''TÜRKİYE AKINTIYA BIRAKILMIŞ ÖLÜ BİR BALIK GİBİ''

18 Haziran 2011 11:11 tsi
Cari açığının 2011'in ilk 4 ayında geçen yıla oranla yüzde 114 artması, endişeleri de beraberinde getirdi. 29.6 milyar dolara yükselen cari açığın kaygı verici biçimde artması, tartışmaları da alevlendirdi.

Yunanistan gibi oluruz

Cari açığının 2011'in ilk 4 ayında geçen yıla oranla yüzde 114 artması, endişeleri de beraberinde getirdi. 29.6 milyar dolara yükselen cari açığın kaygı verici biçimde artması, tartışmaları da alevlendirdi. Ekonomistler büyük çoğunluğu cari açığın büyümesini Türkiye'nin lehine olarak görmüyor.

Sebebi, uygulanan politika
 
Cari açığı ülkenin kan kaybetmesi olarak değerlendiren Esfender Korkmaz ise "Günü birlik politikaların ve hükümetin kısa vadeli politikasının bugün için görünmeyen ama yarına yansıyacak olan bir maliyettir. IMF raporunu bu yüzden açıklamadılar" şeklinde konuştu.
 
Akıntıya bırakılmış ölü balık
 
"Cari açığın artması, dışa bağımlılığın artması anlamına gelir" yorumunu yapan Uğur Civelek de, "Bu durum geleceğe ipotek koyar. Türkiye akıntıya bırakılmış, ölü balık gibi. Yunanistan'ın yaptığı hataları tekrar edersek onlardan daha kötü oluruz" uyarısında bulundu.
 
Cari açık, yılın ilk 4 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 114 artarak, 29 milyar 642 milyon dolara ulaştı. Merkez Bankası verilerine göre, cari açık 2011 yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 15 milyar 779 milyon dolar artış gösterdi. Geçen yılın 4 ayında, ise cari açık 13 milyar 863 milyon dolar düzeyindeydi. Açığın büyümesini Türkiye'nin lehine olarak görmeyen uzmanlar, biran önce ekonomik tedbirlerin alınması gerektiğini belirtiyor.
 
Gereken önlemler vakit kaybetmeden alınmalı
 
Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumu gazetemize değerlendirdi. Cari açığın ulaştığı rakamların önemli olduğunu ve mutlaka önlem alınması gerektiğini belirten Erçel "Bu sorunun çözümünde iki tür yaklaşım var. Biri yaşlı adam yaklaşımı, diğeri genç adam yaklaşımı. Yaşlı adam yaklaşımı, görmüş geçirmiş, deneyimli, ekonomiyi bilen kişiler tarafından dillendiriliyor. Bu kesim acil önlemler alınmasından yana. Bu önlemler kabaca, talebin kısılması, kurun düzenlenmesi ve yapısal önlemler. Bunların mutlaka yapılması gerekiyor. Eğer hükümet bu önlemleri almayıp ötelerse ilerde daha büyük ve sert önlemler alması gerekebilir. Buna gerek kalmamalı. Bugünden çeşitli önlemler alınmaya başlanmalı. Aksi halde dört sene sonra Yunanistan gibi oluruz."dedi. Erçel "Risk almayı seven genç kesim ise, cari açığın önemli bir sorun olmadığını düşünüyor. Buna katılmıyorum."şeklinde konuştu.
 
Türkiye akıntıya bıraklımış ölü balık gibi
 
"Cari açığın artması, dışa bağımlılığın artması anlamına gelir" değerlendirmesinde bulunan  ekonomist Uğur Civelek "Cari açığın kısa vadede sorun  olarak gözükmese de, geleceğe ipotek koyar. Cari açık küçük rakamlardayken kapatılmaya kontrol altına tutulmaya çalışılmalı, ihmal edilirse büyük sorunlar çıkarır" dedi. Türkiye'nin öncelikli meselesinin anaysa değil cari açık olduğunu belirten Civelek "Cari açığı küçültmek için yapılacak hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Cari açığı kapatmak için iç talebin daraltılması gerekiyor. Bu da hükümetin işine gelmiyor. İç talebin daraltılması demek, İşsizliğin artması, bütçe açığı, sorunlu bankaların gerçek durumlarının açığı çıkması, kamu açığı vb. demek. Seçimden önce cari açıla mücadele edilmedi edilseydi. Hükümet bu seçimleri kazanamazdı.
 
Örneğin cari açıkla mücadelede edilseydi, ilk önce inşaat sektörü durağanlık yaşayacaktı. Bu yüzden hükümet cari açıkla mücadelede kararsız. Türkiye akıntıya bırakılmış, ölü balık gibi. Ne yazık ki Yunanistan'ın yaptığı aynı hataları tekrar ediyoruz. Eğer önlem alınmazsa Yunanistan'dan daha kötü oluruz. Ekonomik sistem büyük cari açıkları kaldıracak konumda değil. Bu yüzden uyarı da alıyoruz" şeklinde konuştu.
 
Sebebi uygulanan ekonomik politikalar
 
Cari açığı ülkenin kan kaybetmesi olarak değerlendiren Prof. Dr. Esfender Korkmaz "Cari açık günü birlik politikaların suni refahın, sıcak paranın, ve hükümetin kısa vadeli politikasının bugün için görünmeyen ama yarına yansıyacak olan bir maliyettir. Bu anlamda Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunudur. Bunu yalnız biz değil IMF'de söylüyor. IMF raporunu sırf bu yüzden açıklamadılar. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys'de cari açık nedeniyle Türkiye'nin notunun düşebileceği uyarsında bulundu. Türkiye'nin hızla artan cari açığı bir muamma değil. Cari açık uygulanan politikalar nedeniyle açığa çıktı. Cari açığın büyümesine petrol ithalatını gösteriyorlar ama bu yanlış bir kıyaslama. Türkiye gibi petrol ihraç eden diğer ülkelerin bu kadar cari açığı yok. Türkiye'nin birde Turizm geliri var. Petrol ithal edip, turizm geliri olmayan ülkelerde dahi açık bu kadar büyük değil."dedi. Korkmaz "Cari açığı kapatmak için varlıklarımızı sattık, sıcak parayla açığı kapatmaya çalıştık ama bu acık sıcak parayla kapanmaz. Türkiye ithalat cenneti haline geldi, dış borcumuz arttı. İmalat sanayinin yüzde 61'i yabancıların elinde. Bankalarımızda öyle. Bugün için sorun yok gibi gözükebilir ama, gelecekte bizler bu borçları ödemek zorundayız. Nasıl ödeyeceğimiz ise belli değil" ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/haber/yunanistan-gibi-oluruz-206262.htm}
 

Bu haber 903 defa okundu.