BABACAN: AB TAAHHÜTLERİNE SADIK KALSIN

10 Şubat 2009 20:33 tsi
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen tam üyelik müzakerelerinde AB'nin Türkiye'ye yönelik taahhütlerine sadık kalması gerektiğini söyledi.

LÜKSEMBURG - Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen tam üyelik müzakerelerinde AB'nin Türkiye'ye yönelik taahhütlerine sadık kalması gerektiğini söyledi.
     Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'un daveti üzerine bu ülkeye resmi ziyarette bulunan Babacan, Asserborn ile görüşmesinden sonra düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'nin AB ile sürdürdüğü tam üyelik müzakerelerini engelleyen bazı ülkeleri isim vermeden eleştirdi.
     Babacan, görüşmelerin ucu açık bir süreç olmasına rağmen bazı ülkelerin getirdikleri vetolarla müzakere sürecine gölge düşürdüklerini ifade etti.
     AB genişleme sürecinin hem AB'ye üye ülkelerin, hem de yeni üye olacak ülkelerin çıkarına olduğunu belirten Babacan, geçmişte yaşanan tecrübelerle genişlemenin tüm tarafların çıkarına olduğunun açıkça görüldüğünü kaydetti.
     Babacan, 2009 yılının Kıbrıs için önemli bir yıl olduğunu belirterek, Türkiye'nin Kıbrıs'ta iki lider arasında sürdürülen görüşmelere tam destek verdiğini ve bu desteğin devam edeceğini söyledi.
     Türkiye'nin KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a güveninin tam olduğunu belirten Babacan, Kıbrıs'ta çözümün hayal olmadığını, görüşmelerin başarıyla sonuçlanması için uluslararası camianın taraflara güçlü bir destek vermesi gerektiğini ifade etti.
     Basın toplantısında İran'ın nükleer enerji programına ilişkin bir soru hakkında Babacan, her ülkenin barışçıl amaçla kullanmak üzere nükleer enerji programını geliştirmesinin en doğal egemenlik hakkı olduğunu söyledi.
     İran'ın da sivil amaçlı nükleer enerji programı geliştirmek istediğini belirttiğini kaydeden Babacan, "Burada önemli olan unsur, taraflar arasında karşılıklı güvenin tesis edilmesi" diye konuştu.
     Babacan, ABD'deki yeni yönetimin İran'a ilişkin yeni yaklaşımını da cesaret verici bulduklarını söyledi.
     Nabucco doğal gaz projesi ve Türkiye ile sürdürülen müzakere sürecinde enerji faslıyla ilgili bir soru üzerine Babacan, Türkiye'nin bu iki konu arasında resmi bir bağlantı kurmak istemediğini, ancak AB'nin projeye büyük önem verirken, bir üyenin itirazı yüzünden Türkiye ile enerji faslını teknik olarak hazır olmasına rağmen açmamasının "ironik bir yanı" olduğunu belirtti ve Türkiye'nin bölgede enerji güvenliği açısından oynadığı role dikkati çekti.
     Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn da, basın toplantısında, Türkiye'nin AB süreci ile bölgesel ve ikili konuları ele aldıklarını söyledi.
     G-20 üyesi Türkiye'yi "büyük oyuncu" olarak gördüklerini belirten Lüksemburglu Bakan, AB'nin Avrupalı bir Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu, Türkiye'nin de Avrupa'ya sırtını dönmesini istemediklerini kaydetti.
     İki ülke arasındaki ticaret hacmini daha fazla geliştirmek istediklerini belirten Asselborn, son yıllarda ticari ilişkilerde önemli gelişme sağlandığını ifade etti.
     Asselborn, Kıbrıs'ta başlatılan yeni müzakere sürecinin başarılı bir şekilde sonuçlanması umudunu dile getirdi.
     Lüksemburglu Bakan, AB'nin Türkiye ile sürdürdüğü tam üyelik sürecinde taahhütlerine sadık kalacağını söyledi.
     Türkiye'nin bu yıl Kyoto Sözleşmesi'ni onaylamasını öven Asselborn, hükümetin ifade ve düşünce özgürlüğü konusunda, özellikle Kürtçe televizyonu hayata geçirerek önemli adımlar attığını belirtti.
     Asselborn, Türkiye'nin bölgede istikrar ve barış açısından oynadığı role atıfta bulunarak, İsrail ile Suriye arasında ve Gürcistan krizinde Türkiye'nin önemli arabuluculuk rolleri üstlendiğini kaydetti.

BABACAN: TÜRKİYE TAM ÜYE OLSA, AB'NİN 6. BÜYÜK EKONOMİSİ OLUR

     Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin bugün tam üye olması halinde AB'nin 6. büyük ekonomisi olacağını söyledi.
     Babacan, Pierre Werner Enstitüsü tarafından düzenlenen etkinlikte, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile ''Türkiye'nin AB üyeliğinin yapacağı katkılar'' konusunda konferans verdi.
     Konuşmasında Türkiye'nin AB üyeliğin birlik için avantajlar getireceğine değinen Babacan, ''Türkiye'nin üyeliği birlik için yük olmayacak, birliğe değer kazandıracaktır'' dedi.
     Türkiye'de son yıllarda yaşanan ekonomik değişmeye dikkati çeken Babacan, gayrı safi milli hasılanın önemli ölçüde arttığını, ihracat oranının büyük artış gözlendiğini söyledi.
     Babacan, bu ekonomik gelişmeler ışığında Türkiye'nin AB para birimi Avro için belirlenen Avro Maastricht kriterlerinin bile bazılarını karşıladığını söyledi.
     Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye dinamizm getireceğini belirten Babacan Türkiye ile birlikte, AB'nin rekabet gücünün de artacağını belirtti.
     Türk ekonomisinin giderek artan oranda AB ekonomisine daha fazla entegre olduğunu kaydeden Babacan, AB ülkelerinden Türkiye'ye son yıllarda gelen yabancı yatırımın oranının da önemli ölçüde arttığını kaydetti.
     Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili sürecin Bangladeş'ten Orta Doğu'ya kadar geniş bir alanda büyük heyecan uyandırdığını ifade eden Babacan, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal alanda yaşadığı değişim ve reformların bu ülkeler tarafından çok yakından izlendiğine işaret etti. Babacan, bununla birlikte, bazı ülkelerin üyelik müzakereleri engellemesinin Türk halkında hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
     Türkiye'nin bölgede yaşanan kriz ve sorunların çözülmesi için gösterdiği çabaya dikkati çeken Babacan, özellikle Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Doğu'daki girişimlerine atıfta bulundu.
     Babacan, Türkiye'nin İslam, demokrasi ve laikliğin birlikte gerçekleştirilmesi konusunda örnek bir ülke olduğunu kaydetti.
     Enerji konusuna da değinen Babacan, dünyanın doğal gaz ve petrol kaynaklarının üçte ikisinin bulunduğu bölgeye komşu olduğunu belirtti ve AB'nin enerji kaynakları ve çeşitliliği açısından Türkiye'nin ''doğal bir köprü rolü oynadığını'' anlattı.
     Babacan, Türkiye'nin de içinde bulunduğu enerji projeleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
     Konuşmasında Kıbrıs konusuna da değinen Babacan, Rum tarafının ''ucu açık süreli bir müzakere ısrar etmesini eleştirdi ve müzakerelerin süresi konusunda bir takvim belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
     İsrail ile ilgili yaşanan gerginliğe de değinen Babacan, ilişkilerin gelişmesinin iki ülkenin de stratejik çıkarına olduğunu ve ilişkilerin sağlam temellere dayandığını belirterek, ilişkilerde uzun dönem için endişe duymadığını kaydetti.
     Babacan, Suriye ve İsrail arasında arabuluculuk yapan Türkiye'nin, görüşmeler sürerken, İsrail'in Gazze'ye başlattığı operasyon nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Türkiye'nin İsrail'e yönelik eleştirilerini hatırlatan Babacan, ''Biz, sorunun silahla çözülmeyeceğini söylüyoruz. Ayrıca bu kadar sivil kadın ve çocuğun orantısız güç kullanarak öldürülmesini eleştirdik'' diye konuştu.
     Babacan, bugün temasları çerçevesinde Lüksemburg dışişleri bakanı, hazine ve bütçe bakanı ve meclis başkanı ile görüşmüştü.
     Bakan Babacan, temaslarının ardından İstanbul'a dönmek üzere Lüksemburg'dan ayrıldı.

Bu haber 403 defa okundu.