En Sıcak Konular

TARİHİ FIRSATLAR DEMETİ!!!

6 Ağustos 2009 09:26 tsi
TARİHİ FIRSATLAR DEMETİ!!! AKP iktidara geldiği günlerden beri her defasında 'tarihi' olarak adlandırdığı girişimler başlattı. Ama bir şey çıkmadı. Bu defa da aynı olur mu?...

Tarihi fırsatlar demeti!!!

AKP iktidara geldiği günlerden beri her defasında 'tarihi' olarak adlandırdığı girişimler başlattı. Ama bu girişimlerin hiçbirinden bir şey çıkmadı. Bu defa da aynı olur mu? Bunu bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, tarihi fırsat ve/veya açılım olarak sunulan bu girişimlerden fazla bir şey çıkmamakla birlikte, her defasında Türkiye'nin milli davaları ya sulandırılmış ya da sıradanlaştırılmış olmaktadır.

2002 yılından 2005'e kadar hep Kıbrıs ve AB konularındaki tarihi fırsatlar ve açılımlarla karşı karşıyaydık. Dakka bir gol bir hesabı, AKP iktidara geldiği günden itibaren bir Kıbrıs açılımı başlatmıştı. Tarihi bir fırsat söz konusuydu. Kırk yıldır çözülmemiş sorun olmaz diyerek işe başlanmıştı. Oysa her dış politika sorunu ve özellikle de milli davalar ortalama kırk yıldan fazla sürer.

Çözümsüzlük çözüm değildir diye söze başlayan AKP politbürosunun söylediklerini ve yaptıklarını hatırlayalım. Kıbrıs sorunu hemen çözülecek ve Türkiye'nin AB yolu üzerindeki bir olumsuzluk giderilecekti. Açıktan açığa Kıbrıs davasından vazgeçmeye korktukları için Talat ve arkadaşlarını devreye soktular. Ortada zaten bir Annan Planı vardı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, tarihi fırsat diye söze başlayıp en olumsuz noktaya gitmeye cesaret ettikleri tek girişim bu Kıbrıs referandumu oldu. Eğer Talat ve adamları Rumları, Kıbrıs Türk halkının tamamen Türkiye'den koptuğuna ve AB'ye girmek karşılığında her şeyden vazgeçmeye hazır olduğuna inandırmasaydılar, iş bitmiş olabilirdi. Çünkü Rumlar referandumda 'evet' demiş olsalardı, Kıbrıs bir daha geri gelemeyecek şekilde elimizden uçmuş gitmiş olacaktı. 2009 yılı itibariyle Rum adası olma yolunda epeyce ilerleme sağlanırdı.

Ama Rumlar Kıbrıs Türk halkının çözüldüğüne inanarak, Doğu ve Batı Almanya modeline yöneldiler. Kıbrıs Türkünün gösteriler yaparak Türk askerinin Ada'dan çekilmeye zorlayacağını; asker çekilince de tek meselenin Rum egemenliğini kuzeye de genişletmek olacağını düşündüler. Planın uygulanmasına yönelik olarak İngiltere'nin hazırladığı taslağı Ruslardan rica ederek Güvenlik Konseyi'nde veto ettirdiler. 'Hayır' diyerek fırsat teptiler. O günlerde Denktaş'ın 'Allah Rumlardan ve Ruslardan razı olsun' sözü boşuna değildi.

Aynı günlerde AB konusunda da hep tarihi fırsatlardan veya son fırsattan bahsedilirdi. Türkiye'nin üyeliğinin nasıl ve ne zaman olacağını değil de neden ve ne şekilde gerçekleşmemesi gerektiğini anlatan 17 Aralık 2004 zirve kararları Ankara'ya bir bayram havasında getirilmişti. Gündüz vakti maytaplar havaya atılmış ve 17 Aralık belgesi Türkiye'nin kuruluşu kadar önemli bir olay diye anlatılmıştı. Ama içeriğinin boş ve hatta tehlikeli olduğu bir haftada ortaya çıktı. Brüksel'deki büyükelçimize talimat verilerek, bu belgedeki temel pek çok konunun kabul edilmez olduğu AB'ye söylendi. 3 Ekim 2005 Müzakere Çerçeve Belgesi için de gece yarısı saatler durdurularak benzeri tarihi (!) lafların edildiğini hatırlatmaya gerek bile yok.

Son zamanlarda ortaya atılan ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine hemen son verilen Ermenistan sınır kapısı girişimi de 'tarihi' değil miydi? Cumhurbaşkanı Gül'ün Erivan'a top maçı seyretmeye gitmesi güya bütün tabuları yıkacak ve Ermeni sorunu toptan çözülecekti.

Şimdilerde de 'Kürt açılımı' aynı yere varacak gibi görünüyor. Her konuda Türkiye'yi suçlu ve sorumlu bulan küçük bir azgın azınlık ekranlarda konuşacak. AKP her zaman yaptığı gibi 'mış gibi' siyasetine devam edecek. Yani açılımın içinden belki de bir şey çıkmayacak. Sonra da 'yapmaya çalıştık; ama izin vermediler veya yaptırmadılar' teraneleri gelecek.

Evet belki de böyle bir gidişat. Ama unutmayalım bu girişimlerin her biri bir davamızı veya milli devlet yapımızı basit bir mesele haline indirgemek suretiyle tartışılır hale getiriyor. İşin bu tarafı kötülüğün gerçekleşmesi kadar tehlikeli değil mi?

Hasan Ünal-Milli Gazete

Kaynak: Hasan Ünal,http://www.milligazete.com.tr/makale/tarihi-firsatlar-demeti-134781.htm



Bu haber 504 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,046 µs