Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
28 Ağustos 2012
Açılım Sevdası ve Terör
Hizmetleri dolayısıyla ismi Aydınlar Ocağı ile birlikte anılan şahsiyetler vardır. Bu hafta kaybettiğimiz rahmetli Altan Deliorman da bu şahsiyetlerden birisidir. Aydınlar Ocağının kuruluşundan itibaren Ocağın temel kuruluş felsefesine bağlı bir kurucu üye olmuştur. Fikri çizgisi ile değerli bir Türk Milliyetçisi, bir mücadele ve dava adamı özellikleriyle tanınmıştır. Ders kitapları dahil çeşitli eserler veren bir yazar , araştırmacı ve gazeteci özelliği ile dikkat çekmiştir. Aydınla Ocağına büyük hizmetleri geçmiştir. Birçok kitap ve makaleye imza atan Altan Deliormanın son makalelerinden ikisi Ocağımızın internet sayfasında bulunmaktadır.
Aydınlar Ocağı yönetim kurulu olarak Ramazandan önce kendisini ziyaret edip görüşmüştük. Fatih Horhor Caddesinde bulunan Vakıftaki bu görüşmemiz son görüşmemiz olmuştur. Kendisine Allahtan rahmet, yakınlarına, ailesine ve camiamıza baş sağlığı dileriz.
Burada rahmetle ve saygıyla anacağımız bir diğer isim, kardeş Azerbaycanın rahmetli Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibeydir. Kendisini kaybedeli 12 sene oldu. Geçenlerde Baküde kabri aşında bir tören düzenlenerek rahmetle anılmıştır. Kabri yüzlerce Azeri kardeşimiz tarafından ziyaret edilmiştir. Türkiye dostu ve kendisini Atatürkün askeri olarak isimlendiren değerli fikir adamı, haysiyetli aydın Elçibey unutulmaması gereken bir şahsiyettir. Kendisini tanımış olmaktan şeref duyuyorum. Biz de ömrünü Azerbaycanın hürriyet mücadelesine adamış, Türk Dünyasının bu büyük dava adamını rahmetle anıyoruz.
***
Ortadoğudaki gelişmeler ve Suriyedeki olaylar, Türkiyeye sıçrama tehdidi gösteriyor. Türkiye Ortadoğuda uyguladığı yanlış ve milli çıkarlarla ters düşen politika ile Bağdat-Tahran-Şam ekseninin düşmanı haline gelmiştir. Esad yönetimi düşmanı olmak, bir yere kadar anlaşılabilir; ama ABDden daha fazla Suriyedeki yönetime düşmanlık göstermek ve aşırı gitmek akıllı ve mantıklı bir yol değildir. Batılı çevreler bile Türkiye çok fazla ileri gidiyor demek zorunda kalmışlardır. Yanlış dış politika, PKKyı bölgede bir aktör haline getirmiş, Irakın kuzeyinden sonra Suriyenin kuzeyi de PKK kontrolüne girmiştir. Türkiyeden yapılan yardımlar ihtiyaç sahiplerinin eline geçmediği gibi, çeşitli silahların PKKnın Suriyedeki kolunun eline geçtiği endişeleri vardır. Irakda da benzer bir durum ortaya çıkmıştı. Suriye sınırı yol geçen hanına dönmüş, giriş ve çıkış artmış, kontrol zayıflamıştır.
Türkiye hedef haline getirilince PKK da onun bunun kullandığı bir araç haline dönüşmüştür. Kendisine ihale edilen cinayet ve saldırıları yerine getirmektedir. Gaziantepteki bombalı saldırı, Gaziantep gibi bölücü teröre karşı dik duran şehirlerimizin direncini kırmaya yöneliktir.
Terörle mücadelede kararlı ve ısrarlı olamayanların, terörden de şikayetçi olma hakkı yoktur. İstihbarat yetersizliği kendi elimizle yaratılmıştır. Yakın bir geçmişte kozmik odaları açma yanlışını yapanlar, bazılarının Ergenekon, bizim ise Ümraniye ve Silivri davaları kapsamında tanımladığımız süreçte, devletin istihbarat kaynaklarını ve mensuplarını ismen açıklamadık mı? Derin devlet safsataları ile bir ara Şemdinli de at oynatan yabancı derin devlet elemanlarına alan açmadık mı? Daha önce Şemdinlideki bir kitabevindeki olay sonrasında Ülkeyi yönetenler, Kamu görevlilerini hemen suçlamadılar mı? Roj TV 10 dakika içinde yayına girmedi mi? Silivri davaları sırasında askeri yıpratmak amacıyla bazılarının PKK ile işbirliği yaptığı ve terörü kullandığı iddialarını ortaya atmadık mı? Terör örgütünün bir kutsalı mı var ki, hiçbir kutsalı tanımadığından şikayet ediyoruz? Güneydoğuya tayin edilen vali ve kaymakamlarda neden gerekli tecrübe aranmaz?
Özgürlükler ile güvenlik arasında anlamlı dengeyi kuramadığımız için Gaziantepteki olay meydana geldi. Terör örgütünün TBMMdeki kolu olan bazı Milletvekilleri ile teröristler kucaklaştı. Güvenliği ihmal ettiğimiz, kendi kendimizi inkar ettiğimiz için yeni Anayasayı Türksüz, Atatürksüz, Türk Milleti ifadesini dışlayan bir şekle kavuşturmaya uğraşıyoruz. Ne yaparsanız yapınız, bölücü terörü önce bölgesel özerklikten, daha sonra da ayrı millet ve egemenlik hedefinden uzaklaştıramazsınız. Hayallere dayalı siyaset yapmayı bırakınız, bulutlardan yere ininiz. Teröre, aslında demokratikleşmeyi engellemek için başvuruluyor safsatalarından ve yanlış ezberlerden kurtulunuz.
Türkiyede terörü teşvik eden bir ana unsur, yeni anayasa çalışmalarında MHP dışındaki partilerin milli duyarsızlığıdır. Türk Milleti neseb-i gayri sahih bir sürü müdür? Türkiyedeki terörün asıl kaynağı Türk ve Türkçe düşmanlığından kaynaklanır. Bu toplumsal intihar doğru bir siyaset midir? Türkiyeyi Türkiye yapan değerlerin ortadan kalktığı bir ortamda demokrasinin eksiklerini konuşmak ve tartışmak gökyüzünde şato kurmaktır. Son üç senede açılım politikaları, Kürt asıllı vatandaşlarımızın devlete olan güvenini sarsmıştır. Üç yıl önce ayrı bağımsız devlet isteyenlerin %6 olan oranı bugün %23e çıkmıştır. Ayrılıkçı ve bölücü eğilimler eğer artan bir oranda destek bulmuşsa; bunun taşeronluğunu yapanların istifa etmeleri gerekir.
Kaynak: http://aydinlarocagi.org/2012/08/acilim-sevdasi-ve-teror/#.UDyj38EaNBk
Bu yazı 1,790 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle