MÜSLÜMANLIK DERSİ VEREN ''MEMECİ'' AHMET HOCA(!)

24 Mart 2010 10:27 tsi
Cemaat, Bekr-i Mustafa’nın bile canına rahmet okutabilecek,‘suret-i haktanmış’ gibi görünen yeni bir ‘devşirme hoca’ daha kazanmak üzere...

Müslümanlık dersi veren ‘Memeci’ Ahmet Hoca(!)

Sanırsınız ki büyük bir İslam alimi, almış eline kalemi, huşu içerisinde hüküm veriyor:
“Din, ‘dünyevi’ bir çıkara dayanmaz. Milliyetçiliğe göre ‘bir grubun’ çıkarını savunmak en ‘kutsal’ değer ve haktır. Din, herhangi bir ‘grubun’diğerinden ‘daha üstün’ olduğunu kabul etmez. İnsanları bölmez, ‘ırklarına’ göre gruplamaz. Hatta ‘dinlerine’ göre bile ayırmaz. Milliyetçilik ise,  insanları ‘böler’, gruplara ayırır, kendi ‘ırkını’, ‘soyunu’ yüceltir. Ben ‘Müslümanlık’ ile ‘milliyetçiliğin’ bağdaşamayacağını düşünüyorum. Bu ülkenin ‘muhafazakâr’ insanları hangi değeri benimseyecekler, ‘Müslümanlığı’ mı ‘milliyetçiliği’ mi?”
Ve maksadını şöyle somutlaştırıyor:
“Bir Türk milliyetçisi için en yüce değer ‘Türk’ olmaktır, Türklerin çıkarları ve hakları ‘diğerlerinden’ üstündür ona göre.”
Diyeceksiniz kim bu büyük mütefekkir?
Gerçekten bir ‘İslam’ alimi falan mı?
Hayır, tam aksine, bir zamanlar, “Vatanı bir kadın memesine satarım” diye buyuran, eski ‘Marksist’, yeni ‘liboş’, Amerikan beslemesi bir zat.
‘Taraf’ baş tetikçisi Ahmet Altan.
***
İyi niyetli biri olsa belki tartışılır.
Ama şu hükümler, ‘inanmadığı’ halde, Müslüman mahallesinde ‘salyangoz’ satmaya çalışan bir işbirlikçiye ait olunca, ister istemez ‘tiksinti’ veriyor insana.
Aklınca, bir zamanlar kendilerini ‘İslamcı’ olarak tanıtan ‘yeşil komünistlerin’ fitne tohumu saçmak amacıyla ortaya attıkları ipe sapa gelmez iddiaları yeniden gündeme taşıyarak, eşeğin aklına ‘karpuz kabuğu’ düşürmeye çalışıyor.
“Müslümanlık ile bağdaşmaz” diye buyurduğu ‘milliyetçilik’ ile kastedilen, yalnızca ‘kültürel değerleri’ esas alan Türk milliyetçiliğidir.
Yoksa, ona göre ‘Ermenilik’, ‘Kürtlük’, ‘Lazlık’, ‘Çerkezlik’, ‘Boşnaklık’, ‘Gürcülük’ üzerinden ‘etnik ırkçılık’ yapılmasında, herhangi bir sakınca yoktur.
Bu tür fetvalar, ‘dinle’, ‘imanla’ alakası olmayanların, yeri ve zamanı geldiğinde ‘din’ istismarcılığını ‘hangi noktalara’ taşıyacaklarının açık bir işaretidir.
***
Ne günlere kaldık ya Rabbi?
Kırk yıllık ‘din karşıtı’ bir memecinin, ‘Müslümanlık’ nereden aklına ese ki?
Gerçek bir İslam ülkesinde olsa, ‘edebe muğayir’ kitapları yüzünden, ‘sapıklıktan’ her gün yüz kırbaç yemesi muhtemel olan bir zat, ‘gerçek’ alimlerin sustuğu, susturulduğu Türkiye’de Müslümanların ‘nasıl inanacaklarına’ dair ‘fetva’ veriyor.
Belli ki okyanus ötesindeki pirleri, “Ya şakirt, liboş kimliğinle üfürdüklerin biraz havada kalıyor, fazla etkili olamıyorsun. Biraz da Müslümanlık damarından gir” diye kulağına fısıldamışlar, o da gereğini yapıyor.
İçinde bulunduğu şartlarda Salman Rüşti gibi ‘Şeytan ayetleri’ üzerine bir kitap kaleme alamayacağına göre, yakında Reşad Halife gibi ‘Kuran’ın şifreleri’ üzerine yeni bir çalışmaya imza atmaya kalkışırsa hiç şaşırmayın.
Zira, saftirik takipçilerine kendisini ispatlayabilmek için her yolu deneyecektir.
***
İster Bekr-i Mustafa’nın bile canına rahmet okutabilecek bir durum olduğunu söyleyin, ister “Böyle Taraf Müslümanlarına böyle imam” deyin, cemaat ‘suret-i haktanmış’ gibi görünen yeni bir ‘devşirme hoca’ daha kazanmak üzere:
‘Memeci’ Ahmet Hoca.
Derviş’in ‘fikri’ ne ise ‘zikri’ de odur.
Şarap fıçısının musluğundan abdest alarak namaz kıldırmaya yeltenecek çakma bir hocanın, ayet niyetine okuyacağı türkü herhalde şu olsa gerek:
“Dam üstüüünde un eler.
Tombul, tombul memeler.”

İsrafil K. Kumbasar-Yeniçağ 

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ,http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=12560

Bu haber 566 defa okundu.