En Sıcak Konular

''TURANCI'' YAZAR CELADET MORALIGİL EVİNDE ÖLDÜRÜLDÜ

7 Haziran 2010 12:57 tsi
''TURANCI'' YAZAR CELADET MORALIGİL EVİNDE ÖLDÜRÜLDÜ Milliyetçi-turancı görüşü savunan ve muhalif yazılarıyla tanınan 83 yaşındaki Celadet Moralıgil yalnız yaşadığı evinde kendi gömleğiyle elleri arkadan bağlanarak öldürülmüş olarak bulundu

Gömleğiyle öldürdüler 
 
Ergenekon operasyonuna karşı çıkmasıyla da tanınan Milliyetçi-turancı yazara evinde infaz

Milliyetçi-turancı görüşü savunan ve muhalif yazılarıyla tanınan 83 yaşındaki Celadet Moralıgil yalnız yaşadığı evinde kendi gömleğiyle elleri arkadan bağlanarak öldürülmüş olarak bulundu

Cumhuriyet tarihinin ilk dönemi son tanıklarından olan ve milliyetçi-turancı görüşünü savunan Celadet Moralıgil (83) İstanbul Şile’deki evinde öldürüldü. Uzun süre dışarıya çıkmaması üzerine eve giren komşuları, Moralıgil’i salonda yarı çıplak vaziyette, elleri kendi gömleğiyle arkadan bağlanmış vaziyette öldürülmüş olarak buldu. İhbar üzerine gelen polis, yaşlı adamın vücudunda herhangi bir darp izine rastlamadı. Moralıgil’in ağzının kapatılıp boğularak öldürüldüğü ihtimali üzerinde duran polis, evin bir bölümünün dağınık olması nedeniyle cinayetin hırsızlık amacıyla eve giren kişi yada kişilerce işlendiğini de değerlendiriyor. Moralıgil’in banka hesapları ve tapu kayıtları ile bilgisayarı incelemeye alındı. Kesin ölüm nedeni otopsiden sonra belli olacak.

Ergenekon operasyonuna karşıydı

Şile’de Doğancılı köyünde vefat eden eşi Necla Moralıgil adına bir ilköğretim okulu yaptıran ve eğitime yaptığı bağışlarla birçok derslik, laboratuvar yapılmasını sağlayarak çevresinde hayırsever kimliğiyle tanınan Moralıgil’in öldürülmesi Şile’de şok etkisi yarattı. Kendisini turancı milliyetçi olarak tanıtan Moralıgil’in, Türkçülük alanında yazdığı kitap ve makaleleri ile kendi sitesi üzerinden yaptığı yayınlarda muhalif yazıları ve Ergenekon operasyonlarına muhalif tutumu dikkat çekiyor. Polis cinayeti işleniş biçimiyle amatör kişilerce bilinçsizce yapıldığı yönünde değerlendirirken Moralıgil’in muhalif yazıları nedeniyle hedef olabileceği ihtimalini de araştırıyor. (Mehmet Ali DEMİR / VATAN )

Kendi Ağzından Celâdet MORALIGİL

1927 yılında İstanbul’da doğdum. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldum. 1953 yılında Necda Güldoğan Somer ile evlendim. 18 yaşımda çalışmaya başladım ve aralıksız elli yıl çalışarak 1995 yılında 68 yaşımda fiili çalışmayı bıraktım. Türkiye, Almanya ve yine Türkiye’de özel kuruluşlarda çalıştım.

Elli yaşımda iken İktisat Fakültesi’nde master yaptım. İyi Almanca ve biraz İngilizce bilmekteyim. En büyük tutkum okumaktır. Üç binden fazla kitabım var. Şimdiye kadar iki çeviri iki de “Bir Cumhuriyet Çocuğu olarak HATIRALARIM ve FİKİRLERİM 1927-1999” ve “Bir Cumhuriyet Çocuğu Gözüyle Çağcıl Türkçülük, Yeni bir seküler yorum” adlı telif kitabım var.

Büyük Türk büyük insan Atatürk’ün göstermiş olduğu “çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma” hedefine inanan ve bunu gerçekleştirmek için katkıda bulunmaya çalışan biriyim. Bu hedefe büyük katkı olarak önce, 1993 yılında vefat eden eşim adına Şile’nin doğancılı köyünde “Necda Moralıgil İlköğretim Okulu” adlı bir okul yaptırdım, okulun üniversiteye giden mezunları var. Eşimle benim hiç çocuğumuz olmadı ama şimdi okuldaki tüm öğrenciler çocuğumuz sayılır ve onlarla kıvanç ve mutluluk duyuyorum. İkinci büyük katkım da Şile Belediyesi ile yaptırdığımız “T.C. Şile Belediyesi Celâdet Moralıgil Kültür Merkezi” oldu. Bu kuruluş Şile ve çevresinin kültürel ve sanatsal etkinliklerine katkıda bulunursa çok mutlu ve gururlu olacağım. - Celâdet Moralıgil -

Nasıl Türkçü Oldum?

Türkçülük ve Turancılık ile takriben 15 yaşımda iken sınıf arkadaşım büyük insan Ayhan Açıkalın vasıtasıyla tanışarak onurlandım. Türklük ile daha önce ailem içinde tanışmıştım. Babam, Cumhuriyet’in 10. Yılı’nı çoşku ile ve tüm balkonlarımızı bayraklarla, fenerler ile, defne dalları ile donatarak kutlamamızı sağladı ve o zaman için çok masraflı olmasına rağmen beni ve annemi gece donanmış İstanbul’da taksi ile gezdirdi. Çok sevdiğim Türk bayrağı ile böyle tanıştım. O zaman bu zaman evimin odaları Türk bayrakları ile doludur ve evlerimde gönder bulunur. Şile’deki son evimde de Türk Bayrağı 10 metrelik bir gönderde dalgalanmaktadır. Bayraktan söz etmişken evimde odamda Albayrak yanında Gökbayrak (Doğu Türkistan) da bulunan – belki de yegâne – Oğuz Türkü’yüm.

Yetişme çağım gereği Türkçülük akımlarına Hüseyin Nihal Atsız ve Oğuz Türkkan yorumları ile ve ağırlıklı olarak da geçenlerde kaybettiğimiz büyük Türkçü Oğuz Türkkan aracılığı ile katıldım ve kendimi Irkçı ve Turancı bir Türkçü olarak tanımladım. Irkçılık anlayışım tam biyolojik ırk biçimindeydi. İlk zamanlarda kafamda Kültürel Türkçülük kavramı henüz oluşmamıştı. Diğer Türkçü arkadaşlarımın durumu benden farklı değildi. Hattâ ilk zamanlar kafamda Atatürkçülük ile Irkçı-Turancı kategorierin ayrı olduğunu söyleyebilirim. Atatürkçülük benim kafamda çağcıllaşma, modernleşme, muasır medeniyet seviyesine ulaşma, Arap-Fars etkisinden tamamen kurtulma, düşünce sistemi temelinde Batılılaşma, metafizik değil, fizik, pozitif ( hattâ pozitivist ağırlıklı ) düşünme, Batının, Greko-Romen- ( Judeo ) Hristiyan temelli kültür ve uygarlığından ilk ikisini kabul etme ve üçüncüsü yerine mutlak sekülarizm ( yani ne Yahudi-Hristiyan yorumlar ne de Arap-Fars İslâmî yorumlar ) vb... Demek istediğim, henüz Atatürkçülük ile Irkçı-Turancı Türkçülüğü arasında bir bağlantı kurabilmiş değilim. Bunda, Atsız’ın – Rıza Nur’dan kaynaklanan – Atatürk antipatisi ve beni ağırlıklı etkileyen Oğuz Türkkan’ın da Atatürk konusuna pek değinmemesi, veya benim öyle anlamamın etkisi var. Ama beni Türkçülük âlemine sokan sınıf arkadaşım Ayhan Açıkalın daha o tarihte ateşli bir Atatürkçü. Atatürk’ün, dev Sovyetler Birliği’nin dağılabileceğini yarım yüzyıl önceden tahmin ederek, Orta Asya’daki akrabalarımızla bağlarımızı güçlendirelim, sözlerini de pekçokları gibi biz de henüz bilmiyoruz.

Daha okumakta olduğum Pertevniyal Lisesini bitirmeden bende Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşid ilimdir” ve “Benim manevî mirasım bilim ve akıldır” sözleri – tam bilinçli olmasa da - kurumlaşmıştı. O dönem aynı zamanda koyu pozitivizm taraftarlığı dönemimdir. Bilgi dağarcığım genişledikçe pozitivist yaklaşımlarım da yumuşayacaktır.

O zamanki Turancılık anlayışı – SSCB’nin yıkılacağı hayal dahi edilmediğinden - bir Basmacı hareketi, bir yeni Enver Paşa beklentisi biçiminde. Realiteden tamamen uzak bir ütopya. Yine de bu üyopyanın canlı tutulması gerekiyordu ve bu ütopyayı canlı tutmuş ve bunun uğrunda işkencelere dahi maruz kalmış kuşaklara büyük teşekkür borcumuz var.

Bugün artık koşullar, parametreler, paradigmalar tümüyle değişmiş durumda. Şimdiye dek Türkçülük ve Türkçülük ve Turancılık akımlarının oluşum ve çıkış üssü olan Oğuz Türkleri’nin Anadolusu, yani Türkiye Cumhuriyeti bile yeniden Türkleşmek ve Türkçüleşmek durumundadır. Bu son derece üzücü ve düşündürücü aynı zamanda hayati, yaşamsal bir durumdur. Sık sık tekrarlıyorum. Turan(cılık) ancak sağlam Türklük temelleri üzerinde yükselebilir.

Ben diyorum ki! Öncelikle yapılacak bilimsel ve akıllı iş, Anadolu Oğuz Türkleri’nden başlayarak tüm Türk Boyları’nın bulunduğu Turan’da “yeniden Türkleşmek” olmalıdır. Ben bu misyon için buradayım!(Turansam.org)

 

Kaynak: 

[1] GAZETEVATAN,http://haber.gazetevatan.com/gomlegiyle-oldurduler/309671/7/Yasam

[1] TURANSAM,http://www.turansam.org/celadetmoraligil.php
 



Bu haber 2,694 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,018 µs