En Sıcak Konular

BAŞBAKAN ERDOĞAN'I KIZDIRAN O KÖŞE YAZARI GERİ ADIM ATMADI

27 Şubat 2010 22:33 tsi
BAŞBAKAN ERDOĞAN'I KIZDIRAN O KÖŞE YAZARI GERİ ADIM ATMADI "Sorumlu elbette köşe yazarları. İktidarın güllük gülistanlık yönettiği şu güzelim ülkede, akla gelebilecek hangi fenalık, hangi gerilim, hangi sıkıntı varsa, suç köşe yazarlarında."

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Doğan dünkü yazısının bir bölümünde,"Batı'da böyle “zirve” yok" diyerek; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın yaptıkları üçlü toplantıya “zirve” denilmesini eleştirince Başbakan Erdoğan'ın tepkisini çekti.

Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi  Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda,  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile birlikte gerçekleştirdiği toplantıyı “zirve” olarak görmeyen gazeteci Yalçın Doğan’a,adını vermeden haylı sert ifadelerle yüklendi: 

"Düşünün Cumhurbaşkanımızın başkanlığında üçlü bir zirve, toplantı yaptık. Şimdi ona bile garip yorumlar getiriyorlar. Öyle çirkin yorumlar getiriyorlar ki akla hayale gelmez şeyler....Bir Cumhurbaşkanı’nın, ülkenin Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı çağırmak suretiyle biraraya gelmesi, bir değerlendirme yapması yanlış bir şey mi? Diğer kurumların başkanlarını çağırıp onlarla görüşmesi yanlış bir şey mi?..Cumhurbaşkanı ile bu görüşmeyi üçlü olarak nasıl yaparlarmış, Genelkurmay Başkanı oraya nasıl gidermiş, Genelkurmay Başkanı’nın katıldığı bir toplantıya nasıl Cumhurbaşkanlığı zirvesi denirmiş’. Böyle saçma şeyler olur mu? Bunlar edebe, adaba hiçbir şeye sığmaz. Herkes fikrini söylemekte serbesttir. Ama o insanlara da o kalemleri teslim edenler der ki, ’kusura bakma kardeşim bizim dükkanda sana yer yok’. Çünkü herkes vitrinine layık olanını koyar."

İşte Başbakan'a bu sözleri söyleten  Yalçın Doğan'ın o yazısı ve sonrasında Erdoğan'a verdiği bugünkü cevabı:

Batı'da böyle 'zirve' yok

EN dinci gazeteden en milliyetçi gazeteye, en demokrat geçinenden en liberal gazeteye kadar, TV'ler dahil, tüm medya aynı başlıkta birleşiyor:
Çankaya'da üçlü zirve.
Dün Çankaya'da Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, İlker Başbuğ görüşmesi haberi. Zirve.
Ben bugüne kadar hiç bir demokratik Batı ülkesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının yaptıkları üçlü toplantıya “zirve” (summit) denildiğini bilmiyorum. Çok önemli konuların ele alındığını üçlü toplantı olsa bile, yine de “zirve” diyen yok. Batıda “zirve” iki ve ikiden fazla devlet başkanının bir araya gelmesinde kullanılıyor.
Dünkü toplantının “zirve” olarak tanımlanması bile, başlı başına demokratik refleksimizin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Ayrıca, birileri ne kadar hafife alsa bile, askerin ağırlığını.
Nerede o demokrat arkadaşlar? Yakışıyor mu size, “zirve” diye başlık atmak, yazılarda “zirve” demek? Eminim, bu önemli ayrıntının farkında bile değiller.
Onlara göre, demokratlık her fırsatta askeri eleştirmek, demek."1]

Türkiye’de dolaşan hayalet: Köşe yazarları

KAR yolları kapatıyor, yüzlerce köyün kentlerle bağlantısı kesiliyor. Sorumlular belli, her şeye çomak sokan köşe yazarları.
Sel bir kaç büyük kenti vuruyor, üç-dört ay önce İstanbul’da otuz kişi selde hayatını kaybediyor. Sorumlular belli, kahrolası köşe yazarları.
Her gün onca trafik kazasında, onca insan ölüyor. Sorumlu aramaya gerek yok, rahat durmak bilmeyen köşe yazarları.
Balıkesir’de grizu patlıyor, 13 maden işçisi hayata veda ediyor. Hangi bilirkişi, ne raporu, sorumlular işte ortada, köşe yazarları.
Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu önümüzdeki hafta Ermeni soykırım yasasını kabul etme eğiliminde. Hala sorumlu mu arıyorsunuz, işte köşe yazarları.
Elektrik kesintilerinin, artan fiyatların, işsizliğin, Tekel işçileri grevinin, eczacıların protestosunun, itfaiyecilerin sokağa dökülmesinin, tersanelerde yılda yüzü aşkın işçinin ölmesinin, tek tek saymaya gerek yok, bu ülkede hangi fenalık varsa, hepsinin sorumlusu şu kendini bilmez köşe yazarları.
Nereden mi biliyorum? Haşmetli ve kudretli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın irşadından öğreniyorum.

ARTIK PES

Başbakan Erdoğan dün yine köşe yazarlarına yükleniyor. Hatta, gazete patronlarına çağrıda bulunarak, “bunların parasını siz veriyorsunuz, şunlara sahip olun” diyerek, basın özgürlüğü konusunda çağdaş bir yorum daha getiriyor.
Siyasi vesayetin medyaya taşınması önerisi.
Bütün bunları anlıyorum. Yardakçıları dışında, kendisini eleştirenlere öfkesini de anlıyorum. Ancak, kendisini yine üzmek durumunda kaldığım için, ben de üzgünüm ama, dün söylediği başka bir noktaya daha katılmıyorum. Şu iki cümle:
“Bir taraftan hükümete vuracaksın, öbür taraftan köşe yazarlarınla elinden geleni yapacaksın. Piyasalar yüzde 6.5 düşüyorsa, bunun sebebi bunlardır.”
Üzgünüm Sayın Başbakan, ama artık pes. Şimdi 5-26 Şubat (dün) arasında piyasaların seyrine bakalım.

BORSA VE ONE MINUTE

5 Şubat 2010 cuma günü borsa 51.454 puanla kapanıyor. 8 Şubat’ta kapanış 49.933 puan. 9-19 Şubat arasında piyasada her şey normal, hatta borsa 53.318 puana yükseliyor.
22 Şubat pazartesi günü fırtına başlıyor. Pazartesi sabahı borsa önce 52.592 puanda.
Aynı gün Balyoz darbe iddiası nedeniyle, eski kuvvet komutanları, general ve amiraller toplam 48 subay göz altına alınıyor. Ardından tutuklamalar.
Ve borsa gün be gün düşmeye başlıyor, 51.416, durmuyor, 49.659, durmuyor, 48.739.
Göz altı fırtınası, TSK’da orgenerallerin toplantı yapması karşısında, yabancılar ellerindeki fonları satıyor. Hatta, önceki gün Çankaya’daki üçlü toplantı sırasında bile, borsa düşmeye devam ediyor. Çünkü, ne olacağı beli değil. Dün biraz toparlanıyor, öğle saatlerinde 1.3’lük artış var.
Erdoğan “piyasalar düşüyorsa, bunun sebebi bunlardır” diyerek, köşe yazarlarını suçluyor. Hatta, Çankaya’daki toplantıya “zirve denmez” dediğim için, ben özel olarak nasibimi alıyorum. Olabilir, hakkıdır, katılmayabilir. Ama, “one minute”:
General ve amiralleri köşe yazarları mı göz altına alıyor? Genelkurmay’da biz mi toplanıyoruz? Çankaya’daki toplantı bizim eserimiz mi? Çeşitli rütbelerdeki general ve subayları biz mi tutukluyoruz?
Evet biz. Başka kim olabilir?

MARKS VE BİZ

Sorumlu elbette köşe yazarları. İktidarın güllük gülistanlık yönettiği şu güzelim ülkede, akla gelebilecek hangi fenalık, hangi gerilim, hangi sıkıntı varsa, suç köşe yazarlarında.
Marks/Engels ünlü yapıtlarında Komünist Manifesto’da şöyle diyor: “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, komünizm hayaleti”. O dönemde, komünizm her türlü fenalığın anası olarak görülüyor.
Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor, köşe yazarları hayaleti.[2]

Yalçın Doğan-Hürriyet

Kaynak:  Hürriyet gazetesi,

[1].http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=13940766&yazarid=91
[2].http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13948569.asp?yazarid=91



Bu haber 842 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,801 µs