Yazının başlığı, C.Martin Wielandın 1781de yazdığı mizah
tarihinin ünlü romanı Abderalıların bir bölümüdür. Abderanın, coğrafya
atlasında yeri yok ama, Batı Trakyada Gümülcine dolaylarında Milattan önce
kurulmuş bir kent olarak bilinir. Abdera öyle bir kent ki; bir yanda Demokritos,
Protogoros Hekim Hippokrates gibi filozofları ve parlak zekalı insanları; öte
yanda ise, boş inançların, ön yargıların, eleştirisiz düşüncelerin tutsağı dar
ufuklu insanları barındırır.
Yazarın, kentte yaşayanlara
ve sorunlarına karşı alaycı bir yaklaşımı hatta taşlaması sezilir. Genel olarak
ise, insanlığın, çılgınlığına ve deliliklerine karşı, toplumun akıllı kabul
ettiği kişilerin etkisiz ve güçsüz kalışını vurgular.
Romandaki
konu şöyle başlar:
Struthion
isimli dişçi, bir Abderalıdan kiraladığı eşek ile kente doğru yola devam
etmektedir. Eşeğin sahibi de birlikte gelmektedir. Hava çok sıcaktır. Struthion
çok yorulmuştur. Yola devam etmek istemez. Etrafta gölgelik bir yer arar, ama
bulamaz. Bir tek ağaç bile yoktur. Sonunda çaresiz olarak eşeğin gölgesine
sığınır.
-Sıcaktan kavrulmak üzereyim, biraz şuracıkta, gölgede oturayım" der.
Eşeğin sahibi buna hemen karşı çıkar.
-Ama efendim, siz yalnızca eşeği kiraladınız, gölgesini
değil." diye karşı çıkar.
Abderalı, eşeğin gölgesi için de para ister. Diş doktoru, eşeği kiraladığını,
eşeğin gölgesinin de kendisine ait olduğunu söyleyerek eşek sahibini azarlar.
Abderalıya fazladan para vermez. Aralarındaki tartışma şiddetli bir kavgaya
dönüşür. Bu halde yola devam edemeyip kente geri dönerler. Dişçi, kente gelir
gelmez eşek sahibini mahkemeye verir. Ardından eşeğin sahibi de davacı olur.
Konu.bundan sonra çok daha ilginç boyut kazanır. Abderanın
hukuk sistemi öyle karma karışık ki, hakim Plipedes de bir karara varamaz. İşin
içinden çıkamaz. Büyük bir çaresizlik içindedir. Artık sorun, dişçi ve eşekçinin
sorunu olmaktan çıkmış, bütün Abderalıların olmuştur. Kısaca, eşeğin gölgesi
artık bütün bir kentin üzerine düşmüştür. Abdera ikiye bölünür, kimine göre
eşeğin sahibi, kimine göre eşeği kiralayan diş doktoru haklıdır.
Abderalılar, olaylara herkesten farklı yorumlar getirmesiyle
ünlüdür. Mesela, dişçi doktor olması nedeniyle insan tamircisi kabul ediliyor.
Tamirci olması nedeniyle de ayakkabı tamircileri loncasına dahildir. Böylece
Ioncanın başı doğal olarak, dişçi tarafını tutmaktadır. Davacı olan eşeğini
sahibi serbest çalıştığı için hiçbir loncaya dahil değildir. Onun nüfuzlu
taraftarları yoktur ama, Jason Tapınağına bağlı bir bölgede oturduğu için,
papaz onu desteklemektedir. Olayın artık hızı oldukça azalmıştır. Çünkü,çözüme
varacak yol, sümüklü böceğin yürürken ardında bıraktığı iz gibi dolambaçlıdır.
Her iki taraf büyük bir çaba içinde kazanmanın yolunu arar.
Mahkeme günü gelir. Duruşma sonucunda, eşeğin gölgesinin, ticaret konusu olup
olmayacağı, satılıp satılamayacağı, miras kalıp kalamayacağı şeklinde
tartışmalar yapılır. Mahkemenin aldığı karar yetersizdir. Konu kent meclisinde
görüşülür. Meclis üyeleri, dişçinin gölgede bir hak iddia edemeyeceği kararına
varır.
Bu karar üzerine, taraflar arasındaki çekişme daha da büyür.
Dava artık senatoya kadar gider. Senato başkanı davayı çözmek zorundadır. Her
iki tarafın avukatları senatoda savunmalarını yapar.
Dişçi Struthion'un avukatı savunmayı şöyle yapar:
-Müvekkilim eşeği kiralarken doğal olarak gölgesini de kiralamıştır. Biz bir
müzik aleti aldığımızda ayrıca müzik aletinin çıkardığı sese de para vermemiz
gerekmediği gibi, eşeği kiralayanın da gölgeye para vermesi gerekmez. Böyle bir
şey olamaz.
Daha sonra savunma sırası, eşeğin sahibinin avukatına gelir.
Avukat, savunmasını dörtyüz Abderalı önünde, coşku dolu bir üslupla yapar.
Abderalılar çok huzursuz olmaya başlamıştı. Eşeğin sahibinin avukatı savunmayı
şöyle tamamlar:
-Biz bir eşek kiralarken, gölgelini de kiralayıp kiralamadığımızı düşünmeyiz.
Ama dişçi gibi, kavurucu sıcağın altında, tarlanın ortasında, eşekten inip de,
sırf dinlenmek için, bu zavallı hayvanı sıcakta durmaya zorlarsa işte o zaman
iş değişir. Eşeğin sahibi bu duruma ilgisiz kalamaz. Şunu da itiraf etmeliyim
ki; müvekkilim, eşeğin gölgesinden para isterken yalnızca şaka etmiştir. Bu bir
eşek şakasıdır, çünkü bu adamın ataları da eşekçi idi ve bütün yaşamı eşekler
içinde geçmiştir. İnsani bir davranış beklemek yanlıştır. Peki ama anlayışlı,
okumuş dişçi Struthion bu cahil adamı ikna edip; burada bir süre dinlenip, yola
devam ederiz, hakkın ne ise bir şeyler yaparız diyemez miydi? Böylece bu denli
kargaşaya da lüzum kalmazdı.
Avukatların savunması biter
bitmez büyük bir gürültü kopar. Taraftarlar birbirlerine girer. Hedef artık
kavganın nedeni olan eşektir. Eşek, çiçeklerle donatılır, kent sokaklarında
dolaştırılıp, kent meydanına getirilir. Dörtyüz AbderaIı birkaç dakika içinde,
eşeği paramparça eder. Abdera kenti artık durulmuş, tıpkı bir deliliğin
arkasından gelen, yorgunluk ve durgunluk içine girmiştir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle