RESTORE EDİLEN ''YENİ CAMİ HÜNKAR KASRI'' VE TOPKAPI SARAYI'NDAKİ ''BAĞDAT KÖŞKÜ'' AÇILDI

9 Şubat 2009 18:00 tsi
Restore edilen Yeni Cami Hünkar Kasrı ile Topkapı Sarayı içindeki Bağdat Köşkü'nün açılışı,Başbakan Erdoğan'ın katıldığı törenlerle yapıldı.

İSTANBUL - İstanbul Ticaret Odası'nca restore edilen Yeni Cami Hünkar Kasrı'na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle açıldı.
     Yeni Cami Hünkar Kasrı'na gelişinde kasrın eski ve yeni halini gösteren fotoğrafları tek tek inceleyen Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kasrın restorasyonuyla tarihsel bir sorumluluğu yerine getirirken, aynı zamanda İstanbul'a, Türkiye'ye ve dünya tarih mirasına da önemli katkı sağladıklarını söyledi.
     Hünkar Kasrı'nın uzun süre adeta kaderine terk edildiğini, bakımsız kaldığı için çatısından, taşıyıcı elemanlarına kadar hasarlar oluşarak tarihsel özelliğini kaybetme durumuna geldiğine işaret eden Erdoğan, ''İstanbul Ticaret Odamızın değerli katkılarıyla toplam 8,6 milyon TL'lik bir kaynakla bu eser restore edildi ve adeta küllerinden doğarak tarihsel kimliğini yeniden kazandı'' diye konuştu.
     Erdoğan, terk edilmiş durumdaki bu tarihi eserin birçok önemli parçasının çalındığını, Aralık 2002 ve Ocak 2003 tarihleri arasında çalınan çini panoların sıkı takip sonucu Londra'da bir müzayedede satışa konu edildiğini tespit ettiklerini söyledi.
     Bunun üzerine Londra Büyükelçiliği'ni devreye sokarak bu çini panoları 14 Nisan 2007 tarihinde İngiliz makamlarından teslim alarak Türkiye'ye getirdiklerini anlatan Erdoğan, ayrıca kasrın diğer birçok bölümünü de İstanbul'da terk edilmiş halde bulduklarını ve toplanan tüm bu çinileri, bu parçaları aslına uygun şekilde yerine koymak için çalışmaların devam ettiğini belirtti.
     Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Tarihine, tarihe ve kültürel mirasına sahip çıkmayan bir milletin geleceği tasarlaması asla mümkün değildir. Bu topraklarda bulunan her tarihi eser, niteliği, niceliği her ne olursa olsun bize miras bırakılmıştır ve bu mirası gözümüz gibi muhafaza etmek gibi bir sorumluluğu hep birlikte taşıyoruz. Tarihi eserler arasında bir ayrıma gitmek, 'Bu şu imparatorluktan kalmadır, bu şu devletten, şu topluluktan kalmadır' diyerek ayrımcılık yapmak, açık söylüyorum reddi mirastır. Tarihe ve geçmişimize büyük haksızlıktır. Topkapı Sarayı nasıl bu topraklara aitse, Süleymaniye, Ayasofya, Yeni Cami, Bağdat Köşkü, Hünkar Kasrı nasıl bu topraklara aitse, aynı şekilde Efes, Meryem Ana, Nemrut, Zeugma da bu topraklara ve bize aittir. Esasen bu topraklar üzerinde 1000 yıllardır oluşmuş bu tarihi mirası bugünlere kadar taşıyarak bugün de imkanlar çerçevesinde restore edip dünya kültürünün hizmetine sunarak önemli bir mesajı da veriyoruz.''
     Türkiye genelinde 1998-2002 yılları arasında sadece 46 eserin restorasyonunun yapıldığını hatırlatan Erdoğan, 2002-2008 yılları arasında ise toplam 3 bin 363 eserin restorasyonunu gerçekleştirdiklerini bildirdi.
     Erdoğan, 2010 Avrupa İstanbul Kültür Başkenti çerçevesinde de çalışmaların devam ettiğini, bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önemli projeler gerçekleştirdiğini, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün önemli çalışmalar yaptığını, İstanbul Ticaret Odası ve benzer sivil toplum kuruluşlarının da bu tarihi çabaya destek verdiklerini söyledi.
     Erdoğan, sadece Türkiye içinde değil, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) aracılığıyla da tüm dünyaya yayılmış eserleri tespit ederek bunların rönovasyon ve restorasyonunu yaptıklarını belirtti.
     Şu anda TİKA'nın Balkanlar'da, çeşitli Arap ülkelerinde, Türki Cumhuriyetler'de, Kafkaslar'da, Avrupa'nın değişik yerlerinde hatta Amerika'da görüleceğini ifade eden Erdoğan, bu ajansın bu anlayışla oluşturulduğunu dile getirdi.
     Başbakan Erdoğan, TİKA'nın en son Moğolistan'da Türk tarihi açısından en kıymetli eser sayılan Orhun Abideleri'ni hayata döndürdüğünü ve buranın 42 kilometrelik yolunu da yaparak müzeyi gerçekleştirdiğini kaydetti.
     Buna benzer çok sayıda çalışmanın devam ettiğine işaret eden Erdoğan, hayrat ve hasenat kültürünün önemli bir eseri olan Yeni Cami bünyesindeki kasrın da her bir köşesinde, özgünlüğün ve ihtişamın izlerinin etkili bir şekilde görüldüğünü anlattı.
     Bu ihtişamın aynı zamanda zengin Türk kültürünün ve birikiminin de bir yansıması olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Bu eseri ziyaret eden her bir vatandaşımız, her bir turist, inanıyorum ki burada bir zaman yolculuğuna çıkacak ve bu toprakların engin zenginliğine şahit olacaktır'' dedi.
     Erdoğan, bu eseri yeniden kazandıran İstanbul Ticaret Odası'na teşekkür ederek, İstanbul'a ve dünya mirasına hayırlı olması dileğinde bulundu.
     Erdoğan, ayrıca İTO Başkanı'ndan bu eserin restorasyonunun kaldığı noktanın öte kısmını da ele alarak orayı da Hünkar Kasrı ile birlikte tamamlamasını istedi. Erdoğan, ''Şimdi yan yana sırıtıyor. Kendileri de bunu kabul ettiler. İnşallah onun da tamamlanmasıyla burası çok farklı hale gelecek'' diye konuştu.
     İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş da Hünkar Kasrı'nın 600 yıllık geçmiş kültürel mirasın geleneksel el sanatlarını ortaya koyan önemli bir eser olduğunun altını çizdi. Kasrın, Osmanlı el sanatlarının en güzel örneklerinin barındığı, çiniden ahşap ve sedef bezemeye kadar el sanatlarının emsalsiz örneklerini içinde bulunduran bir müze niteliğinde olduğunu dile getiren Yalçıntaş, eserin restorasyonu için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılan mutabakat sonucunda, 5 yıl içinde restorasyonu tamamladıklarını ifade etti.
     Konuşmaların ardından Hünkar Kasrı'nın açılış kurdelesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ve Murat Yalçıntaş tarafından kesildi.
     Törene İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ilçe belediye başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

ERDOĞAN: İSTANBUL ÜZERİNDEN DÜNYAYA VERECEĞİMİZ MESAJLAR VAR

     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul üzerinden dünyaya verecekleri mesajlar bulunduğunu belirterek, bu mesajların bugünlerde dünyanın ihtiyacı olan barış ve hoşgörüye önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
     Erdoğan, Topkapı Sarayı içindeki, restore edilen Bağdat Köşkü'nün açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçildiğini hatırlatarak, bunun İstanbul ve Türkiye'nin tanıtımı kadar Avrupa ve dünya içinde önemli olduğunu ifade etti.
     Başbakan Erdoğan, ''İstanbul üzerinden dünyaya vereceğimiz mesajlar var. Bugünlerde dünyanın ihtiyacı olan barış ve hoşgörüye önemli katkılar sağlayacaktır. İşte bu yüzden 2010 hazırlıklarını yaparken sadece 1 yıllık perspektifle değil, çok daha uzun vadeli bakış acısıyla hareket ediyoruz'' diye konuştu.
     İstanbul'a yaptıkları tek küçük yatırımın dahi aslında dünya kültürüne ve mirasına yapılmış bir yatırım olduğunu unutmadıklarını ve bu sorumlulukla hareket ettiklerini dile getiren Erdoğan, bu anlayış sayesinde aralarında Formula-1 ve Moto GP yarışları, NATO toplantısı ve İKÖ toplantılarının da bulunduğu birçok uluslararası organizasyona İstanbul'un ev sahipliği yaptığını kaydetti.
     Erdoğan, önümüzdeki dönemde IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantısı'na da ev sahipliği yapılacağını anımsatarak, bu toplantıya 10 binin üzerinde katılımcının beklendiğini ve binin üzerinde ikili görüşme yapılacağını vurguladı.
     Bu organizasyonlardaki başarının İstanbul'un ve Türkiye'nin dünyada daha doğru şekilde tanınmasını sağladığını anlatan Erdoğan, NATO Zirvesi sırasında verdikleri akşam yemeği ve Mehter Müziği ile farklı müziklerin sentezinden oluşan gösterinin de dünya liderleriyle her görüşmesinde kendisine hatırlatıldığını söyledi.
     Başbakan Erdoğan, 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığının, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin pek çok önemli çalışma yaptığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
     ''Tüm bu çalışmalarımızla sahip olduğumuz büyük medeniyet mirasımızı ihya ediyor, tarihten geleceğe yeni köprüler kuruyoruz. Bu eserler ortaya çıktıkça ne kadar köklü bir medeniyet birikimine sahip olduğumuz da çok açık ve net delilleriyle ortaya konmuş oluyor. Tarihte kalmış, unutulmuş, efsaneye karışmış bir medeniyete değil, bütün zamanlara hitap eden zevk ve inceliğe sahip bir kültüre hep birlikte şahitlik yapmış oluyoruz.''

ERDOĞAN: KALICI BİR EKONOMİK İLERLEME, İLİM, İRFAN VE MEDENİYETLE OLUR

     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''ilimle, irfanla, medeniyetle bir arada yürümeyen bir ekonomik ilerleme, kalıcı bir ilerlemeye tekabül etmeyecektir'' dedi.
     Erdoğan, Topkapı Sarayı'nda restore edilen Bağdat Köşkü'nün açılışında yaptığı konuşmada Topkapı Sarayı'nın, tarihi mirasın ve derin hafızanın en önemli ve somut şah eserlerinden birini oluşturduğunu söyledi.
     Topkapı Sarayı'nın 3 kıtaya hükmetmiş bir imparatorluğun idare merkezi olduğu kadar, tarihin, estetiğin, mütevazi bir yaşam stilinin, halkla kucaklaşmış bir idari anlayışın izlerinin net olarak görülebildiği bir eser olduğunu ifade eden Erdoğan, '''Milletimize miras olarak bırakılmış bu en önemli eseri muhafaza etmek de gelecek nesillere taşımak da bizim asli vazifelerimizden birini oluşturuyor. Topkapı Sarayı'na bu ruhla, bu anlayışla yaklaştık ve şu ana kadar birçok onarımı başarıyla gerçekleştirdik'' diye konuştu.
     Başbakan Erdoğan, bugün açılışı yapılan Bağdat Köşkü'nün Topkapı Sarayı'nda onarımı tamamlanan önemli bölümlerden biri olduğunu belirterek, buradan sadece İstanbul'a değil, bugüne ve geleceğe baktıklarını, geçmişten aldıkları ilhamla geleceği inşa etme noktasındaki şevklerini tazelediklerini belirtti.
     İstanbul'daki her bir vatandaşın, özellikle öğrencilerin buradan İstanbul'u seyredebilmeleri için ne gerekiyorsa yapılması konusunu ilgililere ilettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
     ''Çünkü burayı görmeyen, buradan İstanbul'a ve Türkiye'ye bakmayanların Türkiye'nin geçmişini anlamak ve geleceğini tasarlamak noktasında eksiklik içinde olacağını düşünüyorum. Şunu da özellikle ifade etmek istiyorum; muasır medeniyetler seviyesini sadece ekonomik olarak, sadece teknik olarak kalkınma şeklinde anlayanlar çıkabilir. Bu hataya asla düşmememiz gerekiyor. İlimle, irfanla, medeniyetle bir arada yürümeyen bir ekonomik ilerleme, kalıcı bir ilerlemeye tekabül etmeyecektir. Hayatı oluşturan bütün değerleri aynı anda sahiplenmeyen, hayatı bir bütün olarak kavramayan, sorunların çözümüne ortak bir perspektiften yaklaşmayan anlayışlar bizi daha ileri noktalara ulaştıramaz.''
     Erdoğan, bu şekilde belki kısa soluklu başarılar elde edilebileceğini, ama kalıcı ve istikrarlı bir ilerlemeden bahsetmenin mümkün olamayacağını vurguladı.
     Bu nedenle tarihi mirası korumanın ve ortaya çıkarmanın çok önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, bu eserlere sadece geçmişte kalmış eserler olarak bakmamak, büyük medeniyet yürüyüşünün referans noktası olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Bu haber 1,036 defa okundu.