HÜRRİYET' İ OKU ERTUĞRUL!

Hürriyet ne diyor, başındaki adam hangi telden çalıyor!?.
Dünyanın önemli kentlerinin gazete satıcıları tezgahlarında o başlığı görürsünüz..
Düşünün New York’ta, Londra’da, Paris’te sokakta yürürken gözünüze batıverir. Hürriyet başlığını görünce taa oralarda içiniz ısınır.
Hürriyet, hemen başlık kenarında ayyıldızlı bayrağımız, ne müthiş duygudur..
Sizsiniz o...
Bayrağın hemen altında, güven, gurur dolu  “kimlik”  ifadesi,  “Türkiye Türklerindir..”
Hürriyet bunu her sabah, her 24 saat tüm dünyaya haykırır;  “Türkiye Türklerindir..”
İşte böyle Hürriyet markası budur.. Üzerinde kocaman haykırış vardır:  “Türkiye Türklerindir..”
Nedir bu haykırış?..
Cumhuriyetin temel ilkesi, bu vatanda yaşayan soyu sopu, dini imanı ne olursa olsun bu topraklar için nabzı atan vatandaşların anayasa ile yapılmış ortak tanımıdır..
Şimdiii beyler!..
Bendeniz son üç gündür, her sabah elime Hürriyet’i korka korka alır oldum!.. Endişe ile baktığım yeri o başlık kenarı!.. Bakıyorum, bayrağın altında o yazı duruyor mu, yoksa,  “yeni açılımlar”  kovalayan tepebaşı bey o yazının artık miadı doldu diye kaldırılmasına mı hükmetmiştir!..
Olur olur!..
İmralı ile vals gereği, “sayın”ın ayağına basmak istemeyebilir artık!..
Ertuğrul Özkök,  “İmralı kuryesi”  olmak gönüllüsüdür malum. Eh maksat Apo’nun gönlünü hoş etmekse işe  “Türkiye Türklerindir”  yazısının gereğini (!) yerine getirmekten başlayabilir!.. (Ertuğrul’a tiyo, nasıl olsa şu aralar ilkokullardan andımız, dağlardan ’Ne mutlu Türküm’yazıları da kazınacak, o arada sizin mesele de arada kaynatılabilir!..) Böylece,  “yenilediği dostluklarını”  hazmetmesi de kolaylaşır!..
Çünkü  “oradaki o yazı” büyük lokmadır..

İmralı hidayeti!..
Türk’ün ateşle imtihan edildiği “yeniden” günler yaşanıyor işte..!
Gazetesinin tepesinde “Türkiye Türklerindir”  yazısı ile her gün ahali önüne çıkan kalem sahibi, bir sabah bakmışsınız “İmralı hidayeti(!)” ile aydınlanıvermiş... Türkiye’nin Türklerin olmadığı konusunda elinde silah Türkiye’ye saldıran eşkıyabaşının “öğretileri(!) doğrultusunda” tebliğler sunuveriyor...
Gel çık işin içinden!..
Özkök (Ertuğrul olanı) bey, Apo beye haksızlık yaptığı kanaati ile..
Tepesinde “O ibare” olan gazetesinde günah çıkarıyor, şöyle diyor;
 “Yıllardır ben dahil hepimizin resmi tezi onu “çetebaşı “, “elebaşı“, “bebek katili“ sıfatlarıyla adlandırmak oldu...”
Yani?..
Yani ona haksızlık edildi, o “çetebaşı, elebaşı, bebeklerin katillerinin başı” değil, öyle mi?!.
“Şuna inanıyor” muş..
“Kürt sorununun çözümünde onun çok önemli bir rolü olabilir”miş ve...
“Türkiye’nin bugüne kadar Öcalan’la gerçekçi bir ilişki kurmaya çalışmamasını tarihi bir yanlışlık olarak görüyor”muş!..
Bak sen, işe bak!.. Tezgaha bak!..
Apo ile görüşmek, akla bak!.. Devlet, Apo bir yana, Apo adına iş gördüklerini söyleyen DTP’lilere bile temkinli yaklaşıyor.. Başbakan bu kişilere, “teröristle bağınız var” diye randevu vermiyor, Ertuğrul’un açmaya çalıştığı kapıya bakın!..
Bu nasıl bir “hidayettir” acaba?!.

Ne istediğinin farkında mı?!.
Bekara karı boşamak kolay demişler, bu beyler başka bir Türkiye’nin mensupları oldukları için vatanı kendilerine göre düzenlemeye kalkmaları doğal.. Onların pay aldığı sıkıntılarla, memleketin naturasını oluşturan ahalinin pay aldığı sıkıntılar farklı olduğu için, onun gibi düşünmek kolaydır.. “Apo’ya teröristbaşı demiş, hata etmişiz”  diyebilir misiniz?! Bunlar ve bunun gibi o seviyede yaşam tarzı olanlar der...
Ne diyor bu bey?.. “Apo’nun avukatları TÜSİAD’la buluşma ayarlama peşindeler”  diyor!.. Neden?!.
Abdullah Öcalan, aylardan beri  “yol haritası”  dediği taleplerini yayınlayıp duruyor.. İstediklerini açık seçik hem kendisi avukatları ile etrafa yayıp yayınlatıyor, hem de kendisine yakın adamları bu istekleri tekrarlayıp duruyor...
Apo özetle Doğu, Güneydoğu topraklarının, bayrağı da olan özerk Kürdistan olarak kabul edilmesini dayatıyor.. Ek istekleri ile beraber.. (Zaten o vekil kadın da bu yüzden sınırları çizdik diye konuşma yaptı.)
Ertuğrul Özkök, isterse çok küçük bir çaba ile Apo’nun yol haritasına ulaşabilir.. O zaman  “Türkiye Türklerindir”  sözü üzerinde Apo’nun gölgesini görecektir...
Bunu göre göre Apo’nun ipine sarılmak da neyin nesi anlaşılır gibi değil!..
Hürriyet’e o sözcükler ağır geliyorsa işin sonu kötü!..

Behiç Kılıç

Yeniçağ Gazetesi