BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ BİR İDDİA DA MUSTAFA ELİTAŞ'TAN

5 Şubat 2010 20:48 tsi
AKP Grup Başkanvekili Elitaş,Kayseri Ordu Evi’nde, Valiliğin verdiği resepsiyona türbanlı eşiyle katıldığını, bu yüzden bir paşanın erken emekliye ayrıldığını ve görevli bir subayın da 14 gün göz hapsine alındığını iddia etti.

AKP'den yeni iddia 
 
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: "Eşim yüzünden bir paşa erken emekliye ayrıldı"

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 29 Ekim 2003’te Kayseri Ordu Evi’nde, Valiliğin verdiği resepsiyona türbanlı eşiyle katıldığını, ancak daha sonra bu yüzden bir paşanın erken emekliye ayrıldığını ve görevli bir subayın da 14 gün göz hapsine alındığını iddia etti.

Elitaş, Meclis’te Cuma namazı çıkışında gazetecilerin, Emine Erdoğan’ın GATA’ya girememesi ve bu konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarının hatırlatılması üzerine, “Sayın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamalarını doğru bir açıklamadır” dedi.

Elitaş, geçmişte başına gelen bir olayı anlattı ve eşi yüzünden benzer bir olay yaşadığını söyledi. Elitaş, 29 Ekim 2003’te, Kayseri Valiliği’nin verdiği resepsiyona eşi ile birlikte gittiğini belirterek, “Genelkurmay Başkanı'nın dediğine katılıyorum. 2003 yılında benzer bir hadiseyi ben eşimle birlikte yaşamıştım. Kayseri Valiliği'nin 29 Ekim'de Orduevi'nde verdiği resepsiyona eşimle gittim. O dönemdeki bir paşanın görevden alındığını ve bize izin veren bir astsubaya da 14 gün göz hapsi verildiğini üzülerek duymuştum. Orduevlerinde, GATA'da, kamu kurum ve kuruluşlarında bu memleketin insanı olan, bu ülkeye asker yetiştiren, askerlik görevini ifa eden yavruları doğuran annelerin böyle yerlere girememesi herhalde içlerini acıtıyordur. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın açıklamasını yerinde buluyorum” diye konuştu.

Elitaş, “Eşimin başı örtülü, ona müsaade eden paşayı erken emekli ettiler. İsmini bilmiyorum ama darbe günlüklerinde ismi geçiyor müsaade ettiğinden dolayı. Bir başçavuşa da 14 gün göz hapsi verdiklerini duydum. Maalesef bu ülke bunları yaşadı. İnşallah bundan sonra yaşamaz. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın söylediği de önemli bir şey” dedi,

-CÜBBELİ AHMET HOCA-

Elitaş, Baykal’ın Cübbeli Ahmet Hoca ile yaptığı telefon görüşmesinin sorulması üzerine, “Sayın Baykal, her siyasi, herkesle görüşebilir. Onu sayın Baykal'ın açıklamasına bırakmak gerekir ama kendisinin konuşma hakkı varsa başkalarına da bu konuda eleştiri yapma hakkını kendisinde görmemesi gerekir” diye konuştu.

-TELEFONLARIN DİNLENDİĞİ İDDİALARI-

Elitaş, dinlendikleri iddiasıyla bazı milletvekillerinin masaların üzerindeki telefonları kaldırıldığı yönündeki haberlerle ilgili soruya, “TBMM'nin 4. yasama yılı açıldığında Danışma Kurulu'nda muhalefetten arkadaşlar bu konuyla ilgili tereddütlerini söylediler. O konuda Sayın Meclis Başkanı yetkili arkadaşları çağırdı. İncelenmesini ve TİB'den telefonların dinlenebilme ihtimaliyle ilgili bir araştırma yapılmasını istediler. Resmi olmayan bilgi çerçevesinde sorduğumuzda şu anda dinlenemeyen, hatla karışarak dinlenemeyen en önemli unsurun (milletvekillerine dağıtılan) bu telefonlar ama internet bağlantısı olduğu için şifre kırıldığında dinleme yapılabileceğini söylediler. En güvenli telefonun bu olduğunu ifade ettiler. Bu herhalde arkadaşların tercihine bırakılıyor” yanıtını verdi.

En kolay dinlenen telefonların cep telefonları olduğuna dikkat çeken Elitaş, “Arkadaşlarımızın dinlenmeyle ilgili kaygıları varsa cep telefonu kullanmasınlar. Kim dinliyorsa, kim başkasının gizlilik alanına giriyorsa ahlaksızlık, terbiyesizlik yapıyordur. Yasalardaki cezalar az geliyor. TBMM'de dinlemeyle ilgili cezaların artırılması yoluna gidilebilir” diye konuştu.

Elitaş, “Peygamber” tartışmalarına neden olan ve AKP’den istifa etmesine neden olan Aydın İl Başkanı'yla ilgili telefon kaydını basına dinleten MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ı de yasal olmayan yollardan telefon dinlemelerine örnek verdi.

-PAKDİL : ÜZÜNTÜ DUYDUM-

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil de, Genel Kurul'da yaşananları olayları değerlendirirken, “Herkes bu olayların yaşanmaması gerektiğini, bundan büyük üzüntü duyduklarını ifade etti ve “Bu üzüntüyü biz de yaşadık. Dileğimiz bir daha bunların yaşanmamasıdır” dedi.

“Siz yönetiyor olsaydınız bunlar yaşanır mıydı, bir yönetim eksikliği var mı?” şeklindeki bir soruya ise Pakdil şöyle yanıt verdi:
“Bunlar bir anlık meydana gelen gelişmelerdir. Dolayısıyla böyle bir olayın yaşanmasına hiçbir Meclis Başkanvekili'nin veya grup başkanvekilinin rızası olmaz. O hususta bir haksızlık yapmamak lazım. Bir anda gelişen olaylardır. Meclis Başkanvekili arkadaşlarımızın yaptıkları davranışlar zaman zaman grup başkanvekilleri tarafından eleştirilebilir. Bu bir demokratik haktır. Bu normaldir. Taraflı bulunabilir, başka şekilde eleştirilebilir. Bazen süreleri uzatırız onlar eleştirilebilir. Bunları demokrasi içinde karşılamak lazım. Ama olaylar üzüntü vericidir. Keşke böyle olaylar yaşanmasaydı. Birbirimizin hakkına hukukuna riayet etmemiz gerekir. Özellikle bütün milletin mukaddes saydığı ve vazgeçilmez kabul ettiği değerler üzerinden de siyaset yapılmamalıdır.” Genelkurmay Başkanı'nın açıklaması ise Pakdil, “Olumlu. Türkiye bir gelişim sürecinden geçiyor. Hep beraber insan haklarına en iyi şekilde riayet edilen bir ülkeyi meydana getirmeye gayret ediyoruz. Bu hususta siyasilerin, bürokrasinin çalışmaları var. Kamu kurumlarının yöneticilerinin de dünyanın geldiği bugünkü aşamayı göz ardı etmeleri mümkün değildir” şeklinde değerlendirdi.
 

 

Bu haber 1,610 defa okundu.