En Sıcak Konular

BAHÇELİ: ''AKP TÜRKİYE'Yİ BU HALE GETİRDİ''

15 Şubat 2011 13:54 tsi
BAHÇELİ: ''AKP TÜRKİYE'Yİ BU HALE GETİRDİ'' Bahçeli,"AKP’nin sekiz yıllık bilançosunun özünde; alacağını tahsil edemeyen devlet, borcunu ödemeyen millet gerçeği vardır. İşte AKP Türkiye’yi bu hale getirmiştir"dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Grup Toplantısında konuştu.

Bahçeli grup konuşmasında,son zamanlarda iş hayatında meydana gelen ve can kaybına sebep olan kazalara dikkat çekerek başladı ve Kahramanmaraş Afşin-Elbistan B Termik Santrali için kömür üretimi yapılan maden sahasında vuku bulan  heyelan sonucunda vefat edenlere rahmet,  ailelerine sabır ve başsağlığı diledi.

MHP lideri konuşmasını büyük bölümümünde  AKP'nın 8 yıllık icraatlerini eleştirdi.

İşte Bahçeli'nin o konuşması:

"AKP iktidarları döneminde milletimiz, beklentilerin hilafına büyük hayal kırıklıklarına uğramış ve Türkiye’de çivisi çıkmamış hiçbir alan kalmamıştır.

Geçen yıllar içinde ülkemiz ağır bunalımlara maruz kalmış, toplum cephelere ayrılmış, güvensizlik virüsü her tarafa sıçramış, kimlik ve değer aşınmaları endişe verici bir noktaya ulaşmıştır.

Aziz milletimiz dokuz yıla yaklaşan AKP iktidarları döneminde;

Yoksulluğun pençesine düşmüş, ekonomik sorunlardan başını kaldıramamış, iş ve aş sorunlarının altında ezilmiş,
Siyasi ve sosyal bünyeye ağır darbe vuran kamplaşmalardan dolayı yorulmuş, umutlarını kaybetmiş,
Bir türlü çözüme kavuşturulamayan kronik sorunlardan, yolsuzluk ve yozlaşma batağından çok olumsuz etkilenmiştir.
Milli bekamızı hedef alan bölücü terör ve etnik tahrikler AKP hükümetlerinde zirve yapmış, PKK ve Hizbullah militanları serbest kalmış ve rahata ermiştir.

Terör ve bölücü tahrikler tırmanmış, terörle mücadele zaafa uğratılmış ve bu doğrultuda PKK’nın siyasallaşması için gerekli adımlar hayâsızca atılmıştır.

Türk milletinin bünyesine etnik nifak tohumları saçılmış, ayrışma ve husumet düğmesine basılmış, milli birliğimiz felç edilmiştir.

İmralı canisi ile pazarlık ve müzakere yürüten AKP hükümeti PKK açılımı ile bölücü emelleri siyaset sahnesine taşımış, bundan cesaret alan etnik bölücüler ayrı bayrak, ayrı dil, ayrı millet ve özerk yönetim zırvalarıyla boy göstermişlerdir.

Millet ve devlet olarak geleceğimizi tehdit eden bütün şirret girişimler ve hunhar faaliyetler bu iktidar zamanında atağa geçmiştir.

Yoksulluk, işsizlik, açlık ve ekonomik krizler milletimizi köşeye sıkıştırmış, gelecek ümidini kaybettirmiştir.

AKP karanlık olmuş, çaresizliği yaygınlaştırmış ve deyim yerindeyse insanımızı ekmeğe muhtaç hale getirmiştir.

Hayatın her alanı AKP vurgunu yemiş ve toplumun her kesimi bundan ziyadesiyle nasibini almıştır

Maalesef perişanlık diz boyu artmış; işçimiz, memurumuz, emeklimiz, esnaf ve sanatkârımız, çiftçimiz büyük sıkıntılara mahkûm olmuşlardır.

Geride kalan yıllarda üretenlerin derdi büyümüş, yatırımcıların hayali sönmüş, işsizlik endişe verici bir hale gelmiştir.

Ne yazık ki AKP milletimizi borçlandırmış, sekiz yılda iç ve dış borç miktarı muazzam artış göstermiştir.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve dengesizlik kaygı verici bir noktaya ulaşmıştır.

AKP yandaşları, yolsuzluk kervanını düzerken, vatandaşlarımız nasıl geçineceklerinin derdine düşmüş ve şikâyetleri doruk noktaya çıkmıştır.

Yanlış ekonomi politikalarından dolayı ülkemiz; istikrarsızlığın, hüzünlerin, feryatların ve krizlerin merkezi haline gelmiştir.

Başbakan Erdoğan ve partisinin sorumsuz uygulamaları neticesinde; sorun alanları genişlemiş, köken, dil, din, inanç ve mezhep temelli ihtilaflar körüklenmiş ve keskinleşmiştir.

Ahlaki çöküntü, sosyal çözülme ve kültürel çürüme her alana yayılmıştır.

AKP’nin yönetimi altındaki ülkemizde kadınlarımız hunharca katledilmiş, çocuk yaştaki genç kızlar alçakça eziyet ve saldırılara uğramış ve her vatandaşımız sahipsiz ve yalnız bir halde kaderine terk edilmiştir.

Özgürlükleri genişletmekten bahseden AKP zihniyeti, masum insanlarımızın canına ve malına kast etmeye çalışan canilere karşı sessiz ve hareketsiz kalmıştır.

Başbakan Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’de; sokaklarda arabalar yakılmakta, caddelerde maskeli katiller cirit atmakta, işyerlerine molotof kokteyliler atılmakta, meskenlere tecavüz edilmekte, ileri asayişsizliğin tüm halleri görülmektedir.

Başbakan’ın yönetimi Türkiye’ye kan kusturmakta, kavganın zehri iktidar eliyle her tarafa şırınga edilmektedir.

Kibrin ve aşırı gururun çıkmazında yolunu ve yönünü kaybeden bu kafa yapısının, ülkemizi yaşanmaz bir hale getirmek için her melanete göz yumduğu görülmektedir.

İnsanlarımız artık başlarına ne geleceğini bilmeden ve korku içinde hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır.

Başbakan ise koruma ordusu ile saltanat sürmekte, geçtiği yerlerde tıpkı Sakarya’da olduğu gibi, mutat işlerini yaparken apar topar yere yatırılıp zalimce sorgulanan vatandaşlarımıza rastlanmaktadır.

Bu saygısız, vicdansız ve küstah davranışları hiçbir masum vatandaşımız hak etmemektedir.

Bize göre Başbakan Erdoğan, başını serbest bıraktığı katillere çevirmeli, savunmasız vatandaşa güç gösterisi yapmaktan utanmalı ve bu konuda nedamet göstermelidir.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, AKP despotluğu yalnızca hukuka ve adalete saygılı, başkalarının haklarını gözeten vatandaşlarımıza yönelik işlemektedir.

Kıbrıslı kardeşlerimize besleme diyerek hakaret eden, futbol kulübü taraftarlarımızı nankör sözleriyle azarlayan siyasi zihniyetin, terör maşaları karşısındaki tepkisizliği yalnızca bir oyundur ve Türk düşmanlarıyla el birliği yapmasının bastırılamaz bir sonucudur.

Özellikle 12 Eylül Referandumunda, ‘Evet’ oyunu artırabilmek için ne söylendiyse bugün tersi yapılmış ve Türk milleti AKP’nin tefrikacı ve entrikacı siyasetinin tüm yönleriyle tanışmıştır.

AKP döneminde kanunsuzluklar ve hırsızlıklar kök salmış ve kurumsallaşmıştır.

Siyaset kurumu kirlenmiş, yozlaşmış, siyasi alabora ciddi bir düzeye gelmiştir.

AKP’yle birlikte milli kimliğimiz aşındırılmış, milli değerlerimiz aşağılanmış, bin yıllık kardeşliğimiz bozulmak istenmiş, milli varlığımız yıpratılmış ve Türk milleti bölünmenin eşiğine kadar getirilmiştir.

Bununla birlikte içeriden ve dışarıdan fitne kuşatması altına alınan Türkiye, milli birliğine ve varlığına kastetmeyi amaçlayan hain bir suikastla karşı karşıya bırakılmıştır.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi;

Yoksullukla mücadele edeceğiz demiş, ancak yoksulluğu ve işsizliği her tarafa yaymıştır.
Yolsuzlukla mücadele sözü vermiş, ancak bütün kadrolarıyla boğazına kadar yolsuzluk batağına saplanmıştır.
Yasaklarla mücadele edeceğiz sloganıyla işbaşına gelmiş, ancak iktidar döneminde ahlaki, vicdani, hukuki ve siyasi hiçbir kayıt tanımayan uygulamalarıyla korku ve baskı hanedanlığı kurmuştur.
Tek millet ve tek devlet sloganını ağzından düşürmemiş, ancak yıkım projesiyle bölücü çevrelere umut vermiş ve Kandil’le pazarlığa girmiştir.
Krizler ve tehditler sarmalına hapsedilen Türkiye sürekli hırpalanmakta, kan ve derman kaybetmektedir.

Karanlığın, karamsarlığın ve korkunun esiri olan Türk milletinin ufku ve gelecek ümidi kalmamıştır.

Bugün geldiğimiz noktada bıçak kemiğe dayanmış ve sabır taşı çatlamıştır.

Ne yazık ki Türkiye yoksulluk ve işsizliğin, iş ve aş sorunlarının üstesinden gelemezse, Türk milletini sosyal patlamalarla ve çalkantılarla dolu karanlık bir gelecek beklemektedir.

Toplumsal gerginlikler, huzursuzluklar ve kamplaşmalar çözülemezse, Türkiye’nin cephe hatlarının çatışma alanına dönüştüğü bir kaos ortamına sürüklenmesi kaçınılmazdır.

Siyasi kirlilik ve ahlaki yozlaşmanın, yolsuzluk, kanunsuzluk ve hırsızlığın önü alınamazsa, toplumsal bünyemizin çürümesi ve sonunda çözülmesi mukadderdir.

Kanlı terör ve etnik bölücülüğün kökü kazınamazsa Türkiye’yi bekleyen etnik temelde ayrışma, husumet, çatışma ve bölünme sürecidir.

İçinde bulunduğumuz durum bu kadar vahim, bu kadar ciddidir.

AKP’nin dokuzuncu yılına giren tek başına iktidar dönemi sonrası bugün karşımızdaki hazin ve trajik tablonun bir kısmı maalesef bunlardan ibarettir.

Bu haliyle önümüzdeki seçimler daha da bir önem ve anlam kazanmıştır.

Türkiye’de siyasi iktidarın yenilenmesine ve milletimizin yeni bir başlangıca ihtiyacı vardır.

AKP’yle daha fazla gidilmesi telafisi olmayacak sorunlara neden olabilecek ve ülkemiz Allah korusun dönüşü olmayan bir yola girebilecektir.

Başbakan Erdoğan ve partisinin dinlenmesi ve seçim sandığıyla kenara çekilmesi mecburi bir hal almıştır.

Aziz milletimiz, demokrasinin sunduğu imkânlarla iktidar mührünü AKP’den alacak ve bin yıllık kudretiyle azametli yumruğunu kafasına indirecektir.

Kars’tan Edirne’ye, Trabzon’dan Mersin’e kadar tüm vatandaşlarımız sekiz yılı aşan bir süredir görevde bulunan AKP hükümetinin demokratik yollardan yakasından tutacak ve alaşağı edecektir.

Bilinmelidir ki, bugün geçmişin pisliğini temizlediklerini söyleyen müfteri Başbakan; en büyük pisliği ve iğrençliği kendi dönemlerinde yandaşlarıyla birlikte oluşturmuştur.

Unutulmasın ki, biz bu dönemin kirlerini hem arındıracağız hem de bunun müsebbiplerinin burunlarından bir bir getireceğiz.

Ve yandaş hale soksalar da, AKP markalı vurgun çetelerini adalete teslim ederek milletimiz adına hesap sorulmasını mutlaka sağlayacağız."

Bahçeli'den "Torba Yasa"ya eleştiri

"Kamuoyunun Torba Yasa olarak bildiği; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın görüşmeleri tamamlanarak Yüce Meclis’te kabul edilmiştir.

Torba Yasa Tasarısı, 31 Aralık 2010 tarihine kadar tahakkuk etmiş “Kamu Alacakları”nın büyük kısmına af getirerek silinmesini ve anaparanın taksitlendirilerek tahsil edilmesini amaçlamaktadır.

Söz konusu Yasa ile 33 devlet kurumunun vatandaşlarımızdan talep ettiği birçoğu davalık olmuş alacakları yeniden yapılandırılmıştır.

Bu yönüyle toplumun büyük kısmını ilgilendirmektedir ve yapılması yerinde olan bir düzenlemedir.

Parti olarak bu Yasaya, komisyonda ve Meclis Genel Kurulunda katkı verdik ve önemli gördüğümüz maddelerine destek olduk.

Milletimizin yararına ve menfaatine olacak düzenlemelerin yasalaşması için üzerimize düşeni yaptık.

Ancak AKP iktidarının sorunlu düzenlemelerine de karşı durduk ve etkili bir muhalefet sergiledik.

Aslına bakılırsa iktidar partisi bu Yasayla ülkemizi kötü yönettiğini de itiraf ve kabul etmiştir.

AKP’nin sekiz yıllık bilançosunun özünde; alacağını tahsil edemeyen devlet, borcunu ödemeyen millet gerçeği vardır. İşte AKP Türkiye’yi bu hale getirmiştir."

 

Kaynak: {http://www.mhp.org.tr/gbk.php?content=2976&cat=52}
    
 



Bu haber 636 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,769 µs