"Bundan on sene kadar önce AB adına bin bir türlü yalancılıkla sürdürülen kampanyalar dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geri döndü..."Araştırmacı yazar Hasan Ünal KKTC'de Batı'nın yalanına,dolanına, rüşvetine Kıbrıs Türk halkının attığı tokatı yorumluyor...
İşte bu kadar: Toros Soros’u yendi
Hatırlamanız, hem de iyi hatırlamanız lazım; bundan on sene kadar önce AB adına bin bir türlü yalancılıkla sürdürülen kampanyalar dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geri döndü. Bir önceki yazımızda da değindiğimiz gibi, bu sonuçlar aslında bekleniyordu. Soros örgütleri tarzında düzenlenen seçim kampanyaları, saçılan paralar ve menfaatler para etmedi. Kıbrıs Türk halkı vakur bir edayla bütün bu yalanlara karnının artık doyduğunu haykırdı Pazar günkü seçimlerde...
Her şey olması gerektiği gibi demokratik meşruiyet içerisinde cereyan etti. Ulusal Birlik Partisi açık ara seçimi önde bitirdi ve tek başına iktidara geldi. 19 Mart seçimlerinde Türkiye'de başlayan siyasi eğilim artan bir oranda Kıbrıs'ta kendini gösterdi ve yıllardır AB yalanları anlatan gruplara anladıkları dilden cevabını verdi.
Neler söylenmemişti neler? Kıbrıs'ta yıllarca halka 'sizi para içinde yüzdüreceğiz' denilmişti. Her yeri gezerek ve herkesle konuşarak halkın hemen her kesimine Avrupa Birliği'ne girildiği zaman aile fertlerinin hepsine ayrı ayrı çekler geleceği anlatıldı. Evin erkeğine ve hanımına çekler gelecek. Çocuklara da süt parası verilecekti.
Bütün bunların yalan olduğunun ortaya çıkması fazla zaman almadı. AB'ye giren Rumlara çekler gitmediği görüldü. Dahası, Türkler Annan planına 'evet' dediği halde cezalandırılan taraf oldular. AB, Türk tarafına uygulanan ambargoların kaldırılacağı sözünü vermişti. Hemen unutuverdi.
Önceki yıllarda da aynısı olmuştu. 1984 ile 1986 yılları arasında o zamanki BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın adıyla anılan bir çözüm paketi tartışıldı. Türk tarafı kabul etti; Rum tarafı son dakikaya kadar kabul edeceğini söyledi durdu. Ama imza seremonisinden kaçtı. O zamana kadar Türkler planı kabul eder ve Rumlar reddederse, bunun, KKTC'nin tanınmasına kadar gidecek bir yolun önünü açacağını söyleyen İngiltere ve Amerika, sözlerini hemen unuttu. Tam tersine, KKTC üzerindeki ambargoları daha da sertleştirdiler.
1990 ile 1992 arasında o zamanki BM Genel Sekreteri Boutros Ghali'nin hazırladığı Fikirler Dizisi tartışıldı. Yüz paragraftan oluşan bu paketin doksan paragrafını Türk tarafı kabul edeceğini, geriye kalan on paragrafı ise Rum lider Vasiliou ile tartışmak istediğini ilan etti. Rum tarafında Fikirler Dizisi aleyhine bir kampanya başlatıldı. Liderliğine Klerides geldi: Paket çöp sepetine atıldı. Annan paketinin başına ne geldiğini ise hepimiz biliyoruz.
Bütün bunlar ortadayken yalan makinesi kılıklı bir takım kişiler hep Türk tarafının, Denktaş'ın ve Ankara'nın çözümden yana olmadığı yalanını kustular. Kıbrıs meselesinin Türkiye'nin AB yolunun önünde bir engel oluşturduğunu anlattılar. Kıbrıs'ta Talat ve şurekası ise Rumların aslında gayet iyi niyetli bir şekilde çözümü konuşmaya hazır olduğu intibaını yarattılar. Rumların fena halde zengin oldukları yalanı efsane gibi dilden dile dolaştırıldı.
Sonuç? Sonuç tam bir fiyasko ve Kıbrıs Türklerinin sağduyusunun zaferidir. Kıbrıs Türk halkı Rumların söylendiği kadar zengin olmadıklarını; Türklerle hiçbir şeyi paylaşmaya niyetlerinin bulunmadığını; AB'nin sözüne hiç ama hiç güvenilemeyeceğini ve sonuçta Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile birlikte kalkınmasına ağırlık vermesinin en doğru yol olacağını gördü.
2003 ve 2005 seçimlerinde Türkiye'de yayın yapan televizyon kanalları Talat'ın partisinin başarısından emin oldukları için seçim kampanyalarını ve seçim gününü kitleler halinde adaya giderek yayınlamışlardı. Pazar akşamı çok azı oradaydı. Çok azı program yapabildi.
Söyleyebildikleri laflar ise komik derecede anti-demokratik. Talat cumhurbaşkanı olarak müzakereleri sürdürürmüş veya AKP orada iktidara gelen iradeyi hizaya getirmeliymiş!!! Vay, vay vay!!! Ve bütün bu tezgahların adı da demokrasi öyle mi? Başbakanın tabiriyle, sevsinler sizi!!! Bu arada bir de tavsiye: Ezber bozuldu ve etkisi kalmadı. Kendileri yenisini yazamıyor, anladık da... Merkezden de yenisi gelmiyor galiba...
Hasan Ünal
Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/iste-bu-kadar-toros-sorusu-yendi-123245.htm
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle