AÇILIMLAR KİME YARADI?

7 Haziran 2010 12:00 tsi
Çarşıya uymayan evdeki hesap sebebiyle birer birer kapanmaya başladı açılamadan, açılımlar...

Açılımlar kime yaradı?

“AÇIL susam açıl” diye başladı her şey!
Ardından, “Bir iki yetmez, her alanda açılalım” diye devam etti bu furya.
Kürt açılımı...
Demokratik açılım...
Milli birlik ve beraberlik açılımı...
Ermeni açılımı...
AB açılımı...
Alevi açılımı...
Roman açılımı...
Kıbrıs açılımı...
Rum açılımı...
Komşularımızla “sıfır sorun” açılımı...
*
KİLİT gibi kendi üstüne kapatılmış açılımlar.
Olsun; oy getiriyor ya ona bak!
Zaten “iş ve aş” kaygısına düşmüş vatandaşın açılımı falan sorguladığı da yok.
Eee...
Eee’si nasıl olsa problem yok düşüncesi ile hareket eden iktidar “Durmak yok yola devam” parolasıyla hamleleri birbiri ardına sıraladı.
Sonuç?
Çarşıya uymayan evdeki hesap nedeniyle birer birer kapanmaya başladı açılamadan, açılımlar.
Ermeni’ye sınırı açmaya kalktık, imzaladığımız protokolü hiçe sayıp “Soykırımcı katil Türkiye” sloganı attılar...
Rum’a elimizi uzattık, “Barbar işgalci Türkiye” diyerek askerimizi Kıbrıs’tan atmaya kalktılar...
“Komşularla sıfır sorun” diyerek İsrail’e kucak açtık, İsrail başta Mavi Marmara’da katlettiği vatandaşlarımızın cenazeleri ile kucağımıza bol sıfırlı sorunlar bıraktı.
AB’ye, “Tamam, uyum yasalarınıza uymak için ne gerekiyorsa yaptık ve dahasını da yapıyoruz” dedik, kendimizi onlara bir türlü uyduramadık.
*
GELELİM, milli birlik ve beraberlik açılımına...
TRT 6 kurulup, Kürtçe yayınlara başlandı...
Üniversitelerde çeşitli adlarla bölümler açıldı...
Yerleşim yerlerinin onlarca, yüzlerce yıldır kullandığı adları, sırf şirinlik olsun diye değiştirilmeye başlandı...
DTP kapatıldı ama talebası iner inmez bir “harf” farkıyla BDP kuruluverdi...
Sanatçılarla, sporcularla, şairlerle, edebiyatçılarla yemek masaları kurularak adeta terörle mücadele işi siyasi şov malzemesi yapıldı... Ancak, ne Başbakan’ın önünde ağlayan İbrahim Tatlıses’in, ne dakikalarca konuşan Bülent Ersoy’un ne de Erdoğan’a ‘Olay adamsın’ diyen Kibariye’nin sonradan herhangi bir girişimini gördük!
Siyasette Kürtçe propagandanın önü, gerekli “yasal düzenlemeler” yapılmadan açılıverdi...
İmralı’ya yeni tesisler yapılarak yeni mahkumlar gönderildi ve teröristbaşının yalnızlığına son verildi...
Ama yetmedi!
Milletvekilleri provokasyon yaptı... Öcalan’ın hücresindeki santimlik düzenlemeler bile şehirlerde bir yığın gösteriyle protesto edildi, ölenler oldu.
Teröristbaşı avukatları aracılığıyla medyada çarşaf çarşaf “yol haritası” yayınladı hiçbir yasal takibat uygulanmadı...
Habur’dan giren teröristler için karşılama töreni düzenlendi, seyyar mahkeme kuruldu.
Terör örgütünün hamisi Mesut Barzani’nin ayağına heyetler gitti, sonra da peşmergebaşı Türkiye’de ağırlandı...
Bir diğer terör örgütü hamisi Celal Talabani, “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla ayağına kırmızı halılar serilerek Ankara’da ağırlandı...
Peki ne oldu?
Diyarbakır BDP Kadın Platformu şehir merkezinde gösteri yapıp, ellerindeki Öcalan posterleri ile slogan atarak, “Meclisi basarız, Erdoğan’ı asarız” diye Başbakan’a yönelik tehdit savurdu.
Ardından, PKK tek taraflı ateşkes ilan ettiğini açıkladı ama başta İskenderun Limanı olmak üzere, Samsun, Giresun, Hakkari, Tunceli gibi illerimizde iki ayda 38 insanımızı şehit etti.
Yetmedi!
BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, 6 askerimizin şehit edildiği İskenderun Limanı baskını için, “Bu savaş artık Kürdistan’da olmayacak, bütün Türkiye’ye yayılacak” dedi.
Kürdistan neresi?
Aynalı Emine’ye göre Güneydoğu Anadolu!
*
OLMADI ... Olmaz... Olmayacak da!
Onun için Emine Ayna ve BDP’nin anlamak istemediği gerçeği bir kez daha tekrarlıyorum:
“PKK silah bırakmadan ne yaparsanız yapın, kimse sizin barıştan yana olduğunuza inanmıyor.”
Onun için hiç kimse BDP milletvekillerinin “Analar ağlamasın diye gerekirse tankların önüne yatarız” söylemleri ile akan kanın duracağına inanmıyor.
Onun için kimse PKK sempatizanı sözde birkaç aydın ve yazarın, “PKK’yı aklayıp, TSK’yı suçlayan”, art niyetli “çözüm” öneren paçavra yazılarına inanmıyor.
Ve gelinen nokta itibarıyla soruyorum:
Bu açılımlar kime yaradı?

Metin Özkan - Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=108
 

Bu haber 596 defa okundu.