Anneliğe soyunan kadın genellikle kadınlığını unutuyor. Aileye yeni bir birey katıldığında tüm yaşantı onun ekseninde dönmeye başlıyor.
Anne tüm varlığını çocuğuna ve onun ihtiyaçlarına adıyor. Ve çoğu zaman annelik dışında kadınlığını ve bu kimliğine ait ihtiyaçlarını, tatmin edilmesi gereken duygularının olduğunu unutuyor. Unutulanlar, yok sayılanlar aslında kadınlığın doğasında olan temel ihtiyaçlar olduğu için, kadın ruhu bir süre sonra huzursuz olmaya ve bu huzursuzluğunu bir şekilde yaşamaya ve çevresine yansıtmaya başlıyor.
Çoğu zaman bu huzursuzluğun nedenleri fıtri ihtiyaçların karşılanmadığından değil de, ondan bundan olduğuna karar verilip sorunun daha da büyümesine neden olunuyor.
Kadın sürekli ‘’çocuğum her şeyden önemli, artık benim tek keyif noktam tek neşem varlığımı ona adıyorum, benim başka bir şeye ihtiyacım yok’’ söylemiyle kadınlığından ve zamanla eşinden vazgeçmeye başladığında işte o zaman çocuğuna en büyük zararı vermiş oluyor. Zira insanın ve de kadının fıtri ihtiyaçlarından vazgeçip, onları yok sayıp ruhen mutlu ve mesut olması mümkün değil. Hal böyle olunca gergin, sinirli, obsesif, sürekli vıdı vıdı eden bir anneyle muhatap olan çocuklar özgüven sorunları yaşamakta baba mümkün oldukça ev dışında zaman geçirmeye başlamakta
Kadınlığından vazgeçen bir anne, cinsel kimliğine uygun davranmadığında doğru modelleme olamayacağı için, ailede başlaması gereken cinsel eğitimin temelleri maalesef sağlam atılamamakta ve cinsel kimlik sorunları yaşayan nesiller yetişmekte.
Ve en acısı da anne hayatından vazgeçmekle kalmayıp bir süre sonra çocuğundan da aynı davranışı beklemekte.
Asıl annelik kendinden vazgeçmeden, çocuğuna kimlik kazandırabilmek, özgüvenin oluşmasını sağlamak, çocuğu kendi kimliği ile barışık olarak yetiştirebilmek. Yani doğru örnek olmak
Bu gerçeklerin ışığı altında kimse kimse için kendinin en temel ihtiyaçlarını yok saymamalı gerçeğini hatırlamalıyız. Zira anne kendi gerçeklerinin farkında olup kendisini ayrı ve değerli bir birey kabul ederse kendine olan saygı ve sevgisini kaybetmediği sürece, çocuğunu da kendinden bağımsız apayrı bir birey olarak görebilme ayrıcalığını yaşayabilecektir. Ancak bu bakış açısıyla anne- çocuk arasındaki sınırlar çizilebilir. Herkes birbirinin yaşamındaki yerinin ne olduğunu fark eder.
Bunun en pratik ve kalıcı yolu da çocuğumuza örnek olmakla mümkün. Sonuç olarak:
Kadın anne olunca kadınlığından vazgeçmemeli.
Kadın anne olunca eşinden vazgeçmemeli.
Kadın anne olunca cinselliğinden vazgeçmemeli.
Kadın anne olunca ihtiyaçlarını yok saymamalı.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle