En Sıcak Konular

GELECEĞİ 4 ŞİRKETİN İNSAFINA BIRAKMAK: GDO

9 Kasım 2009 09:05 tsi
GELECEĞİ 4 ŞİRKETİN İNSAFINA BIRAKMAK: GDO Her kesimden bilim adamı, sivil toplum temsilcisi ve uzmanlar, uzun dönemde insana vereceği tahribatın test edilmediği genetik mutasyona uğramış ürünlerin, tabiatın ve insanın dengesini bozacağı konusunda birleşiyor.

GDO'lu gıda istemiyoruz

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" tepki çekmeye devam ediyor. Her kesimden bilim adamı, sivil toplum temsilcisi ve uzmanlar, uzun dönemde insana vereceği tahribatın test edilmediği genetik mutasyona uğramış ürünlerin, tabiatın ve insanın dengesini bozacağı konusunda birleşiyor.

26 Ekim 2009 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliği, sağlıkçılardan, STK'lara, bilim adamlarından, Herbalistlere ve sokaktaki vatandaşa kadar eleştirmeye kalmadı. Genetik mutasyona uğratılmış ürünlerin hangi ürünün içeriğinde bulunup bulunmayacağının bile etikette yazılmasını yasaklayan Yönetmelik, zaten gıda konusunda büyük şüpheler taşıyan kamuoyunu daha da öfkelendirdi. Özellikle İsrail ve ABD'de yoğunlaşan gen teknolojisi konusundaki Batı dünyası, bu ısrarına her ne kadar "Afrika'daki açlar için" klişesi ile yanıt verse de asıl sebep, çok uluslu şirketler için çok daha büyük paralar kazandıracak bir teknik olması. Fare ve karga gibi çok sayıda bulunan ancak yenilmeyen hayvanlara tavuk ve sığır geni monte ederek elde edilecek protein değerleri ve tatları değiştirilmiş gıdalardan büyük paralar elde etmeyi hedefliyorlar. Ancak uzun vadede ve üçüncü nesilleri etkileyecek yüzlerce sağlık sorununun çıkma ihtimalini göz ardı ediyorlar.

1500'ün üzerinde GDO'lu ürün var

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" tepki çekmeye devam ediyor. Her kesimden bilim adamı, sivil toplum temsilcisi ve uzmanlar, uzun dönemde insana vereceği tahribatın test edilmediği genetik mutasyona uğramış ürünlerin, tabiatın ve insanın dengesini bozacağı konusunda birleşiyor.

Türkiye, "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" konusunda düzenleme yapacağını, 2000 yılında Cartegena Protokolu'nu imzalayarak taahhüt etmiş. Böbrek yetersizliğinden kısırlığa kadar birçok hastalığa yol açtığı ifade edilen GDO'lu ürünlerin, binlerce farklı ürün içinde tüketileceği ve ürünlerin ambalajlarında, içeriğinde GDO bulunup bulunmadığının yazılmayacak olması da yönetmeliğe duyulan öfkeyi artırıyor. Yönetmelik, ürünlerin ambalajında 'Bu ürün GDO'lu veya bu üründe GDO'lu gıda kullanılmamıştır' yazılmasına bile yasak getiriyor. 1500'ün üzerinde gıda maddesinde katkı olarak kullanılan GDO'ları, çikolatadan meşrubata kadar birçok üründe katkı maddeleri yoluyla tüketeceğiz ve tükettiğimizi bilmeyeceğiz.

120 milyon hektar arazi GDO'lu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesinden GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelik hakkında yapılan yazılı açıklamada, "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar" serüveninin, ilk kez 1994 yılında ticari olarak patentlenen domates ile başladığı hatırlatılarak, bu tarihten itibaren başta Amerika kıtası olmak üzere genetiği değiştirilmiş bitkilerin dünyada ekilişinin hızla arttığı ve günümüzde 120 milyon hektarın üzerine çıktığı kaydedildi.

GDO'lu ürünlerin etiketlenmesi konusu da kamuoyunda yoğun olarak tartışma konusu yapıldı. Yönetmeliğe göre yüzde 0,9'un altında GDO'lu ürün içeren ürünlerin etiketlenmesine gerek olmaması kişilerin ne tükettiğini bilme hakkının elinden alınması anlamına geliyor. Bu nedenle ne kadar GDO'lu ürün içerdiğinin yanında genin kaynağı ve genin ne amaçla aktarıldığının da etikette açıkça ve herkesin anlayacağı şekilde belirtilmesi gerektiği kaydediliyor. GDO'lu ürünler yönetmeliğiyle ilgili bir diğer kaygı da, bu ürünlerin denetlenmesi. bilim adamları GDO'lu ürünlerin denetiminde bilimsel ve teknik konular için oluşturulacak komitenin üyelerinin seçiminin bakanlık tarafından yapılmasını ve bu üyelerin bağımsız kişilerden oluşmasını istiyor.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer ise yangından mal kaçırırcasına çıkarılan GDO Yönetmeliğine büyük öfke duyuyor.

Bugün dünyada her yıl açlık sınırının altında yaşayanların tümünü birkaç yıl doyuracak miktarda üretim fazlası olduğunu söyleyen Özer, "Dünyanın 170 milyon ton buğday, 90 milyon ton pirinç fazlası varken, hala açlıktan söz edilmesi göstermektedir ki sorun; GDO için zorunluluk olarak gösterilen eksik üretim değil adil paylaşımdadır" diye konuşuyor.

Kısırlığa yol açıyor

"GDO'lar üretilirken her bir genetik değişiklikte 8 kimyasal madde kullanılıyor ve vücut tarafından sindirilemeyen bu ürünlerin böbrek yetersizliği ve kısırlığa yol açtığı ifade ediliyor. Margarin konusunda da başlangıçta bilinemeyen zararlar, 100 yıl sonra getirilen yasaklarla ortaya çıktı. GDO'lu ürünler özellikle üçüncü nesilleri etkilemektedir. Genetiği bozulmuş ürünlerden vazgeçmek için de margarinde olduğu gibi bir 100 sene daha mı bekleyeceğiz?"

Uzun dönemde  geri getirilmez zararları olabilir

Genetik mutasyonların geri dönüşü olmayacağını söyleyen Gıda Mühendisi Özlem Bacak, "GDO'lu ürünler tüketildiğinde genetiği bozulmuş hücreler kana karışmakta ve vücudun uzun dönemde bu ürünlerle nasıl varyasyonlar oluşturacağı şu an için büyük bir soru işareti olmaya devam etmektedir. Yönetmelikte çeşitli maddelerde yer alan acil önlem planlarının hiçbiri zararları yok etmez, sağlığı geri getirmez, çevrenin bozulan dengesini düzeltmez" diye konuşuyor.

Gerekli kontrollerin uzmanlar tarafından sıkı takibi yapılacağından dolayı şüpheye gerek olmayacağına dair teorik açıklamalara itimat etmeden önce, kontrollü bir yetiştiricilik ya da ithalattan bahsetmek için Türkiye'nin kontrol başarısının masaya yatırılmasının şart olduğunu ifade eden Bacak şöyle konuşuyor, "Böyle hassas bir konuda AB örnekli açıklamalar Türkiye için realite olamaz çünkü Türkiye'de bir hemşeri, ağabey ve dayı realitesi vardır. Tarım Köy işlerinin sık sık yaptıklarını iddia ettikleri kontrollere rağmen fırın, pastane gibi yerlerin hijyenden ve standartlardan ne kadar uzak olduğunu görüyoruz. GDO konusunun hijyen konusu ile kıyaslanamayacak kadar riskli ve önemli olduğunu da göz önünde bulundursak kontrol ile düzenlenmiş ve korunmuş bir yönetmeliğe karşı şüphelenmez hale gelmemiz mümkün değildir."

Geleceğimiz, 4 şirketin insafına terk edildi

"Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ülkemizde üretilmesi ve tüketilmesine izin veren yönetmelik, Türkiye'nin bağımsızlığını dört şirkete terk etmektir. Türkiye, 26 Ekim'de yayınladığı GDO yönetmeliği ile geleceğimizi, genetik tohum üretici ve pazarlayıcısı Monsanto, DuPont, Pionerr, Syngenta, Bayer ve Hazera gibi uluslararası şirketlerin insafına terk edilmiştir. GDO, başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyada tümüyle yasaklanması gereken bir belâdır. Çünkü GDO, insanlar ve diğer tüm canlıların sağlığını güvenliğini ve geleceğini ve hürriyetlerini tehdit etmektedir."

Sorularla GDO?

GDO NEDİR?

Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor.

TÜRKIYE'DE GDO'LU ÜRÜN VAR MI?

Herhangi bir denetim olmadığı için Türkiye'de ne kadar alanda GDO'lu ürün yetiştirildiği bilinmiyor. Ancak biyogüvenlik yasası yeni çıktığı için genetiği değiştirilmiş bitkilerin kontrolsüz biçimde Türkiye'ye girdiği ve gıda sanayiinde yıllardır kullanıldığı biliniyor. Yapılan bir çalışmaya göre Türkiye'de satılan 1500'e yakın gıda maddesi, GDO içeriyor.

HANGİ GIDALARDA VAR?

Özelikle GDO'lu soya ve mısır ile sucuk, salam, sosis gibi kırmızı etin kullanıldığı ürünlerde ve fındık-fıstık ezmesinde, çikolatalı ürünlerde, Hazır çorbalarda, Kola ve meyve sularında, Mısır yağı, Unlu mamüller, Süt tozu ve Bebek mamalarında kullanıldığı biliniyor.

GDO UYGULAMASINI KİM YAPIYOR?

Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme, yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor.

NASIL DEĞİŞTİRİLİYOR?

Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA'sından kesilerek çıkarılıyor. Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.

BALIK GENLİ DOMATES OLUR MU?

Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO'lar bugün kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates, tavuk genli fare, sığır genli karga ve balık genli domates gibi gıdalar üretilebiliyor.

SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLER?

GDO'lu ürünlerin antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşması, gıda olarak kullanımda insan ve hayvanda toksik ya da allerjik etki yapması, doğrudan alım durumunda insan ve hayvan bünyesindeki mikroorganizmalarla birleşme ihtimali var. Bu gıdaların kansere yol açacağı yönünde iddialar ise henüz kanıtlanmış değil.

GDO VERİMLİLİĞİ ARTIRIR MI?

ABD üniversiteleri tarafından yapılan testlerde genetiği değiştirilmiş soyanın diğer soyalara göre yüzde 5,3 daha az verimli olduğu tespit edilmiştir. Yine ABD'de pamuk ekim alanlarının yüzde 86'sında genetiği değiştirilmiş pamuk ekimi yapılmaktadır. ABD'de genetiği değiştirilmiş tohumla üretilen pamuğun verimi 933 kg/ha civarındadır. Türkiye'de ise genetiği değiştirilmemiş tohumlarla yapılan pamuk üretimindeki verimlilik 1.334 kg/ha'dır.

GDO YOKSULLUĞU BİTİRİR Mİ?

Hayır. Paraguay, genetiği değiştirilmiş soya ekim alanı bakımından dünyada yedinci sırada olmasına karşın, Paraguay köylülerinin yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Arjantin, bitkisel üretiminin yüzde 75'ini GDO tohumlarla yapmasına rağmen, fakirlik oranı yüzde 10'lardan yüzde 51 'e yükselmiştir.

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/gdo-lu-gida-istemiyoruz-143032.htm

 



Bu haber 701 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,450 µs