OCAKBAŞI'NDA ''HOCALI KATLİAMI'' KONUŞULDU

27 Şubat 2011 22:58 tsi
Türk Ocakları Genel Merkezi’nde düzenlenen Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta TOBB ETÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Toğrul Ismayıl “Hocalı Katliamı” üzerine konuştu.

Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta Dr. Toğrul Ismayıl “Hocalı Katliamı” üzerine konuştu

Türk Ocakları Genel Merkezi’nde düzenlenen Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta TOBB ETÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Toğrul Ismayıl “Hocalı Katliamı” üzerine konuştu.

Açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Orhan Kavuncu yaptı. Kavuncu, Hocalı Katliamı hakkında kısaca bilgi verdikten sonra sözü Dr. Toğrul Ismayıl’a bıraktı.

Dr. Toğrul Ismayıl Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı Kasabası’nda yaşanan Azeri sivillerin Ermeniler tarafından toplu şekilde katledilmesi demek olan “Hocalı Katliamı”ndaki sayısal verilerle konuşmasına başladı:

“25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece, Rus ordusu 366. Alayı önderliğinde 2000’e yakın Ermeni askeri Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı Kasabası’na saldırdı. Bu saldırıda 613 kişi katledildi, 1275 kişi esir alındı. Bu esirlerden 150’sine hala ulaşılamıyor.

Ismayıl, o dönemdeki gelişmeler hakkında da şu bilgileri verdi:

“Karabağ’ın Ermenistan’a hibe edileceği belirtilince üniversitelerde olaylar çıktı. Azerbaycan Türkleri Karabağ’dan sürüldü, yüzlerce kişi öldürüldü. Azeriler bu duruma tepki gösterince silahlanmalarını önlemek için ellerinde av bıçakları ve tüfekleri dahi alındı. Fakat Ermeniler silahlıydı. Merkez Hükümeti yanlış politika takip etti ve Ermenistan’dan sürülen Azeri Türkler Karabağ yerine Bakü’ye yerleştirildi. Bakü’de ise en güzel yerler ve yüksek makamlar Ermenilerindi.”

Dr. Toğrul Ismayıl, Karabağ sorununun Azerbaycan milli harekatının aktif siyasetinin temelini oluşturduğunu, Sovyetler Birliği’nin çökmesine neden olduğunu ve bölgenin en çok sıkıntı yaratan meselesi olduğunu belirttikten sonra misafirlere Hocalı Katliamı’nın vahametini gözler önüne seren bir video izletti.

Hocalı Katliamı’nın bilinçli ve sistemli bir şekilde yapılmış olduğunu belirten Ismayıl, sözlerine şu cümlelerle devam etti:

“Soykırımın bilinçli bir şekilde yapıldığını bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı da itiraf etmiştir. Hocalı’da insanların yanı sıra kasabalar ve tarihi eserler yok edilerek ölenlere işkenceler yapıldı. Bu yüzden bu harekâta katliam demek doğru değildir, yapılanlar tam anlamıyla bir soykırımdır. Çünkü bir toplum Türk olduğu için bilinçli olarak yok edilmiştir. Bu süreçte Rusya da Ermenileri bilinçli şekilde silahlandırmıştır ve onlara devlet vaat etmiştir ama özerklik bile vermemiştir.”

Ismayıl, katliamdan önce de Azerilerin çok zarar gördüğünü belirtti ve bunu şu bilgilerle destekledi:

“1948’de Sovyetler Birliği Merkez Komitesi ve Bakanlar Kurulu kararıyla Ermenistan’da yaşayan Türkler sürüldü.Savaşsız bir ortamdaki sürgünü anlamak mümkün değildi. Bundan başka 1988’de son sürgün yapıldı. Ermeni sürgününün başarılı olma nedeni, önceden Ermenistan’daki Azeri aydınların dağıtılmasıdır. Sona kalan köylü kesiminin sürülmesi ise daha kolay olmuştur.”

Dr. Toğrul Ismayıl, Hocalı Katliamı’nın dünyaya Ermeniler tarafından yanlış yansıtıldığını dile getirdi ve şu bilgileri verdi:

“Azerbaycan, Hocalı Katliamı’nın üstüne çok düşer. Çünkü Ermeniler belgesiz çok sayıda yazı yazdı. Yalan bilgilerle dolu olmasına rağmen çok sayıda kitap yazdılar. Adeta yanlışı gerçeğe çevirdiler. Ben kitabımı yazarken çok fazla bilgi yazmama izin verilmedi. Ancak Ermeniler çok hacimli ve yalan bilgilerle dolu kitaplar yazdılar. Azerbaycan Bilimler Akademisi’nin tarihi çalışmaları bile 100 sayfayı geçemedi. Kendi tarihimizi yazmakta hala sıkıntı çekiyoruz. Çünkü Azerbaycan arşivleri darmadağın edildi. Buna rağmen tarih gerçeğini bulacak. Ancak bu konulardan bahsederken Ermenilerden nefret edelim demiyoruz. Derdimiz tarihi gerçeklerimizi unutmamak olmalıdır.”

Dr. Toğrul Ismayıl büyük ilgiyle takip edilen konuşmasına şu sözlerle son verdi:

“Amacımız güçlü olmak, tarihi ve milli şuurumuzu kaybetmemek, bilim ve teknolojide ilerlemektir. Biz en ağır şartlarda bile soğukkanlılığımızı ve büyüklüğümüzü koruduk. Bundan sonra da bu böyle devam etmelidir.” (Haber: Fidan Uğur, Ebru Akay, Emine Şahin-Türk Ocaları)

 

Kaynak: TÜRK OCAKLARI {http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=News&file=article&sid=3798}

Bu haber 903 defa okundu.