18 Ocak 2013

AUSTERE CHALLENGE 12 HAVA SAVUNMA TATBİKATI

 

 

 

            EKİM ayında ABD ve ortağı İsrail tarafından Austere Challenge-12 kod adlı Hava Savunma Tatbikatı’na başlandığı resmi olarak açıklandı. Yaklaşık 3 hafta sürecek olan tatbikatta 3500 ABD askerinin ve 1000’den fazla İsrail askeri personelinin ve sivil uzmanların katılacağı bildirildi. Tatbikat geçen NİSAN ayında yapılması planlanmış fakat son anda teknik ve lojistik nedenlerden dolayı ileride bir tarihte icra edileceği söylenerek ertelendi.

 

          Her tatbikatta mutlaka bir hedef vardır. Çünkü askeri tatbikatlarda çok fazla miktarda para, emek ve zaman harcanmaktadır.

 

          Üç hafta sürecek tatbikatta İsrail'in sahip olduğu Arrow 2 anti balistik füzeleri, Davud Sapanı (Davi Sling) adını verdiği orta menzil füzeleri ile Demir Kubbe (Iron Dome) adını verdiği kısa menzilli füzeleri denenecek. 

 

Tatbikatta, füze savunma sistemleri kullanılacağı ve bir Amerikan füze savunma gemisi farklı yönlerden düzenlenen temsili saldırılara karşı koyacağı tatbikat senaryoları arasında yer almakta.

 

İsrail'in sahip olduğu füzelerin durumunu şu şekilde özetleyebiliriz. Menzilleri 40-400 kilometre arasında değişmekte. Anti balistik Arrow 2 füzeleri ise 200 kilometre ve üzeri menzile sahip bulunmakta,  Davud Sapanı füzelerinin ise orta düzeyde 70-200 kilometre arası menzili bulunmakta. Demir Kubbe füze sistemi ise 40-70 kilometre arası menzile sahip kısa menzilli füzelerden oluşmakta. Bu askeri güç hiç de küçümsenecek değildir.

Tatbikat icrasında ABD'nin sahip olduğu AEGIS adını verdiği Patriot Füze Savunma Sistemi de kullanılacağı, bu füzeler tatbikatta denizde gemi üzerinden denenecek. Patriotlar bilindiği üzere özellikle Birinci Körfez Savaşından beri halen Amerika'nın en gözde füze savunma sistemi durumunda. Halen bu sistemi güncel ve kullanmakta.

İsrail’in füze menzilleri 40 ile 400 kilometre arasında değişmekte. Bu füze sistemini Hamas’ın sahip olduğu Kassam füzeleri ile Hizbullah tarafından atılan kısa menzilli füzelere karşı geliştirdiği bir füze sistemi olduğu belirtilmekte.

Bu tatbikatta İRAN’ın savaş yeteneği, ellerinde mevcut füzelerine karşı savunma, etkisiz hale getirme amacını gütmektedir. ABD ve İsrail’in müştereken planlayıp icra edeceği tatbikat aynı zamanda İRAN, SURİYE ve hatta TÜRKİYE’ye meydan okuma, gözdağı verme amacı da taşımaktadır.

            Tatbikat senaryosu; İRAN’ın nükleer zenginleştirme, nükleer araştırma merkezlerine, nükleer santrallerini etkisiz hale getirmek, yok etmek üzerine kurgulanmış. Bu saldırıda yine senaryo gereği nükleer tesisler, uranyum zenginleştirme tesisleri bahane edilerek amaç balistik füze tesislerini yok etmek, etkisiz hale getirmektir. İRAN’ın nükleer çalışmalarını savaş, saldırı amaçlı yapmadıkları bu işgalci devletler tarafından bilinmesine rağmen, IRAK’ta uygulanan senaryodaki gibi yine nükleer tehlike gerekçe gösterilerek füze sisteminin yok edilmesidir. İRAN’ın füze sistemi, askeri gücü İsrail’in BOP Projesi’nin uygulanmasında daima büyük engel teşkil etmekte, bu projenin uygulanabilirliğinin ancak İRAN ve SURİYE’nin etkisiz hale getirilerek, hatta daha ileri gidilerek mevcut ülkelerde kukla rejimlerin/hükümetlerin başa getirilmesi amaçlanmaktadır. Aynı durum TÜRKİYE içinde geçerlidir. Güçlü, ekonomisi sağlam bir TÜRKİYE Siyonist İsrail’in BOP Projesi’nin önündeki İRAN ve SURİYE’den daha fazla engel teşkil etmektedir.

 

          ABD ve İsrail’in İRAN’a karşı saldırısında İRAN’ın en büyük koruyucu/caydırıcı güç olarak kullanacağı Balistik Füze Sistemidir. Gerçekten de İRAN bu savunma sistemiyle İsrail’e oldukça büyük zararlar verebilir. Hedefleri arasında İsrail’in nükleer tesisleri de muhakkak bulunacaktır. İsrail kendisine yönelmiş mevcut tehlikeyi icra edilen bu tatbikatta olduğu gibi bertaraf etmeyi planlamakta, bunun için ABD’yi maşa olarak kullanmaktadır. Yine saldırıda ABD’nin; ALMANYA, KATAR, TÜRKİYE ve İsrail’deki füze güçlerini İRAN’a karşı kullanacağı kesindir.

 

          Yine İRAN kendisine vuku bulabilecek böyle bir saldırı karşısında öncelikle İsrail’e, Körfez ülkelerinin petrol tesislerine, TÜRKİYE’de İsrail’in isteği üzerine ABD tarafından konuşlandırılmış, ülkemize ancak dışarıdan hedef haline gelmesine neden olan, İsrail’in bölgedeki güvenliği, ABD’nin Ortadoğu ülkelerini kontrol altında tutmak için konuşlandırılmış  Kürecik, İncirlik gibi ABD üslerine füze saldırısı düzenlemek, önemli petrol sevkiyatının yapıldığı, kapatılması durumunda dünyayı petrol krizine sokacak stratejik önem taşıyan Hürmüz Boğazı’nı her türlü trafiğe, geçişe kapatmaktır. Bu önemli tehdit ABD ve İsrail’i saldırı konusunda düşünmeye, İRAN’ın caydırıcılığını da etkili kılmaktadır. Gerçektende Hürmüz Boğazı’nın kapatılması petrol fiyatlarını artmasına, dünyaca bir ekonomik krizin oluşmasına neden olur ki ABD ve hamisi İsrail’i bu risk saldırı planlarını daima ertelemelerine neden olmaktadır. ABD ve İsrail’in askeri gücü toplamı İRAN’ın askeri gücünü aşmakta, bu nedenle Hürmüz Boğazı İRAN için önemli bir koz oluşturmaktadır. Ayrıca İRAN böyle bir tehdide karşı Balistik Füze Sistemini sürekli güçlü tutmaya, geliştirmeye kendi güvenliği için mecburdur.

 

          Her zaman belirttiğimiz gibi İRAN bölgede asla bir tehdit unsuru değildir. Nükleer çalışmaları ABD ve hamisi Siyonist İsrail’e tehdit gibi gözükse de halen elinde önemli miktarda nükleer güce sahip bulunan İsrail nedense bölge için emperyalistlerce tehdit gözükmemektedir. İRAN’ın bölgede herhangi bir ülkeye saldırısı, tehdidi hiç görülmezken, defalarca Filistin, LÜBNAN, SURİYE gibi ülkelere saldırılar gerçekleştiren, insanların katline, büyük maddi hasarlara imza atan  sabıkalı İsrail başta ABD olmak üzere batılı Hıristiyanlarca hep görülmemiş, göz ardı edilmiş, korunmuştur.

 

          İRAN’a karşı yürütülen bu harekat, İsrail’in bölgede uygulamak istediği BOP Projesi’ne engel olduğu, istediği gibi Siyonist siyasetini yürütemediği için kendisine reva görülmektedir. Yukarıda da yazdığımız gibi İRAN’ın nükleer gücü sebep gösterilerek esas hedef İRAN’ın Füze Sistemidir.

 

İsrailli askeri yetkililer icra edilen tatbikatla ilgili fütursuzca, tehditkar “bu tatbikattan isteyen istediği mesajı çıkarabilir, bu ortak tatbikat ve çalışmanın kendisi başlı başına güçlü bir mesajdır” şeklinde açıklamayı yapmaktan çekinmemektedirler.

 

          Şimdiye kadar yürütülen bütün tatbikatlar, izlenen ABD, İsrail siyaseti BOP Projesi kapsamında yürütülmekte, hız almaktadır. Bu şer proje “Büyük İsrail” gerçekleştirilinceye kadar durmayacak, devam edecektir.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

18.01.2013

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı 1,542 defa okundu.