Adı, Mehmet; lâkabı, Mehmetçik!.. Soyadı, Alkan!.. Düne kadar bir kardeşi vardı. O da ağabeyi gibi asker ocağında idi. Gökten dört yıldız düşmüştü. Biri, al bayrağa; üçü, küçük kardeş Ali'nin omuzlarına!.. Üç yıldız ağırdı, vatan kadar hem de!.. Bu mukaddes yükün hakkını lâyıkıyla verdi Ali Yüzbaşı. Şehit olup, al kanlara belendi. Gül tenini, gül bahçeleri bürüdü. Gelenek yine bozulmadı. Kız kardeşimizin gelinliği, şehidimize son örtü oldu. Tıpkı Ârif Nihat Asya'nın 4 Ocak'ı, 5 Ocak'a bağlayan bir uzun gecede, bir masanın başında, hem de sabaha kadar hiç uyumadan yazdığı; sabah olunca da 'Adana'nın Kurtuluş Günü' töreni için hazırlanan kürsüye çıkıp, bizzat kendisinin okuduğu -şimdilerde- AKP'lilerin sansürlemeye kalktıkları 'Bayrak' şiirinde olduğu gibi!.. Şehidimizin sonsuzluğa ulaşan ruhu arş-ı âlâda şah kartalları gibi süzüledursun, al bayrağa sarılı bedeni Osmaniye'deki baba ocağına getirildi. İnsanlar, şehidimize karşı son görevlerini yapmak için toplandı. Cenaze namazını kıldırmak için gelen il müftüsü "Kula kulluk yapma, makamına saygı göster." uyarılarına aldırmadan, tören alanına geç gelen AKP'liler için ön safta protokol sırası oluşturma derdine düştüğü bir sırada Mehmet Yarbay boğazında katmer katmer düğümlenmiş acıyla feryat etti. Dudaklarından dökülen sözler, yayından boşanmış ok gibi saplandı taşlaşmış vicdanlara. İsyanı açılıp, saçılmalara; düzenin kahpeliğine, pusuların kalleşliğine idi!. 'Acılıdır, dokunmayın' demek düşerdi adam olana
Ama olmadı, olamadı, olamadılar!..
Gencecik kardeşini kendi elleriyle toprağa vermiş bir şehit yakını olmasına bile aldırmayan AKP avenesi arsızca, densizce, mesnetsiz iftiralarla saldırmaya başladılar. Ne Alevîliği, ne darbeciliği, ne kışkırtıcılığı (provocative), ne vatan hainliği
kaldı yüreği yangılı ağabey Mehmet Yarbay'ın. Hoş, yalancıların mumları ikindiyi bile bulmadan sönse de geniş halk kesimleri bu kansızlığa kayıtsız kalmadı, kalamadı. Tepkiler çığ gibi büyüdü. Destekler yağmur olup, yağdı. Bu desteklerden -belki de- en anlamlısı Ülkücü Hareketin çerağı (çıra), büyük dava adamı; çağımızın Dadal'ı, Ozan Ârif'ten geldi. Gelin şimdi -önyargılarımızı da bir 'tarafa' bırakarak- gönül ve fikir ehli ve dahi söz ustası Ozan Ârif'in, yargısız infazlara kurban edilmek istenen Mehmet Yarbay'a omuz vermek için yazdığı duygu yüklü, duygu yüklü olduğu kadar da düşündürücü şiiri hep birlikte ve yüksek sesle okuyalım:
Siyaset Yapıyor Ha!..
Bu ne siyaset yapmak
Ne de bir şov adıdır.
Bu bir gardaş acısı,
Bir vatan feryadıdır.
Bir yürek yanıyorken
Hakkını yiyenler var.
Buna bile siyaset
Yapıyor diyenler var.
Buna da kulp buldunuz
Sizde insanlık bitmiş.
Siyasî taraftarlık
Gözünüzü kör etmiş.
Sapıksınız tamam da,
Bu kadar sapılır mı?
Ulan, şehit gardaşla
Siyaset yapılır mı?
Ozan Ârif'in size
Nasıl aklı ersin be?
Cenab-ı Allah sizin
Belanızı versin be!..
Şimdi de hep birlikte oturup, düşünelim. Öyle kılı, kırk yarmaya da gerek yok hani. Türkiye'nin kırk dereden su getirtecek kadar çetrefil bir sorunu da yok hani. Hani millet bana oy verdi, gerisini koyuverdi diyen var ya!.. Hani Beştepe'de bir dindar yanında yönünde üç, bilemediniz beş kafadar ile ülkeyi yönetiyor ya!.. Daha çocuğun -affedersiniz- başkanlığın adı konmadan illerde, ilçelerde yüzlerce başkan türedi ya!.. Yüzlerce, binlerce türedi zengin AKP'nin fırka (party) binalarına tünedi ya!.. Karma namaz; moda; domuz eti serbest oldu ya!.. Türlü türlü rüşvet, türlü türlü hırsızlık, yolsuzluk ortalığa döküldü ya!.. Yandaş müdürler, savcılar, hâkimler el verip, bu rezillikleri akladı ya!.. Aklamalar bitinceye kadar akla, karayı seçen malûm zevat (zat'ın çoğulu yani kişiler) makam otolarında, yalılarda, yatlarda saklandı ya!.. Eşkıyalar dağdan inip, sokaklara döküldü ya!.. Ağlamasın denen anaların yürekleri söküldü ya!.. Milletin sabır taşı çatır çatır çatladı ya!.. Hani bunlara söylenecek daha çook söz var ya!.. İnanın, değmez!.. 'Hû' diyen nefeslere yazık!..
Sözün, özü "cennet gençlerinin efendilerinden" olan Hz. Hüseyin'in (Allah ondan razı olsun) de dediği gibi: "En büyük cihad zalimin karşısına geçip, 'sen haksızsın' demektir.", diyebilmektir!.. Dahası "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!" düstûruna, uyarısına ikrâr verip de sözünden dönmek kâfirlik değilse bile münâfıklıktır!.. demeden önce bir hususun altını çizelim. Ömründe topu topu üç gün (o da akşamları ikişer saat..) Kur'an kursuna gitmiş, onda da imam efendinin Arapçayı övüp, Türkçeyi horlayan sözler sarf edip durması üzerine kursu terk etmiş yarı cemaat kaçkını bir Yörük çocuğu olaraktan -dinî bilgimizin az olduğunun bilinciyle- topu, Cuma günleri 657 rakımlı tepeye -affedersiniz- minbere çıkıp, suya-sabuna dokunmadan hutbe irat eden (okuyan demek daha doğru aslında) zaman zaman Ankara'dan esen havaya uygun gazeller, kasideler, neşideler de seslendiren güzide imamlarımıza atıyoruz. Zat-ı âlilerine bir sorun bakalım şeriat bu hususta ne buyuruyor? Zat-ür-rie'den (zatürre) yani ciğer iltihabından muzdarip değillerse, sizin de zat-ül-tabl yani kulak zarı iltihabı şikâyetiniz yoksa diz çöküp, karşılıklı oturuverin. Onlar, uzun uzun anlatıversin; siz, kuzu kuzu dinleyiverin. Hani dememiz odur ki imanınız bi' tazeleniversin!..
Son bir-iki cümle: Şehitler ölmez, vatan bölünmez diyorlar ya hani, biz de 'dilin kemiği yoktur' deyip soruyoruz o zaman; bir zamanlar üç kıtaya sığmayan vatanımıza ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı acaba yahut Balkanlarda, Kafkaslarda, Kuzey Afrika'da kalanlar şehit değil miydi? Velhâsıl uyuma Türkiye; uyursan ölürsün!..
Aziz Dolu Atabey
Serik24.08.2015
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle