Sokaklarınıza, caddelerinize sahip çıkın
Satılacak mal gibi görüyorlar her şeyinizi
Tarihinizi, kültürünüzü ve kutsal değerlerinizi
Alabilirler ellerinizden...
Gerçek : Onlar geçmişimizi görmezlikten gelerek meydanlara çıktılar… Ezanları susturmak ve güneşin önüne engeller koymak istediler. Ama hüsrana uğradılar.
Şahit : Birileri İslam’ın yüceliğini kaldırmayı denediler. Bu da olmadı.
Gerçek : Ahengin, huzurun ve aydınlığın kaynağı halinde gönüllere yerleşen İslam’ı etkisizleştirmek için kalplere girmeyi de başaramadılar. Para, çıkar ve dünya düşkünleri Müslümanlık kisvesi altında insanlar arasına ikilik sokmak için her çirkin yolu denediler.
Şahit : Kalpleriyle görenler, özleriyle düşünenler içlerindeki aydınlıkları dışa yansıtarak bunları izlemeye koyuldular. İslam’ı ılımlılık adı altında yozlaştırmaya hiç kimsenin güçlerinin yetmeyeceğini, çiçeklerin diliyle, insan denilen mukaddes bir kitabın sayfalarını akılla birer birer açarak, kainat ansiklopedisinin içeriğindeki ilahi sanatın güzelliklerini ve yüceliklerini sıraladılar. Kur’an denilen rehberin öncülüğünde gönül kapılarını aralayarak onlara uyarıcılık yaptılar.
Gerçek : Yalanların ve hırsların cirit attığı, adaletsizliklerin ve hukuksuzlukların kök saldığı, cinayetlerin ve tahribatların umursanmadığı, hırsızlıkların ve yolsuzlukların itibar gördüğü, insafsızlıkların ve haksızlıkların zirveye çıktığı yörelerde, çürüyen, ufalanan, katledilen, acılar içerisine itilen, hırpalanan, paramparça edilen, koparılan unsurlar teşhir edildi.
Şahit : Bahsettiğiniz bütün bu olumsuzlukların kaynağında onlar var!
Gerçek : Yozlaştırmaların adıydı ılımlılık… «Medeniyetler arası ittifak» denilerek sergilenenler, eskitilenler, yıpratılanlar, aşağılananlar, ya da katledilenler görmezlikten gelindi. Elbette ırkçılığın, ayırımcılığın ve bölücülüğün olduğu yerlerde medeniyetten, insanlıktan, insan haklarından bahsedilemezdi! Ama onlar her şeyi «toz pembe» gibi göstererek propagandalarını sürdürdüler.
Şahit : Hassasiyetlerin pencereleri kapalı, kapıları kilitli hale getirildi. Duyarlı olması gereken kurumların da sadece adları ortalıkta dolaşıyor.
Gerçek : İnananların yüreklerindeki değerler, yer yer taşlanarak, yer yer iftiralarla, acı ve sert sözlerle, önce yıpratılıyor, sonra da yerlerinden sökülerek atılmak isteniyor.
Yiyeceklerinize, içeceklerinize
Ağaçlarınıza, bitkilerinize, böceklerinize
Köylerinize, nahiyelerinize sahip çıkın
Emeklerinizi, duygularınızı, huzurunuzu ve anılarınızı
Çalabilirler yüreklerinizden...
Şahit : İslam’la ilgisi olmayanların projelerinden biriydi bu. Belki de onlara göre en önemlisiydi.
Gerçek : Aldatılanlara, kendilerini taşıtarak aldattıklarını fark ettirmeden, sinsice hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Şahit : Çürük kalpler, hileli sözler, insafsız yüzler, sömürgenler, sizin gibi görünenler, maskeliler, hırsızlar, benciller, ahlaksızlar, bölücüler, parçalayıcılar, yiyiciler ve katiller size «rehber» olduklarını söylüyorlar.
Gerçek : Alın elinize Kuran’ı, kirli siyasetin oyununa gelmeden, haramilerden etkilenmeden, tacizcilerden uzakta durarak, dünyanızı ve ahiretinizi Cennet’e çevirmek için çıkın yola…
Şahit : Sizin yerinize onların karar vermelerini önleyin… Dik durun, onurlu yaşayın… Kutsallarınıza dokundurmayın !
Gerçek : Hizmeti, hizmet aşkını durduranların, hizmet edenleri solduranların, suçsuz ve günahsız insanları öldürenlerin peşlerinden gitmeyin !
Teşhir edin… Yargılayın… Sorgulayın… suçlayın onları !
Şahit : Duygularınız dağ gibi yüce olsun. İnsanlığınız arşa uzansın… Varlığınız, vakarınız, kahramanlığınız ve imanınız korkutsun onları… Giremesinler içlerinize. Size yaklaşmaya, söz söylemeye cesaret edemesinler!
Gerçek : Billur tasları alın ellerinize… Koyun içlerine buz gibi hayat sularını… Kendinizi Cennette hissederek kana kana için...
Şahit : Sen hiç diğer dinlerin ılımlısını gördün mü? Askerlerimizi karargâhlarından kopararak mahkemelere ve hapishanelere düşüren güçler
İslam’ı da kendi güzergâhından kopararak gönül hapishanelerinde eritmek istiyorlar...
Kasabalarınıza, şehirlerinize sahip çıkın
Siz sahip çıkarsanız
Vatanınıza, topraklarınıza, ay yıldızlı bayraklarınıza
Dokunamazlar onlar
Sizin Kültürel, sosyal, tarihi, dini ve siyasi bağlarınıza.
Gerçek : Sizin sahip çıkamadığınız alanlara onlar hazırlık yaparak giriyorlar. İçinizdeki ajanları, çıkar düşkünlerini kullanarak tahriplerini sürdürüyorlar.
Şahit : Yer yer şirin gözükerek, sizden biriymiş gibi inancınıza ait kutsalları kullanarak, sizi kendi alanlarına çekiyorlar. Saflığınızdan, bilgisizliğinizden faydalanarak ellerinizden, ayaklarınızın altlarından, yüreklerinizden değerlerinizi alıyorlar.
Gerçek : Size yapay depremlerle, farklı gündemler oluşturarak beklemediğiniz felaketleri solutmak istiyorlar!
Şahit : Gözleri kapalı, kulakları tıkalı, gönülleri karartılmış insan topluluklarının, dinle, inançla, imanla, Allah’la ilişkileri olamaz.
Gerçek : Siz hiç cebirin, geometrinin, matematiğin, fiziğin, kimyanın ve diğer ilimlerin ılımlısını duydunuz mu? Nereye ılımlılık girerse orası çöker. Disiplin kalkar, bozulma ve çözülme başlar. E= mc²’yi kitaplardan çıkarır, Albert Einstein’i de unutursunuz. Sir Isaac Newton’dan da söz edemezsiniz.
Şahit : O halde neden ılımlı İslam’dan bahsediyorlar?
Gerçek : İslam’ın yüceliğinden ve kutsallığından korktukları için!
Şahit : Dinlerinde özgür olamayanlar, kendi iradeleriyle hareket etmeyenler, hurafe, saplantı ve bağnazlık içerisinde bulunanlar, dinle, Allah’la irtibat kuramazlar.
Gerçek : Düşmana muhabbet duyanların vay haline!
Dilinize, dininize, inancınıza, kültürünüze, değerlerinize
Çocuklarınıza, analarınıza ve babalarınıza sahip çıkın
Susmak; kaybolmak, erimek ve yok olmaktır
Seyretmek; teslim olmak, unutulmak, kovulmaktır...
Paris, 14.05.2009
Nerede yer aldı?
Yozgat Haber, 09.09.2011, Sayı : 2902
http://www.yenihaber.be/go.php?go=3072286&do=details&return=summary&pg=1
Selam ve sevgilerimle.
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Concepteur industriel - Architecte d'intérieur
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
http://www.artmajeur.com/serap/
ILLUSTRATIONS (Resim) : Üzeyir Lokman ÇAYCI
****
****
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle