En Sıcak Konular

''MUAMMA'DAN EFSANEYE KUR'AN ŞAİRİ''

11 Şubat 2011 11:54 tsi
''MUAMMA'DAN EFSANEYE KUR'AN ŞAİRİ'' Dücane Cündioğlu'nun 'Mehmet Âkif ve Kur'an Meâli'ni ele alan kapsamlı eseri "Bir Kur'an Şâiri" Kapı Yayınları tarafından okura sunuldu.

'Muamma'dan efsaneye Kur'an şâiri

Dücane Cündioğlu'nun 'Mehmet Âkif ve Kur'an Meâli'ni ele alan kapsamlı eseri "Bir Kur'an Şâiri" Kapı Yayınları tarafından okura sunuldu. Mehmet Âkif Ersoy'un Cumhuriyet devrinin hakkında en çok kitap ve makale yazılan şâir ve mütefekkirlerinden biri olduğunu belirten Dücane Cündioğlu, Kur'an Meâli'nin serencâmını ele alan eserlerin eksikliğini hissederek kaleme aldığı kitabında 'muamma' haline dönüşen 'efsane'yi ilmî surette aydınlatmaya çalışıyor.

 Dücane Cündioğlu velud bir kalem. Özellikle güncelin peşinden gidilen eserlerin ötesinde, ilmî açıdan zorluklara rağmen oluşturduğu kapsamlı eserleriyle dikkat çekiyor. 1981'de Kur'an ilimlerini temel uğraş alanı olarak seçen Cündioğlu, Yorumbilim'in (ilm-i Tefsir) yanı sıra uzun yıllar Tarih, Dilbilim (ilm-i Belagat), Düşüncebilim (ilm-i Mantık) ve felsefe dersleri verdi. Cündioğlu, geleneksel ilimlere hayatiyet kazandırmak gayesiyle klasik mantık, psikoloji, kelam ve felsefe metinleriyle meşgul olmayı sürdürüyor.

İlk baskısı 2000 yılına ait olan "Bir Kur'an Şâiri"nin dördüncü baskısı Kapı Yayınları tarafından gerçekleştirildi. Mehmet Âkif ve Kur'an Meâli meselesinde dağınık olan bilgileri bir araya getirmekle birlikte kapsamlı bir araştırma içine giren Cündioğlu'nu yönlendiren ise rahmetli babasının şu sözü olmuş: "Bir Müslüman çocuğunun kütüphanesinde muhakkak ki şu iki kitap bulunmalı: Kur'an ve Safahat..."

Şairimizin dünyasını ele alan eserlerin azlığı, 'bir muammâ haline dönüşmüş olan bu efsane'nin ilmî bir surette aydınlatılmasına' yöneltir onu. Kitabı yazma gayesini ise şöyle açıklıyor Cündioğlu: "Bu satırların yazarı, kendini bildi bileli geçici olanı değil, hep sabit olanı, değişmeden kalacak olanı aradı; düşünürken, yazarken, her dâim kalıcı olan'ı amaçladı; birgün kendi düşünüp yazdıklarının da değişebileceğini bildiği halde."

Cündioğlu'na göre, "Kur'an Şâiri kolay kolay eskimeyen bir sesin ve sözün sahibiydi. İnanan ve inandığı gibi yaşayan biriydi! Dürüst muhaliflerinin bile ahlâkına ve bilgisine söz kondurmadıkları, konduramadıkları bir dâvâ adamıydı. İddiası vardı, dâvâsı vardı, uğrunda her türlü eziyet ve cefaya katlandığı sevdâsı vardı. Kur'an Şairi hakkında birileri, "hurafelere takılan adam" tabirini kullanmıştı. Binaenaleyh bu kitap, onu o "hurafeler"den tezkiye etmek için değil, bilâkis onun "hurafelerini" hâlâ takip edenlerin bulunduğunu ve dahî, "hurafelerinin" zerresini bile feda etmeyi düşünmediklerini hatırlatmak için yazıldı."

Yazar kitabının ilk bölümünü "Âkif'in Kur'an Meâli'nin Hikayesi"ne ayırıyor. Âkif'in Lisanî biyografisinin yanı sıra münferid tercüme denemeleri, Cumhuriyet'in ilk Kur'an tercümeleri, TBMM'nin tarihi kararı ve Âkif'in "Kur'an Meâli" vazifesini üstlenmesi, yazım ve temize çekme safhası, mukavelesini feshetmesi ve Âkif'in "Kur'an Meâli"nin akibeti" ele alınan konular.

Şayet ölürsem bunu yakarsın!

Mehmet Âkif, mukavelesinin feshiyle birlikte Kur'an tercümesini gündeminden çıkarır. Mısır'da yıllarca birlikte olduğu Yozgatlı Mehmet İhsan Efendi'yi ziyaret etmeyi ve onunla helâlleşip tarihî vasiyetini yapmayı da ihmal etmeyecektir. Son görüşmesinde Âkif, yıllarını vermiş olduğu Kur'an tercümesini İhsan Efendi'ye emanet eder ve kendisine -gerçekte, dönebileceği ihtimalini hiç aklına getirmeksizin (!)- şu vasiyette bulunur: "Ben sağ olur da gelirsem, noksanlarını ikmâl eder, ondan sonra basarız. Şayet ölür de gelemezsem bunu yakarsın!"

Cündioğlu o dönemde Âkif'in içinde bulduğu şartlara da değiniyor eserinde: "Âkif'in, 1925'te nasıl bütün adımları izlendiyse, 1936'da izlenebileceğini bildiğinden ve dahî bu tedirginlik ve telâşın esbâbını isabetle takdir ettiğinden, fevkalâde dikkatli ve ölçülü hareket edecektir. Nitekim 6 ay boyunca, ziyaretçi akınına uğrayan ve 10 yılı aşkın bir süredir görmediği dostlarıyla hasret giderip hasbihâl eden Âkif merhuma bu süre zarfında ziyadesiyle tevcîh edilen suâllerden biri de Kur'an tercümesinin âkibetidir. Zaman zaman bu suâllerden sıkıldığı anlaşılan şâir, umûmiyetle sorulara geçiştirici cevaplar vermeyi yeğler ve sürekli kendi acziyetinden, işin zorluklarından, böylesine büyük bir sorumluluğun altından kalkılamayacağını zaten bildiğinden, vs. söz ederek meselelerin siyasi taraflarına girmekten kesinlikle kaçınır."

Mustafa Kemal Atatürk de Âkif'in gelişiyle yakından ilgilenenlerdendir ve herkes gibi o da Kur'an tercümesinin âkibetini merak etmektedir. Hakkı Tarık Us'u Akif'i ziyarete gönderir. Âkif'den red cevabı alan Us'un söylediklerini dinleyen Atatürk, "Belki verilecek 4.000 lira ona az görünüyor, bu parayı 10.000 liraya çıkartırız" der ve Âkif'e farklı yollardan elçiler gönderir. Âkif'in vefatından sonra da resmî çabalar son bulmaz. Bu kez İhsan Efendi'nin kimliği tespit edilir. Ancak girişimlerden hiçbir şey çıkmaz. Mealin akıbetiyle ilgili şu bilgileri paylaşıyor Cündioğlu: "Türkiye'de 27 Mayıs İhtilâli'nin olması ve tam da o sıralarda Türkçe Kur'an, Türkçe İbadet iddialarının gündeme gelip basına yansıması neticesinde, hem Âkif'in elyazısıyla yazılmış orijinal nüshanın, hem de İhsan Efendi'nin istinsahını havî nüshanın yakılmasına karar verilir.

Kur'an neden tercüme edilmek istendi?

Dücane Cündioğlu kitabının ikinci bölümünde Akif'in "Kur'an tercümeleri konusuna yer veriyor: "Mehmet Âkif Ersoy'un Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1925 yılında aldığı bir karar mucibince 1926'da başlayıp yıllarca emek verdiği Kur'an Meâli her ne kadar bugün elimizde değilse de kendisinin 1910'dan itibaren -ilk olarak- Sırât-ı Mustakîm ve Sebilürreşad dergisinde yayımlanan Tefsir yazıları ile vaazlarında ve Arapça'dan tercüme ettiği bazı kitap ve makalelerde azımsanmayacak miktarda münferid çeviri denemeleri bulunduğundan; bu metinlerin tedkiki halinde Âkif'in Kur'an Meâli'nin hiç değilse genel karakteristiklerini tahmin, hatta bir kısmını tayin etmenin mümkün olabileceğini söyleyebiliriz."

Kitabın üçüncü kısmında yer alan "Kur'an-ı Kerim'in Tercüme ve Tefsiri Hakkında TBMM Müzakerâtı" bölümünde oldukça dikkat çekici ve üzücü bilgiler bulunuyor. Meclis'te söylendiği rivayet edilen tercüme meselesiyle ilgili şu cümle birçok şeyi ve Mehmet Akif'in meali ortaya çıkarmamasındaki haklılık payını ortaya koyuyor: "Evet Karabekir! Arapoğlunun yâvelerini Türkoğullarına öğretmek için Kur'an'ı Türkçe'ye tercüme ettireceğim ve böylece de okutacağım; ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler"

Dönemin meclisindeki tartışmalar da hatırat ve zabıtlardan yola çıkılarak kitapta okura sunuluyor.

Âkif'in "Kur'an meâli'ne dair Babanzâde Ahmed Naîm'e, Eşref Edib Fergan'a, Fuad Şemsî İnan'a ve Mahir İz'e yazdığı mektuplar kitabın dördüncü bölümünde yer alıyor.

Dücane Cündioğlu, Âkif'in "Kur'an meâli'ne dair hatıralara ve vesikalara ayırdığı beşinci bölümde Mithat Cemal Kuntay'dan Eşref Edip Fergan'a, Charles H. Sherrill'den Hasan Basri Çantay'a, çok sayıda önemli kişinin yazı ve görüşlerine yer veriyor. Altıncı bölümde ise Âkif'in Kur'an Meali'ne dair tartışmalar kitapta yer buluyor. Niyazi Berkes, İlhan Arsel, Mustafa Ekmekçi, Ertuğrul Düzdağ, Hüseyin Hatemi, Hasan Özsan, Özgür Uğur ve Yalçın Işımer'in tartışma oluşturan yazıları bu bölümde öne çıkıyor.

2011'in "Mehmet Âkif Yılı" ilan edildiğini biliyoruz. Çok sayıda sempozyum ve etkinliğin gerçekleştirileceğine dair pek çok haber de bilgimiz dahilinde. Mütevazı bir şairin sesinin gür duyulacağı şu dönemde serinkanlı çalışmalara ihtiyaç var. Dücane Cündioğlu'nun büyük bir emekle hazırladığı "Bir Kur'an Şairi" kitabı Âkif'i daha iyi anlayabilmek için önemli bir eser. Unutturulmak istenen bir şairin büyük bir maddi getiriyi elinin tersiyle itmesini ve bugünden yarına kalabilecek çapta olmasının satır aralarını okumak ve anlamak için kitaba eğilmekte fayda var.

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/haber/-muamma-dan-efsaneye-kur-an-sâiri-190584.htm}

 



Bu haber 1,640 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,795 µs