En Sıcak Konular

İNSANLIK ÇAĞLAYAN'DA BİR KEZ DAHA AYAĞA KALKTI

7 Haziran 2010 09:18 tsi
İNSANLIK ÇAĞLAYAN'DA BİR KEZ DAHA AYAĞA KALKTI Çağlayan Meydanı, tarihinde gördüğü en muhteşem ve anlamlı mitinglerden birisini yaşadı geçtiğimiz Cumartesi günü... Çağlayan Meydanı'nda sadece İstanbul, sadece Türkiye değil, adeta bütün insanlık vardı...

Sanki bütün insanlık oradaydı

Çağlayan Meydanı, tarihinde gördüğü en muhteşem ve anlamlı mitinglerden birisini yaşadı geçtiğimiz Cumartesi günü... Çağlayan Meydanı'nda sadece İstanbul, sadece Türkiye değil, adeta bütün insanlık vardı...

 Çağlayan Meydanı, tarihinde gördüğü en muhteşem ve anlamlı mitinglerden birisini yaşadı geçtiğimiz Cumartesi günü... çSaadet Partisi'nin öncülüğünde, 300 civarında sivil toplum kuruluşunun ve 50 civarında da uluslararası kuruluşun desteğiyle gerçekleştirilen dev miting, sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın da süre giden İsrail zulmüne razı olmadığının ve olmayacağının en açık göstergelerinden birisiydi.

Melanet işler yapmakta sınır tanımadığı bilinen terör devletinin, yardım konvoyuna uluslararası sularda saldırması, 9 kardeşimizi şehid edip birçoğunu yaralaması, insani yardım yüklü gemileri gasp edip kendi limanına çekmesi ve- gönüllüleri de gözaltına alıp uzunca bir müddet sorgulaması; zaten bir kaç kere taşmış bardağı tekrar taşırmıştı ve buna yönelik tepki de; Çağlayan Meydanı'nın, diğer bir adıyla Milli Görüş Meydanı'nın şanına yakışır bir şekilde oldu...

İnadına sıcak bir İstanbul günüydü... Ama inadına soğuk, inadına yağışlı havalarda bile bu meydanı doldurmaktan imtina etmeyenler, toplantı saati yaklaştıkça, her taraftan akın akın alanı doldurmaya başladılar...

Hikmet-i ilahi, biraz sonra bulutlar bile alanın üzerine doğru gelmeye başladığına şahit oldular meydanı dolduranlar... Bulutlar, terör devletini lanetlemek için alanda bulunanları Güneşin yakıcı sıcağından korumak ve belki de insanlığın yüzkarası olan İsrail'i protesto etmek için alanın üzerine geliyordu sanki...

Daha önceki mitinglerde nispeten meydana yakın yerlerde arama tarama yapan emniyet güçleri de, mitingin anlam ve önemini bildikleri için olsa gerek, alana daha uzak yerlerde görev yapıyorlardı..

Genci, yaşlısı, çocuğu, erkeği, kadını ile İstanbul ve nerdeyse bütün Türkiye meydana akıyordu.

İstanbul'un hemen her tarafından gelenlerin yanı sıra, Türkiye'nin hemen her tarafından gelen otobüslerden inenler de meydandaki yerlerini aldılar... O meydana gelen her kişi, attığı her adımın terör devletinin beynine inen bir çekiç olduğunun farkındaydı sanki...

Mitingin başlangıç saati geldiğinde, Çağlayan Meydanı hınca hınç dolmuş durumdaydı...

Konuşmacılar, İsrail'in bütün dünyaya ve yaklaşık iki milyarlık İslam Alemine rağmen pervasızca yaptıklarını, yapabildiklerini anlattılar uzun uzun...

Yapılan konuşmalar ve meydanda bulunanların tamamının katıldığı sloganlar, ses dalgaları olarak semaya yayılarak, Filistin'e doğru akıp gitti... Ve Filistinlileri mutlu eden, umutlandıran bu haykırışlar; kanla, barutla, terörle varlığını sürdüreceklerini zanneden siyonistlerin yüreklerine daha derin bir korku saldı muhakkak...

Meydanı dolduran yüzbinler, "Terörist devlet, yıkılacak elbet", "Kahrolsun İsrail", "Katil devlet hesap verecek", "Gazze şehitlerine selam olsun" şeklindeki sloganlara, hançerelerini zorlayan bir kararlılıkla hep bir ağızdan katıldılar...

Konuşmalar sırasında, özellikle de İHH Başkanı Bülent Yıldırım'ı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'u dinlerken, meydanı dolduranların gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi...

Terör devleti ve onun yapabileceği melanetler konusunda Türkiye ve dünyanın tamamını en açık bir biçimde uyarmış olan Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın, telekonferans sistemiyle yaptığı konuşma, meydanda duygu yoğunluğunun zirveye ulaştığı anlardan birisiydi...

İnsanların birbirlerinden saklamaya çalıştıkları gözyaşlarına, kıpır kıpır eden dudaklarıyla yaptıkları, terör devletinin bir an evvel yok olmasını isteyen duaları eşlik etti...

Kürsüden muhteşem topluluğa hitap edenler arasında Hıristiyanlar ve Museviler de vardı ve orada dile getirilen her husus, zulme ve haksızlığa hep beraber karşı çıkma vurgusuyla, insan olmanın temel gerekleriyle çok yakından ilgiliydi..

Yani Çağlayan Meydanı'nda sadece İstanbul, sadece Türkiye değil, adeta bütün insanlık vardı Cumartesi günü...

Bütün insanlığı temsilen orada bulunanlar; insanlık açısından kara bir leke olan, yapıp-ettikleriyle sürekli olarak insanlığı utandıran İsrail'e; bir kez daha aklını başına devşirmesi ve çöküşün eşiğinde olduğu günlerde olsun zulüm ve katliam peşinde koşmaması gerektiği mesajını verdiler...

Çağlayan Meydanını dolduran; haydi denilse, İsrail'in hak hukuk tanımaz idarecilerinin dersini verebilmek için yürüyerek bölgeye gidebilecek kararlılıktaki yüzbinlerce insan, bir kez daha ve kuvvetli bir şekilde, bir insanlık meselesi olarak Filistin Davası'nın takipçisi ve müdafii olduklarının altını kalın çizgilerle çizdiler, velhasılı...(Ekrem Kızıltaş) [1]

Yüz Binler, Çağlayan’da Teröriste Haykırdı

Sonun geldi İsrail

 

Saadet Partisi Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Çağlayan'da Saadet Partisi İstanbul İl Teşkilatı tarafından düzenlenen "Susarak Ölüyoruz, İsrail Vahşetine İsyan" mitingine katılan 1 milyona yakın kişiye seslendi.

 Mavi Marmara'da yok edilmeye çalışılan insanlık onuruna sahip çıkan kahramanları överek konuşmasına başlayan Saadet Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, konuşmasına "İnsanlık, adalet, özgürlük ve Filistin Çağlayan'da buluştu. Türkiye Çağlayan'da buluştu. İnsanlık onuruna sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum" diyerek başladı. İsrail'in kurulduğu günden bu yana işgal ve katliam politikası yürüttüğünü dile getiren Saadet Lideri Kurtulmuş, bu vahşi saldırı sonrasında yeni bir dönemin başladığını belirterek, İsrail'e karşı diplomatik bir güç cephesinin oluşturulması gerektiğini dile getirdi.

Adalet, özgürlük ve barıştan yana olan herkesin Çağlayan'da toplandığını belirten Kurtulmuş, "Bütün gazilerimize şifa diliyorum ve ailelerini tebrik ediyorum. 31 Mayıs'ta insanlık dışı saldırı ortaya çıktığından bu yana bu saldırı için, "Vahşice bir saldırı, insanlık dışı saldırı, vahşiler, caniler' denildi. İsrail'in bu saldırısı karşısında ne söylenilse azdır. Bu saldırıyı dünyanın bütün insanları kınamaktadır. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan 'Kahrolsun İsrail diye bağırıyor' Bundan böyle artık İsrail yalnızlaşacaktır. Hiçbir güç İsrail'i savunamayacaktır. Filistin özgürleşecek, başkenti Kudüs olan egemen bir Filistin devleti kurulacak, emperyalizmin dişleri sökülecek ve insanlık kurtulacaktır. Haktan, hukuktan ve insanlıktan yana olan çok büyük bir insanlık cephesi açıldı. Filistin ve Gazze davasına destek için tüm dünyada yeni bir cephe açılmıştır.Tüm dünya küresel adalet için birlik olacaktır" ifadelerini kullandı.

Sonun başlangıcı: Mavi Marmara
İsrail'in kurulduğu günden bu yana dünya kamuoyu önünde yaptığı büyük katliamları tek tek sıralayan Kurtulmuş, 31 Mayıs'ta gerçekleşen katliamın ise İsrail'in sonunu hazırlayan katliam olacağını söyledi. Kurtulmuş, "Çağlayan'daki bu feryat, emperyalizme ve güce karşı insanlığın başkaldırısıdır. Bu mesele sadece Müslümanların meselesi ve sadece Müslümanlık meselesi değildir. İnsanlıktan payını alan herkesin meselesidir. Rachel Corrie, 27 yaşında gencecik bir gayri Müslim ve gencecik bedeninin üzerinden İsrail tankları geçti ve onu hayattan kopardılar. Bu insanlık meselesine sahip çıkan herkes, Biz Müslüman kardeşlerimize zulmedildiği için Filistinli kardeşlerimizin yanında duruyoruz. Biz ancak ve ancak zalimlere düşmanlık yaparız. Yoksulun mağdurun ve mazlumun kimliği sorulmaz sadece desteklenir. Zalimin ve müstekbirin kimliği sorulmaz onun karşısında durulur ve alaşağı edilir. Mavi Marmara, insanlığın yerini belli eden bir turnosol kağıdıdır. Kim mazlumdan yana kim zalimden korkusuna diz çöküyor, kim çökmüyor bunun da turnusol kağıdıdır" diye konuştu.

Hükümete İsrail ile ilişkileri kes çağrısı

Hükümetin one minute olayı sonrasında İsrail ile yakın ilişki içerisinde olmaya devam ettiğini kaydeden Kurtulmuş, "Marifet otel lobilerinde one minute demek değildir. BM'de one minute demektir. Türkiye, Ekim 2009 Atom enerjisi toplantısında İsrail lehine oy kullandı. İsrail aleyhine olmamak için delegasyonumuz salondan kaçtı. Türkiye 1961'den beri OECD üyesi Türkiye, yine OECD'de İsrail lehine oy kullanmıştır. Eğer hayır deseydi İsrail OECD üyesi olamayacaktı. Hükümet bu iki oylamada da baş üstüne demiştir. İsrail Mavi Marmara'da 9 kişiyi şehid ederek teşekkür etmiştir. Gazze saldırıları sırasında İsrail ile Anadolu Kartalı tatbikatı imzalayan hükümet gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştır. Ancak bu saldırı sonrasında öğreniyoruz ki, iptalin ardından üç tane daha yeni tatbikat anlaşması yapmış. Ya adama sormazlar mı? Anadolu tatbikatını iptal ettin ve niye yeni anlaşma imzaladın diye. Bunları düzeltsinler diye söylüyorum. Yurttaşlık vazifesini yerine getirmek için söylüyorum" dedi.

Cesur millet, kararlı devlet

Türkiye'nin ses getiren aktif dış politikasının saldırı ile birlikte Akdeniz'in soğuk sularına gömülme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirten Kurtulmuş, "Devletler arası münasebetler lafla geçiştirilemez. Türkiye yeni dünyanın en büyük ülkesi olmaya aday bir ülkedir. Ancak bu büyüklük, güçlü bir ekonomi, kararlı bir millet, içeride barışın sağlandığı ileri bir demokrasi, güçlü bir desteği olan ve askeri güce dayanan bir diplomasi gücü olursa bir anlam ifade eder. Bunun ötesinde ne derseniz deyin boştur" diye konuştu.

Erdoğan: Ambargoyu insanlık delecek

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan, bu mitingle ülkenin 72 milyon vatandaşına seslendiklerini, Filistin'de yaşananların artık herkesin sorunu olduğunu belirterek, ''Bu mesele artık halkların meselesi. Kim adaletten yana ise kim zalime karşı ise bu dava onların davası. Bu dava insanlık davası'' dedi. Olayın duyulmasının ardından İstanbul'un, Ankara'nın ve insanlığın sokağa döküldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Ancak dünyayı yönetenler, ülkeleri yönetenler sustular, seyrettiler ama insanlık susmadı. Yer yerinden oynadı. Sivil öfke büyüdükçe nihayet efendiler de kımıldadı. Vahşeti anladılar. Kımıldayarak ses verdiler. Onun için diyorum. Bu mesele halkların, milletlerin meselesi. Vicdanı, cesareti, feraseti olanların meselesi'' diye konuştu. Erdoğan, Mavi Marmara'nın bir ''insanlık gemisi'' olduğunu, gemide 32 ülkeden insanların, Filistin dostlarının bulunduğunu söyledi. Gemide Yunanistan, Amerika, İngiltere, Fransa, Belçika, İrlanda, İsveç, Diyarbakır, Van, Bingöl, Trabzon, Rize, Edirne, Antalya, Hatay, İzmir, Ankara ve Mersin'den gönüllülerin bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Mavi Marmara, Çanakkale gibiydi. Gazze ambargosunu insanlık delecek. Mısır duvarını, insanlık yıkacak. Biz haykırırsak, biz yola çıkarsak, dünyayı yönetenler de arkamızdan gelecek. Gelmek zorundalar'' dedi.

Böyle zulüm görülmedi

İsrail, Filistin'de sürekli katliam yaptığını dile getiren Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "Filistin halkı açtır, hastadır her bakımdan insani yardıma muhtaçtır. İlk kafile karadan gitmiştir İsrail izin vermediği için Deniz'den ikinci kafile hazırlanmıştır. Ancak İsrail bu kez de daha sert davranmış ve 9 insanımızı şehit etmiş ve 55 insanımızı da yaralamıştır" dedi. İsrail'in 1968'den bu yana 1400 yıllık İslam topraklarını işgal ettiğini belirterek, "İsrail o tarihten itibaren Ortadoğu'da devamlı huzursuzluk çıkardı, sürekli katliam yaptı. Çocuğuna ilaç ve ekmek getiren insani yardım heyetini ve konvoyunu Filistin'e sokmadı. Zulmün bu derecesi görülmemiştir. Bu haksızlığa karşı susan insanlık ve yöneticiler karşısında insanlık olarak, millet olarak, Müslümanlar olarak yerimizde oturmamız mümkün değildir. Elbette milyonlarca insan meydanlarda toplanıp israil vahşetine isyan etmek mecburiyetindeyiz, bugün bu tarihi görevi yapıyoruz" diye konuştu.

Onlar, insanlık görevini yaptı

Şehitlerin bütün insanlığın haysiyetini kurtardığını söyleyen Erbakan, "Onlar, insanlık görevini yapmışlardır. Sadece vahşete karşı ilaç götürmek, ekmek götürmek görevini değil, zulümlere karşı isyan görevini yapmışlardır ve sadece Filistin'in kurutuluşu için değil bütün İslam topraklarının muhafazası ve hatta Mekke ve Medine'nin muhafazası için şehit olmuşlardır. Şerefleri çok büyüktür. Allah inşaallah kendilerine cennette en büyük mükâfatı verecektir" dedi.

İsrail ancak müeyyideden anlar

Erbakan, "Bu onun inancının gereğidir. Kabala'da yazan amentülerinin 4 maddesi dolayısıyla israil'le uzlaşma olmaz, anlaşma yapılamaz, israil söz dinlemez, hak tanımaz, israil'e bir şey yaptırabilmek için tek bir çare vardır o da müeyyidedir. İsrail'in zulümlerine karşı İsrail'in ve vahşetinin telini için, ve bu zülümlerin ortadan kaldırılması için görevin Milli Görüşe düştüğünü biliyoruz. Bunun Milli Görüş olarak bugüne kadar İsrail'in zulümlerine karşı 3 kere milyonluk mitingler yaptık. Bunların ilki 6 Eylül 1980'de, 4 Ocak 2009 İsrail'in Gazze saldırısı münasebetiyle yaptığımız israil'i telin mitingi bu mitinge sebep olan Gazze savaşı 15 gün devam etmiş 434 şehit, 1250 yaralı verilmiştir. Milletimiz bu meydanda bir milyonluk bir miting yaparak israil'i telin etmiş ve bir yanardağ gibi infilak etmiştir. Bu durum karşısında yöneticiler milletin reaksiyonunu görünce Davos'ta one minute tokadını atmak mecburiyetinde kalmışlardır" diye konuştu.

Yıldırım: Acımasızca kurşun yağdırdılar

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götürürken saldırıda bulunduğu gemide bulunan 620 gönüllünün silahsız olduğunu, ancak İsrail'in bu insanlara kurşun yağdırdığını söyledi.

Yıldırım, Gazze'ye yardım çalışmasına dünyadan birçok insanın katıldığını, 50 ülke insanının gönüllü olarak geldiğini söyledi. Yıldırım, ''Gazze 4 yıldır abluka altında. Bize saldırı yapılırken sabah ezanı okunuyordu. Çok güzeldi. Ezan okunurken onların botları bize doğru geliyordu. Bize namaz kılarken saldırdılar. Geminin her tarafı şehit kanlarıyla yıkanmıştı. Bizim gemide yaşadıklarımızı Filistinli çocuklar her gün yaşıyor. 19 yaşındaki Furkan, şehit olmadan az önce yanıma yaklaştı. 'Başkanım okulu bitiriyorum. Bundan sonraki hayatımla ilgili ne yapmamı istersiniz? Sizinle bu konuyla ilgili konuşmak istiyorum'' dedi. 'Furkan şu olaylar bitsin görüşürüz' dedim. Bu konuşmanın ardından Furkan'a kurşun sıktılar ve onu şehit ettiler.'' Yıldırım, Furkan Doğan'ın ölmeden önce günlüğüne yazdıklarını okudu. Yıldırım, Doğan'ın günlüğe, ''Şahadet şerbetine son saatler inşallah. Var mı bundan daha güzel bir şey? Varsa o da sadece annemdir ama ondan ben de emin değilim. İkisinin kıyası çok zor'' notunu düştüğünü söyledi. [2]

Siyonistlerin ellerinde silah vardı ama yürekleri korku doluydu

Savunmasız insanları alınlarından vurdular

Gazze şehitlerinin otopsi sonuçları İsrail'in kanlı yüzünü bir kez daha belgeledi. Furkan'a 45 santimden ateş edilmiş. Şehitlerde toplam 30 kurşun yarası var.Gönülülerin neredeyse tamamı yakın mesafeden ateş edilerek katledilmiş.

 İnsanlık Filosu'na yapılan kanlı baskında şehit düşenlerin otopsi raporları İsrail'in amacının katliam yapmak olduğunu ortaya koydu. Gönülülerin neredeyse tamamı yakın mesafeden ateş edilerek katledilmiş. Reuters haber ajansının İngiliz Guardian gazetesine dayanarak geçtiği habere göre 9 gönüllünün vücudunda 30 kurşun izi var. Gazeteye konuşan Adli Tıp Kurumu Başkan Yardımcısı Yalçın Büyük ABD vatandaşı olan 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın 45 santimden daha yakın bir mesafeden bir kez suratından, bir kez kafasının arkasından iki kez bacağından bir kez de sırtından vurulduğu belirtti.

İbrahim Bilgen'e dört kurşun
60 yaşındaki İbrahim Bilgen'in de şakak, göğüs, kalça ve sırtından dört kez vurulduğunu açıklayan Yalçın Büyük hayatını kaybeden gönüllüden sadece 1'inin tek kurşun ile öldürüldüğünü tespit edildiğini anlattı. Büyük, otopside kurşunların bir yerlere çarpmadan direk yardım gönüllülerinin vücutlarına girdiğinin anlaşıldığı da belirtti. [3]

Tel Aviv’de binlerce kişi, İsrail’in 43 yıllık işgalini ve gemi saldırısını protesto etti

Biraz insan olan, isyan ediyor

İsrail'de binlerce kişi siyonist hükümetin 43 yıllık işgal uygulamasını ve Gazze yardım gemilerine saldırısını protesto etti. Bazı partiler ve STK örgütleri ile İsrail'de İnsan Hakları için Doktorlar grubunun da yer aldığı gösteride, İsrailliler ve Araplar birlikte yürüyerek, katillere İbranice ve Arapça istifa çağrıları yaptı.

 İsrail'de binlerce kişi İsrail hükümetinin 43 yıllık işgal uygulamasını ve Gazze yardım gemilerine yapılan saldırıları protesto etti. Hadaş ve Meretz partileri, Şimdi Barış, Guş Şalom, İsrail'de İnsan Hakları için Doktorlar da dahil olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinin yer aldığı gösteride, İsrailliler ve Araplar birlikte yürüyerek, hükümete İbranice ve Arapça istifa çağrıları yaptı. Protestocular, "İşgale son, barışa evet", "İki halk için iki devlet" sloganları attı. Tel Aviv'in Rabin Meydanı'nın hemen yanıbaşında toplanan ve en büyük caddelerinden İbn Gvirol boyunca yürüyen binlerce kişilik kalabalık, ellerinde İsrail, Filistin ve Hadaş'ın kırmızı bayrağını taşırken, bir kaç kişinin de Türk bayraklarıyla gösteride yer aldığı görüldü. İsrailli bir Arap genç, Türk bayrağıyla gelmesinin, Türkiye'nin Filistin sorununa verdiği destekten kaynaklandığını söyledi.

Olanların sorumlusu hükümet
Gösteriye katılan bir diğer İsrailli Lui Fishman da AA muhabirine Türkçe, "Ben tarihçiyim, hem İstanbul'da hem Tel Aviv'de oturuyorum. Olanlara ne kadar üzüldüğümüzü tahmin edemezsiniz ama bunların hepsi geçecek. Buna eminim" dedi.

Fishman, yaşanan son gemi baskınından İsrail askerlerinin değil, İsrail hükümetinin sorumlu olduğunu ifade etti. Gösteriye katılanlar yürüyüş sırasında ve toplandıkları meydanda sık sık Türkiye'ye destek sloganları atarken, göstericilere Hadaş adına hitap eden bir kişi de İsrail ve Filistin barışı yanı sıra, bölge barışı için Türkiye'ye de kulak verilmesini istedi. Meretz Partisi Başkanı Oron, filo krizinin bir "mantıksızlık ve ahmaklığı" yansıttığını vurgulayıp, bu sıfatların hükümetin genel icraatından da soyutlanamayacağını belirtti. Şimdi Barış Genel Sekreteri Yariv Oppenheimer de ülkesi için endişe duyduğunu belirtip, "Bizi hafızalardan silecek bir hükümet tarafından küçük düşürülüyoruz" dedi. Oppenheimer, bu hükümetin artık gitmesi gerektiğini vurgulayıp, meydanlardan verilen mesajın, yalnızca sol kesimden değil, bir çok farklı gruptan insanın ortak düşüncesini yansıttığını dile getirdi. Oppenheimer, "Siyonistler arasında da sağcı hükümetin bıkkınlık getirdiği düşüncesi yaygın" dedi. Oppenheimer, gemi krizinin bir halkla ilişkiler konusu olmanın çok ötesinde olduğunu vurguladı.

Şehitlerin isimleri Tel Aviv sokaklarında
Gösteriye, Mavi Marmara gemisinde ölen 9 kişinin adının yazıldığı pankartla katılan ve adını sadece Rami olarak veren bir İsrailli genç de gemide ölenler ve aileleri için çok üzüldüğünü ifade etti. Rami İsrail hükümetini kınayarak, ölenlerin ailelerinden ve Türkiyeden özür dilemesi gerektiğini ifade etti. Parlamentodaki Arap milletvekillerinden Hadaş partisi Başkanı Buhammed Barake, aynı partiden Dov Kenin, Meretz lideri Haim Oron, Meretz partisi lideri Haim Oron, Guş Şalom örgütünün kurucularından Uri Avneri ile Şimdi Barış Örgütü Genel Sekreteri Yariv Oppenheimer de gösteriye katılanlar arasında yer aldı.

Vietnam, Şimon Peres'in ziyaretini iptal etti
İsrail karşıtı cephe genişliyor
İşgal rejiminin Gazze'ye insani yardım götüren Özgürlük Filosu'na karşı yaptığı korsan saldırıda onlarca insanı katletmesi ve yaralamasına tepki gösteren Vietnam, daha önce ülkeyi ziyareti planlanan Siyonist Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. İşgal radyosu verdiği haberde, saldırıyla birlikte gerilen ilişkilerin düzelmesi ve Peres'in ziyaretiyle ilgili yeni bir tarih belirlenmesi için Siyonist yetkililerin yoğun çaba harcadıklarını ifade etti. Dört yıldır kuşatma altında tutulan 1milyon 700 bin insana sadece insani yardım götüren Özgürlük Filosu'na saldıran işgal rejimi dünyada sivil ve resmi düzeylerde büyük tepkiler alırken ve birçok ülke Siyonist büyükelçileri çağırıp protesto ederken, bazı Güney Amerika ülkeleri de diplomatik ilişkilerini kesti. Haydutlukta ve korsanlıkta sınır tanımayan ve kendini hep hukukun üstünde gören işgal rejiminin son korsan saldırısıyla 62 yılık tarihinde ilk kez bu şekilde eleştirilmesi, kınanması ve protesto edilmesi işgal rejimini ciddi ciddi düşündürüyor. [4]

Ankara’da on binlerce kişi sağanak yağmur altında İsrail’e lanet yağdırdı…

Lanet sağanağı

Önceki gün İstanbul Çağlayan Meydanı'nda yüz binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen İsrail Vahşetine İsyan mitinginden sonra dün de Ankara'da sağanak yağmura rağmen on binlerce kişi bir araya gelerek İsrail'i lanetledi...

 AGD Başkanı İlyas Tongüç ise konuşmasında, ecdadın torunlarının hala ayakta olduğunu da kaydederek, "Yıllardır hala bu ülkede Filistin mitingleri yapıyoruz. Bunun sebeplerini göremezsek bu mitingleri yapmaya devam ederiz. Beş bin yıllık bir mikrop ile karşı karşıyayız" dedi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bu saldırının tüm insanlığa karşı yapıldığını söyleyerek, "Katil İsrail Akdeniz'de boğulmuş, insanlık onuru yeniden doğmuştur. Terörist İsrail'e sesleniyorum. Bu sefer sistematik yalanlarınla insanlığı kandıramayacaksın" dedi.

Hak-İş Konfederasyonu, Memur-Sen Konfederasyonu, MAZLUMDER, AGD, Alperen Ocakları tarafından organize edilen ve onlarca sivil toplum kuruluşunun desteklediği İsrail'le lanet mitingi insan seline neden oldu. On binlerce kişi Ankara'da bir kez daha İsrail'e lanet okuyarak, uyarıda bulundu.

Saat 16:00'da başlayan büyük miting öncesi binlerce vatandaş Başkent'in en büyük alanı olan Sıhhiye Meydanı'na akın etti. Ellerinde İsrail'i protesto eden ve Gazze'ye destek veren pankartlarla gelen binlerce kişi ayrıca sloganlar atarak da İsrail'i kınadı.

Amaçları sadece abluka altında olan insanlara yardım götürmek olan İHH insani yardım filosunu vahşice vurarak gönüllü insanları katleden İsrail devleti, bu kez Ankara'dan lanetlendi. Gün boyu Başkent'te yağman yağmur ve dolu miting zamanında da etkisini gösterdi. Miting boyunca sürekli yağan yağmur ara ara konuşmacıların konuşmalarına ara vermesine de neden oldu.

Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bu saldırının tüm insanlığa karşı yapıldığını söyleyerek, "Katil İsrail Akdeniz'de boğulmuş, insanlık onuru yeniden doğmuştur. ABD'nin Irak'ta İsrail'in Filistin'de ne işi var. Ne yapmak için buraları işgal ediyorlar. Terörist İsrail'e sesleniyorum. Bu sefer sistematik yalanlarınla insanlığı kandıramayacaksın. Artık sonun geldi. Mazlumların gözyaşı ve şehitlerin kanında boğulacaksın" dedi.

Hizmet-İş Genel Başkanı Mahmut Aslan ise, 'Katil İsrail'e lanet diyenlere selam olsun. Kardeşlerimiz, düğüne gider gibi şehadete koştular." Dedi ve " Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor peygamber." Dizelerini hatırlattı.

Aslan, Akdeniz'in uluslararası sularında yaşanan bu katliamın Ortadoğuya saplanan katil devletin sonu olacağına işaret etti ve "Gazze'ye gidenler tarih yaptılar ve tarih yazdılar. O gün, yeni bir medeniyet ve özgürlük destanının yazıldığı gündür" dedi.

Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı İlyas Tongüç ise konuşmasında İsrail'in bu tavrının her zamanki tavrı olduğunu söyledi. Tongüç, ecdadın torunlarının hala ayakta olduğunu da kaydederek, "Yıllardır hala bu ülkede Filistin mitingleri yapıyoruz. Bunun sebeplerini göremezsek bu mitingleri yapmaya devam ederiz. Allah'ın kitabını değiştirmeye kalkan bu zihniyet, insanlığı karanlığa götürmenin peşinde. Beş bin yıllık bir mikrop ile karşı karşıyayız" dedi. İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkmanın peşinde koştuğunu da dile getiren Tongüç, "Nesilden nesile bu idealin peşindeler. Karşılarında ne çıkarsa, yok etmeyi kendilerine ideal haline getirmiş bir batıl zihniyetle karşı karşıyayız" diye konuştu. [5]

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE
 

[1].http://www.milligazete.com.tr/haber/sanki-butun-insanlik-oradaydi-165948.htm

[2].http://www.milligazete.com.tr/haber/sonun-geldi-israil-165947.htm

[3].http://www.milligazete.com.tr/haber/savunmasiz-insanlari-alinlarindan-vurdular-165946.htm

[4].http://www.milligazete.com.tr/haber/biraz-insan-olan-isyan-ediyor-165910.htm

[5].http://www.milligazete.com.tr/haber/lanet-saganagi-165949.htm


 

 



Bu haber 1,015 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,549 µs