En Sıcak Konular

KÜRT AÇILIMI TBMM'DE GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLANDI

10 Kasım 2009 21:10 tsi
KÜRT AÇILIMI TBMM'DE GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLANDI Türkiye'de aylardır tartışmalara sebep olan demokratik açılım Meclis'te tartışmalara sahne oluyor...

Demokratik açılım TBMM'de
 
Türkiye'de aylardır tartışmalara neden olan demokratik açılım Meclis'te tartışmalara sahne oluyor... Ak Parti milletvekili Suat Kılıç'ın sözleri meclisi karıştırdı... Kılıç'ın sözlerine sinirlenen muhalefet milletvekillerinin kürsüye yürümesi üzerine TBMM başkanı şahin oturuma 10 dakika ara verdi...

AKP'li Avni Doğan'ın konuşması sırasında milletvekilleri ayaklandı. 'Darbecileri alkışlıyorsunuz' diyen Doğan'a CHP ve MHP sıralarından tepki yükseldi. TBMM Başkanı Şahin, milletvekillerini güçlükle sakinleştirdi.

MHP ve CHP'nin 'Ön görüşme 10 Kasım'da yapılmasın' önergesi ise TBMM'de oy çokluğuyla reddedildi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın konuşması sırasında CHP'li milletvekilleri masalarına vurarak pankart açtı. TBMM Başkanı Şahin, pankart açan milletvekillerine tepki göstererek "Pankartları ya kaldırın, yada dışarı çıkartın" dedikten sonra oturuma 5 dakika ara verdi...

TBMM Genel Kurulu'nda, "Demokratik Açılım" konusunda genel görüşme önergesinin öngörüşmeleri yapılıyor. TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanı Mehmet Ali  Şahin'in başkanlığında toplandı.

Şahin, saat 15.00'de birleşimi açtı. Mehmet Ali Şahin, toplantı yeter  sayısı olduğunu bildirdikten sonra, bugünün, Atatürk'ün ölümünün 71. yılı  olduğunu belirtti ve Genel Kurulu 2 dakikalık saygı duruşuna davet etti.

PANKARTLI PROTESTO

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yaptığı konuşma sırasında CHP'liler ellerinde pankartlarla konuşmayı protesto ettiler. "Atam izindeyiz, Emanetine sahip çıkacağız, Seni unutmadık unutturmayacağız" yazılı pankartlar kaldıran CHP'lilere Mehmet Ali Şahin müdahale ederek idari amirlerini göreve çağırdı ve "Pankartları indirin ve dışarı çıkartın" uyarısında bulundu.

ERDOĞAN'DAN ÇAĞRI

Başbakan Erdoğan Suat Kılıç'ın knouşmasının ardından verilen ara sonrası gazetecilere CHP'nin pankartlı protestosu ile ilgili olarak "Kameralardan gerilimi ayrıntınlar tespit edilmeli ve gereği yapılmalıdır. Bu bir açık içtüzük ihlalidir. CHP Atatürk’ü istismar görüntüsünü her zaman veriyor yine istismar tablosu ortaya çıkmıştır. CHP tıynetlerinin gereklerini ortaya koymuştur. Meclis başkanlığı görevini yapmalıdır yoksa çok daha çirkin görüntülere neden olur. Yanlış hatırlamıyorsam daha önce böyle bir şey yapan milletvekiline yargı çok ağır bir ceza vermişti" dedi.

Başbakan daha sonra Çayyolunda bir hasta ziyareti için TBMM’den ayrıldı.

AÇILAN PANKARTLARDA NE YAZIYORDU

- CUMHURİYET DÜŞÜNCEDE BİLGİDE SAĞLIKTA GÜÇLÜ VE YÜKSEK KARAKTERLİ KORUYUCULAR İSTER.

- MİLLİ BENLİĞİNİ BİLMEYEN MİLLETLER BAŞKA MİLLETLERE YEM OLUR.

- ATAM ESERİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ.

- ATAM SENİ UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ.

Pankart protestosundan sonra görüşmelerde diğer bir gerginlik Ak Parti milletvekili Suat Kılıç'ın konuşması sırasında yaşandı. Kılıç TBMM Genel Kurulu'nda şöyle konuştu:

Ak Parti GRUP BAŞKANVEKİLİ SUAT KILIÇ

Milletimizin duygularını istismar edilmiştir.

Atatürk kendi adı mecliste bir korsan gösteriye alet edildiği için ızdırap çekiyordur.

29 Ekim’de oturmakta olan Sayın Cumhurbaşkanımızın davetlerine iştirak etmeyeceksiniz film izlemeye gideceksiniz. Millet bu filmi biliyor.

10 Kasım eyleminiz samimi değil gerçekçi değil.

Bugün 10 Kasım günü istismarı yapanlara sormak istiyorum DSP MHP ANAP kolalisyonu Afganistan’a asker göndermek için görüşmeyi 10 Kasım’da yaptı.

12 Kasım’da Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını dile getirdiler. Bizim 12 Kasım ile ilgili bir hassasiyetimiz yok ama galiba sizin var.

Öyle bir kara propaganda yaptınız ki öyle bir dezenformasyon yaptınız ki her türlü riyakar beyanlar yerlerde sürünüyor.

Bİri 2000 yılında biri 2001 yılında iki kapalım oturum yapıldı.

İktidarda kim var DSP MHP ANAP koalisyonu. Şimdi soruyorum. O görüşmede Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatlerini kaç paraya kime sattınız.

2001 yılında bir başka kapalı oturum yapılmış onun konusu ise Kıbrıs.

Kılıç, sözlerine tepki gösteren Suat Kılıç’ın bu sözlerinin ardından TBMM Genel Kurulu karıştı. Muhalefet milletvekilleri kürsüyü işgal etti ve TBMM Başkanı M. Ali Şahin oturumuna 5 dakika ara verdi.

Bu arada Suat Kılıç'ın konuşmasına sinirlenen bir milletvekilinin "Sen kimin ....'sin" diye Kılıç'a küfür ettiği duyuldu.

Arbede sırasında muhalefetten bir başka milletvekilinin "Sizin açılımınıza tüküreyim" dediği işitildi.

Kılıç verilen aranın ardından konuşmasını şöyle tamamladı:

Bizden önceki hükümetin yaptığın 2 tane kapalı oturum var.

Türkiye’de başbakanlık yapan, bakanlık yapan hiçbir devlet adama vatana ihanet yapamaz.

Sizin döneminizdeki kapalı oturumları vatana ihanet şeklinde tanımlamak bizim siyaset anlayışımız değildir. Cümlelerin devam edebilseydi bunu söyleyecektim.

Burada hükümet tarafından getirilen bir görüşme önerisi var.

Millet bizi izliyor. Millet bizden birlik ve beraberlik istiyor.

Hükümetimiz milletvekillerimiz açısından iftira olan desteklemediğimiz imza atmadığımız o kadar çok şey bize mal edildi ki bunları cevaplama şansımı elimden almış oldunuz bu konuda başarılı oldunuz.

Muhalefet partilerinin geriye dönük tutanaklarında demokratik açılım sürecine bizden ne kadar istekli oldukları mevcuttur.

ŞANDIR'DAN KILIÇ'A CEVAP

MHP Grup başkanvekili Mehmet Şandır sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Şandır Ak Parti milletvekili Suat Kılıç'a şu sözlerle cevap verdi:

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ MEHMET ŞANDIR

Deniyor ki Türkiye’nin menfaatlerini kaça sattınız.

Sözü edilen kapalı oturumda Cemil Çiçek ve M. Ali Şahin de vardı. Onlara sorun.

Sayın Suat Kılıç ve hükümeti bütün belgeler elinizde bütün kayıtlar elinizde.

Namertsiniz eğer bu söylediklerinizi ispat etmezseniz.

Devletsinizi hükümetsiniz elinizde hangi belge varsa açıklamazsanız sizi müfteri olarak ilan ederiz.

İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY

Bu Meclis en olumsuz koşullarda kurulmuş, Kurtuluş savaşını yöneterek cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Bu vesileyle meclisimizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyorum.

 Açılımın adresi olan TBMM’yi işaret ettik. Konunun meclisin çatışı altında tartışılacağını ve çözüm yollarının bulunacağını söyledik.

Biz demokratik açılımı baştan beri sadece Ak Parti iktidarının meselesi olarak görmedik, partiler üstü bir milli mesele olarak gördük. Her seferde muhalefetin katkılarını almak istedik. Maalesef bazı muhalefet partilerimiz bu talebimizi geri çevirdiler. Milletin temsilcilerinin görüşlerini almak istedik.

Unutmayalım ki çoğulcu demokratik rejimlerde muhalefetin görevi iktidarı sadece eleştirmek değildir.

Demokrasilerin olmazsa olmazı muhalefettir. Zira iktidar her rejimde muhalefet ise sadece demokrasilerde vardır. Çağdaş demokrasilerde muhalefet çözümün parçasıdır.

Hiçbir projesi olmayan muhalefetin kimseye faydası yoktur. Aziz Türk milletinin kardeşlik duygularını zayıflatmak, evlatlarını birbirine düşürmek için bin türlü oyunlar oynanmıştır. Ancak milletimizin basireti sayesinde her defasında bu oyunlar bozulmuştur.

Başlattığımız tarihi açılımın anlamını kavramak için birliğimize kasteden bu oyunlar için nasıl bir meseleyi çözmeye çalıştığımızı bilmemiz gerekiyor. Çözümü sürekli ertelenen ciddi bir terör meselesiyle karşı karşıyayız.

Bu konuda ne düşünürsek düşünelim, herkesin birleştiği bir gerçek vardır. O da bu meselenin ülkemize her bakımdan kaybettiren, kaynaklarımızı ve enerjimizi tüketen yıkıcı bir mesele olduğudur. 

Süreç içinde ortak aklın ortaya konulması konusunda geniş bir mutabakat sağlanabilmesi için siyasi partilerle meslek odalarıyla STK’larla, bilim adamları ve gazeteci yazarlarla bir dizi toplantılar yaptık. Biz açılımı başlattığımız andan itibaren hiçbir illegal örgütü muhatap almayacağımızı ilan ettik ve almadık.

Baştan beri şunu söylüyoruz. Bu ülkede aklı başında olan hiç kimse, devletin bütünlüğünü, resmi dilin Türkçe olduğunu, milli marşımızın istiklal marşı olduğunu tartışmıyor, tartışamaz.

Yüce meclis’in huzurunda bir kez daha ifade edelim ki, demokratik açılım üniter yapımızı bozacak hiçbirşey içermemektir. Aksine bu bir milli birlik ve kardeşlik projesidir.

Ak Parti bu ülkenin her kesimini temsil eden bir Türkiye partisidir. Bu konuda maalesef rakipsizdir.

Her şeyden önce demokratik açılım büyük Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulmasını sağlayacaktır.

Büyük Türkiye, komşularıyla sıfır sorun politikasını işleyen, küresel meselelerde siyasi aktör olarak kabul edilen bir ülkedir.

Büyük Türkiye, uluslar arası organlarda yer alan, dünya politikasında söz sahibi olan ülkedir.

Biz bugünleri çok özlemiştik, bunları daha yeni görüyoruz. Küreselleşme tarihte hiç olmadığı kadar iç ve dış politikaları birbirine yaklaştırmıştır.

Bu bağlamda demokratik açılımın en önemli amaçlarından biri de terörün sonlandırılmasıdır.

Türkiye’nin yapıcı dış politikası sayesinde terör örgütünün giderek yalnızlaştırıldığı da bir gerçektir.

terörü sonlandırmasının yönü, terör örgütünün silah bırakmaktan geçmektedir. Burada kimse kendisi için zafer çıkarmaya kalkmasın. Siyasi şovlar bu sorunun çözümünde değil, çözümsüzlüğe hizmet eder.

dağdan inenlerin görüntüsünden mutlaka bir başarı hikayesi çıkarılacaksa, demokratik açılımın, milletimizin bundan sonra da birlikte yaşama başarısıdır. Herkes kanunlara uymak zorundadır. Bu konuda hiç kimsenin ayrımcılığı bulunmamaktadır.

Eve dönüş yapan bu vatandaşlarla ilgili bütün her şey hukuk çerçevesinde yapılmıştır. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi için, herkesin aklıselimle hareket edilmesi gerekmektedir.

Hükümetin atacağı adımları, önerge kabul edilirse iki gün sonra anlatacağım. Demokratik açılımda hedef, herkesin daha özgür bir Türkiye’de yaşaması sağlamaktır. O yüzden sloganı “Herkes için daha fazla özgürlük”tür.

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ONUR ÖYMEN

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen söz aldı. Öymen şöyle konuştu:

Bazıları Atatürk öldüğüne göre meydan bize kaldı, istediğimizi yapabiliriz diye düşünebilirler. Her şeyi yapacaksınız, sonra Atatürkçüsünüz diyeceksiniz kimse inanmaz size. Bu görüşmenin bugün yapılması sadece Ata'ya değil herkese saygısızlık.

Atatürk terörle böyle mi mücadele etti. Atatürk sizin yaptığınızı mı yaptı. Analar ağlamasın diyorlar. Çok şehit verdik. Analar çok ağladı.  Kurtuluş Savaşı'nda analar ağlamadı mı, diğer savaşlar da analar ağlamadı mı? Kimse çıkıp da Analar ağlamasın diye masaya oturmadı. Eskiye göre 20 kat fazla şehit verdik. Atatürk dedi ki; Milletimizin topraklarına göz dikenlerin, esir almak isteyenlerin amansız düşmanıyız dedi.

Atatürk hep yurtta sulh, cihanda sulh dedi.

Türkiye böyle bir 10 Kasım'ı hiç yaşamamıştı. Bu kadar üzücü bir gün geçirmedi Türkiye. Neymiş bu açılım kimse hiçbir şey bilmiyor. Açıklayamıyorsunuz. Halk aç, işsiz kimsenin umurunda değil. Nedir bu açılım? Açıklayın.

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ OKTAY VURAL

Hem milletvekillerinin hem de mecliste grubu olan partilerin süreçle ilgili kaygılar göz ardı edilmiştir.

Siz bizim kaygılarımız göz ardı edip bu tartışmayı bugün yapıyorsanız bizim katkımızı beklemiyorsunuz demektir.

Bunu bugün getirmenizin elbette bir sebebi var. Neden 10 Kasım da 12 Kasım değil. 12 Kasım olmamasında, 12 Kasım'ın bölücübaşının yakalanma sürecinin başlangıcı olmasının etkisi var mıdır.

Bunun günü üzerinde bile uzlaşmaya varamıyoruz.

Sayın Başbakan 10 Kasım’ı bilerek seçtiklerini söylüyor. 10 Kasım’da böyle bir tartışmanın yapılmasını “Yurtta sulh cihanda sulh sözünü mazeret göstermektedir.

Bu tartışmanın 10 Kasım’da yapılması yurtta sulh yerine çatışmanın açığa vurulmasıdır.

Mazinin karasız çürümüş zihniyeti ölmüştür demiştir. Ama ne yazık ki o sözlerden 64 yıl sonra çürümüş zihniyetler milletin önüne getirilmiştir ve Türk milletine dayatılmaktadır.

Bugün ayrışma bölünme parçalanma senaryo müsveddeleri açılım adı altında gündeme taşınmaktadır.

Sizi milletimize, şehitlerimize gazilerimize, kahramanlarımıza şikayet ediyorum.

Sizi Yüce Allah’a şikayet ediyorum.

Bukalemun gibi bir paket amaç ve hedefler belli. Bu aslında yıkım projesidir.

Amaç ve hedefe göre yeniş kılıf içinde sunulmaktadır.

7 yıl önce sıfırlanış terör örgütünü canlandıranlar terörü nasıl canlandırdık diye kendilerine sormalıdır.

Ne  mutlu Türküm sözünden rahatsız olanlar kimdir. Bölücülük propagandasını suç olmaktan kim çıkarmıştır.

Bu yazılanlar bu söylenenler bizim için nasıl fırsat olabilir.

Bu fırsat bizim değildir. Bu fırsat tarihi emellerine yerine getirmek isteyenler için fırsattır.

Senaryo dışarıda yazılmıştır. ABD’de görüşülmüş raporlar hazırlanmıştır. Ev ödevlerini yapmışlardır.

Gelin hodri meydan bu isteklerinizi millete götürelim. Bunlar açılımı Kevin Costner da destekliyor dediler.

Bugün dikkat etmemiz gereken en önemli konu PKK’nın Avrupa’da siyasallaşmasıdır.

2002’de sıfırlanmış terör bugün toparlanmışsa bunun sorumlusu kimdir. 7 yıldır hükümet kimdir.

İmralı’yı siyasal lider statüsüne yükselten kimdir.

Bugün Kürtçe konuşan kardeşlerimizi azınlık statüsüne indirmek isteyenler kimlerdir.

K.Irak’taki fiili durumu terör örgütü için avantaj görenler nerededir.

DTP MİLLETVEKİLİ GÜLTAN KIŞANAK

Kürt sorununun mecliste konuşuluyor olması önemli bir gelişmedir.

Yıllarca şiddet politikası uygulandı sivil çözüm çabaları uygulanmadı.

Siyasal iktidarlar devletin bütün imkanlarını şiddet politikalarına sundu.

Savaş tezkerelerini çıkartan parlamentonun imajını düzeltmek için önüne gelen bir fırsat olarak görüyoruz bu görüşmeleri.

Kürtler stratejik öneme sahip bu coğrafyada çevresindeki halklarla barış içinde yaşamayı başarmış bir halktır.

Kurtuluş savaşına baktığımızda Kürt ve Türk halkı ile bütün Anadolu’daki ulusların tek bir amaç etrafında birleştikleri görülmektedir.

Cumhuriyetin 86 yılı Türkiye’nin kayıp yılları olarak geçti. Bu 86 yılı telafi etmek için elimizde büyük bir fırsat var.

Bu fırsat Türkiye halkının kardeşçe yaşama arzusundan vazgeçmemesidir.

Asimilasyonu bir insanlık suçu olarak tanımlayalım. Demokratik bir çözüm ve onurlu bir barışın koşulları her zamankinden daha uygundur.

Yeni bir anayasa hazırlanması zorunludur. Herkesin resmi dilin yanında resmi ve özel alanda kendi anadilinde kullanması sağlanmalıdır.

Anadilde eğitim hakkı anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.

Vatandaşlık hakkını Türk etnik kimliğiyle sınırlayan düzenleme değiştirilmelidir.

Parti kapatma cezası, yüksek seçim yasası gibi temsiliyette haksızlık yaratan düzenlemeler kaldırılmalıdır.

Bir an önce askeri operasyonların durdurulması gerekmektedir. Askeri operasyonlar durdurulmalıdır ki birbirimizin sesini duyalım.

Ana ekseni PKK’yı tasfiye etmek olan bir anlayışın çözüm üretmediği ortada değil mi?

Bir kez daha aynı süreci yaşamak hepimize zaman kaybettirecektir.

Hükümetin sergilediği tutum her geçen gün kaygılarımızı arttırmaktadır.

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ MEHMET ŞANDIR:

"03/11/2009 tarihli TBMM’ye yazdığı yazısıyla ismi muhtelif diyelim, demokratik açılım, Kürt açılımı, milli birlik projesi olarak nitelendirilen bir konunun Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeye açılmasını talep edilen yazısının, bugün ön görüşmelerinin yapılması, 48 saat sonra da genel görüşmelerinin yapılmasını ön görüyor.

Kararın yanlışlığına inanarak MHP olarak Danışma Kurulu’na itiraz ettik ve AKP grubunun, ön görüşmenin 10 Kasım’da yani bugün yapılmasının mahsurlarını ifade ederek, bu ön görüşmenin 12 Kasım’da yapılmasını ve 48 saat sonrası içinde önümüzdeki Salı günü de genel görüşmenin yapılmasını talep ettik.

Bunun genel kurulumuzca kabul edilmesi halinde, kürt açılımının demokratik açılımın ön görüşmelerinin Perşembe yapılmasını takdirlerinize sunmak üzere grup önerisini dile getirdik.

Neden 10 Kasım? 3 ay geçen bir sürecin oluşturulan beklentinin 10 Kasım’a getirilmesinin sebebi ne? Bu özel günde, bu önemli konuyu tartışmanın gerekçesi ne?

Ama ne hikmetse AKP iktidarı tek kelimeyle başka bir izahı yok, inat. Bu inadın sebebi ne? Biz bugün ve geçen hafta sayın meclis başkanımıza da ısrarla söyledik. Niye? Niye 10 Kasım?

Milletin gözünün içine baka baka, milletin önemsediği veya bir takım endişelerin ifade edildiği konularda AKP’nin bu dayatmacı üslubu doğru değil. Sizin adınıza da doğru değil. Erzurum kongresinin yıl dönümünde, kongrenin yapıldığı zamanda, bu milletin egemenlik haklarını AB’ye teslim eden uyum yasalarının altında törenle imza attınız niye? 23 Temmuz’da olacağına 25 Temmuz’da olsaydı? Kime meydan okuyorsunuz?

Birileri diyor ki siz cumhuriyetle dövüşüyorsunuz. Bu milletin önemli günlerine karşı anlamsız bir inat ortaya koyuyorsunuz. Bunun size de ülkemize de faydası yok"

TBMM'DE GERİLİM ARTTI

MHP’nin önerisine aleyhte oy vereceğini belirten ve söz alan AKP milletvekili Avni Doğan, bu öneriyle ilgili açıklamalar yaparken, TBMM Genel Kurulu’nda tartışmalar yaşandı. Hamdi Doğan, istemezük anlayışının hüküm sürdüğünü söyledi.

MHP’ye, CHP’nin ağzıyla konuşmanın yakışmayacağını söyler söylemez bir çok milletvekili ayaklandı ve seslerini yükseltti.

TBMM Başkanı Şahin, milletvekillerini sakinleştirmekte güçlük çekti.

Ayrıca Doğan’ın, parti ismi vermeden “darbecileri alkışlayanlar var” ifadesi Meclis’teki gerilimi daha da artırdı.

CHP GRUP BAŞKAN VEKİLİ HAKKI SÜHA OKAY:

Aslında gergin ortama baktığımızda, meclis’in varlığına zarar vermeyecek görüşme önerdiğini ifade etmişti.

Ama sayın başkan meclisi yönetirken, yönetimi nedeniyle buna sebep verdi. Sayın başkan eğer biraz önce konuşan AKP grup sözcüsüne zamanında müdahale etseydiniz, sizin sözcünüz de çıkacak deseydiniz, bu tartışmalara neden olmazdınız. Bu parlamentoda sizin de tutumunuz eleştirilir. Ama siz her eleştiriye karşı kendinizi savunmuşçasına bunlara da cevap vermek zorunda değilsiniz. Siz bu meclis2i tarafsız olan yönetmek mecburiyetindesiniz, danışma kurulu’nda da aynı tarafsızlığı göstermeniz lazım.

Siz meclis başkanı olarak bu gündemi öylesine önemsiyorsunuz yönetimde bulunuyorsunuz, ama siyasal iktidarla da irtibata geçebilir bu görüşmeyi 11 Kasım’da yapalım diyebilirdiniz.

Tartıştığımız konumuz şu, senenin 365 içinden bir gün 10 Kasım günü. Bu açılıma ilişkin genel görüşmenin ön görüşmesinin yapılma tarihi olarak belirlendi ve bu tarih belirlenirken, birileri sıradan bir gün dedi, birileri herhangi bir gün dedi, birileri özel bir önemi yok dedi.

Oysa 10 Kasım günü özel önemi olan bir gündür ve 10 kasım günü cumhuriyetimizin kurucusu ve yurdu sadece işgalci düşmandan kurtaran kişi değil, onun da ötesinde yurdumuzu çağ dışı kafalardan, yoksulluktan yokluktan kurtaran bir kahramanın ölüm yıl dönümüdür.

Bugünün tatil günü değil, zaten meclis’te çalışıyor ve yahutta biz Salı günlerini sadece denetime açtığımız günler.

10 Kasım tarihine bakmamız lazım. Bu açılım söyleminin ilk başlangıcı 8 mayıs tarihi. Aradan 6 ayı aşkın süre geçmiş ve bu süreden sonra 15 gün kadar önce hükümet açıklıyor ve 10 Kasım’ı da takvim olarak veriyor. Sorun şu. Bu parlamentodaki gerginliğin arkasında da bu yatıyor. AKP grubunun dayatmacı anlayışı. 11 Kasım olsa ne olurdu? 12 Kasım olsa ne olurdu? 6 aydır konuşuyoruz bunu. 10 Kasım olursa, Atatürk’ün gününü gölgelersin. 

Biraz evvel Atatürkçülük dağdan teröristi indirmektir diyor. Değerli arkadaşlarım, dağdan teröristleri indirmediniz, teröristleri devlet töreniyle karşıladınız. Bu mu Atatürkçülük.

Herhangi bir gün diyorsunuz. İçişleri Bakanlığı’nın teşkilat ve görevleriyle ilgili yasalara bakacaksınız.

Mahalli kurtuluş günleri ve Atatürk’ü anma günüyle ilgili düzenlemeler var. Bugün özel günden belirleniyor. O özel programlarda Mustafa kemal anılıyor.

10 kasım günü sistemli getirilmiş bir tarihtir. Oysa bu parlamentonun 11 Kasım’da olmaması için hangi neden var. Nereye neyi yetiştirmek istiyorsunuz? Bir günde neyi kaybedersiniz?

10 Kasım günü yapıyorsanız meydan okumadır bu. Bunu hiç kimse tarih çatışması olduğunu söyleyemez.

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KEMAL ANADOL:

Söylediklerimizi dinlemiyor, sonra daha net konuşmaya davet ediyor. Niye 10 Kasım’da bu görüşme olmasın istiyoruz?

“Arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti’nin 70 yıllık tarihine baktığımızda rejimin yüz akıyla çıktığını söyleyemeyiz. Türkiye’nin 70 yıllık tarihi boşa harcanmış bir zamandır. Harf inkılabı vasıtasıyla bir ülkenin tamamının, bütün ülkenin bir anda okur yazarlığın sıfıra düşmüştür.

Bu cümlelerin sahibi Türkiye Cumhuriyet’inin Başbakanı’dır.

Bu sabah kulaklarımla dinledim ve nereden nereye geldiğimizi gördüm. Radyoyu dinliyorum, TRT3’ün spikeri, hepinize keyifli bir sabah dilerim diyerek şarkı çalıyor.

İsteyen 10 Kasım keyifli sabahlar yaşayabilir, ama bu milletin bir çoğu 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlıyor.

Neden ayrıca 10 Kasım’da görüşülmesini istemiyoruz? Bu projeyi ulusal bir proje olarak görmüyoruz. Allayıp pullayıp süsleyip milletin önüne koyduğunuz bu projeyi gayri milli bir proje olarak görüyoruz. Bu sözlerimin kanıtı ve tanığı Sayın Cumhurbaşkanı’dır.

Sayın Cumhurbaşkanı 186 gün önce Çekoslovakya dönüşünde uçakta, Fehmi Koru yazıyor. Bir fırsat var kaçırılmamalı diyor. 6 ay 6 gün geçti, söyleyin o fırsat nedir dedik.? Bugün ön görüşmeler yapılıyor hala söylemiyorsunuz?

AKP grubu 20 Ekim Salı. Habur sınır kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Türkiye’de umut verici gelişmeler oluyor.

Daha bir gün geçmedi. Milletin tepkisi dışarıdan gelince geri adım attınız. Sizin taktiğiniz bu, iki adım ileri bir adım geri.

 AKP GRUP BAŞKANVEKİLİ BEKİR BOZDAĞ:

Benim istediğim sadece memleket işlerinin TBMM’de açıkça münakaşa edilmesidir. TBMM’de Türk milletinin gözü önünde açıkça konuşulmayacak hiçbir iş yoktur. TBMM bu memleketin düzeni için, iç ve dış güvenliği için teminattır.

 İmza Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Bu Meclis gazi Meclis. Düşman ülkemizi dört bir yandan işgal ettiği dönemde, Ankara’nın yanı başına geldiğinde bu Meclis çalışıyordu. O gün birileri yine dediler, Meclis’i başka yere taşıyalım. Dediler onlara kulak asıldaydı bugün Türkiye nerede olurdu?

Savaş döneminde, o gün Meclis’tekiler,  alın elinize silahı gidin dememişler, oturmuşlar burada, derdin dermanı daha erken bulunabilir denmiş. Sonuçta düşman hem Türkiye’den atılmış, hem cumhuriyet kurulmuştur. Hiç kimse bugünlerde bunlar tartışılmaz dememiş.

10 Kasım 1938 o da önemli bir tarih. Ama bakın 11 Kasım’da TBMM ne yapıyor? TBMM’nin ikinci Cumhurbaşkanı’nı 11.11.1938’de rahmetli İnönü seçiliyor. Ama o gün kimseler şunu dememiş. Ulu önderimizin naşı ortada, kalkıpta nasıl cumhurbaşkanı seçersiniz?

Yapılanın doğru olduğuna inanıldı ve o saygıyı gösterdi.

TBMM’nin çalışmaları içinde 10 Kasımlara baktığımız zaman. 10 Kasım 92, 10 Kasım 93, 10 Kasım 94, 95, 10 Kasım 98, 10 Kasım 99, 10 Kasım 2004, 2005,2006. 10 Kasım’larda TBMM çalışmış.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi,http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12910729.asp?gid=229



Bu haber 632 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,764 µs