretleri “Başbakan dikensiz gül bahçesi istiyor” diyerek ikaz ve irşad etmişti. Sayın Başbakana hazin geçmişin bu tür kötü sonuçlar doğuracak iktidar hırsından vaz geçmesini halisane tavsiye ediyoruz.

12 EYLÜL REFERANDUMUNDA DEMOKRASİNİN NERESİNDEYİZ?

AKP’nin değişiklik paketi ile Türkiye yeni bir tekparti diktasına düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalır! Kimse bu vebalin altından kalkamaz!

AKP’NİN ANAYASANIN 23 MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN ÖNERİLERİNİN TEMEL EKSENİ NEDİR?

Türkiye 12 Eylül günü, 12 Eylül Anayasası’nın doksan küsürüncü değişikliğini onaylatmak üzere halk huzuruna çıkacak!? Halka soracaklar: “Kırk katır mı, kırk satır mı istersin” dercesine… ‘evet’ mi, ‘hayır’ mı,” söyle senin nedir cevabın? diyecekler. Açıkçası AKP’nin anayasaya değişiklik getiren 20 maddeye üç de geçici üç maddede yapılmasını istediği değişiklikleri dikkatle okuyup incelediğinizde bu 23 maddede yapılan değişiklikle siyasetin yapısının önemli ölçüde değiştirildiğini göreceksiniz. Bu yapıya göre her hangi bir parti, ANAYASA DEĞİŞİKLİK paketinde insan hak ve hürriyetleri açısından ileri ve yararlı talepler bulunmasına rağmen (ki yerimizin darlığı sebebiyle bunlardan bahsedemiyoruz. Diğer sayımızda temas ederiz inşallah)

AKP’NİN DEĞİŞİKLİK PAKETİ PARLAMENTER DEMOKRASİYİ BİTİRMEKTEDİR!

Bir kısım ileri demokrasi talepleri bulunmasına rağmen bunlar, anayasada zikrettiğimiz eksen kayması sebebiyle teminat ve gerçekleşme kabiliyeti bulunmayan talepler olarak süslenmiş bir paket olarak kalacaktır. Ama bu değişiklikler gerçekleşir gerçekleşmez, anayasa, yeterli oy çoğunluğunu alan bir partinin ülkeye ve devlete istediği şekli verebilmesine imkan tanıyan ve ama bir ekseriyet partisinin hukuka ve ülke menfaatlerine aykırı olabilecek mümkün hatalı ve kusurlu faaliyetlerini ciddi şekilde denetlenemez, zararları önlenemez hale getirmiştir. Yani parlamenter demokratik sistemin, denge ve fren tertibatları yok edilircesine zayıflatılmıştır. AKP’nin bu değişiklik önerileri kabul edilirse, bu muhtemel zararları millet ta öteki seçimlere kadar sineye çekmeğe mecbur bırakılmış oluyor… Ezkaza iktidar partisin anayasaya ve kanunlara aykırı faaliyetleri sebebiyle açılabilecek davalar ortaya çıkarsa o da hem anayasada yapılan daha önceki değişiklikler sebebiyle hem de Anayasa Mahkemesi’ne iktidar tarafından atanacak Anayasa Mahkemesi üyeleri vasıtasıyla önlenebilecek veya hafifletilebilecektir. Kısaca kamuoyunun bugün destekleyebildiği bir parti, bu ekseriyet avantajını kötüye kullanması halinde bile sorgulanamaz ve yargılanamaz hale gelecektir. Sorgulanamaz ve yargılanamaz bir iktidar demokrasilerde olmaz, ancak diktatörlüklerde olur. Adaletin bağımsızlığını yitirdiği siyasal çekişmelerin aleti haline geldiği günümüzde kamuoyunun desteğini almış bir iktidarın, önünde onu engelleyebilecek bütün meşru güçler bertaraf ediliyorsa, ülkenin bir diktatörlüğe dönüşmesini hiç bir güç engelleyemez. Elbette bu AKP iktidarını da bir diktatörlüğe dönüştürecek diye bir kehanetimiz yok, belki büyük bir erdemle AKP bir diktatörlüğe heves etmeyecektir?.. Mesela dokunulmazlıkları kaldıracak ve hakkında açılmış davaların sonuçlanmasına izin verecektir?!.. Kim gibi, la teşbih Hazreti Ömer gibi, Hazreti Ali gibi, Fatih gibi… Onlardan daha büyük(?!!) olan bugünkü büyüklerimizi kimse yargılayamayacaktır!..

SORGULANAMAZ VE YARGILANAMAZ BİR İKTİDAR ANCAK DİKTATÖRLÜKTÜR…

Kısaca hukuk insanoğlunun en akıl almaz çirkinliklere de bulaşabileceğini öngörür ve cezalar bunun için ortaya konur. Hiçbir ekseriyet partisini her türlü ciddi ve müessir sorgulama ve denetleme imkanından vareste tutacak bir anayasa Türkiye için; çok partili çoğulcu demokrasiye elveda ve yıllar evvel tarihe gömdüğü tek parti diktatoryası veya şeflik sisteminin horlatılma çabası olur. ‘Evet’le Türkiye’yi böyle tehlikelerle dolu bir maceraya itmek vebaldir, günahtır, akla, insafa ve insanlığa aykırıdır, vesselam!..

AKP HALKTAN NE İSTİYOR?

Aynen yıllar önce Kenan Paşa ve konsey üyelerinin sorduğu, ‘hayır’ diyenin cezalandırıldığı trajikomik referandumunda onaylattığı ve yıllardan beri delinmedik yeri kalmayıp adeta kevgire dönen ve bu sebepten, yamanmadık yeri de kalmayan bu anayasaya bir yamalık daha yapan bu iktidar şimdi halka ‘evet’in faziletlerini anlatıyor?!!! Demokrasi ile kendini özdeşleştiren bu iktidar, halkın demokrasiyi yani kendisini -iktidarı- engelleyen, engelleyebilecek her şeyi bertaraf etmesini istiyor. Ve halkın ‘evet’ demesini istiyor?

HİLELİ DEĞİŞİKLİK PAKETİ

AKP halktan ne istiyor, ona kısaca bakarsak, 1982 Anayasası’nın, yani 12 Eylül eseri diye tek taraflı olarak kötülenen anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini istediğini görürüz! Mevcut anayasanın toplam 20 maddesi ile üç yürürlük maddesini değiştirmek AKP’nin hedefi haline gelmiş durumda… Yukarıda belirttiğimiz gibi AKP iktidarı, iktidara garip bir şekilde, ana muhalefetin adeta iktidar yoluna halılar döşemesi ve elbette dünya konjonktürünün değişmesinin bir yankısı… Ve geldiği tarihten bu yana yapmak istediği kimi iyi kimi kötü değişikliği durduran yargıdan, TSK’dan ve basından rahatsız oldu. Ve kendisinin sürekli engellendiğinden bahsetti. Ve hakkı yenmiş, mazlum ve mağdur rolünü oynadı.

YENİ, SİVİL, DEMOKRAT ANAYASA HEDEFİNDEN SAPILMIŞTIR!

Şurası apaçık bir hakikat ki, Türkiye’nin yeni bir sivil anayasaya ihtiyacı olduğunu neredeyse bütün partiler ve kamuoyu kabul ediyor… ama… Ama bu hedef yerine, sanki sivil bir demokratik anayasa sunuluyormuş gibi gösterip, ‘parlamenter demokrasi’ yerine, çaktırmadan ‘başkanlık sistemi’nin kurumlarını almak ve onları kullanmak samimi ve açık bir davranış mıdır? Bu bir değişikliktir! Şüphesiz ki, yeni bir anayasa hedefinden sapmadır? Parlamenter demokrasiden kaçıştır… Samimi değildir! ‘Parlamenter demokratik sistem’i iptal ve ‘başkanlık sistemi’ne geçme çabasıdır?

BAŞKANLIK SİSTEMİNİ SUNSAYDINIZ DÜRÜST DAVRANMIŞ OLURDUNUZ

Ama iktidar bunu açık ve dürüst bir şekilde ifade etmiyor. Sistem tarafından denetilmeyen ve hiç bir müeyyideye muhatap olmayan, sorgulanamaz, denetlenemez, hatalı bulunamaz bir iktidar arzusu, parlamenter demokrasiyi tasfiye ve yeni bir şeflik sisteminin oluşturulmak istendiği görülüyor! Sayın Başbakan’ın bu arzusunu ağzından kaçırdığı da oluyor, bir sistem değişikliğinin temel taşları döşeniyor! Bu niyetin ve hedefin belirtilmediği, halkın onaylamasının istendiği bu anayasa değişikliğinin amacının ne olduğu belirtilmeden, açık ve samimi olduğu asla söylenemez... Ayrıca şimdiye kadar 90’dan daha çok kere değişikliği Meclis yapabilmişken, şimdi neden yapamıyor? Bu temel görevini yapamayan Meclis’in ve partilerin varlık sebebi kalır mı? Anayasasını tadil edemeyen, kanunlarını çıkaramayan bir Meclis’in varlık sebebi kalmaz. Milletin ‘evet’ ve ‘hayır’la oyalanmak yerine bu iktidar ve muhalefete bu soruyu sorması ve gereğini yapması gerekir. Temel ödevini, kendisinin varlık sebebi olan görevini yapamamış bu iktidar ve muhalefeti, aziz milletin görevden alacağı günler uzak değildir. Yakındır!..

Aykut EDİBALİ

MİLLET PARTİSİ GENEL BAŞKANI

Egemen MİLLET’in Sesi GAZETESİ,(10 AĞUSTOS 2010)



Bu haber 787 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,861 µs