Yirmili yaşların başlarında bir genç,yanındaki mesai arkadaşı kızla beraber Beyoğlu İstiklal Caddesi'nden Karaköy Vapur İskelesi'ne doğru inmektedir.Vakit geçtir tünel kapanmıştır.Mecburen paralenindeki yan yolu kullanırlar.
.Meşhur yüksek kaldırıma vardıklarında genç kız,delikanlıya muzip bir yüz ifadesi ile sorar:
"Hiç girdin mi içeri?"
"Hayır" diye cevap verir delikanlı.
Genç kız: "Neden?" der.
Delikanlı ile kız siyasi konularda farklı iki kutbu temsil etmektedir.Kız alacağı cevaptan emindir,Delikanlı da, karşısındakinin,kendi dünya görüşüne uygun bir terimle cevap vereceğini düşündüğünü bilmektedir.
Ona inat olsun diye değil,öyle düşündüğü için,"durumlarına üzüldüğümden,acıdığımdan" der.
Aslında günah olduğuna da inanmaktadır.
Kızın dudaklarından "bravo" nidası dökülürken,yüzünde beliren tebessüme takılır delikanlının gözleri...
Öylece varırlar vapur iskelesine...
*****
Vatan Gazetesi'nde yayımlanan bir hayat kadınının ropörtajını okurken hayatın içinden alınmış,bu "anekdot" aklıma geldı.
Acınacak halde olmak.
En hafif ifade ile buydu kadının yaşadıkları....
Genelevde 70 erkeğe satıldığı gün olmuş,
Zaten 25 erkekle geçirilen zamana sakın gün diyorlarmış.
"Türkiye’de 61 genelev var, peki gerçekten kaç kadın var orada; bilmiyoruz. O kadınlar orada nasıl bir muamele görüyor; devlet bunu umursuyor mu, öğrenmek istiyor mu gerçekten" diye soruyor kadın ve şöyle devam ediyor sözlerine:
".....Senenin 12 ayı, günde 15 saat işte burada çalışmak! Uyuduğu odada iki yatak var. Birinde uyuyor, diğerinde çalışıyor. Bu kadınlar böyle yaşıyor. Sabah 10’da kapılar açılıyor, akşam müşteriler bitene kadar. Artık kaçta biterse?
.......Dedim ya, bayramlar en yoğun zamanlardır. Komik, şimdi gülüyorum ama siz düşünün şunun bedelini, ne dini bayram, ne milli bayram, ne de senelik izin tatili. 12 ay, her gün 14 saat! Şimdi biz, hiç değilse “Kadınlar Günü’nde genelevleri kapatın” desek ne olur; kapıda bekleyen polis o gün rüşvet alamaz. Devlet de bir günlüğüne bile orayı kapatmaz ki “vergi sayacı” durmadan işlemeye devam etsin! Peki gelelim işin başka noktasına, oradaki kadınları kanunlar mı koruyor yoksa bu kadınların geliştirdikleri usuller mi?
.....ablamızın şeker tedavisi. Zeytinyağına batırdığın kesme şekeri gece uyumadan önce rahmine yerleştirmek! Sabah daha az ağrın olsun, rahmin yumuşasın, müşteriye çıkabilesin diye. Şimdi gelelim yasalara. Yasayı koydun, “Regl döneminde çalışmak yasak” dedin. Biz niye kanamalı çalıştık o zaman? Yasayı koydun, “Sigorta yapılacak” dedin. Geneleve giriş ve çıkış tarihimi vesikayla resmileştirdin. Neden sigortam ödenmedi? “Korumalı çalışılacak” dedin, neden sekiz defa kürtaj oldum, neden kürtaj masasından kalktıktan hemen sonra müşteriye sunuldum? “Bu kadınlar düzenli olarak resmi muayeneye gidecek” dedin, neden ben hiç tedavi görmedim. Bırakın frengiyi AİDS’li olarak devletin resmi genelevinde çalışan arkadaşlarımız var.
....Abla 70 yaşındaydı, nur içinde yatsın. Çalışıyordu. Kimdi onun müşterileri; 80 yaşında, 90 yaşındakilerdi. Şaşırmayın. Böyle. Normal vizite 35 lira ise 70’liklerin, 60’lıklarınki 10 lira olur, 15 olur.
.....Kadını sormayın, kadın filan yok orada. Yeri geliyor 80 yaşında adam, yeri geliyor 16 yaşında çocuk seninle yatıyor. Kadınlığını sata sata o duygu bitiyor. Kadın olduğunu hissetmiyorsun. Bacağını açıyorsun, süresi beş dakika. Sonra git yıka oranı, sonra yine. Satıldın, direndin, tecavüze uğradın, satıldın, kaçtın, dayak yedin, kaçtın. Sonra? İş başvurusunda bulunduğunda, en son çalıştığın yer sorusuna “genelev” diyemiyorsun. Dediğin zaman yine aynı şeyler sırada. Ya kapının önü ya da şansını bir başka şekilde denemek isteyen 'işveren'...."
Aynı gazetede başka bir haber:
Konya'da Şefkat- Der Kadın Sığınma Evi'nda kalan eski 3 hayat kadını, "3 Mart Dünya Seks Köleliği ile Mücadele Günü' sebebiyle sembolik olarak üzerlerine giydikleri kefen ve boyunlarına taktıkları zincirlerle Mevlana Müzesi önünde dua edip, protesto gösterisinde bulundu.
Şefkat Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan, "3 Mart Dünya Seks Köleliği ile Mücadele Günü" dolayısıyla protesto gösterisinde bulunduklarını belirtti. Bulan, yapılan araştırmalarda dünya geleninde 30 milyon civarında seks kölesinin olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Seks köleliği için her yıl dünyada 500 bin kadın ve çocuk kaçırılıyor. Bu ticaretten doğan rant 100 milyar dolar civarında. Seks köleleri ile birlikte olan erkek sayısı 1 milyarı geçmektedir. Türkiye'de 60 şehirde genelev var. Vesikalı hayat kadını sayısı da 3 bindir. Türkiye de seks kölesi kadınların sayısının 100 binden fazla olduğunu tahmin ediyoruz. 50 bin çocuk da bu ticarette kullanılıyor. Türkiye seks köleleği ticaretinde Asya'dan Avrupa'ya götürülen seks kölelerine köprü ve bekleme istasyonu vazifesi görmektedir."
Hayrettin Bulan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Genelev kadınlarına bir zaman, 'bacılarım' diye hitap eden, 'sizi kurtaracağım' diyen Kasımpaşalı Başbakanımız Tayyip ağabeye, 'hani bizi kurtaracaktın, o zaman belediye başkanıydınız, şimdi başbakansınız bizi unuttun mu' diyor. Bir zamanlar en fazla oyları Tayyip ağabeylerine hayat kadınları vermiştir" diye konuştu.
****
Erdoğan,"1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sırasında genelevi ziyaret edip oy istemişti,"belediye başkanı olursam genelevi kapatacağım" demişti.
Belediye başkanı olduktan sonra "neden kapatmadınız" sorusunu "biz o zamanlar acemiydik,bu belediyenin değil,İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluğunda bu yüzden kapatamadık" diye cevaplamıştı.
Erdoğan mazeretinde haklıydı,fakat Allah Ona başbakanlığı nasip edip, İçişleri Bakanlığı'na hükmetme şansını da verdi.
Artık sözünü tutmanın zamanı gelmiş,hatta geçmektedir.
Nasıl ki, "olmaz" denilen sigara yasağı,sivil toplum örgütlerinin desteği ve hükümetin kararlılığıyla başarıldı,bu şerefsiz düzen de,kadın dernekleriyle,özellikle feministlerle el ele verilerek yok edilebilir.
"Genelevler kapanırsa tecevüz vakaları artarmış..."
Genelevler varken tecavüz olayları yok mu?..
Genelevler cinsel saldırının paratoneri değildir ve uzmanlara göre tecavüz kadına yönelik erkek şiddetinin bir sonucudur.Yani tecavüz "cinsel sapma"dan çok, kadına şiddet başlığının altında irdelenmesi gereken bir "cinsel siddet" şeklidir.Bu sebepten tecavüzcü zaten geneleve gitmez,zira orası onu tatmin etmez.
Düşünün, bu yerler kapanmadığı sürece yeni doğmuş günahsız bebeklerden bazıları 18-20 yıl sonra oranın sermayesi olacaklar.
Erdoğan "genelevi kapatacağım" sözünü verdiğinde ilkokula başlamamış binlece kız çocuğu,bugün buralarda çalıştırılıyor.
Bu aşağılık,iğrenç yerler kapatılmalıdır.
Fuhuşu yüzde yüz önlemek imkansızdır.Kendi isteğiyle,kendi bedenini kim satarsa satsın ama devlet bu işe önayak olmasın.
Tabii,"Devlet bir günlüğüne bile orayı kapatmaz ki “vergi sayacı” durmadan işlemeye devam etsin!" düşüncesinde değilseniz.
Siz hele oraları kapatmayı göze alın,karşı çıkacakların suratına tükürmeyi bize bırakın.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle