En Sıcak Konular

''BU MEMLEKETTE EHL-İ SÜNNET MÜSLÜMANLIĞI YETİM KALMIŞTIR''

23 Eylül 2009 13:57 tsi
''BU MEMLEKETTE EHL-İ SÜNNET MÜSLÜMANLIĞI YETİM KALMIŞTIR'' M.Şevket Eygi,''İslâm adına para toplamakta birinci olanlar, her nedense İslâm'ı, Kur'ân'ı, Sünneti savunmakta pek geride kalıyor" siteminde bulundu.

Milli Gazete'deki köşesinde Ehl-i Sünneti müdafaa eden yazılar kaleme alan  M.Şevket Eygi,''İslâm adına para toplamakta birinci olanlar, her nedense İslâm'ı, Kur'ân'ı, Sünneti savunmakta pek geride kalıyor" siteminde bulundu.

Eygi'nin o yazısı:

Sapıklar ve Pısırıklar

Birtakım reformcu, yoldan çıkmış, dall ve mudil kişiler din programları yapıyor, bir sürü yanlış bilgi ve hüküm veriyor... Bu, madalyonun bir yüzüdür... Öteki yüzüne bakalım: Sünnî Müslüman milyonlarca vatandaş bu bozuk ve sapık adamları dinliyor, seyr ediyor, öfkeleniyor...

Kardeşim adamların sapık ve bozuk olduklarını biliyorsun niçin dinliyorsun, niçin seyr ediyorsun? Onlara rağbet etmek rantlarına rant katmak değil midir?

Soru: Onları denetlemeyelim mi?

Cevap: Böyle denetleme olmaz. Sünnîlerin teşkilâtı olur, vazifelileri olur, onlar denetler, programları kayda alır ve sonra yetkili kurullarda görüşülür ve ne yapılacaksa karar verilir.

Diyanet bu işi yapar mı?.. Yapmaz, yapamaz...

Yakın tarihte Müslümanlar birtakım TV kanalları kurdular. Hani Din-i Mübine hizmet edilecekti?

Doğrusu şu memlekette Ehl-i Sünnet Müslümanlığı yetim kalmıştır.

Kur'ân'a saldırılır, ayetlerin mânâsı çarpıtılır; doğru dürüst tepki yok, cevap yok, savunma yok.

Ehl-i Sünnet'e saldırılır, tepki ve cevap yok.

Sünnete saldırılır, hadîsler inkâr edilir. Gereken tepki yok.

İslâm adına para toplamakta birinci olanlar, her nedense İslâm'ı, Kur'ân'ı, Sünneti savunmakta pek geride kalıyor.

Bu ülkedeki azgın bid'atçiler, münafıklar, yoldan çıkmışlar kendi güçleriyle bir şey yapamazlardı. Onların gücü Müslümanların gayretsizliğinden ve himmetsizliğinden geliyor.

Şu adama bakınız: Açıkça peygamberliğini ilan edemiyor ama Müslümanlara Hazret-i Muhammed'in işi bitti, inandığınız ilmihal Müslümanlığını bırakın, bana kulak verin..." diyor. Bu ne demektir?

Birtakım Müslümanların prensibi şudur: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...

Bazılarınız küfürle barış içinde yaşarlar.

Nifak ve şikakla barış içinde...

Sapıklık ve sapıklarla barış içinde...

Müslüman bir toplum içinde Kur'ân'a, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı sözler söylenir, yazılar yazılır, işler edilirse bunları tenkit etmek vazifeli ve temsilci Müslümanların üzerine farzdır. Bu, "iyiliği emr etmek, kötülüğü yasaklamak" farzına dahildir.

Kendi hasis menfaatlerimiz için arslan kesiliriz kaplan kesiliriz ama Din-i Mübîn'i savunmak konusunda pek pısırığızdır.

Bendeniz bu sütunlarda Ehl-i Sünneti müdafaa zımnında birtakım yazılar kaleme alıyorum. Aslında bu iş benim vazifem değildir. Din âlimlerinin vazifesidir.

Mükellef iftar ziyafeti mi?... Koşarlar.

Çaylı börekli sohbet mi?... Koşarlar.

Zevkli, keyifli bir şey mi?... Koşarlar.

Dini savunmak mı?... Sesleri pek çıkmaz.

Türkiye'deki bozuk fikirler, bid'atler, sapıklıklar; ulemâ ve fukahası olan bir Arap ülkesinde olsaydı kıyamet kopardı.

Geçenlerde listesini verdim, Albanî aleyhinde, kimisi dört ciltlik, kimisi iki ciltlik onbeş kadar ilmî reddiye yazmıştır sarıklı ulemâ.

Kimseden çekinmeden ilan ediyorum:

1. İlmi olup da,

2. İmkânı olup da,

3. Memlekette fikir ve yayın hürriyeti olup da... bid'atleri, sapıklıkları, yıkıcı görüşleri tenkit etmeyen, gerekli emr-i maruf ve nehy-i münker vazifesini yapmayan herkes suçludur, günahkârdır.

Efendim dinsizlerden korkuyorum, onlar çarparsa fena çarpar... Şu lâfa bakın siz. Dinsizlerden korkacağına Allah'tan korksana be adam!..

Efendim, münafıklara ve sapıklara cevap verirsem rahatım kaçar, başım ağrır... Dilerim Allah'tan böyle düşünenlerin başları belâdan kurtulmasın...

Âlimlerin, fakihlerin, bilgili Müslümanların İslâm'ı savunmaları, bid'atleri tenkit etmeleri ihtiyarî (seçimlik) bir vazife değil, mecburî ve mutlaka ifa edilmesi, yapılması gereken bir vazifedir.

Bu vazife yapılmazsa sapıklar ve bid'atçiler ensemizde boza pişirmeye devam edecektir.

(Not: İstisnâî olarak vazifelerini yapan birkaç hocayı tebrik ediyorum. Sayıları azdır, müdafaaları yetersiz kalıyor.)

M.Şevket Eygi

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/sapiklar-ve-pisiriklar-138910.htm

 



Bu haber 537 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,516 µs