En Sıcak Konular

TÜRKİYE'YE KARŞI TAKİYYE DİPLOMASİSİ

9 Mart 2010 11:00 tsi
TÜRKİYE'YE KARŞI TAKİYYE DİPLOMASİSİ Diplomaside agresif dış politika zaman zaman en iyi çözüm yolunu sağlayan yöntem olarak önümüze çıkar.

Türkiye'ye karşı Takiyye Diplomasisi

GEÇTİĞİMİZ hafta, ABD'de Temsilciler Meclisinde yaşanan tasarı rezaleti sonrasında medyada çok şeyler yazıldı çizildi. Bugün ben tekrar bunlara değinmeyeceğim ama bu tasarı 2010'a yeni bir vizyonla giren Türk Dış Politikası'nı ve özellikle de "komşularla sıfır sorun" söylemimizi yakından etkiledi.
*
GERÇEĞİ söylemek gerekirse bu komşularla sıfır sorun söylemini yürürlüğe koymakta biraz acele ettik sanırım. Zira komşularla sıfır sorun söylemi aslında tek taraflı bir adımla değil aksine komşulardan gelen karşılıklı adımlarla mümkün. Örneğin Yunanistan ne zaman ki Türkiye'ye karşı hasmane tutumundan, PKK'lıları topraklarındaki kamplarda barındırmaktan, Patrikhane'nin işlerine karışmaktan, Kıbrıs'ı kendine bağlama hayallerinden, Batı Trakya'daki Müslüman azınlığa yönelik baskı politikalarından ve Ege'de kıta sahanlığını genişletme konusundaki ısrarından vazgeçerse, o zaman komşularla sıfır politika tam manasıyla yürürlüğe girer. Benzer şekilde bu gerçek Ermenistan için de geçerlidir. Büyük heyecan içerisinde imzalanan protokollerin daha tesiri ortadan kalamamışken Ermenistan yetkililerinin tam kadro hazır bulundukları komitede destekledikleri kararın çıkması aslında Türkiye ile ilişkiler konusunda Ermenistan'ın samimi olmadığını aksine tıpkı Rumların 2004 yılında Annan planında yaptıkları gibi Türkiye'yi bir şekilde tuzağa düşürmek istedikleri görülmektedir. Hatırlayalım! Türkiye'yi Annan planına evet demeye ikna edildi ve ardından Rumlar hayır diyerek Avrupa Birliğine üye oldular. Şimdi ise, Rumlar, Türkiye'ye AB üzerinden bizi tanıyın baskısı yapıyor. Şimdi burada sormak istediğimiz soru şu: Neden hep kandırılan taraf Türkiye oluyor?
*
ACABA Beşar Esad ABD ve İsrail tarafından sıkıştırılmasıydı ve yanı başında bir Irak ve Saddam vakası olmasaydı sizce Türkiye'ye yaklaşır mıydı? Cevap: hayır! Bizler komşularla sıfır sorun politikası derken komşularımız da Türkiye'ye karşı "takiyye" politikasını izliyorlar. Dün hiçbir şey olmamış gibi komşularımıza yaklaşmamız çok zor, tabiatın kanunlarına aykırı. Bunları neden anlatıyoruz? Çünkü başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz gerekiyor. Gerçekten komşularımız bizim gibi barışa inanıyor, ya da gerçekten biz barışa inanıyor muyuz? Bulgaristan bile bizden tazminat istiyor! Hatay'dan vazgeçmeyen bir Suriye'yi Türkiye nasıl unutsun. Pontus'un ayak izini süren Yunanistan, sözde Rum soykırımını gündeme getirmeye çalışıyor. O halde ne yapmamız gerekiyor? Dış politikadaki yeni vizyonumuzu gözden geçirmeliyiz. Obama yönetimi Türkiye'nin hassasiyetini dikkate almıyorsa biz de ABD'nin başta Afganistan ve Irak olmak üzere Avrasya coğrafyasındaki hassasiyetlerini dikkate almayız. Gerekirse Rusya kartını masaya koyarız ve Azerbaycan ordusunun Karabağ'a yönelik olası bir taarruzuna yeşil ışık yakarız.
*
MAKSADIMIZ savaş çığırtkanlığı yapmak değil ama diplomaside agresif dış politika zaman zaman en iyi çözüm yolunu sağlayan yöntem olarak önümüze çıkar. ABD ve Ermenistan ikilisinin protokollerin TBMM'den geçmesini sağlamak için böyle kirli bir oyun oynaması agresif bir diplomasinin ötesinde hiçbir şekilde yanıtlanamaz. İşte! Maalesef uğruna Azerbaycan'ı küstürdüğümüz sözde devletin (Ermenistan) ABD'de düştüğü durum kendi halkını kapalı sınırlar içinde yokluğa mahkûm eden bir anlayıştır. Bu anlayış hiç değişmedi. Birinci Dünya savaşında da yaptıkları nedeniyle halkına tehciri layık gören Ermeni komitacılar ve yandaşlarını tarih hiçbir zaman unutmadı. Dün, Türkiye ile protokolleri imzalayanlar Washington'da hiç utanmadan ve sıkılmadan tasarının geçmesi için lobi yapmalarını da tarih elbet bir gün yargılayacaktır
*
YAZIMI, oylama süresini teamüllere aykırı bir şekilde uzatan Dış İlişkiler Komitesi başkanına bir çağrıda bulunarak bitirmek istiyorum. Sayın başkan, eğer Ermenileri çok düşünüyorsanız buyurun maaşınızı ve servetinizi Ermenistan'ın yoksul halkına bağışlayın zira sınırların açılmasını tek umut olarak gören bu halkın umudunu yok ettiniz. Türkiye'nin de bundan sonra sınırları açma gibi bir eylemde bulunmayacağının da her halde farkındasınızdır...

Barış Adıbelli -Tercüman

KAYNAK: TERCÜMAN GAZETESİ,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10014



Bu haber 639 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,269 µs