KIRGIZİSTAN DERS OLMALI

11 Nisan 2010 09:40 tsi
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılması ile Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlık elde etmelerine en çok biz sevinmiştik.Çünkü köklerimiz oradaydı. Atalarımız o topraklardan gelmişti.

Kırgızistan ders olmalı

Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılması ile Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlık elde etmelerine en çok biz sevinmiştik.
Çünkü köklerimiz oradaydı. Atalarımız o topraklardan gelmişti.
Aynı soya mensup olduğumuz kardeşlerimiz, o coğrafyada yaşıyordu.
Yeni Türk cumhuriyetlerinin ağabeyi olacaktık. Onlar da bizi “ağabey” olarak görüyorlardı.
Türk cumhuriyetleri bağımsızlığa kavuştuklarında, Türkiye’de Turgut Özal Cumhurbaşkanıydı.
Özal, bu kardeş ülkelere ilgisini esirgemedi. Hatta son gezisini bu cumhuriyetlere yaptıktan sonra, hayata veda etti.
Özal’dan sonra Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’in de gözü hep Kafkasya’da ve Orta Asya’daydı. Onun Cumhurbaşkanlığı döneminde Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerimiz en üst seviyeye çıktı. Hatta Azerbaycan’la “Tek millet, iki devlet” olmuştuk.
Demirel’den sonra ilişkilerimiz savsaklamaya başladı. Bugün ise, kopma noktasında.
Sekiz yılda 17’nci ABD gezisine hazırlanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk cumhuriyetlerini kaç kez ziyaret etti? Arap kardeşlerimize (!) gösterdiği ilgi ve yakınlığı Türk kardeşlerimize gösterdi mi?
*
Türkiye, kendisini “ağabey” olarak gören Türk kardeşlerini maalesef unuttu, Türkleri soykırım yapmakla suçlayan Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme derdine düştü.
Türkiye Ermenistan’a yaklaşmaya çalıştıkça, Türk cumhuriyetleri Türkiye’den uzaklaşmaya başladı.
Türkiye, İsrail Ortadoğu’da nasıl çıbanbaşı ise, Ermenistan’ın da Kafkasya’da öyle çıbanbaşı olduğunu bilemedi, bilmek istemedi.
Öyle ki, Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmek uğruna, Azerbaycan gibi kardeş bir ülkeyi küstürmeyi, kaybetmeyi bile göze aldı.
Türkiye’nin, kardeş Türk cumhuriyetlerini bu kadar ilgisiz ve sahipsiz bırakmasının, köklerini ve soyunu inkar etmesinden ne farkı var?
*
Kırgızistan, Türk cumhuriyetlerinin en küçük ve en yoksul ülkesi...
Devlet Başkanı Aksar Akayev, 2005 yılında “Lale Devrimi” ile devrildi ve yerine Kumanberk Bakıyev getirildi.
ABD, Rusya ve Çin’in nüfuz alanı haline getirmeye çalıştığı Kırgızistan, bir türlü istikrara kavuşamadığı gibi, yoksulluk çemberini de bir türlü kıramadı.
Ayyuka çıkan yolsuzluk iddiaları da, istikrarsızlığın tuzu biberi oldu.
Son halk ayaklanmasının arkasındaki isim, Roza Otunbayeva...
Devrilen Askar Akayev, başkent Bişkek’ten kaçtı; Roza Otunbayeva, geçici Devlet Başkanı oldu.
Kırgızistan’da istikrar sağlanabilir mi?
Çok zor.
Türkiye, diğer Türk cumhuriyetleri ile birlikte Kırgızistan’a da ağabeylik yapsaydı, hiç değilse tecrübelerinden yararlandırıp, yol gösterici olsaydı, bugünkü trajik olaylar belki de yaşanmayacaktı.
Çok sayıda Türk işadamı, Türk cumhuriyetlerinde iş yapıyor. Bari onları sahipsiz bırakmasak...

Sırrı Yüksel Cebeci- Tercüman

Kaynak: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

 

Bu haber 716 defa okundu.