En Sıcak Konular

BM'DEN KERKÜK'E GÜÇ PAYLAŞIMLI ÖZERKLİK PLANI

21 Nisan 2009 18:57 tsi
BM'DEN KERKÜK'E GÜÇ PAYLAŞIMLI ÖZERKLİK PLANI Mayısta açıklanması beklenen BM Kerkük Çözüm Planı’nda, Ankara’nın etnik paylaşımı ön gören yönetim modeline de yer verildiği öğrenildi.

Mayısta açıklanması beklenen BM Kerkük Çözüm Planı’nda, Ankara’nın etnik paylaşımı ön gören yönetim modeline de yer verildiği öğrenildi. BM, planda, bir ‘oldubitti’ yaşanmasına karşı çıkan Bağdat’ın hassasiyetlerini gözetiyor.

Kerkük, küçük bir Irak’ tanımlaması, Ankara’da olduğu kadar Irak'ta da kabul görüyor bugünlerde. Türkmenler, Kürtler ve Arapların şehirde ezelden beri birlikte yaşamasının bu benzetmede büyük payı var şüphesiz. Tabii, son dönemde artan ve ülke gelenindekine benzeyen etnik-mezhep kaynaklı çatışmaların da... Saddam sonrasında kentin Kürtler lehine değiştirilen demografik yapısının zemin oluşturduğu şiddet sarmalı, Bağdat'ta görülen normalleşmeye rağmen sürüyor. Çünkü Kerkük'te henüz taşlar yerine oturmadı. Petrol zengini kente (yaklaşık 30 milyar varil) sahip olma arzusundaki Kürtler ile Saddam dönemindeki sahipleri Araplar arasındaki gerilim her geçen gün artıyor. Bununla birlikte kentin ilk sahipleri Türkmenler de Ankara'nın desteğiyle, bir ‘oldubitti’nin yaşanmasına direniyor. Baskı ve zulüm görseler de. Kerkük'ün 31 Ocak'taki yerel seçimden gayri tutulması, kentin yönetiminin Kürtlere bağlanmasına yol açabilecek referandum girişimlerinin önlenmesi bu duruşun bir göstergesi.

Aksiyon Dergisi'nin haberine göre,Komşularla ‘sıfır problem’ vizyonu çerçevesinde Irak'ın toprak bütünlüğünü destekleyen Ankara, tüm ülkeyi etkileme potansiyeli bulunan olası bir Kerkük çatışmasını önlemeye yönelik adımlar atıyor. Bölgedeki tüm gruplarla kurulan diyalog köprüleri ve geliştirilen ekonomik bağların ana hedefi de bu. Mart’taki Bağdat ziyaretinde imzalanan ekonomik anlaşmaların Kuzey’i de kapsaması bu anlayışın eseri. Ankara, Kerkük’ün değişik din ve etnik grupları bir arada tutan özel bir kent olmasından yana. Bu bağlamda, 2003'ten sonra kent üzerinde orantısız güç kazanan Kürtlerin, kenti Erbil'e bağlama girişimlerini tasvip etmiyor. Kozmopolit şehrin yalnızca bir gruba bırakılamayacağını, yönetimi gibi yer altı zenginliklerinin de tüm etnik gruplarca paylaşılması gerektiğini savunuyor. Ancak bu yolla Kerkük'te kalıcı barışa ulaşabileceğini vurguluyor. Aksi takdirde kentteki istikrarsızlığın tüm Irak’ı etkileyeceğini söylüyor.

Gelinen noktada Ankara'nın kent için önerdiği ‘çok etnikli’ yönetim modelinin hem Bağdat hem de uluslararası toplumdan destek aldığı görülüyor. Yerel seçimlerden zaferle çıkan Şii Başbakan Maliki’nin kentte oldubittinin yaşanmayacağını belirtmesi, Bağdat’ın hissiyatını ortaya koyuyor. 2005’te atanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un İsveçli Irak Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da Kerkük’teki referandum girişimlerinin siyasi bir çözüm olmaksızın bir istikrar getirmeyeceğini vurgulayarak çözümün ‘ulusal uzlaşmadan’ geçtiğine işaret ediyor. 2007 sonunda Erbil'de açılan BM Ofisi’yle birlikte Kerkük sorununun çözümüne eğilen Mistura, tüm taraflarla bir araya gelerek en makul planı hazırlamaya çalıştığını vurguluyor. Özel temsilcinin, mayıs ortalarında sunulması beklenen ‘BM Çözüm Planı’nda Ankara'nın tezine ağırlıklı olarak yer verdiği de ifade ediliyor.

Bölgedeki kaynaklar, planın şu dört noktaya dayandığını aktarıyor: 2005 seçim sonuçları, Saddam döneminde yapılan değişikliklerin geri çevrilmesi, azınlık haklarına saygı ve Kerkük'teki doğal kaynakların paylaşımı.

BM planı henüz ilgili taraflara ulaşmasa da basına sızan kısım Türk tezlerinin dikkate alındığını yansıtıyor aslında. ABD’li haber ajansı Associated Press (AP)’in 29 Mart’ta BM planının taslağını okuyan iki Batılı diplomata dayandırarak servis yaptığı haberde, BM’nin Kerkük’ün yönetimi için beş farklı seçenek sunduğu belirtildi. AP’ye göre seçeneklerden üçü işlemez olması yüzünden anında reddedilecek. Uygulamaya sokulabilecek diğer şıklar şöyle: ‘Üç-on yıl arasında Bağdat-Erbil yönetimine bırakılan Kerkük’ün özel statüyle yönetilmesi’ ve ‘mali olarak Bağdat’a bağlı ancak yönetimde bir tür otonomi sağlanması’. Planda Kerkük’ün özel otonomlu bir yönetime kavuşmasını sağlayan seçeneğe ağırlık verildiği, bu yolla etnik şiddetin önlenebileceği ve zengin petrol kaynakları dolayısıyla oluşan derin siyasi bölünmelerin durdurulabileceğine vurgu yapılıyor. Diğer taraftan bu şık Türkmenleri yönetime dâhil etmesi ve Kerkük’teki petrol gelirlerinden bölge insanının da faydalanmasına yer vermesi açısından Ankara’nın tezine yaklaşıyor.

‘TOPRAK KONDUCU’LARA PRİM YOK!

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı da sızan plana değinerek, BM’nin iki alternatifli bir çözüm yönünde çalıştığını doğruluyor: “Alternatiflerden biri Kürt Bölgesel Yönetimi ile merkezî Bağdat hükümetlerinin denetiminde şehrin bir eyalete dönüştürülmesi. Diğeri ise merkeze bağlı özel statülü bir yönetim. Gelinen nokta BM’nin Kerkük sorununda uzun bir mesafe kat ettiğini gösteriyor. Ancak taraflar nihai kararlarını henüz vermedi.”

Ancak Erbil yönetimi Saddam’ın ardından 400 bin Kürt’ün yerleştirildiği, 1,3 milyon nüfusuyla dinamik bir pazara ve petrol rezervlerine sahip Kerkük’ten kolayca vazgeçmek istemiyor. Sanayi ve tarım altyapısı olmayan Erbil yönetimini ayakta tutacak tek gelir de, kendi bölgelerinde çıkan petrolün yüzde 17’si (2009 bütçesi 69 milyar dolar). Ancak 31 Ocak’ta yapılan yerel seçimlerde bölgedeki üstünlüklerini Araplarla paylaşmak zorunda kalmaları Kürtlerin önünü tıkıyor. Aralık 2009’daki parlamento seçimlerinde de zayıflamanın süreceği su götürmez bir gerçek. Çünkü daha önce seçimleri protesto eden Sünni gruplar gerek yerel gerekse ulusal seçimlere katılarak yönetimde söz sahibi olmaya başladı. Bu da Kürt gruplarının temsil düzeyini düşürüyor.

Türkiye ile yakalanan, pratikte de terör örgütü PKK’ya karşı uygulamaya geçen yeni ilişki boyutuna zarar vermeme politikası güden Kürtler, güneyden gelen Şii baskısını da hesaba katarak yaklaşıyor Ankara’ya. Erbil’in Kerkük konusunda Ankara’ya yaklaştığını gösteren en somut söylem bizzat Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’den gelmişti. Barzani, 9 Ekim 2008’de AA muhabirine verdiği özel demecinde Kürtlerin de Kerkük’ü paylaşmaya hazır olduğunu vurguluyordu: “Kerkük bir Irak kentidir. Burada Kürtlerin yanında kardeş Türkmenler, Araplar ve Asuriler de yaşıyor. Biz Kerkük’te kent yönetiminin paylaşılmasına da hazırız. ‘Kürtler tek başlarına idare ediyor’ görüntüsü çizilmiş. Bu yanlış. Kerkük’te adil bir idari dağılım istiyoruz.”

Peki, Kürtler Kerkük’ün yönetimini paylaşmaya yanaşmazsa ne olur? Türkmen, Arap ve Hıristiyanların dışarıda bırakılacağı bir Kürt yönetimi, Kerkük’ün büyük gerilimlere itilmesi, Saddam dönemine kadar uzanan etnik çatışmanın yeniden alevlendirilmesi anlamına geliyor. Araplar ile Türkmenler, ‘toprak konducu’ olarak gördükleri Kürtlere karşı mücadeleye girişeceklerini, Ulusal Ordu’nun da yanlarında olduğunu bugünden belirtiyor. Kerküklüler her türlü emrivakinin kendilerine bomba yüklü bir gelecek olarak geri döneceğinin farkında. Son tahlilde BM’nin taraflara sunacağı çözüm planı Kürkük üzerinden Ankara-Erbil-Bağdat dengelerinin yeni seyrini belirleyecek.

Kaynak: Aksiyon,http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=32884



Bu haber 486 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,817 µs