İMAJ SİHİRDİR!

15 Haziran 2010 11:34 tsi
Erdoğan Hükümeti, Tahran Nükleer Anlaşması, Gazze yardım gemileri ve BM oylaması ile aslında başarısız olduğu ve oy kaybetmesi gerektiği halde tam tersine yine başarılı imiş gibi bir algı yaratmasını bildi

İmaj sihirdir!

NE sihirdir ne keramet, her başarısızlığı oya dönüştürebilmek marifet. Erdoğan Hükümeti, Tahran Nükleer Anlaşması, Gazze yardım gemileri ve BM oylaması ile aslında başarısız olduğu ve oy kaybetmesi gerektiği halde tam tersine yine başarılı imiş gibi bir algı yaratmasını bildi. Tahran'la uranyum takasına ilişkin anlaşma belki farklı bir tarz ve tavır içeriyordu ama Viyana Grubu'nun anlaşmayı kabul etmemesi ve ABD'nin işine gelmemesi ile gerçekten başarısızlıkla sonuçlandı. Gazze yardım gemilerinde vatandaşlarımızın korumasız bir şekilde ikaz eden İsrail askerlerinin üzerine gönderilmesi, milletvekillerinin son anda çekilmesi ve 9 kayıp vermemiz de bir Hükümet sorumsuzluğuydu. Bu da bağırma-çağırmalarla Hükümetin başarı hanesine yazıldı. BM oylamasındaki "Hayır"ın hayır mı, şer mi olacağını ilerde göreceğiz ama yandaş medya şimdiden bunu da "Bölgesel Güç Türkiye"nin bir zaferi olarak ilan etti. Zaten daha önce AB, Kıbrıs, Ermeni, Kürt, Alevi sorunlarında da başarısız olmuş ama medya bunlar içinde başarı algısı oluşturmayı başarmıştı.
DİKKAT ediyor musunuz, AKP Hükümetinin yaptıklarını medya ve bazı akademisyenler, AKP'lilerden daha başarılı bir şekilde savunuyor.

İmaj çağındayız!
Televizyonlarda, internette ve gazetelerde medya mensuplarının konuyu ele alış tarzı AKP'lilerden çok farklı ve etkili oluyor. AKP'liler ne olduğunu çoğu zaman anlamıyorlar dahi. Örneğin, şu Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasındaki ortak işbirliği anlaşmasının ne olduğunu, kimin projesi olduğunu kaç AKP'li milletvekili anlatabilir? Oysa bu anlaşmanın ne kadar önemli, hatta AB'den bile önemli olduğunu medya mensupları ve yandaş akademisyenler nasıl ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Oysa böyle bir proje AKP'nin ne seçim bildirgesinde, ne hayalinde vardı. Neden medya ve bazı akademisyenler, AKP'yi AKP'lilerden daha başarılı savunabiliyorlar dersiniz?

Onurlu dış politika
BAŞBAKAN Erdoğan'ın geçen hafta Konya'da talihsiz bir şekilde söylediği ve kendisinden önceki dönemleri adeta onursuzlukla suçlayarak, "Daha önce de söyledim, biz monşerler diplomasisini bir yere koyduk. O diploması artık tarihe kavuştu. Şahsiyetli, onurlu dış politika dönemini biz başlattık. Bunlar salon diplomasisinden başka bir şey yapmadılar" iddiasını ispatlama zamanıdır, çünkü bu siyasi olduğu kadar da devlete yönelik bir suçlamadır.
Bu açıklamayı Gazze yardım gemileri skandalı konusunda yapmıştı. İnanın olayın aslını unutmasam ben bile "Valla helal olsun, İsrail'i ezdi, bitirdi" diyeceğim. İsrail uluslararası kamuoyunca kınanmamıştır dahi. Böyle konularda "ekonomik ambargo", "her zeminde izole etme" lafları zamanla unutulur. Başbakan Erdoğan eğer, onurlu dış politika iddiasında samimi ise ölen ve yaralananlar için mutlaka İsrail Hükümetinden tazminat alabilmelidir.

Çuval olayı
UNUTMADAN belirteyim, askerimizin başına çuval AKP zamanında geçirildi. Kerküklü hemşerilerimizi bu iktidar zamanında unuttuk. Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler bu dönemde bitti. Kırmızı çizgimiz olan Kürt devleti fiilen bu dönemde inşa edildi. PKK terörü bu dönemde zirveye çıktı. Menderes ve Demirel Hükümetleri en zirve dönemlerde Batı'ya kafa tuttukları için darbelere maruz kaldılar. Hatay referandumu ve Kıbrıs çıkarması gibi onurları vardır Cumhuriyetin. Ama bu dönemde İlk defa bir yetkili Amerikalılara Başbakanı için, "Süpürmeyin kullanın" dedi. Ötesi var mı? Bu dönemde en iyi yapılan iş propagandadır. İmaj, sihir olmuştur. Ne sihirdir ne keramet, "onurlu dış politika", "teğet geçen ekonomi" ve başarısız olup oy almak marifet...
Tayyip Beyin, başlayıp da tamamladığı bir iş hatırlıyor musunuz?

Bülent Kuşoğlu-Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=140

Bu haber 814 defa okundu.