Konuk Yazar-Aygazete
Namık Kemal Zeybek
17 Ocak 2010
Demokrat Merkez
Yazılarımı okuyanlar bilir.Bu yazı da günlük siyasetle ilgili olmayacak. Ama siyasetle ilgili olacak...
Tam da kalkış noktasına ulaşmış ve dünya değerlerini yerli yerine oturtmakta önemli görevler yapacak bir ülke durumuna gelmişken; içine düşürüldüğümüz durumu iyi anlamalı ve çözümü de bulmalıyız.
Türk tarihinin katmanlarının; Osmanlı coğrafyasının ve Cumhuriyet’in imkânlarının önümüze koyduğu tarihi fırsat apaçık görünüyor. Belki de bu yüzden dışardan yönlendirmeler
ve içeriden yapılan yanlışlarla bu fırsat değerlendirilemiyor...
Tersine Türkiye’nin iç dengeleri bozuluyor.Toplum, değerler üzerinden siyaset yapanlarca iki kutba doğru itiliyor. Daha büyük gerginliklerin işaretleri görünmeye başladı.Bir yerde Atatürk, laiklik, Cumhuriyet kavramları...
Öte yanda İslam, demokrasi...
Atatürk’ün arkasına sığınıp İslam’a saldıranlar var; İslam’a dayandığını iddia edip; Atatürk düşmanlığı yapanlar da... Laikliği dinsizlik sananlar da; laikliği laikçilik dini haline getirip dinsizliği savunanlar da...
Bu durum siyaset dünyamızı gerginleştiriyor. ŞİMDİ ORTA’da ya da MERKEZ’de bir DENGELEYİCİ SİYASİ GÜÇ gerekiyor. Toplumun bilinci ve bilinçaltı bu DENGE GÜCÜ’nü arıyor.
İslami değerlere bağlı veya hiç olmazsa saygılı; bütün inançlara hoşgörülü; Atatürk Cumhuriyeti’nin değerinin farkında; laikliği laikçilik sapmasına götürmeyen ve demokrasiyi insan onuruna en uygun sistem olarak benimseyen ilerlemecilerin DENGE’leyici gücünden söz ediyorum.Çağın gelişmelerini iyi izleyerek; dünyanın dengelerini ve Türkiye’nin yerini açıkça görerek; Cumhuriyet’in temel dengelerinden sapmadan daha fazla DEMOKRASİ’yi hedefleyerek ve hukukun üstünlüğünün erdemlerini özümseyerek ortaya çıkacak olan DEMOKRAT MERKEZ; içine girilen o tehlikeli fırtınadan çıkışı sağlayabilir. Sağlamalıdır.
Demokrasi dışı çözüm arayışlarının her türlüsünün önünü kesecek ve bu ülkede baskıcı düzenmerakını ebediyen ortadan kaldıracak çözümlemeler elbette gereklidir.Bu ülkede artık hiçbir muhterisin eline verilen millet silahını, millete karşı kullanmasınaizin verilmemelidir. 27 Mayıs, 12 Eylül, 12 Mart ve 28 Şubat’ın habis ruhunun etkilerinden tümüyle kurtulmalıyız.Sıkıntılarımız vardır; çözümü demokrasidir.Ancak demokrasimizi de DEMOKRAT hale getirmeliyiz.
TBMM gerçekten HALKIN seçtiği temsilcilerden oluşmalı; genel başkanlık saltanatı artıkbitirilmelidir. Milyonlarca yurttaşın temsilcisiz kalmasına yol açan baraj kaldırılmalıdır.İnsan hak ve özgürlükleri olgun anlamıyla ve bütün yan ve yönleriyle hayata geçirilmelidir.Din ve vicdan özgürlüğü ne kadar eksikse o kadar demokrasimiz de DEMOKRAT olmaktan uzaktır.Milliyetçiliğin gerekleri de DEMOKRAT olmakla gerçekleşir...
Demokrasinin manevi ihtiyaçlara da çözüm getirmesi gerekir. Gelirler ve servetler arasındaki adil denge de Demokrasinin temel ortamı için gereklidir.DEMOKRAT MERKEZ Türkiye’nin DENGELERİNİ yerli yerine oturtacak kaçınılmaz çözümdür, diyorum.
Bu yazı 1,345 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Şubat 2011
Mehmet Akif Arnavut mu?
-
12 Ocak 2011
Nasıl Bir Türkiye?
-
3 Ocak 2011
Kürt Sorunu mu? Kürtçe Meselesi mi?
-
19 Aralık 2010
Yüce Kuran ve Çevirileri
-
5 Aralık 2010
Kalkanın Ardındaki Planlar
-
24 Kasım 2010
3997 Kitap Okuyan Adam
-
19 Kasım 2010
Füze Kalkanı mı? Sakın ha!
-
10 Kasım 2010
İranla Dost Olmayalım mı?
-
31 Ekim 2010
TÜSİADın Adı Ne Olacak
-
25 Ekim 2010
Düşünür ne düşünür yazar ne yazar
-
19 Ekim 2010
Padişahlığı İsteyen Parti
-
8 Ekim 2010
Maun Suresinin Anlamı
-
17 Eylül 2010
Milli Birliğe açılalım
-
30 Ağustos 2010
İslamda Tarikat
-
25 Ağustos 2010
İslam Düşmanı,İslam Düşmanı değilmiş
-
22 Ağustos 2010
Atatürk dindar bir insandı
-
12 Ağustos 2010
Milli İrade ne ister?
-
5 Ağustos 2010
Hangi Milliyetçilik?
-
25 Temmuz 2010
Evet mi? Hayır mı?
-
11 Haziran 2010
Cihat Kültürü ve İslamda Cihat
Yorumlar
+ Yorum Ekle