En Sıcak Konular

YETİMİN HAKKINI YEDİRMEMEK..

13 Şubat 2010 19:47 tsi
YETİMİN HAKKINI YEDİRMEMEK.. ''Ne hak varmış yetimde, ye, yedir bitmiyor bir türlü.''

Yetimin hakkını yedirmemek...

Bir devleti, özel bir şirket mantığıyla yönetmek mümkün müdür? Veyahut kamu hizmeti gören bir belediyenin faaliyetlerinde kâr etmeyi, kamu hizmetinin önünde görebilmesi akılla bağdaşır mı? Bağdaşırsa eğer, kendi kendisiyle çelişir bir hale gelmez mi? Bunlar kritik sorulardır ve zarar etmelerinin doğal olduğu anlamına da gelmez. Bu hassas noktayı kavrayarak bu sorular üzerine düşünmek gerek.

Devlet, gerektiğinde üretim ve ticari faaliyetle de uğraşabilir, uğraşmıştır ve dünyanın birçok ülkesinde uğraşmaktadır. Uğraşmalı veya uğraşmamalı, ayrı bir noktadır, geçelim. Ekonomik faaliyet içerisindeyken, elbette devletin ilgili kuruluşları da kâr güdüsüyle çalışırlar. Ancak, Türkiye'nin de, (misal Süt Endüstrisi Kurumu veya Sümerbank) deneyimlediği gibi tanımı gereği devlet, ekonomik faaliyette kâr etmenin yanına kamu yararını da koyar. Azami kâr yerine makul bir oranla yetinip, kaliteli ve ucuz mallarla insanların yararını önceler. Zamanla, siyasi iktidarların "yağmacı" zihniyetle devletin iktisadi kuruluşlarını "arpalıklara" çevirmesi, ekonomik faaliyette devletin yerinin de sorgulanmasını beraberinde getirmiştir tabii. Elbette ki, 1980 sonrasının piyasacı ve dünya ekonomik sistemine entegre olma sevdalısı bakış açısının da, devletin ekonomik faaliyetten elini eteğini çekmesindeki rolü büyüktür.

Meseleyi herhangi bir ideolojik zemine taşıyarak mecrasından koparmadan devam edelim. Pek çok kişi hatırlayacaktır, sınırlı gelire sahip insanlara alışveriş yapabilme imkânı sağlıyordu bu kuruluşlar. Bunun da ötesinde, ilgili piyasalarda devletin ekonomik varlığı, aynı zamanda bir kontrol mekanizmasına da imkan sağlıyordu. Bu durumu, bugün fiyatı 35 TL'ye varan ve daha da artması muhtemel olan et fiyatları bağlamında kafalarda somutlaştırmak mümkündür. Et Balık Kurumu'nun dar gelirli insanlara sunduğu uygun fiyat ve güvenilirlik normlarını hatırlayalım. Tekelleşmeyi önlemek ve tüketiciye kaliteli, ucuz bir alternatif sunarak ilgili ürünün fiyatının fahiş noktalara gelmesini önlemek diye özetlemek mümkündür devletin ekonomik faaliyet içindeki işlevini.

Serbest piyasa anlayışı çerçevesinde girişimcilerin önü açıldı, ki sermaye sahipleri de emek sahipleri kadar önemlidir elbet. Ancak, fazlasıyla arz yönlü bir tutumdur bu ve sonucunda da geniş halk yığınları mağdur olmaktadır. Sermayedarın kazancını arttırmak veya uygun bir rekabet ortamı hazırlamak adına çalışma koşullarının, ücretlerin bozulması, özlük haklarının kaybı gibi sorunlar geniş halk yığınlarını mağdur etmiştir. Halkın büyük bir kısmına yararı dokunan (gerek işveren olarak, gerekse de makul fiyatlı ürünler üreterek) kamunun iktisadi kuruluşlarının, sözüm ona "ekonomik gerekçeler" bağlamında satılması ise tam anlamıyla bir "servet (veya kaynak) transferi"dir. Daha bir halk tabiriyle dillendirmek gerekirse, buna olsa olsa "peşkeş" denecektir, başka bir kelime karşılamaz bunu.

Söz konusu kamu kuruluşlarının zarar etmesi gerekçesi ise daha da vahimdir. (Mesela, Karabük'teki Kardemir Fabrikası, işçilere sembolik bir ücretle satılmış ve ardından da kâr etmeye başlamıştı.) Zarar ettiği gerekçesi ile bir varlığı satmayı "ekonomik gerekçe" gibi göstermek, söz konusu "servet transferi"ni perdelemeye yarar sadece. Bu kuruluşların sahip oldukları tesisleri, gayrımenkulleri, varlıkları bir düşününce, iyi bir yönetimle kâra geçmelerinin atla deve olmadığı da rahatlıkla görülür. Dünyanın hiçbir ülkesinde, bir ülkenin en büyük ve stratejik sanayi kuruluşu (TÜPRAŞ) satılmaz. Hele ki yabancılara hiç satılmaz. Ama buna da cevap olarak "Ceplerine koyup götürmüyorlar ya" gibi gayet mantıklı (!) bir açıklama yapılmıştı halihazırda.

Bir diğer ilginç özelleştirme hikâyesi de İstanbul'un en kıymetli arazilerinden birine sahip olan Paşabahçe İçki Fabrikası'nın satışında yaşanmaktadır. 50 bin TL sermayeli ve kimselerin tanımadığı Adanalı bir firma, bu arazinin ihalesini 303 milyon TL (197,5 milyon dolar) rekor bedelle kazanıyor. 50 bin TL teminat yatırıyor ve hiçbir ödeme yapmıyor bugüne kadar. Başvurusu üzerine Mart'a kadar da ek süre alıyor bedeli yatırmak üzere. Bu sırada da, araziyi el altından 250 milyon dolara satmaya kalkıştığına dair haberler çıkıyor. Böylesi bir satışı başarsa, cebinden hiç para çıkmadan 52,5 milyon dolar kazanç sağlamış olacak. İster istemez, insanın aklına bu firmayla ilgili çeşitli sorular geliyor. Bir de "yetimin hakkını kimselere yedirmeyiz" nutukları elbet. Ne hak varmış yetimde, ye, yedir bitmiyor bir türlü.

Bir ülkeyi, hakim ekonomik sisteme uydurmanın uygulamasına şahit oluyoruz son otuz senede. 24 Ocak kararları işte bu yüzden çok önemlidir ve çok vahimdir. Giderek daha da üretimsizleşen, daha da bağımlı hale gelen, kendisine ait ne bir bankası, ne adam akıllı bir sanayi tesisi kalmış, bütün piyasalarını yabancı şirketlerin tahakkümüne terk etmiş bir ülkenin ekonomik bağımsızlıktan ve insanlarına iyi bir gelecek ve iyi yaşam koşulları sunmasını beklemek pek de gerçekçi olmayacaktır. Milli bir düşünüş yerine konjonktürel faydalar ve pozisyonların öncelenmesinin sıkıntılarıdır yaşadıklarımız. Yetim üzerinden, fakir-fukara üzerinden yapılan göndermeler popülizmden öteye gitmeyecektir mevcut uygulamaların gölgesi üzerindeyken.

Burak Kıllıoğlu-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/yetimin-hakkini-yedirmemek-152936.htm



Bu haber 548 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,814 µs