Aydınlar Ocaklarının 34. Büyük Şûrası 28-30 Mayıs 2010 tarihlerinde Malatya Aydınlar Ocağının ev sahipliğinde Anemon Otel’inde yapıldı. Dünya ve ülke sorunları ile ilgili tebliğlerin verildiği ve tartışıldığı toplantılara 30 Ocağımız katıldı. Ev sahipliği yapan Ocağımızın yöneticilerine, başta Prof. Dr. Abdullah Korkmaz ve Doç. Dr. Yaşar Kaya olmak üzere teşekkür ve tebriklerimizi sunarız. Özellikle sonuç bildirisini okuyucularımıza tavsiye ederiz. (www.aydinlarocagi.org)
Kosova’da yine Türklere ve Türkçe’ye yeni bir tuzak kuruluyor. Kosova Anayasa Mahkemesi’nin Prizren Belediye Logosunda Türkçe ve Boşnakça’nın da yer almasına karar vermesine rağmen, Prizren LDK Şubesi buna şiddetle karşı çıkmıştır. Bazı Müslüman kardeşlerimizde görülen Türkçe’ye nefret ve kinin nereden kaynaklandığı incelenmeye değer.
İnsanları daha yakından, gerçek yüzleri ile tanıma fırsatı veren bir dönem yaşıyoruz. Sağ olarak isimlendirilen geniş yelpazede milliyetçi olmayan sağın netleştiği bir dönemden geçiyoruz. Günümüzde dengecilik ve birbirini idare etme alışkanlık haline geldi. Tabii bu yapılırken nelerden tavizler veriliyor ve acaba kimlerin önü açılıyor?
Bir olimpiyat hikâyesidir gidiyor. Türkçe’nin seçimlik ders olduğu “İslâmi” değil; “insanî” eğitim yapıldığı yetkilileri tarafından 2005 Aralığında CNN-TÜRK’de açıklanan Türk okulları üzerine bilen de bilmeyen de yorum yapıyor. Aslında İslâmi eğitim söz konusu olduğunda hangi İslâm’ın tebliğ edileceği de ayrıca üstünde durulması gereken bir konudur. Bu okullarda çalışan idealist gençlere bir sözümüz yok. Bir ara dergilerinde Erivan’da Türk Okulunun açıldığı haberi kapak yapılmıştı. Erivan’da veya olmadık bir yerde bir Türk Okulu... Bu bilmeceyi çözmek çok mu zor? Bilhassa Türk Dünyasında Türkçe eğitim-öğretim yapılmalı ve Anadolu Liseleri programı uygulanmalıdır. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı bunu yapıyor. İstanbul’da Fransız, Alman, İngiliz ve Avusturya okulları ne yapıyorsa biz de Türk okulu olabilmek için yurtdışında onu yapmalıyız. İngilizce de öğretelim. İngilizce’nin evrensel bir dil olduğunu kimse inkâr etmiyor. Ancak sadece İngilizce eğitim ve öğretimi dost ve müttefiklerimize bırakalım. Eğer bırakamıyorsak Türk Okulu kamuflajına sığınmayalım ve taşeronluk yapmayalım.
Türk Cumhuriyetlerinde Türk Üniversitesi adı altındaki bazı kuruluşları ziyaret etme fırsatı bulmuştuk. Burada da Dünya ve ilim dili olan Türkçe adeta dışlanmıştı. Sadece bu okullarda değil; Türkiye’nin mali yükünü karşıladığı Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde acaba Türkçe’nin yeri neydi? Bu üniversite bugünlerde düzeltilmeye çalışılıyor.
Propagandası yapılan okullar, dini örtülü bir siyasi hareketin sadece bir parçasıdır. Okulları bu hareketin bütününden soyutlamak mümkün değildir. Bu hareketi, milli kimlik düşmanlığının yapıldığı, Kürtçülüğe selâm verildiği, bugün liberalleşen dünün hızlı komünistlerinin ağırlık taşıdığı Abant Toplantılarından ayrı düşünemeyiz. Bu toplantılarda yönlendirici olan dünün aşırı sol isimlerini bir ay önce Taksim’de yapılan Ermeni tezlerini savunan “özürcü” oturma eyleminde de görmüştük. Kıbrıs’tan Ermeni ve Kürtçülük meselesine kadar bütün milli davalarda Türk tezleri ile çelişen çizgi bu toplantılarda boy gösteriyor. Abant toplantılarının birinin de Irak’ın Kuzeyinde Barzani’nin önünü açmak için yapıldığını unutmadık. ABD’de de bir toplantı yapılmıştı. Ayrıca tek taraflı Vatikan patentli diyalog toplantıları ile dinlerarası sentez ve üç İbrahimi dini birleştirme çalışmalarını da bütünden ayrı tutamayız. İslâm’ın acaba diğer dinlerden takviyeye ihtiyacı mı var? Dinlerarası fark bir teferruat mıdır? Birileri bize müsaade ettiği oranda mı Müslüman olacağız?
Müslümanı ve İslâm’ı ılımlılaştırmak, Evanjelist faaliyetlere karşı Müslümanı uyuşturma, tepkisizleştirme ve devşirme hareketidir. Üç dinli ve üç peygamberli Müslüman olabilir mi? Ilımlı İslâm, misyonerliğin küresel şartlara uydurulmuş modern şeklidir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle